Çok teşekkür ediyorum Sevgili Öğretmenlerim,verdiğiniz bu cesaretle artık bu sayfaya müdavim oldum demektir
Genellikle,duygu yoğunluğu içerisinde iken insan bişeyler yazabiliyor sanırım.Genellikle de yaşadığımı üzüntüler,hemen umudumu da alıp götürdüğü için yazılarımda hep umut arayışı içinde oluyorum.İlham perim, üzüntü diyebilirim
Eğer Murat Hocam,müsade ederse eğitimhane ve buradaki tüm arkadaşlarımıza yazmış olduğum teşekkür mesajını da buraya eklemek istiyorum.
O da duyulan,tarifsiz duyguların ve minnetkarlığın denemesi olsun
** KÜÇÜK BİR TEŞEKKÜR **
(…)
Sözlerimin evveli yok.Anlatmak istediklerimin tarifi ise mümkün değil;kelimeler yetmiyor,anlamını kaybediyor,kifayetsizlik işte bu dedirtiyor…
Yaklaşık 6 ay önce başladı eğitimhane maceram.Yine bu saatlerde amaçsız gezinirken rastladım bu tanıdık,sımsıcacık yuvamıza.Sadece doküman indirmek için katılmıştım,sonra ılık ılık insanın içine işleyen,anlatılamayan bi sihrin farkına vardım yavaş yavaş.Önce bakındım bikaç gün dışardan ‘Bu gizemli hava ne?Neler oluyor burada?Bu sıcaklığın kaynağı ne diye?’’Sonra o sihir beni yavaş yavaş içine çekmeye başladı,gayri ihtiyari bıraktım kendimi bu esen yele...
İstedim ki ben de katılayım bu sıcaklığa;istedim ki bu sihir bana da geçsin yeni mucizeler yaratmak için ; istedim ki yalnızlığımı paylaşayım,dünyanın yükünü yükleyeyim kısa satırlara ; istedim ki sesimi duyan bana yardım için el uzatan birileri olsun dünyanın kayıtsızlığına rağmen; hiç karşılık beklemeden paylaşmanın,değer vermenin tadını ben de yaşayayım istedim…
Akrep yelkovanla yarışırken daha da arttı bağlılığım.Her geçen gün bu sıcaklığa daha da daldım;daha da hissettim içimin ta içinde,bıraktım kendimi emin ellere.Gün oldu buradaki arkadaşımızın üzüntüsü hissettim derinden;gün oldu yaşanan mutlulukları paylaştım belki de onlardan daha fazla hissederek;gün oldu en büyük sırdaşım oldu,tutunduğum dal,beklediğim umut oldu hiç tanımadığım yüzler;ekmeğim oldu bazen,bazen içtiğim su,bazen derdim,bazen de dermanım…Burada buldum bazen gerçek hayatta bulamadıklarımı;paylaşımı,içtenliği,dostluğu,sevgiyi,saygıyı,dert ortaklığını,mutluluk paylaşımını...
Sözümün özü şu ki; hayatı buldum en çıplak,en gerçek,en çıkarsız haliyle..
Şimdi ben nasıl olur da kuru bir ‘teşekküre’ sığdırayım bu duygularımı? Nasıl yapsa da anlatsa memnuniyetimi,gönül borcumu,hissettiklerimi bu kuru ‘teşekkür’? Her üyenin hayat romanıma yazdığı cümlelerin vefasını,borcunu nasıl yükleyeyim bu iki kelimeye?
Bulamıyorum,anlatamıyorum duyduğum sevgiyi,saygıyı,minnetkarlığı,karşılıksız,çıkarsız paylaşımın güzelliğini.Heybemde bunu tarif edecek sözcük yok ama ‘’Sağolun ,varolun,hakkınızı helal edin’’ demekten başka yol da yok tarifi mümkün olmayan şeyler için…
Son sözlerim,hayata umutla bakın;aman onun kıymetini çok iyi bilin.Gözünüzden sakının umudunuzu; harcamayın boş yere! Ona öyle sımsıkı sarılın ki,o bırakmak istese bile sizi,siz bırakmayın onu.İzin vermeyin hayallerinizi de beraberinde götürmesine;izin vermeyin yaşanılan her şeyi bir kalemde silip atmasına...
Onu içinize öyle bir işleyin ki,hayatınızın baharında esen sonbahar rüzgarları bile;kışın içinize yağdırdığı fırtınalar,soğuk ayılışlar bile alamasın onu sizden,bırakmayın sımsıkı sarılın umudunuza.O gittiği zaman her şey bittiği an oluyor…Sahip çıkın umudunuza,buradakilere umut vermek için;hayata rağmen ayakta durabilmek için…
Şuan içinde bulunduğum duygu fırtınaları esti bu satırlara.Canınızı sıktıysam,zamanınızı harcadıysam çok özür diliyorum.Herkese tekrar çok teşekkür ediyorum!
Sağlıcakla kalın…