Biz Neden Bu 4+4+4 De Diretiyoruz?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Kas 2016 21:11:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
4+4+4'e din eğitimi demeye dilim varmıyor.
Belki amaç oydu fakat uygulama çok kötü.
Öğrencilerimizi gönderdiğimiz ortaokulda kadrolu din kültürü öğretmeni bir tane gelmiş geçen sene, ondan önce yoktu ve ders yükü inanılmaz fazla, 200 saatin üzerinde.
Düşünün 35'in üzerinde sınıf var ve neredeyse tüm seçmeli dersleri din alanından seçiyorlar.
Alanında pedagojik eğitim almamış ücretli öğretmenler derslere giriyor. Her sene hatta her yarı dönemde bu öğretmenler değişiyor.
Bazıları bıkıyor, bazıları çalışmak istemiyor, bazıları sınava hazırlanıyor vs.
Çocuklar ödevlerin çok fazla olması ve derslerde sınıf yönetimine hakim olmayan bu öğretmenler nedeniyle derslere gitmek istemiyor.
8. sınıflara teoga iki hafta kala 4 sayfa arapça yazı ödevi veren öğretmen varmış.
Veliler isyanlarda ki bizim bölgemiz oldukça muhafazakar bir yer düşünün. Çocukları dinden bu kadar güzel soğutan bir sistem isteseler tasarlayamazlardı.

Daha merkezi yerlerde durum ne bilmiyorum ama İstanbul'un kırsalında durum bu.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Ülkemizin  olağanüstü bir dönemden geçtiği gerçeği gözardı edilemez.
Olağanüstü şartların getirdiği sıkıntılar olduğu doğrudur.
Bununla birlikte din eğitiminin sadece okullarda verildiğini ifade etmek hata olur.
En azından daha fazla aile kendileri uygulama yaparak aktif din eğitimi vermektedir.
4 sayfa arapça yazı ödevi, veliler isyanda vs. paylaşımlarınızın dayanak noktası olmadığı için bir şey söylemem mümkün değil.
En azından bu derslere talebin çok olması söylediklerinizle çelişiyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Kas 2016 21:13:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
turgutkazan yıllardır biz kendimize özgü eğitim sistemi yaratmak için mi bu kadar öğrenciyi heder ediyoruz?
yapmayın lütfen hayatın gerçekleri ile sizin gibi düşünenlerin gerçekleri farklı.
eğitimde ülkeye özgü bir sitemden bahsetmişsiniz bizler 5+3 sistemi ile yetişen bireyleriz ve bu sistemde görülen aksaklıklara rağmen iyi bir ilkokul temeli alarak yetiştik.
çocukların özgüven kazandığı ve kendi karakterlerini geliştirdiği dönemler eğitimlerinin ilk yıllarıdır.
bu dönemde kendilerine aktif olarak rehberlik edecek ve sınıfa gerçekten hakim eğitimci yönü yeterli sınıf öğretmenleri ile kendilerini geliştirirler.
ortaokulda zaten kendi müfredatlarını yetiştirmekle meşgul olan branş öğretmeni bu çocuğa ne kadar önderlik edebilir.
rehber öğretmenler binlerce öğrenciyi nasıl bir sınıf öğretmeni gibi birebir takip edebilir.
ben kendi sınıfımdaki çocuğunu bakışından ,duruşundan ruh halini çok iyi görebiliyorum ve sorunlu öğrenciyi tespit ederek ailesi ile irtibatlı sorun çözme adına öğrenciye rehberlik edebiliyorum.
bir branş öğretmeni ne kadar bunu yapabilir?
     pisa sınavlarından bahsetmişsiniz.sizce başarının ölçüsü nedir ?
pisa sınavında bizim öğrettiğimizin dışında sorular mı soruluyor?ayrıca pisa insan gelişimin unsurlarını ölçemez demişsiniz .
zaten bu sistemde kültür farklığı ,davranış gelişimi değil eğitimin kalitesi ölçülüyor.
gerçekten eğitimi kaliteli ülkeler ön plana çıkıyor.
uyuşturucudan ,kültürel yozlaşmadan bahsetmişsiniz.gerçekten ülkemizde uyuşturucu yok diye devekuşu gibi kafamızı kuma gömmeyelim lütfen ,bonzai denen uyuşturucu ülkemizde okul kenarlarında içiliyorken ,televizyonlar kültürün yozlaşmasını çabalar bir şekilde pompalıyorken sanki bizde bu kültür yozlaşması ve uyuşturucu problemleri yokmuş gibi davranmak çok etik değil.
bunu pisa ile veya başka ülkelerin eğitim sistemi ile bağdaştırmak işin kolaycılığına kaçmaktır.
tutmayan bir 4+4+4 sistemini gözü kapalı desteklemek gelecek nesillerin bir çıkar uğruna vasat yetişmesi gerçeğini kabul etmektir.
    yitik nesiller mi bizi geleceğe taşıyacak?ya da bu nesiller bizi ne k akadar başarıya taşıyacak ?
peki soruyorum bu 4+4+4 ün bu kadar destekçisi sizler tutmayan ve sağından solundan pot veren bu sistemin yetiştirdikleri sistemin 1-2 yıl sonra terkedilmesi ile demeyecekler mi
bizi neden denek olarak kullandınız ?bizim bir gelecek umudumuz varken bu umudu Nasrettin hoca hesabı "ya tutarsa" beklentisi ile heba ettiniz.
bakın benim eşim branş öğretmeni abartmadan söylüyorum saatin altı buçuğu eşimi okula götürüyorum yola dökülen ve yüzlerinde bezginlik akan ya da akşamısın yedisinde
 (çalışanların mesaisi bile beşte biterken) eve dönen öğrencinin yorgunluğunu ne ile savunabiliriz?
iki arada bırakılan çocuk muyum ergen miyim?
ben neyim deyip farklı karakterlere bürünmeye çalışan beşinci sınıfların perişanlığını görmezden gelerek mi bu sistemi inatla uygulamalayız.
bu beşinci sınıflar ki bir anda 35 saat full artı kurslar şunlar bunlar ile saatlerce "bıktım artık bı derslerden" dedittirene kadar eğitim vererek ne kadar verim alacağız.çocuklar okula gitmek istemiyor,
perişan oldular siz hala 4+4+4 denilen garabeti inatla savunuyorsunuz.
arkadaşlar tekrar ifade ediyorum hayatın gerçekleri ile sizin gerçekleriniz farklı .siz bu garabeti hala savunarak bu nesili heba ediyorsunuz .
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Öğrencilerin heder edildiği ÖN YARGILI bir ifadedir.
Hayatın gerçeklerinin benim gibi düşünenlerden FARKLI olduğu ifadenizin dayanağı nedir?
Sizinde belirttiğiniz gibi 5+3 sistemi uygulandığı dönemin şartlarına uygun bir sistemdi.
KESİNTİSİZ 8 yıl uygulamasına dönüşmesi ülkemiz açısından önemli ölçüde zararlı olmuştur.
Günümüz şartlarının 5+3 sisteminin uygulandığı dönemin şartları ile aynı olmadığını takdir edersiniz.
Şartlar değiştikçe sistemde değişikliklerin olması NORMALDİR.
Günümüzde muhtelif sebeplerle ergenlik daha erken yaşlarda yaşanmaya başlamaktadır.
Ergenlerle ergen olmayanların bir arada öğretim görmesinin getirdiği problemleri uzun yıllar yaşadık.
Geliştirilen yöntemlerle rehber öğretmenlerin çok sayıda kişiyi takip etmesi mümkün olabilmektedir.
Sınıf öğretmenin öğrencinin davranışlarında gözlemlediği değişimi, rehber öğretmen anket türü bir çalışmada görebilmektedir.

Başarı için kullanılabilecek EVRENSEL bir ölçü yoktur.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde başarı konusunda yaptığım araştırmalardan derlediğim bilgiler mevcuttur.

Eğitim ve öğretim arasındaki farkı imza olarak kullandığım şu cümle ile vurguluyorum:
Öğretim bilgi kazandırmak amacıyla yapılan işlemler, eğitim DAVRANIŞ kazandırmak amacıyla yapılan işlemlerdir.
PISA öğretim alanında kullanılan bir ölçme sistemidir.
Okulların sadece öğretim yapılan mekanlar olduğuna / olması gerektiğine inanmıyorum.

Bonzai ülkemizde bir dönem yaygın olarak kullanılmıştır.
Bununla birlikte alınan önlemlerle bu maddenin kullanılmasının yaygınlaşması önlenmiştir.
Yaygın olduğu döndemde bile PISA'da başarı gösteren ülkelerdeki kadar yaygınlaşmamıştır.

"Tutmayan bir 4+4+4 sistemi" ifadesi ÖN YARGIDIR.
4+4+4 sisteminden memnun olmayan sadece bir kısım sınıf öğretmenleridir.

"Yitik nesiller mi bizi geleceğe taşıyacak?" ifadesi ÖN YARGIDIR.
2000'li yıllardan önce eğitim - öğretim alanında uluslararası yarışmalarda başarıyı bırakın, katılım bile yoktu.
Hangi kriteri kullanırsanız kullanın, eğitim - öğretim alanında geçmişle kıyaslanamayacak gelişmeler mevcuttur.
Eğitim - öğretim alanında gelişme göster(e)meyen bir ülkenin başka alanlarda da gelişme göstermesi mümkün olmaz.
Ülkemizde her alanda gelişme olduğu inkar edilemez.
2000'li yıllar öncesini hatırlayamayanların Seksenler, Doksanlar isimli TV dizilerini seyretmelerini tavsiye ederim.

Sizin gördüğünüz bezgin öğrencileri ben görmüyorum.
Benim gördüğüm öğrenciler birbirleriyle sohbet ediyor, şakalaşıyor.

"4+4+4 denilen garabeti" ifadesi ÖN YARGIDIR.

Düşüncelerinizi imkanlar nispetinde  SOMUTLAŞTIRARAK (delil göstererek) ifade edebilirseniz daha VERİMLİ bir tartışma yapabiliriz.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 21:14:21
Turgut beye, bu başlıkta da bizi engin bilgilerinden alıkoymadığı için teşekkür ederiz.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 21:31:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Öğrencilerin heder edildiği ÖN YARGILI bir ifadedir.
Hayatın gerçeklerinin benim gibi düşünenlerden FARKLI olduğu ifadenizin dayanağı nedir?
Sizinde belirttiğiniz gibi 5+3 sistemi uygulandığı dönemin şartlarına uygun bir sistemdi.
KESİNTİSİZ 8 yıl uygulamasına dönüşmesi ülkemiz açısından önemli ölçüde zararlı olmuştur.
Günümüz şartlarının 5+3 sisteminin uygulandığı dönemin şartları ile aynı olmadığını takdir edersiniz.
Şartlar değiştikçe sistemde değişikliklerin olması NORMALDİR.
Günümüzde muhtelif sebeplerle ergenlik daha erken yaşlarda yaşanmaya başlamaktadır.
Ergenlerle ergen olmayanların bir arada öğretim görmesinin getirdiği problemleri uzun yıllar yaşadık.
Geliştirilen yöntemlerle rehber öğretmenlerin çok sayıda kişiyi takip etmesi mümkün olabilmektedir.
Sınıf öğretmenin öğrencinin davranışlarında gözlemlediği değişimi, rehber öğretmen anket türü bir çalışmada görebilmektedir.

Başarı için kullanılabilecek EVRENSEL bir ölçü yoktur.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde başarı konusunda yaptığım araştırmalardan derlediğim bilgiler mevcuttur.

Eğitim ve öğretim arasındaki farkı imza olarak kullandığım şu cümle ile vurguluyorum:
Öğretim bilgi kazandırmak amacıyla yapılan işlemler, eğitim DAVRANIŞ kazandırmak amacıyla yapılan işlemlerdir.
PISA öğretim alanında kullanılan bir ölçme sistemidir.
Okulların sadece öğretim yapılan mekanlar olduğuna / olması gerektiğine inanmıyorum.

Bonzai ülkemizde bir dönem yaygın olarak kullanılmıştır.
Bununla birlikte alınan önlemlerle bu maddenin kullanılmasının yaygınlaşması önlenmiştir.
Yaygın olduğu döndemde bile PISA'da başarı gösteren ülkelerdeki kadar yaygınlaşmamıştır.

"Tutmayan bir 4+4+4 sistemi" ifadesi ÖN YARGIDIR.
4+4+4 sisteminden memnun olmayan sadece bir kısım sınıf öğretmenleridir.

"Yitik nesiller mi bizi geleceğe taşıyacak?" ifadesi ÖN YARGIDIR.
2000'li yıllardan önce eğitim - öğretim alanında uluslararası yarışmalarda başarıyı bırakın, katılım bile yoktu.
Hangi kriteri kullanırsanız kullanın, eğitim - öğretim alanında geçmişle kıyaslanamayacak gelişmeler mevcuttur.
Eğitim - öğretim alanında gelişme göster(e)meyen bir ülkenin başka alanlarda da gelişme göstermesi mümkün olmaz.
Ülkemizde her alanda gelişme olduğu inkar edilemez.
2000'li yıllar öncesini hatırlayamayanların Seksenler, Doksanlar isimli TV dizilerini seyretmelerini tavsiye ederim.

Sizin gördüğünüz bezgin öğrencileri ben görmüyorum.
Benim gördüğüm öğrenciler birbirleriyle sohbet ediyor, şakalaşıyor.

"4+4+4 denilen garabeti" ifadesi ÖN YARGIDIR.

Düşüncelerinizi imkanlar nispetinde  SOMUTLAŞTIRARAK (delil göstererek) ifade edebilirseniz daha VERİMLİ bir tartışma yapabiliriz.

Yazmayayım, yazmayayım diyorum ama dayanamıyorum.


"Tutmayan bir 4+4+4 sistemi" ifadesi ÖN YARGIDIR.
4+4+4 sisteminden memnun olmayan sadece bir kısım sınıf öğretmenleridir' demişsiniz, her mesajında ''somut Delillerden'' bahseden sizin konuyla ilgili somut deliliniz var mı? Bir kısım sınıf öğretmeni kimler? Memnun olanlar kimler? Okullarda olan bizleriz ve ben branş öğretmenleri dahil tek bir tane memnun öğretmen tanımıyorum.
Ayrıca bu cümleye itiraz ederek, cümledeki TUTMAYAN kelimesine de itiraz etmiş, 4+4+4 sisteminin tuttuğunu iddia etmiş oluyorsunuz. Yine her mesajında somut delillerden bahseden sizin sistemin tuttuğu ile ilgili tek bir somut deliliniz var mı?

Hangi kriteri kullanırsanız kullanın, eğitim - öğretim alanında geçmişle kıyaslanamayacak gelişmeler mevcuttur, demişsiniz. Bu gelişmeler nelerdir? Biraz örnek verir misiniz? Misal papaz eriğini imam eriğine çeviren makine bu gelişmelerden biri midir? Sizden SOMUT deliller bekliyorum.

Son olarak, sizin 2002 yılından beri devletin yaptığı herhangi bir icraate itiraz, muhalefetiniz ya da en ufak bir eleştiriniz oldu mu? Olduysa hangi konuda, nasıl bir eleştiriniz oldu? Yoksa 2002 yılında beri KUSURUSUZ  mu yönetiliyoruz?



Çevrimdışı n66demirel

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 192
  • 171
  • 192
  • 171
# 09 Kas 2016 21:42:46
Delil arayanlar bu yılki 5. sınıflara bakıversin (uzaktan baksa da olur).

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.430
  • 5.149
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.430
  • 5.149
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 21:58:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
4 sayfa arapça yazı ödevi, veliler isyanda vs. paylaşımlarınızın dayanak noktası olmadığı için bir şey söylemem mümkün değil.
En azından bu derslere talebin çok olması söylediklerinizle çelişiyor.
İşin içinde biri olduğum için size tavsiyem ezbere değil, gidip görerek durumu yorumlamanızdır Turgut Bey. İnanın dayanak noktası olmadığını söylediğiniz şeylerden çok daha enteresan şeyler göreceksiniz. Yazık çocuklar çok fazla yazı ve ezber ödevi verildiğinden artık bu dersleri almak istemiyorlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

  • Sizinde belirttiğiniz gibi 4+4+4 sistemi 3 yıldır uygulanmakta.
    Uygulamadan VERİM alınabilmesi, değerlendirme yapılabilmesi için EN AZINDAN sistemin mezun vermesi gerekir.
    Sistem hakkında değerlendirme yapılabilecek bir VERİYE sahip olmadan değerlendirme yapmak ÖN YARGIdır.
  • [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlik merkezlerinin bilgileri mevcut.
    Sitede yer alan istatistikler :
    229 GENÇLİK MERKEZİ , 721.362 ERKEK ÜYE, 758.171 KADIN ÜYE
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde Ankara Büyükşehir Belediyesinin gençlik merkezlerinin bilgileri mevcut.
    Türkiye'nin bir çok il ve ilçe belediyeleri vs. tarafından yürütülen gençlerle ilgili aktivite merkezleri mevcut.
    Bunların yanı sıra kamu kuruluşları, vakıflar, dernekler, özel sektör, spor kulüpleri vs. vasıtasıyla çok sayıda gencimiz farklı aktiviteler yapmaktadır.
    Her geçen gün bu tür merkezlerin sayısı artmaktadır.

    TÜRKİYE AMATÖR SPOR KULÜPLERİ KONFEDERASYONUNUN
    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde verilen bilgilere göre
    01.04.2015 itibariyle ülkemizde kurulu spor kulübü sayısı 13.255’dir.

    [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    linkinde şu bilgi vardır:
    Türkiye’nin dört bir yanında yükselen 750 mahalle tipi tesislerde; halı sahalar,tenis kortları, basketbol ve voleybol sahaları yer alıyor.

    Öğrenciler haftada 45 saat ders çalışmaktan helak oluyorsa bu tür aktivitelere kimler katılıyor?
  • Piknik alanları ve alış veriş merkezlerinde yapılabilen aktiviteleri belgelemek mümkün olmuyor. Bununla birlikte büyük şehirlerde oturanlar tatil günlerinde bu tür yerlerdeki İZDİHAMI çok iyi bilirler.
Kayıtlı üye sayısını baz alırsak ben çok sporcuyum. Belediyenin havuzuna ve spor salonuna kayıtlıyım Turgut Bey. Hatta İSMEK'in almanca ve fotoğrafçılık kursuna da kayıtlıyım. Malesef devam etmiyorum ama kayıtsa kayıt. :)

Gerçekten spor yapan, dil kursu ya da sanat kursuna giden öğrencimiz bizim ortaokulumuzda yok. Çünkü günde 8 saat ders gören ortaokul öğrencisi, okuldan çıkıp ancak eve gidebiliyor. Zaten okullar dağıldığında dışarıda oluşan izdihamı biliyorsunuz. Bu servisteki öğrenciler kendilerini geilştirebilecekleri belediyenin spor salonlarına, dil kurslarına mı gidiyor? Lütfen.. :D Artık haftasonu kursları da var. 6'şar saatte o. Şu durumda okuldan çıkıp başarıyla kendini geliştirebilecek öğrencimiz varsa helal olsun diyorum. İşçilerin çalışma saati 40 saat, üzerinde çalıştıramıyorsunuz. Bizim çocukların hali fena...

Sistemdeki aksaklıkları görmemiz için üzerinden yıllar geçmesi demek sizin ortaya attığınız ''eğitim sürekli gelişiyor, değişiyor, değişiklikler olması normal'' tezinize de aykırı. Biz eksiklikleri görüp, tepki vermek için yıllarca beklersek sürekli gelişen dünyaya ayak uyduramayız Turgut Bey.

Sistemi yap-boz gibi değişiyor diye eleştirilirken ''dünya hızlı değişiyor, değişim normal; şurada aksaklık var diye eleştirilirken ''değişim için beklememiz lazım''... Hımm, İYİYMİŞ... :)

Çevrimdışı php_korsan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.107
  • 14.680
  • 13.107
  • 14.680
# 09 Kas 2016 22:01:53
Hocamız anlatıyor yüzlerce hatta binlerce trilyonlarca harcanılan yazılım mühendisliği projelerinin başarıya ulaşması %5-6da kalıyor

Çevrimdışı çalıkuşu-ksk

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 457
  • 1.574
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 457
  • 1.574
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 22:02:55
Turgut bey 4+4+4 sistemi uygulamaya geçtiği ilk yıl 5. sınıflarla birlikte 4. sınıfları da mezun etti akabinde yapılan 60-66 aylık çocukların 1. sınıfa başlamasının üzerinden de 5 yıl geçti yani o çocuklarda 2015-2016 eğitim-öğretim yılında mezun oldu yani sitem mezun verdi.

Çevrimdışı mahx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 195
  • 885
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 195
  • 885
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 22:23:50
Sayın Turgut kuzan hayal gücünüze hayran kaldım.sonra bir düşünce hasıl oldu acaba bu arkadaş türkiye de mi yaşıyor yoksa başka bir ülkeden mi bahsediyor.toz pembe rüyalarınızdan uyandırmak gibi olacak ama (amacım burada tartışma konusu açmak değil.onu baştan belirteyim.) herşeyi neden kendi tarafınızdan görme gibi bir takıntınız var?daha önce yazdığım üzere...hele ergenlik daha erken yaşlarda başlıyor ifadeniz taktire şayan.bir insanın fizyolojik olarak evrim geçirmesi on bin yılları bulurken siz 11-12 yaşındaki bir çocuğu hemen ergen sınıfına soktunuz ve bunu birkaç yılda yapıverdiniz. birde şartlar değiştikçe eğitim sistemi de değişir dediniz ya oda enteresan.bir Finlandiya da herşey değişiyor(o bahsettiğiniz şartlarda) ama eğitim sistemi değişmiyor.diğer ülkelerde de üç aşağı beş yukarı böyle.sistemin kalıcılığı da eğitim bilimlerinden anlayan bir insanın ilk bilmesi gerekenlerdendir.eğitim sisteminde değişiklik en son düşünülmesi gereken bir yaklaşımdır.eğer siz iyi bir sistem uyguluyorsanız ve bu sistemin yetiştirdiği sizin eğitiminiz destekler biçimde isthitdam gücü ,ülkenin yetişmiş bireyi olabiliyorsa ve ülkeye katma değer kazandırıyorsa o sistem asla değişmez.batılı ülkelerin sistemlerini incelediyseniz yıllar hatta on yıllar boyunca var olan eğitim sistemlerini değiştirmediklerini görürsünüz.rehber öğretmenlerin hangi tekniklerle rehberlik yaptığı mevzuuna gelince.1500 kişilik bir okulda üç rehber öğretmen ve her öğretmene 500 öğrenci düştüğü varsayımından hareket edersek ve her öğrenciye bir gün ayırdığını varsayalım 500 güne ihtiyacı var bu arkadaşın .hadi onu geçtik var olan bir sorunda rehber öğretmene yönlendirilen öğrencilerin ne kadar bu hizmeti aldığı da gözlemlerimizden aşikar olmak üzere bir handikaptır(zaten ülkemizde haddinden fazla rehber öğretmen açığı var .bu mevzuya girmiyorum bile...)gelelim diğer konuya her öğretmenin eğitim ve öğretimin aynı resimdeki farklı renkler olduğunu bilir.önemli olan bu resmin bir bütün olduğunda bir anlam kazanmasıdır.( bu ifade benim tarafımdan tescillidir:) )okullarımızda davranış değiştirebiliyorsak neden birçok ortaokulda ve lisede bu davranışları olumlu yönde geliştiremiyoruz?neden ortaokula gelen bir beşinci sınıf öğrencisi bu okulun eğitim ayağından faydalanamıyor. sadece varsa yoksa bilgi yükleyen ve her öğrenciyi bir bilgisayar gibi gören bir sistemin çarklarında parçalanıyor?eğer sizin dediğiniz gibi okul sadece öğretim yapılan bir mekan olmamalıysa sizin mükemmel olarak gördüğünüz bu 4+4+4 sistemin de 35 saat dersten sonra öğretmenler nereden vakit bulup öğretme işine nasıl ara verip işin eğitim ayağına zaman buluyor? pisa konusuna gelelim.yine Finlandiya ve Japonya gibi ülkeleri baz alalım .bu ülkeler pisada evet sadece bilgileri ile ön plana geliyor haklısınız. ee o zaman biz öğretim alanında yetersiziz gibi bir varsayım ortaya atmış oluyorsunuz? çünkü pisadaki başarımız malumunuz.okulların var olma amaçlarından biri öğretimdir.o zaman diyebilir miyiz biz eğitimde ne kadar başarılıysak öğretimde de o kadar başarılıyız .sonuçta birbirini tamamlayan olgular ise bu böyle değil midir?biz her ikisinde de neden başarısızız sorusu yine karşımıza çıkmıyor mu?uyuşturucu meselesini açıklığa kavuşturayım .özellikle İstanbul gibi metropollerde ve büyükşehirlerde bonzai dahil emniyetin suç işleme istatistiklerini incelerseniz uyuşturucu etkisnde suç işleyen ya da uyuşturucu temini için suç işleyen insanların sizin göremediğinz kadar küçük olmadğnın farkına varırsınız.hele bu suçları yaş grubuna göre değerlendirildiğinde özellikle suç yaşının ne kadar aşağılarda olduğunu bilrisizniz.ayırca bu torbacı tabir edilen insanların neden hep liselerin etrafında fink attığı meselesi de irdelenmesi gereken bir durum.çünkü ders yoğunluğundan bunalan ergen tayfası ergenliğin verdiği buhranlarda bir araya gelince kendisini rahatlatacak şeyleri arar hale geliyor .bu torbacılarda bunu farkında ...bilmem anlatabildim mi?yani bazı şeylere geniş bir ufukla bakmak lazım görmek için.bakın yitik nesiller derken kastettiğim neydi?şu anda işsizlik yüzde 10 larda ve ne yazık ki bunların çoğu mesleki eğitimden geçmeyen düz lise anlayışı ile yetişen kişiler.bazılarıda anne baba zoruyla meslek liselerinden mezun olan ama mezun olduğu alanla ilgisi olmayan kişiler ve ne yazık ki bu insanlar birde kendilerine sunulan işi beğenmeme gibi bir lüks içindeler.işte bu işsizler neslini bizler yetiştiriyoruz.ülkeye katkısını bırakın ne yazık ki bazıları kolay yoldan para kazanma gibi yasa dışı şeylerin peşinde koşturmaya başlıyor.işte benim anlatmak istediğim tam da bu.ayrıca 2000 yılların kıymetini benden iyi kimse bilemez.o bahsettiğniz seksenler ve doksanlarda bizler çocukluk gençlik dönemlerimizi geçirdik.ankara gibi bir yerde hergün yarım saat yürüyerek okula gidip gelen ve defter kitap bulmak ve satın almak  için kırtasiye kırtasiye gezen ,ödev yapmak için bir kaynak kitaptan yararlanma adına komşu komşu gezen nesilin ferdiyiz.benim mıukayesem sadece işin eğitım ayağını ne yazık ki hükümetimiz diğer alanlardaki çağ atlayan gelişmeler gibi iyi yönetemiyor.bir sağlık alanındaki gelişmeyi biz kendi alanımızda da hükümetimizden görmek istiyoruz.yüzde elli halk desteği alan bir hükümetin bu eğitim sisteminde kalıcılık kazandırma yerine deneme yanılma yöntemlerle ilerleme sağlamaya çalışması bizim eğitimcilerin feryat ettiği noktadır.

Çevrimdışı carpediem03

  • Bilge Üye
  • *****
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.128
  • 12.097
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Kas 2016 00:07:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut bey 4+4+4 sistemi uygulamaya geçtiği ilk yıl 5. sınıflarla birlikte 4. sınıfları da mezun etti akabinde yapılan 60-66 aylık çocukların 1. sınıfa başlamasının üzerinden de 5 yıl geçti yani o çocuklarda 2015-2016 eğitim-öğretim yılında mezun oldu yani sitem mezun verdi.

Ayrıca eğitim bilimlerinde sistemin başarılı ya da başarısız olduğunu görmek için mezun verilmesi beklenmez. Turgut beyin tezi oradan da çürüdü. Sistem başarısız ve yetersiz ise, mezun ettiğiniz öğrencilere ''pardon'' mu diyeceksiniz?
Bu tartışma üniversitede eğitim bilimleri dersinde yaşanmıştı. Hocamız, Yeni bir eğitim sistemini değerlendirmek için mezun beklenmeyeceğini ısrarla belirtmişti. Konuyu tam anımsamıyorum ama konuya hakim öğretmenlerimiz mutlaka değerlendirmede bulunacaklardır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 10 Kas 2016 17:54:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut beye, bu başlıkta da bizi engin bilgilerinden alıkoymadığı için teşekkür ederiz.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Her ne kadar iltifatlardan rahatsızlık duysam da, iltifatınız için teşekkür ederim.
Umarım paylaşımlarımdan faydalanabiliyorsunuzdur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 10 Kas 2016 17:58:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut Kuzan Bey ,yazılarınızı çok dikkatli okudum.
Bende eğitimin 2002 yılından beri gayet iyi ve sağlıklı yapıldığı hakkında tabiki sizin görüşünüze saygı duymam gerek.
Kabullenmem anlamına gelmez.Ne yazık ki ben tarih koymadım,siz koymuşsunuz 2002 den beri bugüne kadar eğitim camiasında oylama yapılsa ne kadar iyi veya kötü gittiğine sizde inanırsınız.
Elbette kişi inanmıyorsa evet eğitim iyi gidiyor diyecektir..
Size saygı duyuyorum.2002 den bugüne kadar Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmeni,,Fizik ,Kimya öğretmenleri ne kadar atanmış ????Acaba ...
Lütfen hemen dindar lığa kimse soyunmasın, hepimiz Müslümanız belki ağzından Dini 16 saattir indirmeyip,Namaz kılmayanlardan değiliz.
O yüzden Dinimizin dediği gibi,adaleti her yere yaymalıyız.
Fırat ta kaybolan koyundan sorumlu olan Hz.Ömer ki,,,şu anda eğitim de makam alacağım diye öğrencisinden sorumsuz öğretmen ;
Sayın Turgut Bey,,şunu net olarak söyleyeyim,hangi hükümet olursa olsun eğitim her zaman tartışılacaktır.
Çünkü Eğitim ve Savunma adı üzerinde MİLLİ değilmi ! Sizin de söyleyeceğiniz çok şey vardır,,benimde söyleyeceğim çok şey vardır.
SİZE GÖRE GAYET GÜZEL,,BANA GÖRE ÇOK FARKLI BİR MİLLİ =EĞİTİM= saygılar....
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Mesajlarımı okumada gösterdiğiniz özene teşekkür ederim.
Bununla birlikte mesajlarımdan yanlış anladığınız hususlar olduğu düşüncesindeyim.
Bu hususları belirtmeden önce GERÇEK konusunda paylaşımda bulunmak ihtiyacı hissediyorum.

Risale-i Nur Külliyatının Münazarat isimli eserinde şu ifadeler mevcuttur :

Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. 
İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.

Günümüz Türkçesi ile ifade etmek istersek şu ifadeleri kullanabiliriz :
 
Vicdanın ziyası din ilimleri aklın nuru medeniyet fenleridir. İkisinin birleşmesiyle HAKİKAT ortaya çıkar.
Ayrıldıkları vakit birincisinden taassub, ikincisinden hile ve şüphe doğar.



Forumdaşlarım çoğunlukla OLUMSUZLUK olumlu mesajlar paylaşıyor.
Ben de aynı konuda OLUMLULUK odaklı mesajlar paylaşıyorum.
GERÇEK / HAKİKAT, büyük ihtimal bu iki zıt kutbun ortasında bir yerlerde.

Ben GERÇEĞİN ortaya çıkmasından çekinmiyorum.
Bu nedenle forumdaşlarımdan paylaşımlarında kalite artırmalarını talep ediyorum.
Forumdaşlarım GERÇEĞİN ortaya çıkmasından çekindikleri için, mesajlarımdan rahatsızlık hissettiklerini belirtiyorlar ve yazmamı engellemeye çalışıyorlar.

Genel kabul gören görüşe göre bir şeyin iyi veya kötü olması kendisinden değildir.
Kişilerin kullandıkları ölçü birimine göre iyi veya kötü değerini alırlar.
Farklı bir şekilde söyleyecek olursak, kim ÜRÜNÜNÜ daha iyi pazarlarsa onun ÜRÜNÜ daha iyidir :)

Gerçeğin, OLUMLULUK odaklı mesajlarımdaki hususlara bir kaç milim uzaklıkta olduğuna inanıyorum.
Çünkü mesajlarıma azami itina gösteriyorum ve inandırıcı olması için kontrol edilebilecek veriler paylaşıyorum.
Forumdaşlarımın mesajlarına itina göstermemeleri, kontrol edilebilecek verilerle desteklememeleri  İNANDIRICI olmalarını güçleştiriyor.
İyi pazarlamacı olduğum için GERÇEK, OLUMLULUK odaklı mesajlarımdaki hususlara bir kaç milim uzaklıktadır.

Yanlış anladığınızı düşündüğüm hususlara gelecek olursak, tarih verirken  "2002 yılından beri eğitim - öğretim POLİTİKASINDA hiç bir değişiklik olmamıştır." ifadesini kullandım.
Çünkü son olarak bu tarihte bir politika değişikliği olduğu kanaatindeyim.

İlkelerimden biri şu şekildedir:

Kıyaslama, eşitler arasında veya geçmiş ile yapılır. Ülkemi, başka ülkelerle değil, geçmişi ile kıyaslıyorum. Öğrencimi / evladımı, arkadaşlarıyla değil, kendisi ile kıyaslıyorum.

Forumdaşlarım gibi eğitim / öğretim konularında  farklı ülkelerle karşılaştırmalar yapmıyorum.
Sadece geçmiş ile kıyaslama yapıyorum.
2002 öncesi ile günümüz arasında yapılacak her türlü kıyaslama da daha iyi durumda olduğumuz inancındayım ve bu konuda VERİLERE DAYALI tartışmaktan memnuniyet duyarım.

Çevrimdışı n66demirel

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 192
  • 171
  • 192
  • 171
# 10 Kas 2016 18:05:03
Boşuna uğraşmayın. Bakanlık bir fırsat bulsa vazgeçecek, zaten sağını solunu tırtıklamış. Ama bazı zatı muhteremler için geçerli olan illa birilerinin kandırıldık demesi. Başka mümkünü yok.

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.430
  • 5.149
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.430
  • 5.149
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 10 Kas 2016 18:16:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
birde şartlar değiştikçe eğitim sistemi de değişir dediniz ya oda enteresan.bir Finlandiya da herşey değişiyor(o bahsettiğiniz şartlarda) ama eğitim sistemi değişmiyor.diğer ülkelerde de üç aşağı beş yukarı böyle.sistemin kalıcılığı da eğitim bilimlerinden anlayan bir insanın ilk bilmesi gerekenlerdendir.eğitim sisteminde değişiklik en son düşünülmesi gereken bir yaklaşımdır.eğer siz iyi bir sistem uyguluyorsanız ve bu sistemin yetiştirdiği sizin eğitiminiz destekler biçimde isthitdam gücü ,ülkenin yetişmiş bireyi olabiliyorsa ve ülkeye katma değer kazandırıyorsa o sistem asla değişmez.batılı ülkelerin sistemlerini incelediyseniz yıllar hatta on yıllar boyunca var olan eğitim sistemlerini değiştirmediklerini görürsünüz.

Geçenlerde haberlerde vardı, Finlandiya örneğin bilişim çağında olduğumuzu düşünüp ilkokulda klavye ile yazma derslerine başlama kararı almış. Adamlar değişecekse müfredatı, yöntemlerini değiştiriyor. Biz ise okul öncesi+ilkokul+ortaokul+lise müfredatını sabit tutup, tüm sınıfları sürekli değiştiriyoruz.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Forumdaşlarım GERÇEĞİN ortaya çıkmasından çekindikleri için, mesajlarımdan rahatsızlık hissettiklerini belirtiyorlar ve yazmamı engellemeye çalışıyorlar.

İşte bu ifade bir ÖNYARGIDIR.  :) Düşüncelerinizi imkanlar nispetinde  SOMUTLAŞTIRARAK (delil göstererek) ifade edebilirseniz daha VERİMLİ bir tartışma yapabiliriz.

Turgut Bey gibi yazma rehberi. İlk kural: Ortaya atılan bir gözlemi ya da fikri hemen ÖNYARGI diye nitele. :)

İyi ki 2002'den sonra politika değişikliği olmamış. Ben 2002'de liseye başladığımda düz liseler 3 sene, süper ve anadolu liseler 4 seneydi. Düz liseden 2005'de mezun olduğumda tüm liselerde hazırlık sınıfları kaldırılmış ve liseler 4 yıla çıkarılmıştı. Hey gidi...  :)

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 10 Kas 2016 18:50:24
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Mesajlarımı okumada gösterdiğiniz özene teşekkür ederim.
Bununla birlikte mesajlarımdan yanlış anladığınız hususlar olduğu düşüncesindeyim.
Bu hususları belirtmeden önce GERÇEK konusunda paylaşımda bulunmak ihtiyacı hissediyorum.

Risale-i Nur Külliyatının Münazarat isimli eserinde şu ifadeler mevcuttur :

Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. 
İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.

Günümüz Türkçesi ile ifade etmek istersek şu ifadeleri kullanabiliriz :
 
Vicdanın ziyası din ilimleri aklın nuru medeniyet fenleridir. İkisinin birleşmesiyle HAKİKAT ortaya çıkar.
Ayrıldıkları vakit birincisinden taassub, ikincisinden hile ve şüphe doğar.



Forumdaşlarım çoğunlukla OLUMSUZLUK olumlu mesajlar paylaşıyor.
Ben de aynı konuda OLUMLULUK odaklı mesajlar paylaşıyorum.
GERÇEK / HAKİKAT, büyük ihtimal bu iki zıt kutbun ortasında bir yerlerde.

Ben GERÇEĞİN ortaya çıkmasından çekinmiyorum.
Bu nedenle forumdaşlarımdan paylaşımlarında kalite artırmalarını talep ediyorum.
Forumdaşlarım GERÇEĞİN ortaya çıkmasından çekindikleri için, mesajlarımdan rahatsızlık hissettiklerini belirtiyorlar ve yazmamı engellemeye çalışıyorlar.

Genel kabul gören görüşe göre bir şeyin iyi veya kötü olması kendisinden değildir.
Kişilerin kullandıkları ölçü birimine göre iyi veya kötü değerini alırlar.
Farklı bir şekilde söyleyecek olursak, kim ÜRÜNÜNÜ daha iyi pazarlarsa onun ÜRÜNÜ daha iyidir :)

Gerçeğin, OLUMLULUK odaklı mesajlarımdaki hususlara bir kaç milim uzaklıkta olduğuna inanıyorum.
Çünkü mesajlarıma azami itina gösteriyorum ve inandırıcı olması için kontrol edilebilecek veriler paylaşıyorum.
Forumdaşlarımın mesajlarına itina göstermemeleri, kontrol edilebilecek verilerle desteklememeleri  İNANDIRICI olmalarını güçleştiriyor.
İyi pazarlamacı olduğum için GERÇEK, OLUMLULUK odaklı mesajlarımdaki hususlara bir kaç milim uzaklıktadır.

Yanlış anladığınızı düşündüğüm hususlara gelecek olursak, tarih verirken  "2002 yılından beri eğitim - öğretim POLİTİKASINDA hiç bir değişiklik olmamıştır." ifadesini kullandım.
Çünkü son olarak bu tarihte bir politika değişikliği olduğu kanaatindeyim.

İlkelerimden biri şu şekildedir:

Kıyaslama, eşitler arasında veya geçmiş ile yapılır. Ülkemi, başka ülkelerle değil, geçmişi ile kıyaslıyorum. Öğrencimi / evladımı, arkadaşlarıyla değil, kendisi ile kıyaslıyorum.

Forumdaşlarım gibi eğitim / öğretim konularında  farklı ülkelerle karşılaştırmalar yapmıyorum.
Sadece geçmiş ile kıyaslama yapıyorum.
2002 öncesi ile günümüz arasında yapılacak her türlü kıyaslama da daha iyi durumda olduğumuz inancındayım ve bu konuda VERİLERE DAYALI tartışmaktan memnuniyet duyarım.
Sayın Hocam ;
   Öncelikle zaman ayırıp yazdığınız için teşekkür ederim.Sizin görüş ve fikirlerinize saygı duyuyorum.Muhakkak ki sizin de ,benim de görüşlerimiz aynı olacak değil,o yüzden size teşekkür ederken,,sizin ve tüm TÜRK milletinin mübarek Cuma gecesinin güzel geçmesi dileklerimle...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK