Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.411
  • 69.897
  • 3.411
  • 69.897
# 03 Eyl 2015 12:06:50
BEN BİR EYLÜL- SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgâr
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun..
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım onuncu aylara
Ben bir eylül,
Sen haziran...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2015 14:15:02
Mevsimlerin bizim âşıklarımız olduklarını bilmezdim
Bizi duysunlar için doluyorlarmış meğer etrafımıza
Koynumuzdan her geçişinde kendine yol edermiş bir mevsim
Ve gelirmiş sargımız kalkıverince uyarak çağrımıza

Ruhu saran zevklerden sözaçtı da nice yıldır nice insan
Kimseler anlatmadı sargıların kaldırıldığı zamanı
Söylenmedi çıplak kaldı mı ruh neydi hemen rengi koyultan
Neydi öperken akıtır öpülürken pıhtı kılardı kanı

Özlenen bir pişmanlık diye tarif ederler aşkı sorarsak
Ve her sevilen nobran biraz her mevsim severken birer zorba
Çözülür tirleşir çatık ten sonra tekrar toparlanıcak
Farkederiz üstümüzde bir çentik hangi mevsimden acaba

Bir yemini hatırlatsın diyedir belki de yazdansa bu iz
Uzayan gün bıktırıcı setreylemeyen karanlık müzevir
İnsan olmaktan kalan elemin zamkı gibi belli belirsiz
Depreşen o ilk yeminden başka yazın herşey alelâdedir

Mevsimlerin İnsanlara Yaptığı Fenalıklar\İSMET ÖZEL

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 03 Eyl 2015 14:53:26
                                 ÖZLEMİŞİM SENİ İŞTE.
 
Düşüncelerin beni sürüklediği yerde,
O terkedilmiş sevda limanlarının olduğu yerde yakaladın beni..
Yalnızlığın sessizce pusu kurduğu zamanlarda elimden tuttun,
Hep o anları bekliyormuşçasına kendine çektin beni…
Sıcacık bir sarılışı unutmuşken,
Yeniden hatırlattın o sarılışların titrekliğini…
Beni belki de en derinden tutup çıkardın güneşe
O ışıl ışıl parlayan sarıya…

O kadar özlemişim ki hayatı bunu yeni anlıyorum,nefes almayı 
   yeniden tadıyorum sanki…
İşte tam bu noktada sana söz veriyorum..
Bana bunları, hayatı yeni öğrenmeye başlayan çocuk gibi yeniden
   tanıştırdığın için,
Sana söz;
Söz ki, gözlerini her açtığında yanında olacağım,
Söz ki, her güneşi biz batırıp biz doğuracağız,
Ve sana söz ki, hayatımın her dakikasını senin varlığınla
   yaşayacağım.
Çünkü artık sen olmadıkça ben olmayacağım…
Ve sen asla bilmeyeceksin sana olan sevgimin büyüklüğünü..

                                                                 ASLI BURCU

Çevrimdışı 34emre34

  • B Grubu
  • 49
  • 307
  • 49
  • 307
# 03 Eyl 2015 14:58:10
Affet
Göz kaptirdigim renkten
Kulak verdiğim sesten
Affet senden habersiz aldığım nefesten...
N.F.K

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2015 16:04:43
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakabılarımdan degil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 03 Eyl 2015 16:10:17

                 SENİ SEVMEK DE GÜZEL ÖZLEMEK KADAR
 
 Nasıl bir sevdadır bu, sevmekse canım kadar
 Hiç pişman değilim ki, seni istediğim kadar
 Sevmenin sevilmenin, aşkın da zamanı var
 Seni sevmek de güzel, seni özlemek kadar

  Özledim seni birden kıskanırım kendimden
 Unutmak gelmez elden, o ismini dilimden
 Sevmenin sevilmenin aşkın da zamanı var
 Seni sevmek de güzel seni özlemek kadar

Çevrimdışı lina27

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 63
  • 359
  • 63
  • 359
# 03 Eyl 2015 16:11:12
Enesile hocam en çok kalbinden sürgün oldum mısranı beğendim imza yapıcam izninle

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2015 16:12:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Enesile hocam en çok kalbinden sürgün oldum mısranı beğendim imza yapıcam izninle
estağfirullah sayın hocam şiir sezai karakoç'a ait...

Çevrimdışı lina27

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 63
  • 359
  • 63
  • 359
# 03 Eyl 2015 16:23:49
HABERİN VAR MI TAŞ DUVAR?
 Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
        Ahmed Arif

Çevrimdışı polyana_

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 0
  • 10
  • 0
  • 10
# 03 Eyl 2015 16:29:35
güzel 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
HABERİN VAR MI TAŞ DUVAR?
 Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
        Ahmed Arif

Çevrimdışı reeemat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.169
  • 7.490
  • 1.169
  • 7.490
# 03 Eyl 2015 16:47:57
Mataramda Tuzlu Su - İsmet Özel


West Indies, Kızıl Elma, İtaki, Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
Başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmuş lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargı yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası 
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım muşta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparişi yargıcılar tarafından verilmiş
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2015 17:41:22
I.
Sözlerin alnımda çivi yazısı
dört zümrütlü hançer cinayet
aletleri koleksiyonundan.
Ellerin zehirli sarmaşıklar
sarılır ellerime.
Nefesim alevlenir, kendimi yakarım
külümden kendini doğur diye.
Yorgun akşamlar tükürsem
öksürdükçe,
                    kızılcık şerbeti
içtim ondan sanırsın.
 
II.
Beni zaman yaklaştırmaz ölüme.
Peşin peşin ödediğim bedeller eskir,
yeniden bir intihar gelip çatar.
"Asıl söylenecekler sonradan anımsanır."
 
III.
Yaşamın arka sıralarından
iptal edilen bir biletim ben.
Haçlı seferleri gibi geçtin içimden.
Çatışma bitti, iyi ki
son mermiyi kendime sakladım

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 03 Eyl 2015 18:08:32
                       NEFES  NEFESE

Bir sağanak ertesine rastlasın
Bana gelişin,
Silinmişken tüm izleri geçmişin...
Yılgın bir mülteci gibi düş kollarıma
Utanma,
Varsın eksik olsun hikayen,
Pencerem açık yalanlara
Gün seninle aysın,
Konuş,
Hiç susma...
Öyle bir gecede gel ki,
Tersten essin rüzgar
Güle ağlaya,
Yana yakıla,
Usturupsuzca
Ölelim azar azar...
İstisna bir yara gibi kal bende
Hayra yorulan düşlerim ol,
Böl gecemi,
Destursuz gir mabedime
Şifa niyetine dokun yüzüme...
Olsun,
Bam telime bas,
Korkma,
Kuralları boz!
Mermiden kaçar gibi,
Gökleri açar gibi,
Boşluğa uçar gibi gel...
Ömrü kuşatır gibi
Aşkı yaşatır gibi
Kendinden geçer gibi gel...
Gel be,
Gel işte!
Küfrüm tövbeme karışsın,
Aklım fikrime
Öyle bir gel ki bana;
Nefes nefese...

                                                        Şafak Yolcu


Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 03 Eyl 2015 18:18:23


         h.n.a.


DAVETİYE

Ey benito musolini! Ey gayet yüce,
İtalyanlar başvekili muhterem Duce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar… Bizim için savaş düğündür;
Din arabın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden ordular indir!
Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
Kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
Şaheserler süngülerle yazılır ancak!
Çağrı Beğ’le Tuğrul Beğ’in kurduğu devlet
İtalyalı melezlerden üstündür elbet;
Bizim eski uşakları alda yanına
Balkanlardan doğru yürü er meydanına;
Çelik zırhlı kartalları göklere saldır…
Fakat zafer sizin için söz ve masaldır…
Dirilerek başınıza geçse de Sezar
Yine olur Anadolu size bir mezar.
Belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
Biz güleriz Cermenliğin kuduruşuna,
Tanıyoruz Atilla’dan beri cermeni,
Farklı mıdır prusyalı yahut ermeni?
Senin dostun cermanyaya biz Nemşe deriz,
Bir gün yine bec önünde düğün ederiz.
Söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
Ölüm-dirim savaş bir gün mukadder!
Gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
Fakat yine biz Osmanlı, sen Venediksin!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
Bu hayaller zamanları hızla aşmalı,
Gök Türklerle Romalılar karşılaşmalı!
Görmüyorsan gönlümüzün içini, körsün!
Kılıçlarımız kınlarından çıkmayagörsün!
Top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17′ye karşı 44 milyon az gelir.
Arnavudu yendim diye kendini avut,
Yiğit Türkle bir olur mu soysuz Arnavut?
Kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
Dalmalıdır gövdelere çelik süngüler!
Sert dipçikler ezmelidir nice başları!
Ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
En yiğitler serilmeli en önce yere!
Kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
Büyük devlet kurmak için büyük kan ister.
Damarında var mı senin böyle bol kanın?
Türk’ün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,
Karşısında olmasaydı şanlı “Türk Budun”
Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
İnsan oğlu ümitlerle dolup taşmalı,
Aryalarla Turanlılar karşılaşmalı.
Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
Hız verecek biricik şey ona savaştır!
Keskin olur likörlerden ayranla kımız,
Karnerayı yere serer Tekirdağlımız.
Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru…
Biz güleriz façyoların felsefesine,
Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?
Bizim yanık Fuzuli’miz engin bir deniz!
Karşısında bir göl kalır sizin danteniz!
Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!
“General”ler “Paşa” larla atamaz aşık!..
Ey İtalyan başvekili! Ey musolini!
İki ırkın kabarmalı asırlık kini…
Hesabını göreceğiz elbette yarın
Yedi yüzlü, yedi dilli İtalyanların!
Irkınızı hiçe saydı Hazreti Fatih.
Biraz daha yaşasaydı Hazreti Fatih
Ne Venedik kalacaktı, ne Floransa…
Hoş geldiniz diyecekti bize Fransa!
Haydi, hamle kafirindir… İlkönce sen gel
Ecel ile zaman bize olmadan engel!
Burada tanklar yürümezse etme çok tasa;
Süngülerle çarpışmadır savaşta yasa.
Olma boyle sinsi çakal, yahut engerek!
Bozkurt gibi, kartal gibi döğüşmek gerek!
Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
Atilla’nın ateşi var içimizde!
Kanije’nin gazileri daha dipdiri!
Sınırdadır Plevne’nin kırkbir askeri!
Edirne’de Şükrü Paşa bekliyor nöbet!
Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
Şehitlerden elli milyon bekçisi olan
Aşılmaz bir kayadır bu ebedi vatan!

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2015 18:47:37
biz batan güne sahip çıktığımızda
ay, bitlis'te sarı tütün
ya da bir akarsu imgesi
gibi yiğit ve bütün
bir ağıttı
kadınlarımızda
onlar hüznü bir çeyiz
çileyi ince bir nergis
ve gülerken bir dağ silsilesi
taşırlar
ve birer acıdan ibarettiler
kayıtlarımızda

kadınlar ki alınlarımızda
doğuyu mavi bir nokta
ve yazgıları çok uzakta
bir nehir yoluna
karışırlar
ölümleri duvaktan beyaz
ve ahlat, ercis, adilcevaz
üzerinde geçen bir kederle
yarışırlar
ve birer yazmadan ibarettirler
sevdalarımızda

biz bir yazın ayağında
en küçük bir gurbeti bile
içi titreyerek okuyan
ve bir gülü tersinden dokuyan
umutlarımızda
başlığı kınadan turaç
bebesi doğuştan kıraç
ve bir ninniyle darılıp
bir türküyle barışırlar
ve birer hasretten ibarettirler
mektuplarımızda


Hilmi Yavuz/doğunun kadınları

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK