Toplum Polisliği

Çevrimdışı gulsah-arslan

  • Üye
  • *
  • 45
  • 3
  • 45
  • 3
# 07 Ağu 2007 23:34:03
...bence konumuz baya saptırıldı arkadaşlar..ben bugüne değin hiç olumsuz bir örnekle karşılaşmadım ve duymadım..bence kendimizi eleştirelim

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 07 Ağu 2007 23:55:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
...bence konumuz baya saptırıldı arkadaşlar..ben bugüne değin hiç olumsuz bir örnekle karşılaşmadım ve duymadım..bence kendimizi eleştirelim
neden kendimizi eleştirmemiz gerektiğini anlayamadım öğretmenim. Sizin olumsuz örneklerle karşılaşmamış olmanız başkalarının da karşılaşmamasını mı gerektiriyor. bu kadar öğretmen arkadaş karşılaştığı olumsuzlukları anlatırken yalan mı söylüyor...bu mudur söylemek istediğiniz.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 08 Ağu 2007 00:00:27
ayrıca konunun saptırıldığı düşüncenize de katılmıyorum. tarihimizdeki "vurun kahpeye" gibi örnekler toplum polisliği değil  midir?

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 08 Ağu 2007 00:03:18
Bu örneklerin arkalarında kimler vardır? araştırmanızı tavsiye ederim. Konunun saptırıldığıyla ilgili düşünce bildiren arkadaşlar konuyu başlatan arkadaşımıza haksızlık etmiyorlar mı ?

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 08 Ağu 2007 00:05:51
ayrıca herkes istemediği, beğenmediği ve doğru bulmadığı bir konuyu okumak ya da mesaj göndermek zorunda değildir diye düşünüyorum.

Çevrimdışı TMurat

  • Site Yöneticisi
  • *****
  • 10.225
  • 65.298
  • 10.225
  • 65.298
# 08 Ağu 2007 08:44:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Şafak hocam düşünceleriniz heyacan verici. Bu yolda her türlü çalışma içinde yer almaya ve Egitimhane.com sitesini bu çalışma içine sokmaya herzaman hazırım.

Yalnız yapılması gerekenleri ve yapabileceklerimizi daha somut olarak konuşmalıyız.
Değerli arkadaşlar daha önce de  dediğim gibi bu konunun hem takipçisi hem de destekçisiyim.

Yine daha önce dediğim gibi yapılması gerekenleri daha somut tartışmamız gerekmez mi?

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 08 Ağu 2007 10:07:12
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yapılması gerekenleri daha somut tartışmamız gerekmez mi?
konunun başlarında toplum polisliğiyle ilgili duygu ve düşüncelerimi yazmıştım. Vicdanların bu noktada önem kazandığı ve herkesin kendi vicdanının polisi olması gerktiğiyle ilgili. Ama yine de önyargıyla bakmak istemiyorum hiç bir şeye. ince eleyip sık dokumadan" benim doğrularım mutlak doğrulardır" diyemiyorum. çünkü öğrendim ki yanlış bildiğim şeyler doğru, doğru bildiklerim yanlış çıkabiliyor zamanla. bu nedenle toplum polisliği konusunu sürekli takip ediyorum.
konuyu somutlaştırabilmek için kafamda oluşan bir takım sorular var. bunları paylaşmak istiyorum sizlerle.

Türkiye'de toplum polisliği kavramı yerleştirilebilirse tam olarak karşılığı ne olacak?
yani görevi ne olacak toplum polislerinin.

ikinci sorum bu görev gönüllülük esasına mı dayalı olacak?

eğer gönüllülük esasına dayalı olacaksa gönüllü olduğumuzu hangi teşkilata bildireceğiz?

Her gönüllü bu görevi hakedebilecek mi yoksa birtakım özelliklere mi sahip olması gerekecek?

gönüllülere konuyla ilgili seminerler düzenlenebilecek mi?

toplum polisliği görevi yerine getirilirken gelenek ve görenekler  ne kadar etkili olacak ya da olacak mı?

yoksa bilimsel temellere dayalı mı hareket edilecek?

toplum polislerinin yaptırım gücü olacak mı? ya da olacaksa bunlar ne olabilir?

toplum polisleri sivil toplum örgütleriyle işbirliği içine girebilir mi?

Eğitimhane Türkiye'de başlatılmasını istediği bu konuda ne kadar etkili olabilecek? ya da neler yapabilecek konuyla ilgili.

toplum polisliği yaparken özel  bir mekan sözkonusu olacak mı ya da çevremizdeki her mekan ve her sorunlu insan görevimizin bir parçası mı olacak?

konuyla ilgili toplum polisleri seçilen insanlar arasında branşlaşma sözkonusu olacak mı?

toplum polisliği bir teşkilat haline mi getirilecek? ya da diğer resmi teşkilatlarla (emniyet gibi) işbirliği içerinde mi olacak?

 "hemen çalışmalarımıza başlayalım....  konuyla ilgili soyut ya da somut tartışmaları bırakalım eyleme dönüştürelim..." dersek  çıkış  noktamız neresi ve ne  olacak?
                                       saygılarımla...


Çevrimdışı TMurat

  • Site Yöneticisi
  • *****
  • 10.225
  • 65.298
  • 10.225
  • 65.298
# 08 Ağu 2007 10:24:07
Benusa öğretmenim teşekkürler. Tartışmamız gereken noktaları derli toplu olarak tekrar yazmışsınız. Öncelikle burada yazdığınız konuları tartışmalıyız. Bu gün gün boyu bu konuyu düşüneceğim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimhane Türkiye'de başlatılmasını istediği bu konuda ne kadar etkili olabilecek? ya da neler yapabilecek konuyla ilgili.

Site artık kabuğunu kırdı. Egitimhane sayesinde bunu geniş kesimlere ulaştırabiliriz. İnternet ortamında sadece bu site değil başka yollarla da bir çok kişiye ulaşabileceğime inanıyorum. Şu iyi bilinmeli ki site kurulduğu zamanki hayallerimden biri de bu tür konuların destekçisi olmaktı.

Sitede bu konuyu tartışırken "Toplum polisliği" ni kabullenen, destekleyen, inatçı, bilinçli, her olaya ideolojik bakmayan, herkese ulaşabilecek dostlar ile 5-10 kişilik gönüllü araştırmacı grup oluşturalım. Araştırıp düşünelim. Belki önceleri profesyonelce olmaz ama bir yerlere ulaşabileceğimize inanıyorum. Elde ettiğimiz sonuçları genelleştirip gerekli yerlere ulaşalım.

Benden tam destek arkadaşlar. Haydi elimizi taşın altına koyalım.

Çevrimdışı gulsah-arslan

  • Üye
  • *
  • 45
  • 3
  • 45
  • 3
# 08 Ağu 2007 12:11:54
..sayın benusa hocam ..benim kasdettiğim  herşeyin olumlu oldugu değildir..cami..tartışması için söylemiştim bu mevzuları..elbetteki mesleğimizi olumsuz amaçlar için nice kişiler varken neden sadece camide görev yapan imamları suçluyoruz..
...van da görev yaparken  ..ülkemizin çok kaliteli üniversitelerinden iyi bir derece ile okulunu bitirmiş ama..sadece bölücü ve ideolojik faaliyetlerini yerine getirmek için okulda ücretli .çalısan arkadasrla bereber görev yaptım..ama onların istediği hizmet değil ..kendi fikirtlerini tertemiz beyinlere empoze etmektii.. ben  bu olumsuz örnekleri gördükten sonra nerede kaldı ..meslegimizin gururu

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Ağu 2007 17:32:55
Alıntı
polis zabıt altına almayı, kontrol etmeyi gerektiriyor. Mimarlık ise imar etmeyi, yeniden yapılandırmayı ifade ediyor.
Ben bunu meslek anlamında kullanmıyorum . Bir bakış açısı olarak toplum polisliğinin , toplumu zapterme ,
kontrol altında tutma pskolojisi içerdiğini düşünüyorum ki konunun çıkış noktası da hatırladığım kadarıyla buna dayanıyor.
İşte bu bakış açısı yerine toplumu yeniden yapılandırmacı bir mantıkla olayı ele almak maksadıyla imar etme anlamında toplum mimarlığı terimini kullanmayı uygun buldum.
Mühendislik kelimesini gazetelerin köşe yazarları tarafından sık kullanılan  TOPLUM MÜHENDİSLERİ ifadesine gönderme yapmak için ESPRİ amaçlı kullanmıştım.
Toplumun bir merkez tarafından yönlendirilmesi fikrini benimsemiyorum.
Toplumu kontrol altında tutma veya toplumu yeniden yapılandırmak amaçlı bir oluşum fikri bana cazip gelmiyor.
Ben her bireyin kendi gelişimini düzenlemesi gerektiği inancındayım.
Alıntı
Namaz kılınan yerin devamlı temiz, sakin ve ferah olması lazım.
Orayı tenis masaları , spor malzemeleri ile doldurursanız , o sukunetli , huşu içindeki , nezih ortamı bozarsınız ve kaş yapayım derken malesef göz çıkarırsınız.
Ankara'mızda cami olarak kullanılan mekanlar asgari iki kattır ve ayrı ayrı bölümlerden oluşur.
Kışın ısıtma problemi olduğundan vakit namazları en küçük bölümlerinde kılınır.
Geriye kalan  mekan sadece cuma namazlarında kullanılır.
Vakit namazlarında kullanılmayan mekanların sosyal faaliyetler için değerlendirilmesi mümkündür.
Alıntı
Ancak  Sosyoloji'nin  alanına  giren  konular  tarihte toplumlar  değişse dahi genellikle  aynı  sonuçları  vermiştir..
Örneğin  Fransız  İhtilali  Tüm  Dünya  Toplumlarının  Milliyetçilik  fikrini  fitillemiştir..
Fransız  İhtilalinin  Tüm  Dünya  Toplumlarında  Milliyetçilik  fikrinin yayılmasına yol açtığı doğrudur.
Fakat bu Milliyetçiliğin DOĞRU olduğu anlamına gelmez.
Nitekim internetin yayılması ile birlikte dünya global bir köy haline gelmeye başlamış ve milletler arası birliklerin oluşturulması zorunlu hale gelmiştir.
Avrupa birliği, Arap birliği, Türk dünyası birliği, Büyük ortadoğu  gibi kavramların günümüzde daha çok konuşuluyor olması bu oluşumların
DOĞRU olduğu anlamına mı gelmelidir?
Bundan 10-30 yıl sonra ABD nin, AB nin olmayacağını söylersem YANLIŞ mı söylemiş olurum?
Alıntı
Okullarda  okutulacak  derslerin  denetimini  devlete  veriyorsunuz, fakat  dersleri  halk  belirlesin  diyorsunuz,
dolayısıyla  bir  çelişki  doğuyor,dersleri  halk  belirleyecekse  denetimi de  halkın  yapması  gerekir,devlete  ihtiyaç  yok  imajını  ortaya  atıyorsunuz...!?
Halkın denetiminin devlet tarafından yapılmadığı yönetim şekillerine ANARŞİZM adı verilir.
Çünkü halk içinde her bir grup denetim için GÜÇ kullanmaya başlar, bunun sonucunda anarşi ortaya çıkar.
Demokrasi denilen yönetim sistemlerinde halk nasıl yönetileceğine kendisi karar veriyor.
Yönetimin kendi istediği gibi olup olmadığının denetlenmesi yetkisini ise devlete veriyor.
Eğer devleti yönetenler denetim görevini iyi yapamazlarsa, yerlerine yenilerini görevlendiriyor.
Uygulama bu kadar basit olmasa da demokrasinin özü bu.
Halk dersleri kendinin belirlemek istediğini daha yüksek sesle söylemeye başladığında, devleti yönetenlerde bu isteği yerine getirecektir.
Aksi bir durumda halk yöneticileri değiştirecektir.
Halkın yönetici değiştirmesinin seçim sandığı ile mümkün olduğu gibi yaygın bir kanaat vardır.
Bu görüşe katılmadığımı belirtmeliyim.
Anonim bir tabir olacak fakat şu cümleyi de eklemeyi gerekli görüyorum.
Millet devlet için değil, devlet millet için vardır.
Alıntı
Bence  bırakın  geçmişi  bugünkü  ÖĞRETİM  MODELİ  bile  çağdaş  dünyaya  açık  değil!
Bugünkü öğretim modelinin dünyaya açık olmamasından neyi kasteddiğinizi anladığımı sanmıyorum.
Yaratılış teorisinin öğretildiği bir okulda, Darwin'in, Freud'un görüşlerinin okutulmamasını veya Darwin'in, Freud'un görüşlerinin okutulduğu bir okulda yaratılış
teorisinden bahsedilmemesi gibi durumları çağdaş dünyaya açık olmamak olarak tanımlıyor olabilirsiniz.
Bir şeyi bilmek, zıttını bilmekle mümkündür. Soğuğun ne olduğunu bilmeyen kişiye sıcağı anlatmanız mümkün değildir.
Yaratılış teorisinin karşısındaki görüşleri bilmeden yaratılış teorisini anlamanız mümkün değildir.
Benzer şekilde evrim teorisini bilmeden de yaratılış teorisini tam olarak anlamanız mümkün olmaz.
Dünyaya açık olmaktan kasteddiğiniz bu ise, bu görüşünüze katılıyorum.
Alıntı
Zaten  isteyen  veli  çocuğunu  alternatif  olarak  sunulan  okullardan  istediğine  gönderebiliyor,kanımca  burada  problem  yok.
Ben yeğenlerimi fen, sosyal, matematik okutulmayan bir okula göndermek istiyorum.
Toplum içinde nasıl davranacağını, nasıl konuşacağını öğrensin istiyorum.
Zamanın, kaybedildiğinde geri alamayacağı beş şeyden biri olduğunu anlayacağı, zamanın her bir saniyesini en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğini
öğrenebileceği bir okula göndermek istiyorum.
Bu okulun adresini bana verebilir misiniz?
Alıntı
Yani  gözümüzden  sakındığımız  çocuklarımızı   'Akılları  bir  karış  havada  büyütmenin  vebali  olmaz mı?'
Araf suresi, 179. ayette :

Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık).
KALPLERİ VARDIR BUNUNLA KAVRAYIP-ANLAMAZLAR, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler.
Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar GAFİL olanlardır. 

buyurulmaktadır.
Bir şeyi anlamamıza sağlayan KALBİMİZDİR. Diğer bir deyişle aklımızın mekanı kalptir. KALPLER  bir karış havada olamazlar.
Çocuklarımızın GAFİL yetişmemeleri için KALPlerine hitap etmeye çalışmalıyız.
Alıntı
Yeğenlerinizin  Öğretmenine  tavsiyelerde  bulunmak  isterim:
Tevhid-i tedrisat kanunundan haberiniz yok sanıyorum.
Yurdumuzun her yerinde, Ankara'da olduğu gibi 1. sınıftan başlamak üzere sınıf öğrenmeni, resim öğretmeni, müzik öğretmeni, beden eğitim öğretmeni ayrı ayrı kişiler olmak üzere her bir sınıf için en az dört öğretmen vardır. 6. sınıftan sonra bazı dersler için üç ayrı öğretmen görevlendirilir.
Öğrenciler genellikle her yarı yılda farklı öğretmenlerden ders alırlar.
Tavsiyelerinizi hangi öğretmene iletmem gerekiyor?
Ankara da öğretmenler öğrencilerinin isimlerini, öğrenciler öğretmenlerinin isimlerini bilmezler.
İsmini bilmediğiniz öğrenciye hangi temel davranışı kazandırabilirsiniz?
Alıntı
Türkiye de  yaşadığınızı  Milli  Eğitimin  Öğretmenlerden  başka  herkesin  yorumunu  dinlediğini  bilmelisiniz.
Milli eğitimde çalışanların büyük çoğunluğu (bakan dahil) öğretmen veya öğretmenlik yapmış kişilerden oluşmuyor mu?
Çoğunluk olduğunuz halde neden Milli eğitimimiz en iyi şekilde işlemiyor?
Neden sizlerin sözü dinlenmiyor?
Alıntı
Durumdan  çıkartılacak  vazife  Eğitim  Fakültesi  Sınıf  Öğretmenliği  mezunları  dışında  kimseye  sınıf  öğretmenliği  verilmemesidir  diye  düşünüyorum..
Milli  Eğitim  Bakanlığı  kulakları  işitiyor mu? Bilmiyorum  ama  ben  burada  hem  veli  hem  öğretmen  olarak  insanların  kavgasına  şahit  oluyorum..
'Benim  çocuğumu  neden  uzman  öğretmen  okutmuyor  veya  başöğretmen  okutmuyor  diye..
 Yeni  seçilecek  bakanımızın  bu  toplumda  infial  uyandıran  akıl dışı  uygulamarı  rafa  kaldırması  dileği  ile...
Kişi sevdiği mesleği icra etmiyorsa, aldığı eğitimin iyi olmasının bir anlamı olmaz.
Kalbinde çocuk sevgisi olmayan bir kişi, eğitim fakültesinden mezun olduğu için daha iyi bir eğitim mi verebilecektir?

Velilerin, uzman veya başöğretmenlerin daha iyi eğitim verdiği gibi bir inanca sahip olmaları normaldir.
Öğretmenleri motive edecek bazı uygulamalar olması gerekir.
Uzman öğretmen, başöğretmen gibi uygulamaları akıl dışı olarak değerlendirmek yanlış olur düşüncesindeyim.
Bu tür uygulamalar başka toplumlarda yapılmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır.
Ülkemizde de olumlu sonuç alınıp alınmayacağını zaman gösterecektir.
Alıntı
Belki çok ütopik ama ben okulların merkez alındığı çağdaş külliyeler çok yararlı olacaktır diye düşünüyorum.
Şu anda benim çalıştığım okul amfi tiyatro, tiyatro salonu ve henüz tamamlanmış olan kütüphane binasıyla bu yolda ilerlemekte.
Neden ütopik olsun? Pekala mümkün. Böyle bir uygulama yapılırken öncelik verilecek hususlara dikkat edilmelidir.
Öncelikle öğretimin kalitesini artıracak ve tüm öğrencileri kapsayacak çalışmalar yapılmalıdır.
Örneğin okulların voleybol, futbol, basketbol takımlarının çalışmalarını yapacağı mekanlar değil, tüm öğrencilerin spor faaliyetinde bulunabileceği mekanlar
oluşturulmalıdır.
Büyük şehirlerimizdeki okullarda beden eğitimi öğretmenleri öğrencilere spor yapma alışkanlığı kazandırmamakta, okulun voleybol, futbol gibi takımlarının yarışmalarda
derece almasını sağlamak için çalışmaktadır.
Okulun tüm öğrencilerini kapsamayan faaliyetler için veli desteği beklenemez.
Alıntı
  Yüzyıllar  boyu  içinde  yaşadığımız  toplumun  polisi  Cami  değil miydi?
  Bunun  kökenine  inince  bu  polisin  sahte  olduğu  ortaya  çıkacak  diye mi  korkuyorsunuz...
Unutmayın ki ;  
Sizin düşündüğünüz ile, karşınızdakinin duymak istediği,
Sizin söylemek istediğiniz ile karşınızdakinin duymak istediği ve duyduğu,
Sizin söylediğinizi sandığınız ile, karşınızdakinin anladığını sandığı ve anladığı arasında FARKLAR vardır.
Yine unutmayın ki;  
Söyledim demeniz, duymuş olduğu anlamına gelmez,
Duymuş olması, doğru anladığı anlamına gelmez,
Hak vermiş olması, inanması anlamına gelmez,
İnanmış olması, uygulayacak anlamına gelmez,
Uygulamış olması, sürdüreceği anlamına gelmez.

Söylediğimiz şey ile muhatabımızın anladığı şeyin aynı olduğu yanlışına düşüyoruz.
Söylediklerimizin kaynağını gösterebilirsek ve SOMUT ÖRNEKLER verebilirsek daha anlaşılır bir tartışma olacağına inanıyorum.

Toplum polisliğine ihtiyaç varsa ve camilerimiz polislik görevi yapabiliyorsa yanlışlık bunun neresinde?
Camilerin polislik görevini iyi yapamadığını anlatmak istiyorsanız bu konuda çok haklısınız.
Camilerin polislik görevlerini daha iyi yapabilmesi için neler yapılabileceğini tartışabiliriz.
Alıntı
Öğretmenler  yüreklidir..
  Öğretmenler  merttir..
   Öğretmenler  yalan  söylemezler
   Öğretmenler  yalancıları da  sevmezler
  Öğretmenler  geride  kalan  canlıların  hür  yaşamasını  ister
  Öğretmenler  çocuklarına  hayatlarını  verecek  kadar  fedakardırlar...
Bu vasıflara sahip öğretmenin adresini verirseniz gidip elini öpmek isterim.
Bu vasıflara sahip başka meslekten kişiler yok mu?
Alıntı
işin acı tarafı bu yanlış ve çirkin düşüncelerle donanımlı kişiden camii görevlisi diye öğretmeninden daha çok etkişlenmesiydi milletin...
Sanırım şafak öğretmenim caminin toplumun polisi olma konusuyla ilgili düşünceleriniz böyle örneklerin olmasından kaynaklanıyor. Bu anlamda size katılıyorum.
Kurum çalışanlarının hatalarının faturasının kuruma kesilmesi doğru olmaz inancındayım.
Caminin toplumun polisi olma konusuyla ilgili düşünceler böyle örneklerden kaynaklanıyorsa, yapılacak işlem bu tür davranışlarda bulunan kişilerin
ıslahına çalışmaktır.
Kurumun çalışmaları genel olarak FAYDALIYSA, bazı çalışanları nedeniyle kurumun zarar görmesi engellenmelidir.
Alıntı
Ne düzgün bir konuşma, ne düzgün bir ses, nede formasyon. Ama bu kişiyi sağolsun idarecilerimiz cemaatin
başına İMAM olarak atamışlardı. Gencecik, bilgili , formasyonlu bir sürü İlahiyat Fakültesi mezunu dururken.
İlçe müftümüz (genellikle pazar günleri) habersiz olarak vakit namazlarında camilere geliyor ve namaz kıldırıyor.
Cami cemaatinde azalma olduğunu farkederse camii imamıyla GÜZEL BİR SOHBET YAPIYOR.  :)
Müftülerimizi camilerimize davet edersek bu tür aksaklıkların önüne geçmiş oluruz.
Ben ilçe milli eğitim müdürünü bir kaç kez okula davet ettim. (okul idaresi ile yaşadığımız problemlerle ilgili dilekçe verdim.)
Herhalde beni okulun müdürü sandı. Müdürün odasında kahvesini içti gitti.

Çevrimdışı emilii

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.578
  • 1.599
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.578
  • 1.599
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Ağu 2007 19:28:09
gülşah arslan hocama katılıyorum yalnızca camilerde değil okullarda ve değişik kamu kuruluşlarında kötü örnek teşkil eden yanlış işler yaparark kitleleri arkasından sürükleyen binlerce insan var .tek başına camileri ve ya imamları bunndan sorumlu tutmak doğru değil.
domateslerin biri çürük çıktı diye kasayı atamazsınız!

önce hekes kendisinin polisi olmalı sonra toplum polisliği rolüne soyunmalı bence. burdan yola çıkarsak imamların da öğretmenlerin de ve daha toplumda örnek teşkil eden bir çok kişininde  toplum polisi olma yeterliliğine sahip olmadığını görebiliyoruz. bizim yaptığımız en büyük yanlış insanlara sahip olduğundan daha büyük anlamlar yüklemek.
bence kimse ya da hiç bir kurum toplum polisliği rolüne soyunmamalı...
bizler öğretmen olarak topluma örnek olmalıyız. öğrencilerimizi kabul eden değil araştıran, sorgulayan bireyler olarak yetiştirmeliyiz.
bizleri yanlışa sürükleyen şeylerin başı cehalet . önce cehaleti ortadan kaldırmak için çalışmalıyız. cehalet ortadan kalkınca ne okuması bile doğru olmayan imam cemaat bulur ne bölücü fikirlerini öğrencilerine empoze etmeye çalışan öğretmen öğrenci bulur ne de toplumun her hangi bir kesiminden yanlışa sürüklemeye çalışan insanlar kendine tarftar bulur....
benim düşünceleim tabi bunlar.....

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 08 Ağu 2007 20:07:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yalnızca camilerde değil okullarda ve değişik kamu kuruluşlarında kötü örnek teşkil eden yanlış işler yaparark kitleleri arkasından sürükleyen binlerce insan var . 
çok doğru söylüyorsunuz öğretmenim. bu konuda sizlere katılmamak gibi bir şey sözkonusu olamaz.
hepimiz ünüversite mezunuyuz. ama özellikle anadoluda imamların etkileyebildiği kadar kitleleri etkilememiz mümkün mü?
bu anlamda imamlara çok görev düşüyor. çünkü halk üzerinde onlar öğretmenlerden daha etkili.
bu doğru mudur, yanlış mıdır onu tartışmak da gereksiz. bu nedenle iyi yetiştirilmiş öğretmenler kadar, iyi yetiştirilmiş imamlara da ihtiyaç var. cahil insanları, eksik gedik dini bilgilerle yalan yanlış yönlendirmesi ne kadar doğrudur? kaldı ki gerçekten söyledikleri, insanlar üzerinde etkili oluyor. Bu nedenle kimlerin görevini ne kadar iyi yaptığının çok önemi var. konu toplum polisliği olunca işinin ehli imamlara da daha çok ihtiyaç var. 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
önce hekes kendisinin polisi olmalı    
bu düşüncenizi konu başlatıldığı günden beri ben de savunuyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
   . 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  bence kimse ya da hiç bir kurum toplum polisliği rolüne soyunmamalı...
 
şu anda hiç kimse toplum polisliğine soyunmuş değil ki. sadece olabilir mi, olursa nasıl olur, kimler bu işi yapabilir noktasında tartışmalar var ortada.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
öğrencilerimizi kabul eden değil araştıran, sorgulayan bireyler olarak yetiştirmeliyiz.
 
bu söyleminizi desteklememek mümkün mü? size bu konuda  sonuna kadar katılıyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bizleri yanlışa sürükleyen şeylerin başı cehalet . önce cehaleti ortadan kaldırmak için çalışmalıyız. 
işte tam bu noktada düşünüyorum ki... işinin ehli imamlarla öğretmenler toplum polisliği yapamazlar mı?
örneğin kadına şiddet konusunda ya da benzeri konularda? 
böyle bir şeyi mühendislerden ne kadar bekleyebiliriz mesela. elbette işi insana hitap eden meslekteki insanların  yeterlilikleri sorgulanacak bu anlamda.
bu  konuya inanmış arkadaşlarımıza destek olmamız ve yardımcı olmamız mümkün değil midir?

Çevrimdışı chns

  • Uzman Üye
  • *****
  • 510
  • 161
  • 510
  • 161
# 08 Ağu 2007 20:58:25
Eğer gerçek anlamda bir polislikten bahsediliyorsa , bence bu pek gerçekçi olmaz ve aynı zamanda görev karmaşasına dönüşür.

Hani herkes kendi işini en iyi şekilde yaparsa , zaten sorun kalmayacak ya...

Ama bunun yerine yine işi eğitime getirmek istiyorum.

Temel bir eğitim sorunu daha;
Genelde arkadaşını şikayet eden öğrenciyi öğretmenler , bu davranışın hiç hoş değil diye uyarır. Bunu bir şikayetten ziyade çoğu zaman bir ispiyonlama olarak algılayan öğretmen , şikayet konusunu es geçerek , şikayetçi öğrenciye nasihatte bulunur.

Ya bu yaptığının yanlış olduğundan dem vurur. Yada sorunlarınızı kendi aranızda çözün , bana getirmeyin der.

Bununla ilgili bir öğretmen arkadaşım artık olayı okadar abartmıştı ki , şikayete gelen öğrenciyi dinlemeden , 'yine mi şikayet ,ben size şikayeti yasaklamadım mı?'  diye çıkışırdı.

Tabi artık dayanamadım ve uygun bir dille bu yaptığının doğru olmadığını anlatmaya çalıştım.

Neyse , bunun gibi vakılar çokça yaşanıyordur. Çünkü küçükken bize de böyle öğretilmişti. Biz böyle öğrendiğimiz için , öğretmende olsak, başka bir meslek grubuna da dahil olsak bu artık bizim değişmeyen doğrumuz olmuştur bir kere.

Ama gerçekten bu doğru bir şey mi? Yani bir yanlışlık görünce onu gerekli mercilere bildirmek, sizce yanlış olan bu mu? Bu bir ispiyonculuk mu?

Çocukken arkadaşını şikayet etmenin yanlış olduğunu öğrenen bizler , büyüyünce bir suçluyu şikayet etmek için acaba emniyet müdürlüğüne gitmeyi nekadar kendimize yakıştırabiliriz? Bu bir ispiyonlama değil mi? Çocukken bize böyle öğretilmemiş miydi?

Kırmızı ışıkta geçen bir aracın plakasını emniyete verebilir miyiz?
Dahası gözümüzün önünde elektrik , su kaçıranları şikayet edebilir miyiz?

Şikayet edemeyiz , çünkü biz bunun ispiyonlama olduğunu öyle kanıksamışız ki...


Öğrencilerin ilk şikayet mercileri bizleriz. Öğrenciler bizleri aşamazlarsa , biz toplumun ne tür polislere ihtiyacı olduğunu daha çoook tartışırız.

Lütfen yeni nesilleri , böyle yetiştirmeyelim. Onlar şikayet etmenin bir görev, bir sorumluluk olduğunu öğrensinler.

Çevrimdışı nazende77

  • Uzman Üye
  • *****
  • 258
  • 416
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 258
  • 416
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ağu 2007 10:31:50
Durumdan  çıkartılacak  vazife  Eğitim  Fakültesi  Sınıf  Öğretmenliği  mezunları  dışında  kimseye  sınıf  öğretmenliği  verilmemesidir  diye  düşünüyorum..
Milli  Eğitim  Bakanlığı  kulakları  işitiyor mu? Bilmiyorum  ama  ben  burada  hem  veli  hem  öğretmen  olarak  insanların  kavgasına  şahit  oluyorum..
'Benim  çocuğumu  neden  uzman  öğretmen  okutmuyor  veya  başöğretmen  okutmuyor  diye..
 Yeni  seçilecek  bakanımızın  bu  toplumda  infial  uyandıran  akıl dışı  uygulamarı  rafa  kaldırması  dileği  ile...


Çoğunluk olduğunuz halde neden Milli eğitimimiz en iyi şekilde işlemiyor?
Neden sizlerin sözü dinlenmiyor?Kişi sevdiği mesleği icra etmiyorsa, aldığı eğitimin iyi olmasının bir anlamı olmaz.
Kalbinde çocuk sevgisi olmayan bir kişi, eğitim fakültesinden mezun olduğu için daha iyi bir eğitim mi verebilecektir?

Velilerin, uzman veya başöğretmenlerin daha iyi eğitim verdiği gibi bir inanca sahip olmaları normaldir.
Öğretmenleri motive edecek bazı uygulamalar olması gerekir.
Uzman öğretmen, başöğretmen gibi uygulamaları akıl dışı olarak değerlendirmek yanlış olur düşüncesindeyim.
Bu tür uygulamalar başka toplumlarda yapılmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır.
Ülkemizde de olumlu sonuç alınıp alınmayacağını zaman gösterecektir.
[/quote]
SınIf Öğretmenliği mezunlarının bize karşı bu kadar olumsuz bir tavır içinde olmalarını anlamıyorum. Fen Edebiyat mezunları ile Ziraat mezunlarının özellikle çok iyi sınıf öğretmenleri olduklarını düşünüyorum. Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Sanat Tarihi Mezunuyum. Biz orada Aklınızın alamayacağı kadar geniş bir entellektüel birikimle yetiştiririldik. Bir öğretmenin entellektüel bilgisinin fazla olması bir suç mu? Bu fakülteler bilim adamı yetiştirmek üzere kurulmuştur. Bu nedenle mezunları araştırmaya ve öğrenmeye açıktır. Öğrenmeye aşıktır. Öğrenmeyi seven bir öğretmenin öğrencilere nasıl bir zararı dokunabilir? Benim çalıştığım okula gelin de velilerin hangi öğretmeni baş tacı yaptığını görün. Önemli olan yüreğinizdeki çocuk sevgisidir. Öğretme aşkıdır. mesleğinize duyduğunuz aşktır. İnsan severse emek verir. Emek güzellikler yaratır ve bu güzelliklerde sevgiyi çoğaltır...
Saygılar.

Çevrimdışı TMurat

  • Site Yöneticisi
  • *****
  • 10.225
  • 65.298
  • 10.225
  • 65.298
# 09 Ağu 2007 11:54:56
Değerli egitimhane'liler,
Uzun süredir konu ile ilgili düşünüyorum. Yürürken, yemek yerken hep bu konu aklımda. Yazılan yeni mesajları okuduğumda bakıyorum ki farklı alt başlıklarda tartışılması gereken konular ne yazık ki bu konuya taşınmış.

Düşündükçe aklıma farklı fikirler geliyor. Sosyal sorunlar için "Toplum Polisi" olmayı kabullenen arkadaşlar için aklıma geleni buraya yazacağım. Sizler de bu düşüncelerin uygun olup olmadığı konusunda yardımcı olursanız daha etkili sonuca varabiliriz.

Günün Tartışma Konusu:
Toplum Polisi Kimdir?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK