Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.512
  • 28.823
  • 227.512
# 16 Oca 2016 22:57:34

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
 
Mehmet Akif Ersoy

Çevrimdışı mekmak

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 7
  • 179
  • 7
  • 179
# 16 Oca 2016 23:13:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin.
Bir umuttun, bir misillemeydin yalnızlığa.
Yalnız aşkı vardır aşkı olanın.
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını,
Sen kalabalıkta bulup bulup kaybettiğim,
Yokluğun gayrı şuradan şuraya geldi
Çık gel bir kez daha çıkıntılardan.
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat.
Cemal Süreyya

+++

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.512
  • 28.823
  • 227.512
# 17 Oca 2016 09:23:59
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle, söz senin!

Arif Nihat ASYA

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.879
  • 4.220
  • 53.879
# 17 Oca 2016 13:53:57
Sen eski bir sevda şiirisin..
Bir koku var sende,

Sıcak yaz akşamlarına mahsus..
Ellerinde mi,

Saçlarında mı,
Gözlerinde mi
Bilmem..


Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus..


Muzaffer Tayyip USLU

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.512
  • 28.823
  • 227.512
# 17 Oca 2016 18:16:40
TANIDIM SENİ KÂTİL
Çocuğa kurşun değse
Kırılan çiçek olur,
Çocuk ölmesin diye
Çırpınan yürek olur,
Eğer çocuk ölürse
Yoldaşı melek olur,
Yorganı ak yıldızlar,
Döşeği ipek olur.

Çocuğa kurşun değse
Üzülen tüfek olur,
Utancından namlular
Kıpkırmızı renk olur,
Bu çağda böyle vahşet
Hayvanlara denk olur!

Çocuğa kurşun sıkan
Eli kanlı kâtilin
Adını bilmem ama
Soyadı köpek olur...

Bestami Yazgan

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 17 Oca 2016 18:58:55



         h.n.a.


YAKARIŞ - 1

Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle;
Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.

Aşık nasıl bulursa iç açan bir serin su,
Sevdiği bir güzelin som yalaz dudağında;
Sönecektir bizim de gönlümüzün tamusu,
Tanrıların gezdiği yüce Tanrı Dağında.

Tanrı Dağı! Tanrılar, tanrılaşanlar Dağı!
Orda on üç asırdır bizi bir gözleyen var.
Savaş türküleriyle aylı kızıl bayrağı,
Kefensiz ölülerin ruhunu özleyen var.

Ulu Tanrı! Kür Şad’ın yenilmeyen ruhunu,
Yüce Tanrı Dağında biraz daha barındır!
Geleceğiz yakında! Yarın bütün oralar,
Demir bileklerdeki çelik kılıçlarındır.

Tasa mıdır yakarsa bir kurşun kalbimizi?
Ne çıkar süngülerle delinirse bağrımız?
Bu kurşunlar, süngüler öldüremezler bizi,
Belki diner onlarla ezeli kalp ağrımız.

Gözümüzde bir hasret parlayarak düşünce,
Toprak ana elbette bize açar kolunu.
Onun kadar düşünmez bizi hiçbir düşünce,
Kendi koynunda saklar can veren her oğlunu.

Yurt ve şeref uğrunda sen seril de toprağa,
Varsın hiçbir dudakta anılmasın er adın!
Kan sızarak göğsünden huzuruna varınca,
Iztırabı dinecek belki o gün Kür Şad’ın.

Gam mı ceylan gözlüler bizlere yar olmasa?
Yeter ki kılıçlarla süngüler yar olmalı,
Rahat yatakta ölmek sanki değil mi tasa?
Savaş ve er meydanı bize mezar olmalı
.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 17 Oca 2016 19:11:42
Sözler kalır aklımda, bölük pörçük ve yalan
Bakışlar kalır, usul, sessiz ve kaçak
Ölümler kalır aklımda dağlarda son çığlık
Adın tenimde saplı paslı bir kör bıçak

Günler kalır aklımda, gülücükler
Hüzünler kalır aklımda hatırlanacak
Kalır aklımda sesinin yankısı azalan
Issız bir ırmağa akar gibi bu yaşamak

Çocukluğum kalır aklımda, ufarak
Ufku örten kalır aklımda kavaklar
Marşlar, arnavut kaldırımları kalır
Yokluğun kalır aklımda rengimi solduracak

Gidişler kalır aklımda, uzaklaşan şehir ve sen
Ve sevdiğim kızlar kalbimi yerinden hoplatacak
Kalır aklımda upuzun saçlarıyla herbiri
Kalır hatırladıkça gençliğimi kanatacak

Dostlar kalır aklımda, delikan ve gözü kara
Kim Mecnun ki, kimi nasıl Leylalaştıracak
Kalır aklımda kürt bakışlı ürkek bir üveyik
Çağırısına adım adım ruh buharlaştıracak

Kalır aklımda kalır hayat, kalır mutlaka
                                          İlhami Atmaca

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 17 Oca 2016 20:43:48
Seni bırakıyorum semender ellerimle
Seni bırakıyorum
Seni bırakıyorum
Duvarlarda kurutulan anemon ellerimle

İçimdeki sulara
İçimdeki sazlıklara
İçimdeki bataklıklara


Seni bırakıyorum


Seni bırakıyorum kendine kapanmış
kollarımın anarşik güzelliğiyle


İçimdeki yosun yeşili sulara
İçimdeki tehlikeli kıyılara
İçimdeki siyah ışığa


Seni bırakıyorum
Seni yatıracağım ellerimde
bir ıhlamur yaprağı gibi
Seni yatıracağım göğüslerimde
menekşeler gibi
Seni yatıracağım gözlerimde
bir yağmur suyu gibi...
                    Lale Müldür

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 17 Oca 2016 22:29:50
Yurdum Benim, Şahdamarım
Engereğin dişlerine işledim,
Ağu dişlerine
Oluklu, çentik...
Ve vurgun,
Gözleri bir çift cehennem
Burnuna kan tütmüş
Pars bıyığına...
Dağın pulat yüreğine işledim,
Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra-mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim şahdamarım...

Yücende buzul
Ve kar,
Maviş dağ tavşanları
Gün vuranda alaran
Zemheri yılanları
Ve yahut bir hışımla
Öyle çakılan
Sonsuzluğun yakışığı kartallar.
...........
Başım gözüm üstünesin
Suskum, avazım üstüne...
Adından başka silah
Yazgından başka günah
Daha yazmamış
Hiçbir gizli dosyada
Hiçbir açık kitapta.

Peşinde azgınları
Kanlı paranın
Yani doların itleri,
Altın, sterlin kurtları
Ve petrol Nemrutları
Ve kurşun Yezitleri...
...........
Kaçgunda, kaçakta
Can havlindesin...
Ve çocuk ölüleri
Parçalanmışlar
Daha süt kokuyorlar
Ve anne ölüleri
İncecikten, gencecikten
Açık hepsinin gözleri.
Halkım benim
Askıda çığ...

Ahmed Arif

Çevrimdışı cananm

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 324
  • 4.709
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 324
  • 4.709
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2016 22:42:36
Bir bekleyenin olmalı..
Sen kendinden vazgeçsen de
Senden vazgeçmeyen..
                 N.Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2016 23:30:41
Cebeci İstasyonu ve Sen

 Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
 İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
 Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
 Sıcak bir kara sevda
 Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu; Acımsı, buruk.
 mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde
 Sessizliği üstümüzden atamıyorduk
 Bir saçak altında kararsız, yorgun
 Saatlerce duruyorduk
 Kimse görmüyordu bizi

 Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
 Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
 Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
 Bir başka türlüydü bu insanlar
 Sen bir başka türlüydün
 Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
 Gözlerin gözlerimde erimekteydi
 Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
 Beni bırakma diyordun

 Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
 Bir yalnızlık duyuyorduk
 Ağlıyordun, ağlıyordun...

 Cebeci İstasyonunda bir tren
 Nefes nefese soluyordu
 Gerilmiş bir keman teli gibiydik

 Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat
 Bilmem kaça vuruyordu
 Bir yağmur yağıyor inceden ince
 İçimizdeki binbir düşünce
 Harmanlar misali savruluyordu
 Islanmış bir ceylan yavrusu gibi
 Tiril tiril titriyordun
 Gitsek gitsek diyordun.

 Yüreğimin atışından deli gönlümce
 Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan
 Türküler söylüyordum
 Ağlıyordun, ağlıyordun...

 Şimdi, şimdi seni düşünüyorum
 Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin
 Paramparça düşmüş gönül ufkuma
 İki yıldız gibi gözlerin
 Gel Ey ciğerime saplanan hançer
 Gel ey yüreğime oturmuş kurşun
 Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan
 Gel artık
 Ne olursun



 Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2016 23:31:03
SEVİYORSUN ZANNETTİM

Sana varma niyetiyle düştüğüm yolda
Seni de bulamadım, kendimi de kaybettim
Aklımı bulursan kenara koy da
Bu kadarcık olsun sana zahmetim
Zaten neyime benim böylesi sevmek
Şu kalbimi dağlardım seni taşımasaydı
Sana düşen ancak halime gülmek
Bu kadarcık olsun sana zahmetim
Ne çok kızdım kendime ne çok söylendim
‘Sen nasılsın’ dedin ya, seviyorsun zannettim
E haksız da sayılmam bir de tebessüm ettin
Neyse bu kadarcık olsun sana zahmetim
Şimdi gülsem mi ağlasam mı bilmiyorum ki
Durmuyor kafamda dolaşan şu yüzsüz tilki
Hala ‘git seviyorum de’ diyor, ‘bunda ne var ki’
Ne bileyim işte seviyorsun zannettim
Bir de süslenip püslenip çıktım karşına
Bak aklıma geldikçe hala sinirleniyorum
Tamam tutma kendini gül Allah aşkına
Bir tebessüm miktarınca olsun zahmetin
Bir anlaşma yapalım, ben biraz çalışayım
Şu sevgi konusunda biraz ustalaşayım
Artık ne öğrendiysem gelip sana sunayım
Gülme ne bileyim işte seviyorsun zannettim
Bak kaç satır sohbet ettik sende bir düşün
Sana zahmet yoksa eğer daha acil bir işin
İster şimdi cevap ver istersen kışın
Sev beni olmaz mı, tamam ben ayıbettim
N’olur kusura bakma seviyorsun zannettim…

Mehmet ERCAN

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2016 23:42:32
DÖN
 
Yakamozun hükmü şafak sökene kadar
Gel-gitlere boğulmadan denizimiz dön
Çöller kaç mecnunun ömrüyle kanar
Gözlerim seraba aldanmadan dön
Gül dahi bülbülün yüklenmiyor sabrına
Yıldızlar diklenmiyor güneşlerin şavkına
Seni bana yar kılan sahibimin aşkına
Şaşkına dönmeden takvimlerim dön
Kader kaç sabaha buluşturur gecemi
Akıl kaç gün daha teskin eder kalbimi
Bıraktığın hasretin tâlân edip gövdemi
Kuru dala çevirip kırılmadan dön
Ahengine düştüysen başka bir manzaranın
Neresinden dönersen kârıdır zararının
Kem gözlerin şerrinden kurtulup nazarının
Kabulü ol duamın bismillah de dön
Taş bildiğim sabrım yenilmeden telaşa
Kaç aşık benim gibi anılır ki aşkıyla
Emir değil buyruk değil bu haşa
Ricasıdır kalbimin kırılmadan dön
Kelimeler seni taşımaktan yorulup
Üç noktalar dağılıp tek noktada buluşup
Ünlem işaretleri sevgime önlem olup
Geçmiş zamanlarımın öznesi olmadan dön
Hece hece yerleş pelesenk ol dilime
Sancıların mesken edilmeden kalbime
Hekimleri çaresiz bırakıpta derdime
Hâkimlere kalemini kırdırmadan dön
Uzattığım elimi boş çevirme bağrıma
Bir an yerimde ol da feryadedip bağırma
Yamacına düşürüp hasretinin dağına
Beni Ferhat etmeden Şirin’im ol dön

Mehmet Ercan

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2016 23:45:14
SESSİZ ÇIĞLIK

Köprübaşlarını Deli Dumrullar tutmuş.
Şairler gözyaşı karnavalında dilini yutmuş.
Türküler alafranga şarkılara kurban edilmiş.
Rüyalarımıza karabasanlar girmiş.
Aydınlar, ihanetinde kararlı bir kahraman
Kargalar, cinnetler devşiren birer ozan.

Yorgun yüreklerimize binmişti emanet.
Yüreğimizin gece lambaları da söndü.
Ruhumuzdaki yenilmez ordular,
Bütün umutlarını yitirdi.
Hangi türküyü yaksak şimdi,
Hep hasret türküsü, hep ağıt!

Gönlünde binlerce ağıt yaktığımız Anadolu,
Şimdi anaların yürek yakan ağıtlarıyla dolu!
Bazen yeis, bazen özlem içinde şaşkın
Kanadı koparılmış kelebekler misaliyiz.
Şatoların önündeki havuzlarda
Hayatlarını sürdüren alabalıklar gibiyiz.

Bu melun karanlığı
Kitaplarımızın ışığı bile aydınlatamadı.
Göz pınarlarımızdan akan yaşlarımızı,
Dostlarımızdan bile sakladık biz.
Naftalinlediğimiz duygularımızı,
Mumyalanmış yüreklerimize gömdük biz.

Düşlerimizde bile şekillenmemiş
Bir saadet çağına varamadan
Zulmün mızrağı saplandı
Tâ ciğerlerimize kadar!
Soldu yaprakları güllerimizin
Annemin temiz duaları gibi.

Delikanlı gibi haykırırken hayâllerimizi,
Korkularımızı düşman bilip
Bıçak salladık Donkişot’ça.
Bir beyaz dilekçe yazamadık
Rahmeti sonsuz Mevlâ'ya dostça.

Ahmet SEZGİN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.512
  • 28.823
  • 227.512
# 18 Oca 2016 06:23:03
Ey benim yüreğimin nazlı çiçeği...!!!
Barışın ellere, küsün bana mı?
Sana kim öğretti böyle sevmeyi.
Bayramın ellere, yasın bana mı?..
Duymadın gönlümün haykırışını,
Kırdın şu gönlümün sabır taşını,
Görmekten usandım çatık kaşını,
Gülüşün ellere de nazın bana mı?
Uçurdun yellere ümitlerimi,
Düşürdün dillere çektiklerimi,
Soldurdun içimde hayellerimi,
BAHARIN ELLERE’DE, KIŞIN BANA MI…?
Hz. Mevlana....

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK