GENÇ ARKADAŞIM
Bazen bir seraptır, görünür çölde,
Bazen bir nilüfer, batak bir gölde.
Daha ne tuzaklar, gizli bu yolda;
Hepsi seni bekler, genç arkadaşım...
Sahneleri gör ki; başsız ayaklar;
Türlü oyunlarla, nefsini yoklar..
Ekrandan atılan, zehirli oklar;
Seni hedef seçti, genç arkadaşım...
Kimi şarkılarda, düşer cinnete,
Sürgünü eş koşar, Yüce Cennete...
Alkış denen, o esrarlı illete;
Kapılmak hüsrândır, genç arkadaşım...
Nefsine hükmeden, Hakka yönelir,
Vicdanı dinlemek, nefse zor gelir.
Her yanlış adımda, sırat incelir;
Bunu bil de yürü, genç arkadaşım...
Heybetle durdukça, İslâm neferi;
Durmaz, bu kudurmuş haçlı seferi.
Bosnalı çocukta, o kavruk deri;
Tarihin tenidir, genç arkadaşım...
Güyâ, uygar denen, şer odakları;
Hepsinde maskedir, insan hakları..
Ceddin de tanırdı, bu alçakları,
Oyun, aynı oyun, genç arkadaşım...
Bu koşu, mukaddes vatan yarışı;
Îmân bedelidir, her bir karışı..
İblis kuklasının, sahte barışı;
Aldatmasın seni, genç arkadaşım...
Dünyayı kuşatan, bu kan kokusu;
Beşer tarihinin, temel dokusu..
Yine dünkü gibi, dört yanın pusu;
Sana uyku haram, genç arkadaşım..
Şimdi bu cephede, nöbet senindir,
Yüreğinde Kurân, bayrak tenindir,
Peygamber hırkası, çelik yenindir,
Allah seninledir, genç arkadaşım...
Cengiz Numanoğlu
(1992)