Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 13 Kas 2014 15:42:56
Koro
Yaşamdan başka ölüm yoktur
Mutluluk çocuklara mahsustur
Onların da ölümleri damla damla
Birikir aylarla, yıllarla
Yürüdükleri yollar bir tabuta dönüşür
Her insan kendi tarihiyle baş başa
Boyuna dünyayla ilgili kitaplar okur
Sokağa bir ilmek gibi açılan camlarda
Bir katılma isteğinin acısını dokur
Kendi ayak izlerine basar oysa
Kendi kendine konuşarak büyür
Ben
Keşke yeniden doğmak gibi bir şeylere inansam
Biri önümdeki şu bira bardağını yenilese
Ben söylemeden, çağırmadan
Bacalardan yükselen duman
Bir deniz köpüğüne dönüşse...
Değişsin diyorum, her şey değişsin
Hiçbir şey kalmasın ayakları üstünde
Sen
Ne güzeldin, uzayan hep uzayan ellerin vardı
Bütün çocukların ağzıyla konuşur gibiydin
Gözlerinden bir gül çıkarıp atamasan da
Her bakışın bir gül dolgunluğuyla açardı
Bunun için hiç uçurumlara yürümedin, denizleri bilmedin
Duraklarda hep kendini bekledin
Herkesin indiği otobüslere bindin usulca
O
Yalnızlığı bir uçurtmadır ki takılacak yer arar
Denizlerin dibinde yürüdüğünü sanırsın
Ruhu olan bir gölgedir, bedeni kimbilir nerde
Önüne gelene kendi adını sorar
Bunun için sözlükleri devretti birkaç kere
Ölüm, denizde mahsur kalmış bir gemidir ona
Her kıyıda fener olmak gibi alışkanlıkları vardır
Biz
Kuşların teyellediği bir göğün altında
Birdenbire sökülen dikişler gibiyiz
İplerimiz uçuşup duruyor havada
Takacak yerimiz yok, boynumuzdan başka
Siz
Uzaksınız, niye böylesiniz, çoğul ve sessiz
Tarihinizi kitaplara alınmayacak olaylardan seçersiniz
Kapılarınızda çiçeksiz girilmez yazıları
Sizin kanınızda aynalar dolaşmaz mı
Kendi ölümünüzü gazete ilanlarından öğrenirsiniz
Onlar
Susmaktan yosun bağlamış ağızlarıyla
Bir gün konuşmaya başlarsa, ne oldu
Demeye kalmadan bir fotoğrafçı çağır
Ve havada yakala seslerinin resmini
Altına ayı, günü, saat, yazmasan da olur
Ben
İktidar akıyor nereye elimi atsam
Irmakları deniz boğuyor, denizi toprak
Ben de bir gün şair olursam
Dersem ki artık enel hak
Dünya beni gönderlere çekersen
Ne olur, ne olur rüzgarsız bırak
Sen
Kirpiklerin tozlu dünyaya bakmaktan
Çamurlar üstünde tüten buhur gibisin
Yalnızsın, üzgünsün ve kederlisin
Yaşam akmaya başlıyor tırnaklarından
Toprağın ve suyun bütün gizlerini belledin
Seni gökyüzüne gömecekler bunun için
O
Bedeninin kaleleri, burçları var
Geçilmez, yazıyor duvarlarında
Ve bir çift meme ucu mazgallarında
Biz
Sevgilerimiz de rastlantısal, nefretlerimiz de
Hep kendimize çarpıyoruz en olmadık yerlerde
Siz
Bir sabah postal sesleriyle uyandınız
Diyelim ki akşamdan kalmaydınız - misal
Önünüze kızarmış ekmek, bir bardak çay
Radyodaki marşlara kulak kabarttınız
Hapishanelerde dediniz yerimiz var münhal
Onlar
Ölülerini hep kefenlere sararlar
Bir yaşam boyu sıkılı duran yumrukları
Toprağın üstüne çıkmasın diye
Koro
İnce yazıyla yazılan bu şiir
Kalın duyarlıklara seslenecektir
Kimse yaşarken bir şey okumasın artık
Ölümün şiir herkese yetecektir..


Ahmet Erhan

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.189
  • 230.086
  • 29.189
  • 230.086
# 14 Kas 2014 06:56:32
Öğretmen
"Kırk yıl köle" oldu bir harf başına
Yirmi dokuz kırk yıl koştu öğretmen
Bilgiyi yoğurdu kattı aşına
Azmi zaptedilmez,baştı öğretmen
Tâze dokunuşlar eser yeşerir
İlimle ışıldar mum gibi erir
Irmak gibi akar mahsülü verir
Çorak topraklara yaştı öğretmen
İrfân ziyâsıyla gülümser yüzü
Bir uçtan bir uca bütün yeryüzü
Kardeşlik yoğurur gece gündüzü
Anaydı babaydı eşti öğretmen
Kuşatır bilgiyi sihirli sesi
Soluğu sevinci sarar herkesi
Sevginin hamalı sabrın bestesi
İdrâk harmanında pişti öğretmen
Kadrini bilirim câhile inâd
Onunla yükseliş onunla âbâd
O bahar şarkısı söze ne hacet
Şefkatin peşine düştü öğretmen
Eğitim bestesi bilginin hârı
Gönülden gönüle sevgi diyârı
Gâh halay horondur gâh ata barı
Kavgamın türküsü hoştu öğretmen
Yürekleri közlü emekleri ter
Bülbül gibi şakır gül gibi biter
Uygarlık yoluna başka ne ister
Aşıkların dili âşktı öğretmen
22.08.2005
Ömer Ekinci Micingirt

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 14 Kas 2014 08:43:29
dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin


Attilâ İlhan

divinelove

# 14 Kas 2014 14:58:26
ne zaman nereye gitmedimse,
hiç kimseyi incitmedimse,
konular birikti kendiliğinden;
ben ne kadar biriktirmedimse.

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.189
  • 230.086
  • 29.189
  • 230.086
# 14 Kas 2014 15:12:02
Yağmurlardan sonra
büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Sezai Karakoç

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Kas 2014 22:51:51
Birini seviyorsak serbest bırakacakmışız.
Dönerse bizimmiş.
Dönmezse hiç bizim olmayacakmış.
Güvercin besliyoruz sanki.

Yılmaz Erdoğan

Çevrimdışı sessizsinema

  • Uzman Üye
  • *****
  • 982
  • 2.513
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 982
  • 2.513
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Kas 2014 23:05:48
BULUT

Kestik artık umudu
yağmurdan
yürek biçimini
alsa da gökyüzündeki
küçük bulut
 
Sunay Akın

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 14 Kas 2014 23:55:46
Kuşlar için küçük şemsiyeler yapabiliriz
Böylece yağmurda ıslanmazlar
Ve içimdeki ağır sözler için de şemsiyeler
Böylece paraşütle iner gibi hafiflerler
Şiirin içine girerken...

Dİdem Madak

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 15 Kas 2014 00:04:16
akşam en güzel masaldır
iyi anlatılırsa

doğru olan herşeyde biraz
öfke, biraz yılgınlık vardır
der, bir kıssa
cam incelince şarap da incelir
yaşam acıdan kırmızıya
ölüm hüzünden beyaza
ve bir gül gelirse
bu yol ayrımından gelir
mutlaka ve nasılsa

kendi elimizle kurduğumuz gurbetten
daha zor bir sürgün yoktur
yaşasak da, yaşamasak da
umuda ve sonbahara hüküm ki:
gülün saltanat devrinden
ne sevdikse bugünden
ve ne kaldıysa dünki
acıyı yakuta döndürsün
hüznü döndürsün elmasa

akşam en güzel masaldır çünki
iyi anlatılırsa

Hilmi Yavuz / DOĞUNUN GURBETLERİ

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 15 Kas 2014 15:51:05
 
GÖÇMEN ÇİÇEK
Aykırı bir uçurumum yolunun üzerinde
Elini uzatacağın dalları yamacında saklayan
Birdenbire patlayan
Bir çığlığım sessizliğinde
Ele-güne karşı seni utandıran.

Yaz günü palto giyerim
Ceplerim dolu dolu şiir
Gören beni deli sanır
Adım kaçığa çıkar
keşke kaçsam
Keşke kaçabilsem şu dünyadan.

Aykırı bir şiirim kitabının arasında
Kargacık burgacık bir yazıyla yazılmış
Sondan okumaya başla
Nokta koy her dizenin önüne
Anlamaya calış..

* * *

Bedeninin bir noktasından dalıp
Yüreğini bulabilirim
Geceyse, başlar yastığa düşerse
Ve yorgunsa yüzün
Yıldızları soluğumla bir bir ateşleyip
Kandiller gibi başucuna koyabilirim..
Ey bütün tufanların ardında
Bulduğum dinginlik!
Göçmen çiçeği dünyanın
Kökleri ardısıra sürükleyen çılgınlık!
Madem ki yaşam bu
Madem ki taşın taş olmaktan öte
bir umarı yok
Bir türkü söyle kadınım
Yürüsün dünyaya mutluluk...

* * *

Yağiyor incecik bir yağmur dışarda
Yüzün çamurlar üstünde tüten buhur
Islak toprak kokusu
Doluyor odama
Sıkılıyorum
Kitapların üstüme yıkılacağından
Korkuyorum şimdi
Yel esiyor
Sökuyor duvardaki bir resmi
Yerine senin yüzünü koyuyor.

Yüzün şimdi karşımda
Yüzün akşam karanlığında
Toprağın üstüne bırakılmış
Bir demet çicek gibi parlıyor..

O zaman açıyorum
Bütün perdeleri
O zaman yakıyorum
Bütün ışıkları
Camları darmadağın ediyorum
Yüzünü avuçlarıma alıyorum
Alnını öpüyorum
Dünyayı öper gibi...

* * *

Sana uzanamadığım gün
Ellerim yok sanıyorum
Senin bakışlarını yakalayamadığım gün
Gözlerim yok..
O zaman bir yumruk
bütün gücüyle vuruyor
Eski bir piyanonun tuşlarına
Binlerce martı
Kayalıklara çarparak ölüyor
Ayışığı tutkal gibi
Yapışıyor pencereme
Açamıyorum perdeleri
Şiir yok artık
Türkü dindi..

* * *

Meyvelerini taşıyamayan
Ağaçlar gibiyim
Sularını taşıran ırmaklar gibi..
Bu kadar mutluluk cok bana
Onu gunlere
Onu aylara bölmeliyim
Ve bir tek gülüşünü senin
Kutlamalıyım yıllarca...
* * *

 Sana yüregimde bir sürgün yeri
Göçüp konacak
Bir toprak yaratsam
Kadınım, sarışınlığınin bittiği anı
Gizli bir esmerliğe eklesem..
göcmen çiçek
Her yerin yabancısı
Yolların, yolların ötesinde
bize bir tek
Yarınlar kaldı
Göğün tükenip, denizin
Başladı yerde...
              Ahmet ERHAN

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.046
  • 3.416
  • 70.046
# 15 Kas 2014 16:22:26
DUA

Bilin ki
Bu açan güneş,
Gülen gökyüzü
Sizin değil
Bir küçük çocuğun
Duası için

Cavidan Tümerkan

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.189
  • 230.086
  • 29.189
  • 230.086
# 16 Kas 2014 18:08:52
Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.

Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?

Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikisi de,
Peki, kutlu ne, kutsuz ne?

Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.
Başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız
İki büklüm Gök kubbenin altında, ne diye?

                   YEDİ GÜZEL ADAM dan

Çevrimdışı kraker888

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.245
  • 19.462
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.245
  • 19.462
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Kas 2014 20:22:38
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 17 Kas 2014 10:19:42
Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz; Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.
 
Özdemir Asaf

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.189
  • 230.086
  • 29.189
  • 230.086
# 17 Kas 2014 10:52:08
MERDİVEN

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…
Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

 
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

                               AHMET HÂŞİM

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK