Daha önce yazdım ve yine belirtmek istiyorum. Yaş konusu kesinlikle hükümetin isteği doğrultusunda öne alınacak. Belli bir zaman sonra veya mecliste görüşülürken yada daha sonra bir düzenlemeyle -er yada geç- 1. sınıf anasınıfı öğretmenlerine bırakılacak. Onca çalışmadan sonra -ki 2014'te anasınıfı tüm yurtta zorunlu hale getirilecekti- bundan vazgeçilmeyecek. Böylelikle 2010 daki şura kararının 19. maddesi de tamamlanmış olacak. Hadi biz sınıfçılara geçmiş olsun....
ALINTI
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER-
Öncelikle şunu söyleyelim: Biz bugün zaten 5 yaşını doldurmuş 6 yaşındaki çocuklarımızın yaklaşık yüzde 70'ini okul öncesi eğitimde eğitiyoruz. Bunlar için sınıflar tahsis ettik, bunlar için hocalarımız var, bunlar için programlarımız var bizim ve dolayısıyla yüzde 70'e yakın 5 yaşını tamamlamış çocuklarımız eğitim yapıyorken şimdi bunları zorunlu eğitime alıyoruz. Türkiye'de bir taraftan okul öncesi eğitimi zorunlu hale getiren talepleri varken, eğitim yaşının bir yaş öne alınması talebi değil midir aynı zamanda bu? İşte biz de o talepleri bir tarafıyla gözden geçiriyoruz. Peki, okul öncesi eğitimde ne olacak? Şu anda biz okul öncesi eğitimde 3 ila 5 yaş grubunu eğitime alıyorduk. Bundan sonra yine 3 ila 5 yaş grubunu eğitime alacağız ama, yaş öne çekildiği için, ay olarak öne çekildiği için, yine bu kez 4 yaşını doldurmuş, ama 5 yaşına devam edecek çocuklarımızı okul öncesi eğitime alacağız. Çünkü, pedagojik olarak eğer bu çocuklarımızı biz okul öncesi eğitime almazsak, ilköğretimde zorunlu eğitime aldığımızda yine birtakım sıkıntılarla karşılaşabiliriz, biz bunun farkındayız. Türkiye'de konuyla alakalı uygulamanın ne olacağına dair insanlar kendileri birtakım varsayımlar oluşturuyorlar maalesef ve bu varsayımlar üzerinden tavır alıyorlar; ya karşı çıkıyorlar, ya destekliyorlar, bunlar çok doğru şeyler değil.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz bugün çocuklarımızın hangi yaşta hangi pedagojik özelliklere sahip olabileceklerini, ne tür eğitsel ihtiyaçlara muhtaç olduklarını görüyor ve biliyoruz. Alacağımız tedbirleri de ona göre alma şansına sahibiz. Türkiye'nin içinde bulunduğu noktayı, eğitimde geldiği yeri gördüğümüz zaman bu tip endişelerin pek çoğunun yersiz olduğunu ifade etmek gerekir.