Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bahtiyarca

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 389
  • 2.426
  • 389
  • 2.426
# 05 Haz 2024 20:39:23
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter.

Huzur ellerinin güzelliğidir,
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter.

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter.

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz...
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını
Sen bilsen yeter.

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek
Eğilsen yeter...

Y.Bülent Bakiler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.219
  • 53.877
  • 4.219
  • 53.877
# 05 Haz 2024 22:06:54
Bir insanın sesine aşık olabileceğimi,
Sesini duyunca ağlayacağımı söyleseler
Çok gülerdim..
Gülüşünü görünce nefessiz kalacağımı,
Yazdığı her cümleyi hatrlayacağımı söyleseler
Gerçekten gülerdim onlara..
Biraz daha görmek için
Saçma sapan şeyler yapacağımı,
Başka bir şehre gideceğimi
Bir bakışıyla donacağımı söyleseler,
Kahkaha atardım..
Sonra mı..??
Sonra sen geldin işte..!!

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.693
  • 3.402
  • 69.693
# 06 Haz 2024 17:35:41
Bu sevda
Birdenbire saran içimizi
Bu narin
bu sımsıcak
Bu umutsuz
Sevda
Gün gibi güzel
Ve kabaran deniz gibi
Çalkantılı
Bu sevda
O kadar gerçek
O kadar güzel
O kadar mutlu
O kadar sevinçli
Ve karanlıkta korkudan titreyen bir çocuk gibi
Gülünç
Ve gecenin ortasında sakin bir adam gibi
Kendinden emin
Başkalarının yüreğine korku salan
Benizlerini solduran
Dillerini çözen bu sevda
Gözetlediğimiz için gözetlenen
Yaraladığımız
Ayaklar altına aldığımız
İnkar ettiğimiz unuttuğumuz için
Kovalanmış yaralanmış ayaklar altına alınmış
İnkar edilmiş unutulmuş
Bu kocaman sevda
Gene dipdiri
Gene güneşli
Senin sevdandır bu
Benim sevdamdır
Hep var olan
Durmadan yenilenen
Ve değişmeyendir
Bir bitki kadar gerçek, bir kuş kadar ürkek
Yaz güneşi kadar diri ve sıcaktır
İkimiz de gidebiliriz
Sonra dönüp
Derin uykulara dalabiliriz
Acı çekebiliriz uyanınca
İhtiyarlayabiliriz
Sonra tekrar dalabiliriz uykuya
Ölümü düşleyebiliriz
Oysa
Başucumuzda
Gülerek bakıyor bize
Durmadan tazelenen bu sevda
Ayak diriyor yaşamakta
Arzu kadar diri
Bellek kadar zalim
Pişmanlık kadar budala
Hatırlamak kadar tatlı
Mermer gibi soğuk
Gün gibi güzel
Bir çocuk gibi narin
Bize bakıyor gülümseyerek
Ve hiçbir şey söylemeksizin
Konuşuyor bizimle
Ve ben ürpererek dinliyorum onu
Bağırıyorum
Senin için
Kendim için
Bağırıyorum bizim için
Gitme kal
Dur orda
Ayrılma yerinden
Kal orda
Kımıldama
Gitme
Biz ki sevmiştik birbirimizi
Unuttuk seni
Bari sen unutma bizi
Bir sen varsın yeryüzünde bizim için
Terk etme bizi
Buz bağlamasın yüreklerimiz
Ne kadar uzakta
Ve nerde olursan ol
Duyur bize kendini
Bir çalı dibinde
Hatıralar ormanında
Birdenbire çıkıver karşımıza
Uzat elini bize
Ve kurtar bizi.

Jacques Prevert

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.372
  • 28.800
  • 227.372
# 07 Haz 2024 18:44:54
Sevmek yalın kılıç yürümektir dağlara
Külünklerle dağları delmektir
Ferhat olmaktır zorluklarla yarışan
Mecnûn gibi çöllere düşmektir
El verse de arzu tutmuş gönüller
Taşımaktır gönülde Yusuf sabrını
Her dem sevmek; vefâ nedir bilmektir
Sevmek gülü bilmektir önce
Bir gülün yâre neler anlattığını
Reyha reyha çözmektir..

Celalettin Kurt

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.347
  • 35.776
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.347
  • 35.776
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 Haz 2024 08:58:55
RÜVEYDA

Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına

Bir güvercin uçurup kıtalar arasından

Çağırdın beni

Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını

Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına

Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı

Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı

Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana

Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

 

Adını söylemek istemiyorum

Her hecesi amansız bir kor dudaklarımda

Her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım

Zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım

Adını söylemek istemiyorum

Rüveyda dediğim zaman

Anla ki, senin için yürüyor kelimeler

Çığlığımın atardamarlarından

 

 

Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin

Kayar da üzerime Rüveyda

Önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime

Sonra açılır önümde ıstırap vadileri

Silik renkleriyle adımlarıma

Çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir

 

Hayalin bittiği menfeze doğru

Alaca bir at koşar içimde

Zamansız, mekânsız nefese doğru

 

Uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair

Yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda

Oysa Rüveyda

Baştanbaşa ben

Kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim

 

Kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden

Bir anlatsam nasıl utandığımı

Bir doğrulsam eğildiğim yerlerden

Ağarır tanyeri nilüferlerin

Alaca bir at koşar içimde

Ezer toynaklarıyla anılarımı

 

Sular köpürmemeliydi Rüveyda

Kırılmamalıydı ıslak dalları hasret servilerinin

Ben zehire alışkınım, şerbete değil
Rüyalar nefret eder avare duruşumdan

Kâbuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde

Sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber

Ben her gece bir Mehdî türküsüyle çilekeş

Yargılamak için zeval kayıtlarını

İnkılap bekliyorum

 

Hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin

Uzanır da gönlüme Rüveyda

Derinden bir ok saplanır bağrıma

Beynimi çağıran bir sese doğru

Alaca bir at koşar içimde

Zamansız, mekânsız nefese doğru

 

Varlığın cinayettir memleketimde işlenen

Akıtır kanını asil pehlivanların

Yokluğun sükûnettir kuşatır evrenimi

Varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

 

 

Şimdi yıldızlardan bakamıyorsun

Göklerinde bir Belkıs otururdu Rüveyda

Binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin

Güneş bir anne gibi dururdu başucunda

Artık dokunamıyor kâkülün bulutlara

Karalara bürünmüş saçlarında dolunay

Ben bu kadar zulme lâyık mıyım Rüveyda

 

Hangi ressamı vurur bilmem, endamın

Sarar da benliğimi

Ben beni tanımam kaldırımlarda

Kafesleri yutan kafese doğru

Alaca bir at koşar içimde

Zamansız, mekânsız nefese doğru

 

Kırmızı bir kurdele bağlayarak alnına

Duydun mu orkideye duâ eden birini

Bu ısmarlama yüzler yok mu Rüveyda

Bu yapmacık bebekler

Gözyaşı akıtırken gülenler yok mu

Beni kahrediyor geceler boyu

 

Hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün

Soluk bir dünyanın mezarlarına

Gömerek gurbetimi

Kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını

Meydan okuyuşun çağın ordularına

Bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır

Doruklardan öte hevese doğru

Alaca bir at koşar içimde

Zamansız, mekânsız nefese doğru
 

Yasını tutuyorum kararttığım düşlerin

Yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda

Amansız bir yalnızlık üfleyen pencereler

Lif lif yoluyor kahır seyyahı bedenimi

Önümde, haksızlığın hesaba çekildiği

Siyahın simsiyahı tanımadığı mahşer

Arkamda, kare kare ömrümü belirleyen

Hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

 

Söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını

Yeniden bir Nil olup taşar mıyım çöllere

Kim giydirir başıma tacını nihayetin

Kim takar bileğime hürriyet künyesini

Karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle.

 

Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı

Ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı

Asırlardır köhne barınaklarda

Küflenen, çürüyen çığlıklarımı

 

At vuruldu; içim paramparça Rüveyda

Gölgelerin ardına sakladım kusurumu

Sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin

Ben burda damla damla eriyip akıyorum

Yine de, bırakamam yerlere gururumu

İstenmediğim yeri usulca terk ederim

Hâtıra kalsın diye bırakır da ruhumu

Mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

                               Nurullah Genç

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.372
  • 28.800
  • 227.372
# 24 Haz 2024 23:30:42
Şehitler Ölmez
 
Öyle bir sevda ki VATAN sevdası,
Uğruna gider, canların hası…
Kanla yazılsa da kaderi, şansı,
Her şeye bedeldir, Ay_Yıldızın dalgalanması…
Şehitler ölmez, Şehitler ölmez…

Kartal bakışları haktan yanadır,
TÜRKİYE SEVDASI canından candır,
VATANI korumak en büyük şandır;
VATAN uğruna ölmekte vardır…
Şehitler ölmez, Şehitler ölmez…

Ölü demeyin sakın onlara,
Cennetin müjdesi geldi onlara…
Canlarını verdiler VATANLARINA,
Canım kurbandır yollarına…
Şehitler ölmez, Şehitler ölmez…
 
Yılmaz Çelik

Çevrimdışı beltahas

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.628
  • 8.104
  • 1.628
  • 8.104
# 06 Tem 2024 12:30:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime
Kimi bir bakışıyla yapar bunu
Kimi dalkavukça sözlerle
Korkaklar öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlı iken
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
Kimi yeterince sevmez
Kimi fazla sever
Kimi satar
Kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 14 Tem 2024 22:54:31
Ürperen sokakları süpüren tipide
Yürürken hızlı
Şimdi değil sonra
Vurur yüzünüze aralık kapımdan
Bir garip yaz sıcaklığı.

Bir an durursunuz beklemiyor gibi bunu
İçeriye girseniz
Şimdi değil sonra
Yaşamak telâşı çekip götürür sizi
Esen soğuk rüzgârda.

Şimdi değil sonra
Bakarsınız yaşamak bir gün bırakıverir
Sizi benim yollara.
Bir zamanlar kayıtsız önünden geçtiğiniz
Eski kapı
Çıkar sisler içinden karşınıza açık.
Sahi
İçerde
Sizin de
Hayatınız vardı.

Ve ancak o zaman anlarsınız
Yıllar önce gösterdiğim kışı.

Yazdı
Şimdi değil sonra.

Behçet Necatigil'

Çevrimdışı hayatblgsi

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 50
  • 370
  • 50
  • 370
# 18 Tem 2024 00:44:15
Yâsin Sükûneti

Sevilen sevene karşı sessiz,
Başkasına sevinçler de dağıtsa...
Sükût, kara yazısı sevenlerin,
Onlar da ne türlü bir kâğıtsa,
Hep keder üstüne yazdılar aşkı.
Sessizce haykırıp durdular,
Bu da ne biçim bir ağıtsa.
Bizim illerde kara sevdâ gibiydi kar
Çünkü sessizdi ak da olsa.
Karanlık ve derin bir sükût idi kar,
Acısı uzardı, sevinci kısa;
Şimdi dilerim yine yağsın, buz kessin ortalık,
Buz kessin, karayel essin, her bir şey tükensin.
Bilirim helâke gidecek ben,
Kalacaklar arasında sensin.
Yetmez mi, “ Hüzünler Perisi” yetmez mi?
Sana bir “ İnşirah Sûresi” neşesi
Bana bir “Yâsin”.

Hüsrev Hatemi

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.372
  • 28.800
  • 227.372
# 19 Tem 2024 00:45:23
Sevda Dedim

Sevda dedim, bilir misin?
Göze almak ölümü
Sevda dedim, öyle değil
Hiçe saymak bir ömrü

Sevda dedim terk etmek
Ana, baba, kardeşi,
Yari, yareni

Sevda dedim, bilir misi?
Vazgeçmek maldan mülkten
Sevda dedim, öyle değil
Değişmek, dipten kökten

ESREF ZİYA

Çevrimdışı hayatblgsi

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 50
  • 370
  • 50
  • 370
# 20 Tem 2024 01:44:22
"onlara artık yeni insanlar tanımak istemediğimi söyle,
bana inanmıyorlar,
güneş mi göreyimmiş, iki insan, açılsın mıymış içim,
beni alıp pencerenin önüne yerleştiriyorlar
onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle
hasarsız parçalarımın giderek azaldığını,
hiç değilse okunaklı bir ölüm için bir tık,
hayatla arama bir boşluk bıraktığımı".......
  Dilek Kartal

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.136
  • 19.704
  • 3.136
  • 19.704
# 24 Tem 2024 07:11:38
...
Unutma,
Karanlıklar basarsa dünyamızı baba,
Bıyık altından bir ince tebessüm at.
Belki gökkuşağı oluşur,
Aydınlığa kavuşuruz.
Unutmadan baba:
Özlemlerin karışırsa mehtaba,
Göz kırp yıldızlara.
Ceylanlarının suretlerini getiririm sana baba...

Kerem Bozkuş

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.347
  • 35.776
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.347
  • 35.776
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Tem 2024 11:18:41
B'aşka umutlar doğurmalı.
Göğün rengi,
Gözümün yaşı,
Çocuğun bakışı yaradan uzak olmalı.
B'aşka şarkılar söylenmeli.
Şiirin harfleri,
Annemin halleri,
Evlerin eşikleri yaradan uzak olmalı.
Göğsümde iğne oyalı bir mendil taşır gibi,
güneşli bir sabah taşıyorum bizim için.
Dünyadan uzak olmalı.

Seçil Oğuz

Çevrimdışı Hederahelix

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 424
  • 1.627
  • 424
  • 1.627
# 31 Tem 2024 11:58:47
Hiçbi' şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını
Günahkar da sayılmazdı
Yazık oldu Süleyman Efendiye
Mesele falan değildi öyle
To be or not to be kendisi için
Bir akşam uyudu
Uyanmayıverdi
Aldılar, götürdüler
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü
Duysalarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet
Alacağına gelince
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin
Tüfeğini depoya koydular
Esvabını başkasına verdiler
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı
Ne matarasında dudaklarının izi
Öyle bir rüzgâr ki
Kendi gitti
İsmi bile kalmadı yadigar
Yalnız şu beyit kaldı
Kahve ocağında, el yaz işiyle
"Ölüm Allah'ın emri
"Ayrılık olmasaydı"

Çevrimdışı Hederahelix

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 424
  • 1.627
  • 424
  • 1.627
# 31 Tem 2024 21:18:35
SEN HEP BÖYLE İNSAN KAL ÇOCUK
 Şiir biter,
Yollar biter,
Yıllar biter,
Aşklar biter,
Hayat biter,
Boşver çocuk boşver.
Sen hep böyle insan kal.
Vedalar ancak güzel yürekleri acıtır.
Eğer yollar bir gün birleşecekse, kısmetinde varsa birleşir.
Dünya çok küçük çocuk hemde çok...

Yüzünde hep güller açsın kışa inat bahar ol, bahar ol çocuk.
Acını yüreğinde sakla kimselere anlatma hep eksik kal , eksik kal çocuk.
Hasretin yüreğini sızlatsın , sancılarınla mutlu ol , mutlu ol çocuk.
İyiliğini eksik etme gönlünden hep iyi kal, iyi kal çocuk.

Buz dağlarına inat güneş,
Geceye inat ay,
Dikene inat gül,
İnsana inat hep insan kal çocuk..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK