Yorumlu Haberler

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 May 2013 10:04:40
Olay alkol değil. Olay gündem söndürme.

Çevrimdışı gülendam40

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 765
  • 1.174
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 765
  • 1.174
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 May 2013 10:10:13
Günaydın herkese.Kimse alkol kullananı engeleyemez.ama ben şahsen çok memnun oldum bu uygulamaya.Ya zaten gece ondan sonra içenler illaki bir yerlerde sızıp kalıyor.O olmasa bile mutlaka birilerini rahatsız ediyor.Birde o saatte insan tekel bayilerinin önünden geçmeye korkuyor.Çünkü her bayinin önünde elinde içki şişesi içmesini bilmeyen insanlarla dolu.Bence devletin şimdiye kadar aldığı kararlardan en isabetlisi bu ;)

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 May 2013 10:24:47
Bir başörtüsü bir de içki ..din ile sömürülen bir halkı uyutmanın iki yolu...

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 27 May 2013 10:40:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Günaydın herkese.Kimse alkol kullananı engeleyemez.ama ben şahsen çok memnun oldum bu uygulamaya.Ya zaten gece ondan sonra içenler illaki bir yerlerde sızıp kalıyor.O olmasa bile mutlaka birilerini rahatsız ediyor.Birde o saatte insan tekel bayilerinin önünden geçmeye korkuyor.Çünkü her bayinin önünde elinde içki şişesi içmesini bilmeyen insanlarla dolu.Bence devletin şimdiye kadar aldığı kararlardan en isabetlisi bu ;)

Engellemekten kasıt başa silah dayayıp içmeyecekseniz demekse haklısınız şu ana kadar engelleme yok :)

Benim düşüncem,sponsorlukların kaldırılması,içki satışının yasaklanması,piknik ve açık alanda kullanımının yasaklanması birer engellemedir.Bu ülkede özgürlük olacaksa herkese olmalıdır.

Anayasanın 58.maddesinde devlet gençleri kötü alışkanlıklardan korur diyor.Koruyamadığı zaman gidip onu yasaklar demiyor.Sadece bilinsin istedim..

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 May 2013 10:45:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Olay alkol değil. Olay gündem söndürme.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir başörtüsü bir de içki ..din ile sömürülen bir halkı uyutmanın iki yolu...


Olay bu gündemle halkı oyalayarak arkadan bir şeyleri ört-bas etme olayıdır.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 May 2013 11:38:38
Çoğulcu demokrasi kültürü gelişmedi, gelişeceğini de sanmıyorum bu ülkede.... Bu ülkenin her sorunu bittide bir içki sorunumu kaldı.Sorunları yasaklarla kamufle edemeyiz.

Çevrimdışı ertugrul43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.318
  • 2.536
  • 1.318
  • 2.536
# 28 May 2013 15:02:22
YÖK eğitim fakültelerine genelge gönderdi ve 5 alan dışında öğrenci alımının durdurulduğunu duyurdu. Bu atama bekleyen öğretmenleri çok sevindirecek
 
Güzel sanatlar lisesini bitiren öğrenci ve veliler isyanda.

 
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Nisan ayında eğitim fakültesi bulunan üniversitelerin rektörlüklerine şok bir yazı gönderdi. Yazıda, 5 alan dışında öğrenci alınmaması talimatı veriliyordu.

 
Rektörlükler, bu genelge karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Güzel sanatlar lisesini bitiren ve bu sene üniversiteye girme planı yapan binlerce öğrenci ve velisi ise isyanlarda.

 
İŞTE YÖK'ÜN GÖNDERDİĞİ GENELGE;

 
.........Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu'nun, Eğitim Falüktelerinde ihtiyaç duyulan alanlara ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen ihtiyaç projeksiyon çalışmaları sonucunda belirlendi:

 
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (Rehberlik Öğretmen)
 

Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği
 

İlköğretim Matematik Öğretmenliği
 

Özel Eğitim Öğretmenlikleri
 

Teknoloji Tasarım Öğretmenliği

 
Olmak üzere Eğitim Fakültelerinde 5 alanda öğretmenlik programı açılacak öğrenci alınmasına, bu alanların dışında program açılmamasına ilişkin öğrenci 18.04 2013 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu toplantısında incelenmiş ve önerinin uygun olduğuna karar verilmiştir.

 
BİNLERCE ÖĞRENCİ İSYANDA

 
Bu 5 alının dışındaki, ingilizce kimya felsefe, müzik, resim vs gibi onlarca bölüme öğrenci alınmıyor. Üniversiteye müracaat için giden öğrencilere YÖK'ün gönderdiği genelge gösterildi ve öğrenci alınmayacağı bildirildi. Öğrenci ve velileri, bu skandal yasağı protesto etmek ve kaldırılması için çeşitli eylemler yapmaya hazırlanıyor.

 
BU YASAK 3 YIL SÜRECEK

 
YÖK yetkilileri, öğrenci ve velilere öğrenci alımının durdurulmasına gerekçe olarak öğretmen fazlası olduğunu öne sürüyor. Velilek ise bu yasağın 3 yıl süreceğini iddia ederek, amacın imam hatiplilere yer açmak olduğunu savunuyor.

 
REKTÖRLÜKLER ŞOKTA

 
Alınan bilgiye göre; Pazartesi günü ise uzmanlar konuyu tekrardan değerlendirecek. Haccettepe Üniversitesi'nin ise bu genelgeye karşı çıkarak kınama yazısı yayınlamış.

 
SON GÜNCELLEME ŞUAN İTİBARİYLE SON GELEN HABER:

 
Bu sene değil 2 sene sonra”

 
Bu uygulamaya tepki gösterenler YÖK’e ardı ardına açtıkları telefon ve şikayetler sonucu YÖK’e geri adım attırdı. 4800 üzerinde şikayetin geldiğini söyleyen YÖK bu sefer de “Merak etmeyin, uygulamayı 2 sene sonra başlatma kararı aldık” açıklamasında bulundu.

 
2 bölüm geri alındı!

 
Sadece 5 bölüm haricinde öğrenci alımının durduracağını ilan eden YÖK, ayrıca gelen tepkilere karşı Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü ve Sınıf Öğretmenliği bölümünün de 2 sene kadar daha öğrenci alımı yapacağını açıkladı


mebpersoneli.com

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 28 May 2013 15:04:18
Ne saçmalık

Fen Edebiyatlara öğrenci almaya devam edecekler.Asıl kapatılması gereken fen edebiyat fakülteleridir.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 28 May 2013 15:28:04
Sanat düşmanlığının da bu kadarına pes yani. Zamanında birileri tükürmüştü şimdi bunlar kökten hallediyor. Güzel sanatlardaki yeteneklere yazık değil mi ya...

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 02 Haz 2013 15:30:41
Sosyal medyada yalan haber rüzgârı

2 Haziran 2013
  
Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları körükleyen en önemli etkenlerden biri sosyal medyadaki dezenformasyon oldu. Bazı marjinal gruplar, yaşanan çatışmayı büyütmek amacıyla sosyal medyadan asılsız haberler ve fotoğraflar yayınladı. Özellikle olaylarda ölenlerin ve birçok ağır yaralının olduğu iddiası yayılarak, vatandaşlar galeyana getirilmeye çalışıldı.

Taksim’deki olaylarda marjinal gruplar şiddetin dozunu artırmak için sosyal medyadan asılsız haberler ve fotoğraflar yayınladı. Ünlü isimler üzerinden açılan sahte hesaplardan yanlış bilgiler paylaşıldı. Bazı haber kanalları da bu yanlış bilgileri izleyicilerine duyurdu.

İŞTE O PROVAKATİF YALANLAR:

  

Göstericiler, sosyal medyada ilk başta olaylarda ölenlerin olduğu iddiasını yayma yoluna gitti. Birkaç sene önce deniz kazasında pervaneye sıkışmış bir adamın kanlar içindeki hali, panzerler tarafından ezilmiş şeklinde sunuldu.


Polisi köpeğe biber gazı sıkarken gösteren bir fotoğraf da aslında yabancı bir ülkeden.


‘AK Parti İzmir binası yanıyor, Bülent Arınç’ın oğluna AVM, gaz yiyen çocuğun lensi eridi’ gibi asılsız haberler de sosyal medyada bilgi kirliliğine sebep oldu.



 

 

  Aynı şekilde yayılan bir diğer asılsız haber ise İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın görevden alındığına ilişkin oldu. Oysa sosyal medyada bu haberler yer alırken Çapkın, Vali Hüseyin Avni Mutlu ile bir basın açıklaması yaptı.

Bazı provokatörler ise sabah saatlerinde polisin Taksim’de jammerlarla iletişimi kestiği iddiası ile sosyal medyada yankı bulmaya çalıştı.



Eylem 48 saat daha devam ederse Anayasa Mahkemesi hükümeti düşürülebilir.



Sabah saatlerinde 'eylemci çoğunluk köprüyü geçti' mesajıyla paylaşılan ve eylemcilerin ne kadar çok olduğunun anlatılmak istendiği fotoğraf. Ancak bu fotoğraf, Avrasya Maratonu'nda çekildi.

15 milyon tweet atıldı

Taksim’deki olayların şiddetlendiği 31 Mayıs’ta 15 milyon 247 bin tweet atıldı.  Sosyal Medya Takip Sistemi kurucusu Yasin Kesen, bu tweetlerin 5 milyonunun Gezi Parkı ve sonrasında başlatılan kampanya ve provokasyonlarla ilgili olduğunu belirtti.

Yalan ifadelere dava açılabilir

Ceza avukatı Mahmut Ceren de sosyal paylaşım sitelerindeki hakaret, küfür, yalan fotoğraf ve ifadelerin yasal düzenleme gerektirdiğine dikkat çekti. Burada ifade özgürlüğünün arkasına saklanıldığına vurgu yapan Ceren, “Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerindeki sahte hesaplar, asılsız fotoğraf ve beyanlar bir kişiye yönelik ise o kişi dava açabilir. Ancak toplumsal kaosa ve infiale sebep oluyorsa kamusal tedbir alınabilir. Örneğin bunların ilgili siteden silinmesinden savcıların kamu davası açmasına kadar birçok cezai müeyyidesi var.” dedi.
...............
Ankara'da eylemcilerin arasında kalan bir öğretmen, sivil polis zannedilerek darp edildi. "Kaçmasaydım öldüreceklerdi' diyen öğretmenin burnu kırıldı, vücudunda ezikler oluştu.

Ankara'da tarih öğretmeni olarak görev yapan Mustafa Özdemir, dün bir arkadaşı ile görüşmek için Kızılay'a gitti. Özdemir, Güvenpark'a geldiğinde ise Taksim Gezi Parkı'nda yaşananları protesto etmek isteyen grup ile karşılaştı. Kalabalığın polise taş attığını gören öğretmen, göstericileri "Hak böyle mi aranır arkadaşlar." diyerek uyardı.

Özdemir, bunun üzerine elleri sopalı eylemcilerin saldırısına uğradığını belirterek, "Beni öldüresiye dövdüler. Kaçmasaydım öldüreceklerdi." dedi. Uzun süre yerde sopa, tekme ve yumruklara maruz kaldığını

anlatan öğretmen, kanlar içerisinde kaçarak kurtulduğunu ifade etti.

"İNSAN HAYATI AĞAÇLARDAN DAHA AZ ÖNEMLİ DEĞİL"

Kendisini dövenlerden şikayetçi olduğunu ve yasa önünde hesaplaşmak istediğini söyleyen talihsiz öğretmen, hastaneden bir 'hafta iş göremez raporu' aldı. Türkiye'nin Gezi Parkı meselesinden dolayı karıştığına dikkat çeken Özdemir, çatışma ortamı oluşturulmasını 'üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek' olarak niteledi.

Burnunun kırılmasından herkesi sorumlu tutan öğretmen, "Hepimizin rahatsız olduğu taraflar var. Hepimiz istiyoruz bazı şeyleri protesto edelim. Fakat, her şeyin bir yolu ve yöntemi vardır. Seçim zamanı yaklaşıyor, herkes gerekiyorsa sandıkta tepkisini gösterebilir. Bu iş Taksim meselesi değil. Taksim meselesi ile benim burnumun kırılmasının ne alakası var. İnsan hayatı, Taksim'deki ağaçlardan daha önemli değil." diye konuştu.

 

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 02 Haz 2013 16:57:05
Ağaç partisi

Her şey o ağaçların altında başladı ve orada zaferle sonuçlandı. Bugüne dek kitlelerin tepkisi karşısında burnundan kıl aldırmayan, asla geri adım atmayan iktidar, dün ilk kez inadından vazgeçmek, polisini alandan çekmek zorunda kaldı.
4 gündür tarihin en barışçıl eylemine imza atan eylemciler ise, yan yana durarak, şiddete mesafe koyarak, kararlılığını koruyarak kazandı.
1 Haziran’ı, çok önemli bir kırılma noktası olarak tarihe kazıdılar.
* * *
Dün, Dolmabahçe’den tırmanıp dev bir kalabalıkla meydana girdiğimde saat 16’ya geliyordu.
İlk gazı orada yedik.
Damağımızda gazın tadı ve gözlerimizde acı bir yangınla Marmara Otel’in yanındaki Sağlık Sokak’a doğru çekildik.
Panik, tecrübeliler tarafından derhal yatıştırıldı.
Türkiye’de hak aramanın, gösteri yapmanın bedelini bilenler hazırlıklı gelmişti. Limonlar, sular, sütler hemen paylaşıldı. Fenalaşanlar kenara alındı. Polise, hükümete, başbakana saydırıldı.
Polisi taşlayanlar uyarıldı.
Gürül gürül akan bir kalabalıktı.
Hükümet için karar vaktiydi:
Ya inat edip Taksim’de korkunç bir kırımı göze alacak ya da tükürdüğünü yutup geri adım atacaktı.
Giderek büyüyen kalabalığı ve sokaklara sığmayan nefreti gördüğümde, bu kez mecburen ikinci seçeneğe razı olacaklarını anladım.
Nitekim saat tam 16.00’da Taksim Meydanı ile Gezi Parkı’nı ayıran merdivenlere kalkanlarıyla yerleşen polis, telaşla geri çekildi.
Hemen ardından günlerdir akıl almaz bir öfkeyle su ve gaz püskürten TOMA’lar kuyruğunu kıstırıp alandan ayrıldı.
Kitleler, “Örgütlü bir halkı hiçbir güç yenemez” sloganı eşliğinde, çağlayan bir su gibi alanı doldurdu.
Siyasetin tahterevallisinin tersine döndüğü an, o andı.
Muhtemelen 1968’de 6. Filo’yu denize dökenler de aynı coşkuyu yaşamıştı.
1960’ta 555K eyleminde Menderes’in yoluna dikilenler de...
1977’de Başbakan Demirel, CHP mitingi öncesi Ecevit’e suikast yapılacağı uyarısı yaptığında inadına on binlerle Taksim’i dolduranlar da..
Bıçağın kemiğe dayandığı noktaydı.
“Zulmün artsın ki zevalin çabuk gelsin” deyişini doğrularcasına, artan baskı, sonucu hızlandırdı.
Örgütlü olmayan, tamamen kendiliğinden gelişen bir hareketle ve son derece insani bir refleksle sokağa çıkan, bir kısmının daha önce hiç eyleme katılmadığı anlaşılan genç yaşlı, çoluk çocuk on binlerce insan, gazı yedikçe politize oldu, suyu yedikçe öfkelenip bilendi.
Bir avuç ağacı kurtarma amacıyla başlayan hareket, adeta gazla beslendi ve hızla ülkeyi bu iktidardan kurtarma hedefine döndü.
Park için alınan “yürütmeyi durdurma” kararı, yürümeyi durduramadı. Haksızlığa kızan, yola çıktı; arkadaşını çağırdı.
Hükümet, polisi kitlelerin üzerine ölçüsüzce salarak, helikopterlerden insafsızca gaz yağdırarak, masum bir çevre eyleminden devasa bir birliktelik yarattı; kendi gazında zehirlenen bir bünye gibi, kendisine karşı yıllardır örgütlenemeyen geniş ittifakı kendi elleriyle sağladı.
Sokaktakiler, artık sadece parkta ağaçlarını değil, hayat tarzlarını da savunuyorlardı.
Giderek artan baskının, alkol yasağının, kendilerine sorulmadan alınan kararların, “İnancın emri” lafının, “iki ayyaş” gafının hesabını soruyorlardı.
TKP’sinden, Kemalistlere, Halk Cephesi’nden CHP’ye, Çarşı grubundan Gökkuşağı aktivistlerine kadar herkes bir arada meydandaydı.
O noktadan sonra herkes, -Hükümet’in sıkça kullandığı tabirle-, “marjinal”di.
Bu birlikteliği sağlayan Gezi’nin ağaçları, tepelerinde gezinen helikopterlere aldırmadan kurtarıcılarını gölgesinde sakladı.
Belki de sembolü ağaç olacak büyük bir koalisyonun temeli, dün Taksim’de, Gezi Parkı’nda atıldı.
Gazla büyüttünüz bu hareketi...
Gazlayın şimdi hadi!


Can Dündar
candundarada@gmail.com

Çevrimdışı yoncalodi

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.081
  • 18.383
  • Müdür Yetkili
  • 10.081
  • 18.383
  • Müdür Yetkili
# 02 Haz 2013 17:09:48
can dündar çok komik adam, anarşik koalisyon mu olurmuş?

Çevrimdışı yoncalodi

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.081
  • 18.383
  • Müdür Yetkili
  • 10.081
  • 18.383
  • Müdür Yetkili
# 02 Haz 2013 17:19:45
Sayıları azımsanacak kadar azalan bozguncu gurubun bir olay olsada orada kendimizi gösterelim,millete,huzura olan kinimizi nefretimizi boşaltalım isteklerinin sahneye dökülmüş halini izliyoruz. Ağaç hassasiyeti olan sözüm ona duygusal kişilikli hassas insanların dükkan tekmelemesini acı tebessümle,onların doğa koruyucusu olduğuna inanan fazla iyi niyetli insanları da acıyla izliyoruz

Çevrimdışı travis

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 304
  • 675
  • 304
  • 675
# 02 Haz 2013 17:20:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sosyal medyada yalan haber rüzgârı

2 Haziran 2013
  
Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları körükleyen en önemli etkenlerden biri sosyal medyadaki dezenformasyon oldu. Bazı marjinal gruplar, yaşanan çatışmayı büyütmek amacıyla sosyal medyadan asılsız haberler ve fotoğraflar yayınladı. Özellikle olaylarda ölenlerin ve birçok ağır yaralının olduğu iddiası yayılarak, vatandaşlar galeyana getirilmeye çalışıldı.

Taksim’deki olaylarda marjinal gruplar şiddetin dozunu artırmak için sosyal medyadan asılsız haberler ve fotoğraflar yayınladı. Ünlü isimler üzerinden açılan sahte hesaplardan yanlış bilgiler paylaşıldı. Bazı haber kanalları da bu yanlış bilgileri izleyicilerine duyurdu.

İŞTE O PROVAKATİF YALANLAR:

  

Göstericiler, sosyal medyada ilk başta olaylarda ölenlerin olduğu iddiasını yayma yoluna gitti. Birkaç sene önce deniz kazasında pervaneye sıkışmış bir adamın kanlar içindeki hali, panzerler tarafından ezilmiş şeklinde sunuldu.


Polisi köpeğe biber gazı sıkarken gösteren bir fotoğraf da aslında yabancı bir ülkeden.


‘AK Parti İzmir binası yanıyor, Bülent Arınç’ın oğluna AVM, gaz yiyen çocuğun lensi eridi’ gibi asılsız haberler de sosyal medyada bilgi kirliliğine sebep oldu.



 

 

  Aynı şekilde yayılan bir diğer asılsız haber ise İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın görevden alındığına ilişkin oldu. Oysa sosyal medyada bu haberler yer alırken Çapkın, Vali Hüseyin Avni Mutlu ile bir basın açıklaması yaptı.

Bazı provokatörler ise sabah saatlerinde polisin Taksim’de jammerlarla iletişimi kestiği iddiası ile sosyal medyada yankı bulmaya çalıştı.



Eylem 48 saat daha devam ederse Anayasa Mahkemesi hükümeti düşürülebilir.



Sabah saatlerinde 'eylemci çoğunluk köprüyü geçti' mesajıyla paylaşılan ve eylemcilerin ne kadar çok olduğunun anlatılmak istendiği fotoğraf. Ancak bu fotoğraf, Avrasya Maratonu'nda çekildi.

15 milyon tweet atıldı

Taksim’deki olayların şiddetlendiği 31 Mayıs’ta 15 milyon 247 bin tweet atıldı.  Sosyal Medya Takip Sistemi kurucusu Yasin Kesen, bu tweetlerin 5 milyonunun Gezi Parkı ve sonrasında başlatılan kampanya ve provokasyonlarla ilgili olduğunu belirtti.

Yalan ifadelere dava açılabilir

Ceza avukatı Mahmut Ceren de sosyal paylaşım sitelerindeki hakaret, küfür, yalan fotoğraf ve ifadelerin yasal düzenleme gerektirdiğine dikkat çekti. Burada ifade özgürlüğünün arkasına saklanıldığına vurgu yapan Ceren, “Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerindeki sahte hesaplar, asılsız fotoğraf ve beyanlar bir kişiye yönelik ise o kişi dava açabilir. Ancak toplumsal kaosa ve infiale sebep oluyorsa kamusal tedbir alınabilir. Örneğin bunların ilgili siteden silinmesinden savcıların kamu davası açmasına kadar birçok cezai müeyyidesi var.” dedi.
...............
Ankara'da eylemcilerin arasında kalan bir öğretmen, sivil polis zannedilerek darp edildi. "Kaçmasaydım öldüreceklerdi' diyen öğretmenin burnu kırıldı, vücudunda ezikler oluştu.

Ankara'da tarih öğretmeni olarak görev yapan Mustafa Özdemir, dün bir arkadaşı ile görüşmek için Kızılay'a gitti. Özdemir, Güvenpark'a geldiğinde ise Taksim Gezi Parkı'nda yaşananları protesto etmek isteyen grup ile karşılaştı. Kalabalığın polise taş attığını gören öğretmen, göstericileri "Hak böyle mi aranır arkadaşlar." diyerek uyardı.

Özdemir, bunun üzerine elleri sopalı eylemcilerin saldırısına uğradığını belirterek, "Beni öldüresiye dövdüler. Kaçmasaydım öldüreceklerdi." dedi. Uzun süre yerde sopa, tekme ve yumruklara maruz kaldığını

anlatan öğretmen, kanlar içerisinde kaçarak kurtulduğunu ifade etti.

"İNSAN HAYATI AĞAÇLARDAN DAHA AZ ÖNEMLİ DEĞİL"

Kendisini dövenlerden şikayetçi olduğunu ve yasa önünde hesaplaşmak istediğini söyleyen talihsiz öğretmen, hastaneden bir 'hafta iş göremez raporu' aldı. Türkiye'nin Gezi Parkı meselesinden dolayı karıştığına dikkat çeken Özdemir, çatışma ortamı oluşturulmasını 'üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek' olarak niteledi.

Burnunun kırılmasından herkesi sorumlu tutan öğretmen, "Hepimizin rahatsız olduğu taraflar var. Hepimiz istiyoruz bazı şeyleri protesto edelim. Fakat, her şeyin bir yolu ve yöntemi vardır. Seçim zamanı yaklaşıyor, herkes gerekiyorsa sandıkta tepkisini gösterebilir. Bu iş Taksim meselesi değil. Taksim meselesi ile benim burnumun kırılmasının ne alakası var. İnsan hayatı, Taksim'deki ağaçlardan daha önemli değil." diye konuştu.

 

mesele ağaç meselesi değil, memleket meselesidir. uzun süredir ardı arkası kesilmeyen yasaklamalara halkın tepkisidir. taksim bardağı taşıran damladır. 12 eylül darbe günlerinde bile bu kadar yasak yapılmamıştır. demokrasi ile seçilen bir iktidarın halkına kulaklarını tıkayıp polisini insanların üzerine saldığı, polis ile halkı karşı karşıya getirdiği de mi yalandır? onca insana ki içlerinde öğretmeni, akademisyeni, doktoru, üniversitelisi, avukatı, teyzesi annesi, amcası, çoluğu çocuğu, taraftarı, kürdü, ermenisi, lazı, çerkezi, erkeği, kadını, ressamı, sanatçısı, tiyatrocusu, müzisyeni, vb. de vardır, marjinal grup dendiği de mi yalan haberdir öğretmenim? bahsettiğiniz öğretmene çok üzüldüm, ama bir iki çapulcunun davranışını halk örgütlenmesine mal etmemiz doğru mudur peki? ya bugün taksimi ellerinde çöp poşetleri ile temizleyenlere ne demeli? onlar neden hiç bir kanalda yoklar da yurdumun trt si sürekli kırılan banka, atm, taş atan çocuk görüntüleri vermektedir?bilgi kirliliği dediğiniz doğrudur da, saydıklarınız devede kulak olarak kalmamış mı sizce? saygılarımla.

Çevrimdışı travis

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 304
  • 675
  • 304
  • 675
# 02 Haz 2013 17:27:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayıları azımsanacak kadar azalan bozguncu gurubun bir olay olsada orada kendimizi gösterelim,millete,huzura olan kinimizi nefretimizi boşaltalım isteklerinin sahneye dökülmüş halini izliyoruz. Ağaç hassasiyeti olan sözüm ona duygusal kişilikli hassas insanların dükkan tekmelemesini acı tebessümle,onların doğa koruyucusu olduğuna inanan fazla iyi niyetli insanları da acıyla izliyoruz

ben de sizi hayretle okuyorum değerli öğretmenim. huzur ortamı mı demiştiniz? nerede yaşıyorsunuz? hangi ülke orası?

bunu sadece 2-3 ağaç için 3-5 çapulcunun işi sananlara destek vermeyiniz lütfen. canım zümrem, bu yaşananlar bardağı taşıran son damladır. roboski, reyhanlıyı unutturmak amaçlı alkol yasakları, reyhanlı da ölen  insanlarımız ve bunu kimsenin umursamaması, kürtaj yasakları, vatandaşın yatak odasına, karısına, kaç çocuk yapacağına müdahale, kadın ölümleri, suriyeli çapulcuların vatandaş yapılması, öğretmenin, doktorun şikayetlerle değersizleştirilmesi, odtü olayları, atatürk orman çiftliği, iki ayyaş hakareti, alevi katliamlarının müsebbibi yavuz köprüsü, elini kolunu sallayarak gezinen teröristler ve daha aklıma gelmeyen nice yasak, değersizleştirme, küçümseme, ayrıştırma hareketine karşılık gelen son damla.

söyle zümrem, taşmasın mı o bardak? bunlar rezil değil de karşı çıkmak mı rezil? ya bütün olan biteni hiçbir şey yokmuş gibi umursamayan medyaya, kapatılan mobeselere, biber gazına ne demeli zümrem? zümrelerim bizler eğitimciyiz, doğruyu öğretmek bizim işimiz. son zamanlarda ne doğru ki? ne öğreteceğiz çocuklarımıza? kişi hak ve özgürlüklerinin bu kadar baskılandığı ülkelerde doğru olur mu? size iran filmi persepolis i izlemenizi tavsiye ederek noktalıyorum.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK