Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 01 Tem 2010 21:15:44
         AKIL GÖZÜ

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.

Özdemir Asaf

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 01 Tem 2010 21:43:35
Acilara Tutunmak
 
 
Kavusmak özgürlükse
Özgürdük Ikimizde
Elleri çiglik çiglik
Yanyana ikidünya

Ikimiz iki dagdan
Iki hirçin su gibi
Akip gelmistik
Bulusmustuk bir kavsakta
Unutmustuk ayriligi
Yok saymistik özlemeyi
Sarkimiza dalmistik
Mutluluk mavi çocuk
Oynardi bahçemizde

Aci çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
O yuvasiz çalikusu
Bense kafeste kanarya

O dolasmis daldan dala
Savurmus yüregini
Ben bölmüsüm yüregimi
Baskaldiran dizelere

Aramakmis oysa sevmek
Özlemekmis oysa sevmek
Bulup bulup yitirmekmis
Düssel bir oyuncagi

Yalanmis hepsi yalan
Yalanmis hepsi yalan
Sevmek diye birsey vardi
Sevmek diye birsey yokmus

Aci çektim günlerce
Aci çektim susarak
Su kisacik konutlukta
Deprem kargasasinda

Yasadim birkaç bin yil
Acilara tutunarak
Aci çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde

Acilardan arta kalan
iste bu bakislarimis
Kugu diye gözlerimde
Gün batimi bulutlarmis

Yalanmis hepsi yalan
Yalanmis hepsi yalan
Savrulup gitmek varmis
Ayri yörüngelerde

 Hasan Hüseyin Korkmazgil
 

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 01 Tem 2010 22:23:34
600. teşekkürüm için,teşekkür ederim aynalı öğretmenim...

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Tem 2010 22:54:40
ETME 

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

MEVLANA
 

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Tem 2010 11:46:37
Denizin Kentini Yaktım

Denizin kentini yaktım
Vızıldayıp duran kafamın ortasında
Denizin kentini yaktım
Hurma şırıltılarıyla

Denizin kentini yaktım
Beni çocukluğumdan koparan
Denizin kentini yaktım
Bir kent kadın kabuklarından

Denizin kentini yaktım
Miras kalmış bir alevle
Denizin kentini yaktım
Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle

Tanrıyı anarak kalbi atan
Cami sütunları boğdu
Sararmış gözyaşlarıyla
Kararmış denizin kentini

İstanbul ey sevgili şehir
Dön dön karadan gelen sesime
Son veren zaman yatırında
Denizden getirilen biçimine


Sezai Karakoç

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 02 Tem 2010 18:26:06
BÖYLE SEVDİM İŞTE

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...
 
 :'(  :'(  :'(

Çevrimdışı HrşyGüzeLOLacak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 02 Tem 2010 19:36:50
Amorti...

biletimi,
kör bir piyangocunun
titreyen ellerinden çekiyorum
savrulmuş hayatıma bir amorti vursa
bu, en büyük ikramiye bana!

sen'lerden örülmüş bir duvarın kenarından yürüyorum
sen'lerden örülmüş o duvara tutunarak
yalnızlıklardan kaçıyorum güya
yalnızlıklarıma birer davetiye gönderirken

ben o sen'leri bölüyorum
o sen'ler beni
bölük pörçük hayatımı
iliklemeye çalışıyorum beceriksiz ellerimle!

yamalı bir kum torbasına dönmüşüm
kendimi dövmekten geliyorum
bir iş dönüşü saati
yorgunum, bitkinim
dargınım kendime!

cevapları kendi içinde saklı sorguların
binlerce soruya gebe bakışlarında
bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikte
sürüklüyorum kendimi
bir kaplumbağanın "evim" dediği heyecanda
taşıyamıyorum artık bedenimi!

kendimi ispiyonluyorum
bir casusun kurşuna dizilme hakkını
görebilmek için kendimde

terazi burcundan gündönümlerinde
akşamdan kalma yorgun bir gündüzün sarhoşluğu,
kazandığı savaşlardan topladığı madalyaları
ağlayarak sayan bir askerin gölgesiyim

ah!
göz özü görmeyen bir havada
fareli köyün kavalcısını arıyorum:
ömrümün kalan kısmına hükümlü
peşinatsız dört taksit sudan ucuz üç kuruşluk acılarımı
dökmesi için denize!


Reha Yünlüel

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 02 Tem 2010 19:37:40
BİR GÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.

Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın, ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını, bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin, ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın hayal kurmayı; beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

Ümit Yaşar Oğuzcan
 :'( :'( :'( :'( :'( :'(

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 02 Tem 2010 19:48:40
        kızlarımıza....            KIZIMA...
Takvimler bir sonbahar çocuğu olacağını söylüyor.Seni seviçle beklerken odanı hazırlıyoruz hevesle.Ama ne yazık ki odan kadar sessiz ve özenli bir dünyaya gelmiyorsun.İsterdim ki benim gördüklerime sen şahit olma.Ama onlar sana bile yetişti.Geleceği zamanı kendi seçen biri olarak güçlü ve benden de güçlü olacağını biliyorum.Umarım sen de seversin karıncaları,kedileri ve kelebekleri.Anneler ve babalar tanıyacaksın bizden başka.Oğluna söz verdiği bisikleti alamadığında  notalarla oğlunun adını yazan bıyıklı  yorgun babaları,ya da kendi giyemediği mavi yirmi üç nisan elbisesini sabaha dek uyumadan kızına diken anneleri,sonra kendinden başkasını düşünmeyenleri,kendi öfkesinde boğulanları ve yalancıları tanıyacaksın.Aşkı tanıyacaksın birgün kalbin kırılacak ve belki kıracaksın birilerini...İyi bir tamirci ol kızım,çabuk onar kırdığın kalpleri ve çaresiz kalma kendi kırık kalbine.. sen şimdi kendi öykünü yazmaya gidiyorsun.Hayat iki seçenek sunuyor sana:Ya kendi payına düşen kaderi parlatacaksın;ya da ömrünle iyi geçinmeye  bakacaksın.İkincisini tercih edersin umarım...
   Bana öğretildiği gibi kızım;öğrendiiğin çiçek adlarını unutma,kelebekleri kitap arasında kurutma...kin büyütme kalbinde ve incitme kimseyi....
    Dilerim dünyaya geliş nedenini sen çabuk bulursun,yolun açık olsun...
                                                                                      ...annen...
                                                                                      İclal AYDIN
 Bu şiiri video halindeki olanıyla   izlemenizi tavsiye ederim...

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 02 Tem 2010 21:26:32
Bir Deniz Akşamı

Kıyıda serpişen bembeyaz incili dalgalar
İşte bu âlemi titreten bir deniz akşamı
Ay muştuyla çıkıp gümüş gümüş denizi yalar
Bitkin gönüllere üfüren bir deniz akşamı

Bu karanlığı kıvır kıvır delen yakamozlar
Yangın tenleri serinleten bir deniz akşamı
Baygın gönülleri fiskeleyen şu abanozlar
Şu kısacık ömre göveren bir deniz akşamı

Nihâyet ay denize dalıp da battıkça batar
Çepçevre sarıp da ürküten bir deniz akşamı
Oysa siluetler zifiri karanlığa batar
Sırların sırrına bürünen bir deniz akşamı

Bir deniz akşamı göçkün gönüllere gömüldü
Bir deniz akşamı çifte beyinlere örüldü
Bir deniz akşamı bir günün hesabı dürüldü
Bir deniz akşamı sevenlerin gönlü görüldü

 
 

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Tem 2010 22:03:37
HAYAT ERTELENMEZ 

Hayat ertelenemez…
Daha doğar doğmaz anlamalıydın
Her şeyin er yada geç bir sonu olduğunu…
Zamanı geldiğinde çıkıverdin sahneye
Sonu meçhul bir oyuna açılınca perdeler,
Doğup başladın sen de herkes gibi, ölmeye…

Çok geçmeden öğrendin ertelemeyi
Şımarıp da babanı az bekletmedin,
Baba diyebildiğini duyması için
Ve diz üstü süründün aylarca usanmadan
Kucak açıp, koşmanı beklerken sevdiklerin…

İnsan istemese de geçiyor işte zaman
Artık sen o evin yumurcağı değildin.
Derken bir listeye yazdırdılar adını,
Her sabah "burada mı?" diye sordular
Sense hep "bugün nasıl bitecek" diye
Yaşamayı ertelerken geçti güzelim yıllar…

Son akşama bıraktın her seferinde
Kabus gibi sınavlara hazırlanmayı
Götürdü bak doğruları yanlış cevaplar
Planlar yazmaktan yıprandı parmakların
Ondan çalamayışın hayalindeki sazı
Tüm zor başlangıçları yarınlara bıraktın
Sana bir şey öğretecek oysa yarınlar:
Hayat bu, ertelenmez…

Gidip başkasına yar oldular hep,
Sevip de bir türlü söylemediğin kızlar
Sen yeni düşler kurarken yatağında,
Hayallerini çaldı zalim hırsızlar…

Sensiz gecelerde üşüdü sevdiklerin;
Sense terleyip durdun kaygıların koynunda
Paylaşmalıydın oysa, servetin yalnız bugün
Yarınlarsa meçhul, gelmedi daha …

 

Alnında dünden emanet kırışıklıklar
Yaptıklarına dair pişmanlıkların izi
Yapamadıklarınsa birer mıhtır aklında
Çekip de gidenler unutulsa da biraz,
Yaradır hep aramızda yaşanmadan kalanlar

Hayatta keşkelere yer yoktur ama
Keşke bildiğin kadar yapabilseydin
Haykırabilseydin haklı olduğun kadar
Haksız olduğundaysa, susabilseydin
Ve annene o gülü uzatmak için
Keşke o kadar çok beklemeseydin
Çünkü güller annelerin ellerinde güzeldir
Kimsesiz bir mezar taşında değil.
İndir arada bir gökten bakışlarını
Bir kulak ver ne diyor, toprağa eğil !
Hayat bu, ertelenmez!..

Ömründen çalarmış hep, yarını bekleyenler
Çaldığın sadece yarınlar değil
Bozdurup sıhhatini nakde çevirdin
Aksini yapacaksın ilerde muhtemelen
Şu yokuşu bir çıksan ne gam, ne keder
Belki tüm insanlığın elinden tutacaksın…

Anlatma biliyorum, çok iyi olacaksın;
Düzen tutturuncaya dek yaşarsan eğer
Ama dedim ya dostum hayat ertelenemez!
Zamansız ve rötarsız gelecek bir gün ölüm,
Susturacak sazları acı bir siren !

Son bir fırsat şöyle dursun düşlerin için
İhtimal ki vaktin öyle bol olmayacak
Gözlerini kapamaya yetecek kadar
Donuk bakışların anlatacak tavana
Yapılacak ne çok işlerin vardı daha
Ve soluk teninden anlayacak görenler
Seni de üzermiş tutamadığın sözler…

Üzülüp beklemekten fazlasını yap artık
Haydi bütün yüreğinle doğrul yerinden
Bir adım, bir özür, belki de bir tebessüm
Ama ne olursun daha fazla bekleme
Ve bekletme daha fazla
Hayat bu, ertelenmez...

HALİL ÇALIŞKAN
 

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 03 Tem 2010 00:24:26
BANA MI? 

Ey benim gönlümün nazlı çiçeği
Barışın ellere küsün bana mı?
Sana kim öğretti böyle sevmeyi
Bayramın ellere yasın bana mı?

Duymadın gönlümün haykırışını
Kırdın şu gönlümün sabır taşını
Görmekten usandım çatık kaşını
Gülüşün ellere nazın bana mı?

Uçurdun yellere ümitlerimi
Düşürdün dillere çektiklerimi
Soldurdun içimde hayallerimi
Baharın ellere kışın bana mı?

 AHMET SELÇUK İLKAN

Çevrimdışı xanthus

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 48
  • 69
  • 48
  • 69
# 03 Tem 2010 01:00:39
uykusuzluğumun sebebi gözlerin
birde gülüşündeki tek gamze
gözlerimi kapatınca karanlık
açtığımda yüzüm yaralı
geçmezmiş bazı yaralar,derinmiş kederleri
severken ölenlerin
ölmeden unutmam lazım o zaman seni dedim
unutmak ölmek
kimseye söyleyemedim!...

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 03 Tem 2010 02:08:44
Leyli, Kalabalık şehrin yalnız sevgilisi
Içinde volkanları eriten yürek
Sana değmesin hiç bir rüzgar
Saçlarında sakla beni, ısıt
Mateme isyan okuyalım beraberce
Ağlama leyli ağlama
Her göz yaşın asra bedeldir
Yüreğinde küçük bir yer ayır bana Ya Leyli...

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 03 Tem 2010 02:18:55

İnsan;

Kurşunu kubbelere kaplayan da sensin,
Dostlarının sırtına saplayan da…

Azgın suları barajlarla dizginleyen de sensin,
Öfkesini dizginleyemeyen de…

Sevdiğin kadın için Tac Mahal’i yaptıran da sensin,
Senin olmayınca, bıçaklayıp yol kenarına atan da…

Sokak kedileri, köpekleri için ağlayan, besleyen de sensin,
Fok balıklarının kafasına vurup öldüren de…

Şampanya eşliğinde havyar yiyen de sensin,
Çocuğuna bir külâh dondurma alamayan da…

Coşunca halay çekip oynayan da sensin,
Tabancanı çekip seyredenleri vuran da…

Evrenin sırlarını sorgulayan da sensin,
Hakkını arayıp, soramayan da…

Mars’ta su arayıp duran da sensin,
İçecek bir yudum temiz su bulamayan da…

Yazdıklarınla ışık saçıp aydınlatan da sensin,
Hastalıklı fikirlerinle aydınlıkları karartan da…

Beşinci Senfoni’yi besteleyen de sensin,
Kara paraları desteleyen de…

Demiri yüzdüren de sensin,
Demir parmaklıklardan güneşi süzdüren de…

Vatanı kurtaran,
Vatanı satan,
Hapiste yatan,
Süte su katan,
Umuda olta atan,
Kurtulmak için çırpındıkça,
Batan…
Çıkan…
Çıkamayan…

İnsan; sen hangisisin?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK