Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı turgut01

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 230
  • 423
  • 230
  • 423
# 28 Ağu 2010 19:14:09
Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...

                        Ahmet Altan

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2010 19:19:39
Sevmekten Gidince

Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız
Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye
Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın

Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin
Ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Yılmaz Erdoğan 

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 28 Ağu 2010 20:26:34
Felek Ne Derdin Var İse

Felek ne derdin var ise ben varım ya sal başıma,
Bıkmışım senin dünyandan zaten gelir dar başıma, dar başıma
Bırakmadın benim peşim, kurutmadın gözüm yaşım
Neyinden korkayım kışın, yazın yağar kar başıma, kar başıma
Yanar gönlüm yanar bitmez, ocak içte duman tütmez
Zalım felek sanki yetmez, bir de vurur yar başıma
Bir de vurur yar başıma, yar başıma..

Çevrimdışı turgut01

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 230
  • 423
  • 230
  • 423
# 28 Ağu 2010 20:34:46
Duracaksın

Acı, ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında, öfke kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda, keder yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında, duracaksın,
durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine bakacaksın,
sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan alaycı kargaların sesini dinleyeceksin,
çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın.
Ölüm seni kuşattığında, tam da o sırada, hayatı düşüneceksin..
Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın bir zaman, `dinlenin biraz` diyeceksin.
Bir inci avcısı gibi, ta derinlere dalıp tek tek bütün istiridyeleri açarak, bir sevinç arayacaksın.
Hayaller kuracaksın.
Hatıralarını bir daha gözden geçireceksin.
Sevdiklerini düşüneceksin ve seni sevenleri.
Özlediklerini düşüneceksin ve seni özleyenleri.
Teninde iz bırakanları ve senin izini taşıyan tenleri.
Seni şakalarıyla güldürenleri ve senin şakalarına gülenleri.
Sevinçlerini, hayallerini, hatıralarını, sevdalarını, sevişmelerini,
özlemlerini, şakalarını bir bir yerleştireceksin içine, hayat denilen mucizenin sana verdiği armağanları sıkıca kucaklayacaksın.
Ölüm her yandan üstüne saldırıp seni kuşattığında, tam da o zaman hayatı düşüneceksin.
Güzel bir haber gelecek belki yarın sabah.
Belki bir mektup alacaksın.
Sana gülümsemesini istediğin biri gülümseyecek belki sana.
Serüvenci gemiciler gibi meçhul denizlerde kaybolduğunda,
tam da o zaman karanın bir gün görüneceğini düşüneceksin.
Gözcünün kara göründü diye bağırdığını hayal edeceksin.
Kara hiç görünmese bile, hiç olmazsa neyi aradığını ve neyi kaybettiğini bileceksin, çektiğin onca fırtınanın, varmayı umduğun hedefle mana kazandığını anlayacaksın.
Her şeyi kaybetsen de hayallerini kaybetmeyeceksin.
Neyi aradığını hiç unutmayacaksın.
Sevinçlerini ne kadar hatırlarsan, acının derinliğini o kadar kavrayacaksın.
Yaşadığın ve yaşayabileceğin güzel şeyleri ne kadar çok düşünürsen öfken o kadar keskinleşecek.
Karanlık inerken ışığa daha dikkatli bakacaksın.
Geleceğinle arana dibinde canavarların dolaştığı bir uçurum koyduklarında, nasıl biteceğini bilmediğin atlayışını yapmadan önce, geçmişine, sevinçlerine, hayallerine yaslanıp güç alacaksın.
Sevdiğin türküyü mırıldanmaktan hiç vazgeçmeyeceksin.
Bir çiçek iliştireceksin yakana.
Ölüm seni kuşattığında, tam da o zaman, hayatı düşüneceksin.
En azgın, en ihtiraslı sevişmelerini...
En çılgın hayallerini...
En çağıltılı kahkahalarını...
Belli olmaz, belki yarın sabah bir haber alacaksın.
Acı, ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında, öfke kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda, keder yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında, duracaksın,
durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine bakacaksın, sana iki yüzyıl önceden haberler taşıyan alaycı kargaların sesini dinleyeceksin, çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın.
Ölüm seni kuşattığında, tam da o sırada, hayatı düşüneceksin.
Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın bir zaman,
`dinlenin biraz` diyeceksin.
Onları şefkatle dinlendireceksin.
Çünkü onlara yine ihtiyacın olacak.

Ahmet Altan

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2010 21:18:39
 

GÖZLERİM GÖZLERİNDE

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı BlueMosque

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 808
  • 1.545
  • 808
  • 1.545
# 28 Ağu 2010 21:24:55
ONAR MISRA


II

Ayırma gözlerini gözlerimden benden bu akşam,
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.
Gözlerine yavaşça, yavaşça doldu akşam...
Göklerin ateşini kalbime boşaltarak
Benim içimde yaktı sanki gurubu akşam.
Senin kirpiklerinde bir damla oldu akşam.
Gündüzden, gürültüden ve kâinattan ırak,
Akşamı seyredeyim bakışlarında bırak,
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2010 22:55:51
Naftalin

Eksik olan
bir yanı vardı aşkımızın
bir filminde
üç beş figüran dövüp
ata binmemesi
gibi cüneyt arkın'ın

Haberin olsun
vermedim eskiciye
yırtık ayakkabılarımı
nasıl ayrılırım ki onlardan
kapınızın önünde
az mı çıkarıp
giymiştim

Naftalinledim bende kalan yün kazağını
söylemiş miydim size
naftalin
ki güvelere karşı kullandığı
kimyasal silahıdır
anıların

Sunay Akın

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 28 Ağu 2010 22:59:38
ANLARSIN

Bir gece habersiz bize geL

Merdivenler gıcırdamasın

Öyle yorgunum ki hiç sorma

Sen halimden anlarsın

Sabahlara kadar oturup konuşalım

Kimse duymasın

Mavi bir gökyüzümüz olsun

Kanatlarımız dokunarak uçalım

İnsanlardan buz gibi soğudum

İşte yalnız sen varsın

Öyle halsizim ki hiç sorma

Anlarsın

Çevrimdışı bulut86

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 172
  • 610
  • 172
  • 610
# 29 Ağu 2010 00:11:44
İŞTE BEN

 

Ben alışılmamış bir insanım biliyorum

Bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar

Mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız

Neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.

Herkes bir şey aldı götürdü benden

Dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine

Gözlerim bir vefa arar, arar da bulamaz

Nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine

Bilirim, çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım

İçimde biri ağlar güldüğüm zaman bile

Gömerken kalbime bütün arzularımı

Yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle

Sevdiğim mahzun şarkılardır, hüzünlü resimler

Garip akşamlarda yaşadığımı anlarım

Çevremde kim varsa konuşur durmadan

Ben hep bir heykel asaletiyle susarım.

Gecenin bir yerinde teselliler biter de

Dağıtır saçlarımı onun güzel elleri

Kokusu rengi kalır ellerinin gecelerde

Doğan gün uzaklardan getirir sevdiğimi
     
                         Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 29 Ağu 2010 00:14:35
HAYAT BİR KOMEDİ

Hayat bir komedi dünya bir sahne

Ağlayanda olur gülende olur

Ecel gelir baş ağrısı bir bahane

Yaşayanda olur ölende olur

 

Hayat bir okuldur hocası zaman

Her geçen zamanda yoğrulur insan

Öğrenmenın sonu yok demiş ozan

Bilmeyende olur bilende olur

 

Hayat bir umuttur yok edilmeyen

Hayat bir acıdır fark edılmeyen

Hayat bir sevdadır terk edılmeyen

Sevmeyende olur sevende olur

 

Hayat bir yarıştır kişi özünde

Hayat imtihandır tanrı gözünde

Hayat bir ibrettır ozan sözünde

Görmeyende olur görende olur

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 29 Ağu 2010 00:17:40
UNUTMAK

Unutmak maviyi

Karşında dururken deniz

Yaşamayı unutmak

Hala ciğerlerine çekiyorken puslu havayı

Sıcağı unutmak

Bir Ağustos öğlesinde taş kırıyorken madende

Ve tam tepedeyken güneş

Unutmak Soğuğu

Yürürken diz boyu karda yamalı kazak yalın ayak

Hüznü unutmak

En sevdiğini verirken toprağa

Beklemeyi unutmak

Her kapı çalışına irkilirken

Ve gözlerken yolunu postacının

Karayı unutmak

Yıldızları çalınmış bir gecede

Yoksulluğu unutmak

Katık ederken gözyaşını kuru ekmeğe......

 

Ve seni unutmak bitanem

Vakti gelmeden ruhun göçüne.

 

Ali Haydar Yurtsever

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ağu 2010 01:19:58
FENA SIKILDIM


Dün fena sıkıldım akşama kadar
İki paket cigara bana mısın demedi
Yazı yazacak oldum, sarmadı
Keman çaldım ömrümde ilk defa
Dolaştım
Tavla oynayanları seyrettim
Bir şarkıyı başka makamla söyledim
Sinek tuttum bir kibrit kutusu
Allah kahretsin, en sonunda
Kalktım buraya geldim
 
orhan veli

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 29 Ağu 2010 01:32:49
Dalga

Ne kağıt yeter ne kalem,
Mesut sanmam için kendimi
Ne takayım, ne tekneyim.
Öyle bir yerde olmalıyım,
Öyle bir yerde olmalıyım ki,
Ne karpuz kabuğu gibi,
Ne ışık, ne sis, ne buğu gibi...
İnsan gibi
         Orhan Veli Kanık

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ağu 2010 01:35:47
KUŞLAR VARDIR


Kuşlar vardır, cana benzer havalarda;
Soğuksa kar, baharsa yaprak;
Bir başına büyür toprakta ömrümüz,
Güneşle yeşil elleriyle çıplak;

- Uslu ayaklarla başlamış yolculuk -
Yürünmez öyle, bazen durulur,
Ve iner erenler katına yorgunluk;
Kapanır sukun üzre kitaplar.

Nefeslerle sürüp giden yaşamamız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur.
 
can yücel

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 29 Ağu 2010 01:57:49
Gör ki; madde aciz, mânâ yücedir,
Her ne varsa dönüş, "Mutlak Güc" edir.
"Arş" içinde "Arz" dediğin nicedir?
Bir kum tanesine, sor da söylesin...

Sanma, Kainatta bir tesadüf var;
Herşey dile gelmiş, mânâ fısıldar.
Rabb'imden habersiz dal mı kıpırdar?
Düşen bir yaprağa, sor da söylesin...

Nasıl kurulmuş ki, hayat dengesi,
Hiçbir nesne de yok, bir kavga sesi.
Neyi bekliyor şu, tohum tanesi?
Yağmur damlasına, sor da söylesin...

Rızkını biçer mi, gayret etmeyen,
Oturup miskince, sofra bekleyen..::.
Bunu sen, dört mevsim açlık çekmeyen,
Küçük karıncaya, sor da söylesin...

İbret denizinde, akıl teknesi..
Gezdikce paklanır, vicdanın sesi,
İman için yeter, ilmin zerresi
Deryâyı damlaya, sor da söylesin...

C. Numanoğlu

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK