Bir Hiç'in Hikayesi (deneme)

Çevrimdışı sibella

  • Uzman Üye
  • *****
  • 329
  • 91
  • 329
  • 91
# 14 Nis 2007 00:09:07
Ben de yazmak isterdim ama şuan önceden yazdığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.            



   KOD ADI   7124161


   Adı  Şözeki, kod adı  7124161 ( yedi milyon yüz, yirmi dört bin yüz, altmış bir) , neyi niçin yaptığını bir türlü anlayamadı  herkes gibi… Baktı baktı aynalara, yüzlere, ellilere… görmek için aslını, bir türlü anlayamadı, keşfedemedi;  yedi milyon, yüz yirmi dört bin, yüz altmış bir’in yedi milyon yüz, yirmi dört bin yüz, altmış bir   şeklinde algılanışını.
   Bilim diyordu ki; ayna seni değil yansımanı gösteriyor, yine aynı bilimin bir başka kardeşi de diyordu ki; herkesin biyolojik olarak gözleri aynı fakat herkes farklı algılıyor. Kendine kendi gözleriyle bakmayı öyle çok istiyordu ki… Ama bir çözümünü bulamadı yüreği. Şözeki için Şözeki’ye bakan Şözeki’ye gözdaş olmayı isteyip onu bu karanlıkta aydınlatmaya çalışan insanlar vardı.
   Yalnızlığına küs iştahsız güvercini her gün parkta yedirmeye çalışan kara gözlü-mü acaba- minik Niziç. Ona mavi gözlü abla diyordu. Mavi ve Şözeki, yan komşu bile değildi gökkuşağında ama Şözeki yine de her defasında aynalara  baktı baktı göremedi gözlerinde ki maviyi… Yine aynı şey oldu, yine elleriyle yürümeyi öğrendiği zamanlar geldi aklına. Babasıymış kocaman ayaklı şey, sonradan ne anlama geldiğini öğrenmişti ya… canıydı. Turkuaz derdi. Annesiymiş iki dağ zirvesi sandığı sevgi çiçeğini…sonradan öğrenmişti ya …kanıydı. Haki derdi ve bu tartışma sürer giderdi. Canlarıydı ama onlar bile aynı şeyi göremiyordu ki milyonlar, yüzler, elliler görsün.
   Aynalarda, resimlerde, elektronik cihazlarda gördüğü de aslı değildi. Peki Şözeki nasıl öğrenecekti göz rengini, üslubunu, yemekle ilişkisini, yağmuru seyredişini, uyurken ki masumiyetini, çiçeği koklarken ki  mimiklerini, doğumundaki doktorunun derdini……….Neden çocuğunuzun gözleri yok demişti ki?             
                                                                               (Haziran2004) Sibella

Benim gönül dosyamdan kocaman yüreklere küçük bir kırıntı....                           

Çevrimdışı favori45

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 149
  • 39
  • 149
  • 39
# 14 Nis 2007 00:10:32
Sudee hocam asıl biz size teşekkür ederiz...denemeniz çok güzel olmuş sevgi dolu biraz hüzünlü ama sizden iyi bi yazar olur emin olun...teşekkürler hocam

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 14 Nis 2007 00:14:14
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah cümlemize uzun ve hayırlı ömürler versin sayın hocam.

Aminnn  :)

Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum Sayın Sibella ve Favori45 Öğretmenlerim.Ayrıca,biz de sizin yazılarınız devamını bekliyoruz Sibella Öğretmenim.Yüreğinize ve dilinizden kaleminize dökülen edebiyatınıza sağlık :)

Çevrimdışı bedirdekihamza

  • Uzman Üye
  • *****
  • 286
  • 19
  • 286
  • 19
# 14 Nis 2007 01:01:32
Genellikle,duygu yoğunluğu içerisinde iken insan bişeyler yazabiliyor sanırım.Genellikle de yaşadığımı üzüntüler,hemen umudumu da alıp götürdüğü için yazılarımda hep umut arayışı içinde oluyorum.İlham perim, üzüntü diyebilirim 

sudee" öğretmenim; Yukardaki paragraf sizden alıntıdır.Bir cümleniz benim bu soruyu sormama sebep oldu.Niçin "İlham Periniz" hep üzüntü.Genç ve dinamik bir beyin,bir güç olduğunuz ortada.
Niçin "İlham Periniz" mutluluk değil.Mesajlarınızda hep gülücük var.Siz gülerken kalbiniz buna isyan mı ediyordu yoksa?
Özür dilerim, müsaade ederseniz  :) bu size yakışıyor,sizinle özdeşmiş ama benim de kullanmama müsaade eder misiniz?

 :)

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 14 Nis 2007 01:28:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Genellikle,duygu yoğunluğu içerisinde iken insan bişeyler yazabiliyor sanırım.Genellikle de yaşadığımı üzüntüler,hemen umudumu da alıp götürdüğü için yazılarımda hep umut arayışı içinde oluyorum.İlham perim, üzüntü diyebilirim 

sudee" öğretmenim; Yukardaki paragraf sizden alıntıdır.Bir cümleniz benim bu soruyu sormama sebep oldu.Niçin "İlham Periniz" hep üzüntü.Genç ve dinamik bir beyin,bir güç olduğunuz ortada.
Niçin "İlham Periniz" mutluluk değil.Mesajlarınızda hep gülücük var.Siz gülerken kalbiniz buna isyan mı ediyordu yoksa?
Özür dilerim, müsaade ederseniz  :) bu size yakışıyor,sizinle özdeşmiş ama benim de kullanmama müsaade eder misiniz?

 :)

Tabi ki Sayın Hocam,gülücük kime yakışmıyor ki zaten,memnun olurum ayrıca :)

Hakkımdaki güzel yorumlarınıza teşekkürle başlamak istiyorum sözlerime...

Mesajlarımın sonunda-umudumu kaybetmediğim anlar hariç- hep gülücük olduğu doğru.Çünkü,gülmenin sadaka olduğunu bilen ve hayatla polyannacılık oynayan bi insanım herzaman.

En küçük şeyler beni,sonsuz bi sevince boğup,çocuklar gibi sevindirirken;küçücük ayrıntılar da bir o kadar tüm neşemi alıp götürebiliyor bi anda.Kötülüğün tek harfinin bile hayatıma girmesine izin vermiyorum,hayata iyi bakıp iyi görmek istiyorum herzaman.Ama,pembe gözlükler işe yaramıyor bazen....

Ve,üzüntülü anlarımda,yüreğim,içim acıdığı için olsa gerek,daha bi sese geliyor yüreğimden geçenler...Ve üzüntümün sessiz çığlıklarını kısa satırlara dökerek rahatlıyorum ben de.Kimseye açamadığım,içimi sızlatan üzüntülerimi kağıdımla,kalemimle paylaşıyorum :Bir nevi,yüreğimin gözyaşları dökülüyor bir bir bu satırlara.Ama,yine de kısa bi özeti oluyor yazdıklarım;tamamı dökülebilse...

Büyük üzüntülerimi,yine küçücük mutluluklar da  alıp götürebiliyor bi çırpıda.Kristal gibi kırılmaya hazır kalbim,bi okadar da kolay tamir oluyor :Tabi,un ufak edilmediği sürece...

Polyannacılık oyunuma herzaman devam etcem  ve bana yakıştırdığınız bu :) gülücük de benimle özdeşlemeye devam etcek inşallah...

Tabi, hayat beni üzüntülerle imtihan etmediği sürece....

Çevrimdışı bedirdekihamza

  • Uzman Üye
  • *****
  • 286
  • 19
  • 286
  • 19
# 14 Nis 2007 01:41:54
Bana cevap verdiğiniz ve simgenizi kullanmama müsaade ettiğiniz,bizleri tanımasanızda yüreğinizi açtığınız için teşekkür ediyorum.
Saygılarımla... :)

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 14 Nis 2007 02:00:45
Ben teşekkür ederim Bedirdekihamza Hocam,

Burada kurulan sevgi ve saygı köprüleri, zaman ve mekanı aşalı çok oldu diye düşünüyorum...Ve ,sonuna kadar da bu şekilde devam etmesini tüm kalbimle diliyorum...

Yüreğinizin inceliği için ayrıca  teşekkür ediyorum :)

Çevrimdışı aliye6

  • Uzman Üye
  • *****
  • 411
  • 165
  • 411
  • 165
# 14 Nis 2007 21:26:30
Arkadaşlar yazdıklarınız çok güzel.Herkes böyle güzel yazılar yazamaz.yetenek dedikleri bu olsa gerek.Devamını bekliyoruz.

Çevrimdışı bedirdekihamza

  • Uzman Üye
  • *****
  • 286
  • 19
  • 286
  • 19
# 14 Nis 2007 21:34:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben teşekkür ederim Bedirdekihamza Hocam,

Burada kurulan sevgi ve saygı köprüleri, zaman ve mekanı aşalı çok oldu diye düşünüyorum...Ve ,sonuna kadar da bu şekilde devam etmesini tüm kalbimle diliyorum...

Yüreğinizin inceliği için ayrıca  teşekkür ediyorum :)

Cevap yazdığınız için teşekkür ederim. :)

Çevrimdışı sibella

  • Uzman Üye
  • *****
  • 329
  • 91
  • 329
  • 91
# 15 Nis 2007 04:26:35
               
                HAYAT   ŞUANDA

   Sabah güneşten önce kalkabilmek için imzamı atıp, uyumam gerekiyordu. Gürültüsünü sevdiğim dört katlı binanın, üçüncü katında ki ranzama tırmanmıştım. O zamanlar sorulduğunda; “odada  altı kardeşiz rüyaları birbirine sarılan” derdim. Daha beş kardeşim dönmemişlerdi bile ben uykuya dalmadan, son hayallerimi kuruyor ve sabah yapacaklarımı beynimde sıralıyor yerlerini şaşırıyor ve tekrar  baştan başlıyordum. “Yarın pazar gazete sırası benim, gitmeden gazeteyi nasıl alabilirim” diye düşünmüşüm herhalde ki o küçük notu arkadaşlarım yazma gereği duymuşlardı.

   Heyecanım rüyama yansımıştı ve gerekenden daha erken uyanmıştım.  Karanlık ve sessizlik içerisinde, sesiz olmaya çalışmanın zorluğunu yaşamıştım  ranzadan inerken. Sanki herkes aynı rüyayı görüyor gibi uyuyordu. Gözlerim karanlıkta görmeye alışınca battaniyesi açılan arkadaşlarımı yavaşça örtmüştüm. Akşamdan hazırladığım her şeyi odanın dışına çıkarıp çalışma odasına geçmiştim. Masanın üzerine ders çalışmaktan ve uykusuzluktan göz kapaklarına yenik düşen, yan odadaki arkadaşımı görmüştüm. Bir saniye bile düşünmeden onu uyandırmadan , odasına taşımıştım. Hala anılarında benim onu rüyasında taşıdığımı söylemesini hep tatlı bir tebessümle dinliyorum.

   Daha vaktim vardı, akşamdan sandalyemin üzerinde bıraktığım hırkamı üzerime geçirmiştim ve dışarıyı seyre daldım. Sakin, sesiz hafif bir hava vardı dışarıda..  Benim yüreğimden, heyecanımdan kaynaklanan  gürül gürül şelale sesi geliyordu. Işığı söndürmüş ve cama yaklaşmıştım güneş yavaş yavaş  tebessüm etmeye başlamıştı. Gözümdeki sevgi gözlüğümle gökyüzünü sevgi tuvali gibi görüyordum. Çam ve kavak ağaçlarından süzülen güneşi orada bırakarak hazırlanmaya koyulmuştum.   

    Akşamdan defalarca sıraladığım yapmam gerekenleri hiçte sıraladığım gibi yapmadığımı çok iyi hatırlıyorum. Tıpkı şöyle olursa, ben şöyle yaparım diye düşünüp, yapamadığımız gibiydi her şey. Ben asla yapmam dememeye dikkat etmek belki de o dönemlerin farkındalığı. Çünkü hayatın öyle güzel kendi akışı var ki kişiliğimizden yaşantılarımıza süzülen. Refleksler, istekler, duygular, hedefler, felsefeler,..., birleşerek senaryolarımızı darmadağın ediyor, karıştırıyor.

   Her şey hazırdı, ben hazırdım  koridordaki aynanın önünden geçerken  gözüm aynaya takılmıştı. Ayna  neden kırık gibiydi, yoksa ben mi yamuk görüyorum, bana mı bir şey oldu telaşına sırt çantamı yere bırakmıştım bir an gözlerimi kapamıştım ve tekrar açmıştım Aynada kocaman yazılarla  şu notu görmüştüm. “Sen merak etme biz gazeteyi alırız.” Altında da küçük harflerle, “Şimdi sen bütün gün bunu düşünüp, doğanın içine karışamazsın.” Ayna kirlenmesin diye koli bantlarını alelacele yapıştırmışlar- ki alelacele olduğu yamuk yumuk yapıştırmalarından belli. Bantların üzerine de kalın proje kalemi ile yazmışlardı notu. Birbirimizi kalplerimize yazdığımız gibi... Yan yana gelince; ne öğretmenliğimiz, ne mühendisliğimiz, ne doktorluğumuz, ne avukatlığımız kalıyor. Rüya kardeşliğimizle sohbete sanki dünden kalmış gibi devam ediyoruz yıllar hiç yaşanmamış gibi. 
    
   Uyumadan önce tekrar tekrar işleri sıralarken ilk sıraya koyduğum ve unuttuğum şey  “Arkadaşlar erken çıkıyorum, gazeteyi alır mısınız?” notunu yazmaktı. Düşünüp düşünüp  yapamamak, hayal edip edip gerisinde kalmak, yaşam senaryoları kurmak... İşte hayat; kimilerine göre anıların  çekirdeğinde, kimilerine göre geleceğin yeni doğan perdesinde, kimilerine göre başkasının izinde... Hayat akan günün içinde şuanda, şuanın içinde, içerisinde, hayat içimizde.... Hayat şuanda.
                                                                                      Sibella (Nisan 2007)

Çevrimdışı urfada

  • Uzman Üye
  • *****
  • 308
  • 31
  • 308
  • 31
# 15 Nis 2007 10:45:17
SİBELLA Hocam yüreğinize sağlık çok güzel olmuş.

Çevrimdışı emine öğretmen

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 164
  • 33
  • 164
  • 33
# 15 Nis 2007 11:29:14
Sibella öğretmenim, Dudu öğretmenim, Sudee öğretmenim şu malum 'İlhamiyi' bir de bize gönderir misiniz???

İleride bir kitap çıkarırsanız imza sırasında eğitimhane üyelerine öncelik tanırsınız dimi?

Çevrimdışı merve55

  • Uzman Üye
  • *****
  • 261
  • 31
  • 261
  • 31
# 15 Nis 2007 12:10:26
sudee hocam elinize,ağzınıza,kaleminize,yüreğinize sağlık.her zaman ki gibi harika yazmışsınız.bize de her zaman ki gibi hayranlıkla okumak kaldı.

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 15 Nis 2007 12:16:12
Çok teşekkür ederim Merve55 ve Emine Öğretmenlerim :)

Benim yüreğimden geçip,kalemime dökülenler sizin yüreğinize dokunabilmişse ne mutlu...

Sibella Öğretmenim, sizin de yazılarınızın devamını merakla beklediğimi belirtmek isterim ve tabi diğer arkadaşlarımızınkini de :)

Paylaşımda bulunan herkese, bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum :)

Çevrimdışı dudu

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 201
  • 256
  • 201
  • 256
# 15 Nis 2007 22:46:46
sibella hocam ben teşekkür ederim .sizinkilerin yanında nacizane bir şeyler işte.siiznde yüreğinize sağlık

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK