Biz Neden Bu 4+4+4 De Diretiyoruz?

Çevrimdışı murat yagli

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.573
  • 19.921
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.573
  • 19.921
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Kas 2016 17:46:13
Eğitim sistemi yap boz tahtası değildir.Bir devletin uzun süreli bir eğitim politikası olmalıdır.Başa kim gelirse gelsin belki ufak düzeltmelerle bu politikayı devam ettirmelidir.İstikrar ve doğru bir sistem çok önemlidir Şu anda ne eğitim sistemimiz doğrudur ne de sürekli değişen sınav sistemi.Şuanki eğitim politikası "Rezaletten" başka bir şey değildir.

Çevrimdışı reeemat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.169
  • 7.490
  • 1.169
  • 7.490
# 12 Kas 2016 18:16:56
    4. sınıf öğrencilerim, 5. sınıfın ceremesini çekmeye, ilk günlerde başladılar. Din kült ve ing ders öğretmenleri tahtaya düz yazı yazmaya başlayınca ne yapacağız, düz yazı yazamıyoruz derdine düştüler. Düz yazı yazmalıyız, 6-7-8. sınıfta neler olacak? ....
    Ben de "Düz yazı yazabilirsiniz." dedim. Düz yazı yazamıyorlar. Seneye, zaten el yazısı yazamayacalar. Çözüm ne olabilir?
    4+4+4 sistemi işliyorsa devam etsin.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Kas 2016 17:24:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut bey 4+4+4 sistemi uygulamaya geçtiği ilk yıl 5. sınıflarla birlikte 4. sınıfları da mezun etti akabinde yapılan 60-66 aylık çocukların 1. sınıfa başlamasının üzerinden de 5 yıl geçti yani o çocuklarda 2015-2016 eğitim-öğretim yılında mezun oldu yani sitem mezun verdi.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli hale getirerek 8'den 12 yıla çıkaran kanun teklifi 30.03.2012 tarihinde TBMM'de kabul edildi.
İlk olarak 2012-2013 öğretim yılında uygulamaya geçildi.

Sistem kavramı bir bütünü ifade eder. "Mezun vermedi" ifadesi 2012-2013 öğretim yılında 1. sınıfa başlayanların mezun olmadığını ifade etmek için kullanılmıştır.
Sistemin VERİMLİ olup olmadığını konusunda bir şeyler söyleyebilmek için 2012-2013 öğretim yılında 1. sınıfa başlayanların 12. sınıftan mezun olmalarını beklemek gerekir.
Sistemi parçalar halinde değerlendirmek hatalı sonuçların üretilmesine sebep olur.
2012-2013 öğretim yılında uygulamaya konulan sistemin sadece kademeli eğitime geçiş şeklinde değerlendirilmesi hatalı olur.
Sistem bir çok özelliği bünyesinde barındırmaktadır ve yeni uygulamalarla desteklenmektedir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Kas 2016 17:29:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın Turgut kuzan hayal gücünüze hayran kaldım.sonra bir düşünce hasıl oldu acaba bu arkadaş türkiye de mi yaşıyor yoksa başka bir ülkeden mi bahsediyor.
toz pembe rüyalarınızdan uyandırmak gibi olacak ama (amacım burada tartışma konusu açmak değil.onu baştan belirteyim.)
herşeyi neden kendi tarafınızdan görme gibi bir takıntınız var?
daha önce yazdığım üzere...hele ergenlik daha erken yaşlarda başlıyor ifadeniz taktire şayan.
bir insanın fizyolojik olarak evrim geçirmesi on bin yılları bulurken siz 11-12 yaşındaki bir çocuğu hemen ergen sınıfına soktunuz ve bunu birkaç yılda yapıverdiniz.
birde şartlar değiştikçe eğitim sistemi de değişir dediniz ya oda enteresan.bir Finlandiya da herşey değişiyor(o bahsettiğiniz şartlarda) ama eğitim sistemi değişmiyor.
diğer ülkelerde de üç aşağı beş yukarı böyle.sistemin kalıcılığı da eğitim bilimlerinden anlayan bir insanın ilk bilmesi gerekenlerdendir.
...
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Uzun mesajınıza parçalar halinde cevap yazmayı tercih edeceğim.
Hayal gücümün geniş olduğunu ifade etmeniz beni çok şaşırttı.
Ben hayal gücümün yetersiz olmasından kaynaklanan sıkıntılar yaşadığımı düşünüyorum.

Öncelikle ergenlik konusundaki bilgilerimin hayal gücünden kaynaklanmadığını belirtmek isterim.
Ergenlik yaşı etkenlere bağlı olarak değişebilmektedir.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde verilen bilgiler şu şekildedir :

Kızlarda ergenlik yaşındaki belirtileri
Ergenlik bir şeylerin ne olacağının farkına varacağınız kafa karıştırıcı bir durumdur. Ergenlik, 7-13 yaş arasında gerçekleşir.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde erkekleri de kapsayacak şekilde şu bilgiler mevcuttur :
Günümüzde biyolojik ve psikolojik açıdan erinlik çağı 10-12 yaşlarında başlamakta, bazen 16-18 yaşlarında hatta 20 yaşına kadar bu devam etmektedir.

Görsel medya organlarının "çocukların ergenlik çağına girmeden karşı cinsin FARKINA VARMASI" için gösterdiği azami gayreti göz önünde bulundurursak, biyolojik olmasa bile düşünce yapısı olarak ergenlik yaşına girmenin oldukça erken döneme çekildiğini söylemek yanlış olmasa gerektir.

Finlandiya'nın gelişememesinin sebebi eğitim sistemlerini değiştirmiyor / geliştirmiyor olmalarından kaynaklanıyor olabilir.

Finlandiya'da uygulanan sistemin muhtelif sebeplerle başka ülkelerde uygulanması mümkün değildir.
Bunun yanı sıra ülke olarak asla tercih etmemiz gerektiği inancındayım.
Sebeplerini
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinden alıntılar yaparak açıklayayım :

Tüm bunlara karşın, Fin toplumunda yaşanan yapısal değişiklikler ve sosyal problemler, Finlandiya’nın eğitim alanındaki başarısıyla tam bir tezatlık gösteriyor.
Finlandiya’da toplumsal yapının bozulmasına neden olan temel nedenin “aile yapısındaki bozulmalar” ve bunu tetikleyen etkenlerden kaynaklandığı düşünülüyor.

Aile yapısının bozulmasının nedenlerinden biri “ebeveynlerin çocuklarına yeterince zaman ayırmaması” olarak görülüyor.
Finlandiya’daki aile yaşamında çocuk ve aile arasındaki ilişkiler, önceki yıllara göre değişiklikler gösteriyor.
Çocuklar anneyle daha sıkı ilişkiye sahipken, babayla daha mesafeliler.
Bu nedenle, çocuklar ailelerinden bağımsız zaman geçirmek ve aile üyeleri dışındaki sorumlularla muhatap olmak zorunda kalıyor.

Aile içi şiddet yaygın


Ülkede internet kullanımı oldukça yaygın ve Finli çocuklar, “zamanlarının büyük çoğunluğunu internet üzerinde tüketiyor”.
Bu durum, çocukların asosyal ve içine kapanık olmasına sebep oluyor ve onların ruh halinde ve davranışlarında olumsuz değişikliklere yol açıyor.

Üzerinde durulması gereken bir konu da, çocukların şiddeti yalnızca internet yoluyla öğrenmediği gerçeğidir.
Finlandiya’da eğitim ve öğretim seviyesi oldukça yüksek olmasına rağmen, “aile içi şiddet” oldukça yaygın.

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın araştırmasına göre Finli kadınların yüzde 47’si şiddete maruz kalıyor ve bu oran Avrupa Birliği ülke ortalamasının (yüzde 33) üstünde.
Buna bağlı olarak Finlandiya’da çocuklar da evde, OKULDA şiddete maruz kalıyor.

Şiddetin en büyük nedeninin “madde bağımlılığı” olduğu düşünülüyordu.

Ancak ülkenin içki satışları ve reklamlara yönelik uyguladığı yasal düzenlemeler sonrasında asıl sorunun madde bağımlılığı olmadığı görüldü.
Devam eden araştırmalar, şiddete sebebiyet veren bir diğer etmeni “işsizlik” olarak gördü.

1990’lı yıllara kadar uygulanan politikalar ülkedeki yoksulluk oranını azaltmış olmasına rağmen, bu tarihten sonra arttığı gözleniyor.
2014 yılı verilerine göre işsizlik oranı yüzde 7.4 olarak açıklandı.
Finlandiya “nüfusunun belli bir oranı yoksulluk sınırı altında yaşıyor” ve devlet yardımıyla geçiniyorlar.

2010 yılı verilerine göre Finlandiya’da 7 bin 877 kişi evsiz, 349 aile olarak evsiz yaşıyor.
1987 yılında 17 bin olan evsizlerin sayısı 2010 yılında 8 bin civarına düştü.
Ancak tamamen bu sorun çözülemedi. Bu nedenle, “evlilik oranı ülke genelinde oldukça düşük” ve insanlar beraber yaşamayı daha çok tercih ediyorlar. “Boşanma oranı oldukça yüksek”.

2012 yılı verilerine göre 28 bin 878 evlenme, 13 bin 40 boşanma olayı gerçekleşti.
Dünyada boşanma oranının en yüksek olduğu ülke Finlandiya olduğu söylenebilir.
Ülkede yalnız yaşamak oldukça alışılagelmiş bir durum.
Ayrıca ülkede “alkol kullanımı da oldukça yaygın”.
Her yıl ortalama 3 bin kişi alkol ve bağlı nedenler yüzünden ölüyor.
Bu oran trafik kazasından ölenlerin sayısından 10 kat daha fazla.


Yukarıdaki verilere bakıldığında mükemmel derecede işleyen eğitim sistemine rağmen Finlandiya’da toplumsal bir çöküş yaşandığı söylenebilir.
Bu nedenle Finlandiya hükümeti, küreselleşen dünyada ülkelerin ve medeniyetlerin devamlılığını sağlayan, onları geleceğe taşıyan en önemli özelliğin toplumsal refah olduğunun farkına vardı ve bu yönde çalışmalar başlattı.

2012 PISA sonuçları düştü

Yaklaşık 40 yıl önce uygulamaya konulan eğitim reformunun ardından Finlandiya uzun bir süredir dünyada eğitimin en iyi olduğu ülke olarak tanımlanıyordu.
Adeta eğitimin lideri haline gelmiş Finlandiya’nın 2012 Aralık ayında yayımlanan PISA değerlendirmelerinde üç anadalın toplam ortalamasında ilk 10’un altına düşmüş olması büyük şaşkınlık yarattı.
Peki neden Finlandiya’nın PISA notu bu kadar düştü?
...

Halen Fillandiya eğitim sisteminin ÖRNEK ALINMASI gereken bir sistem olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Çevrimdışı apophis

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 29
  • 223
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 29
  • 223
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2016 19:39:07
Bu başlığa yazılan bütün yorumları tek tek okuduktan sonra şunu yazma ihtiyacı hissettim :

Turgut Kuzan Bey'in pehlivan tefrikası gibi uzun uzun yazdığı, bazı yerlerini koyulaştırarak bazı yerlerini büyüterek -deyim yerindeyse- kafamıza vura vura anlattıklarının tek cümlelik özetini yazayım :

 "Ben, mevcut hükümetin iflah olmaz bir taraftarıyım ve onlar neylerse güzel eyler..."

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2016 19:55:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu başlığa yazılan bütün yorumları tek tek okuduktan sonra şunu yazma ihtiyacı hissettim :

Turgut Kuzan Bey'in pehlivan tefrikası gibi uzun uzun yazdığı, bazı yerlerini koyulaştırarak bazı yerlerini büyüterek -deyim yerindeyse- kafamıza vura vura anlattıklarının tek cümlelik özetini yazayım :

 "Ben, mevcut hükümetin iflah olmaz bir taraftarıyım ve onlar neylerse güzel eyler..."
Gerçekten takdire değer ilerlemeler var.Hepimiz güçlü bir ülkeden yanayız.Güçlü bir ülke olmanın yoluda maalesef eğitimden geçer.Taraftar olmak eleştiriyi önlememeli.Eksik yanlarını bağıra bağıra söylemeliyiz ki.Geleceğimiz doğru yetiştirelim.

Çevrimdışı mahx

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 196
  • 886
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 196
  • 886
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2016 19:56:24
sayın Turgut Kuzan bu bahsettiğiniz toplumsal sorunlar birçok ülkede var.amerikada milyonlarca insan işsizlik maaşı ile ayakta duruyor.bunun sebebi gelir dağılımındaki adaletsizliktir.amerika da ve diğer gelişmiş ülkelerde ne yazık ki bir çalışan ve birde onları çalışıtıranlar var.çalıştıran çalışana hak ettiğini vermezse ve var olanın büyük kısmını kendi alırsa gelir adaletsizliği meydana gelir .amerikada yüzde beşin kazandığı yüzde doksan beşin kazandığına eşit.işsizlik,şiddet eğilimi,boşanma gibi olgular diğer gelişmiş ülkelerde de vardır.ülkemizde her ev evlenen çiftin dörtte biri boşanmakta .diğer ülkelrede de farklı değil,işsizliğe gelince ispanya ,italya ,fransa,portekiz gibi ülkelerde işsizliğin bizden fazla olduğunu biliyor musunuz?yunanistanda yüzde 27 işsizlik oranı var.belçika ve hollanda da yüzde sekizlerde ,japonyada yüzde 3,3,amerikada da yüzde 5 lerde.şiddet eğilimi eşler arası şiddet  ne yazık ki geçmişte de vardı ama bu gizli ve aile içinde kalırdı , insanlar bundan bahsetmezdi.bu toplumsal sorunların olmadığı bir ülke yok.bizim Finlandiya örneği vermemizin sebebi eğitimdeki başarısı ve bu başarının getirdiği refah düzeyi.finlandiya değil Japonya diyebilirdik veya bir başka ülke...
   ergenlik meselesine gelince fizyolojik olarak kız çocukları bu buluğ çağına daha önce  girmektedir .bu dönem erkeklerde biraz daha geç dönemde başlar fakat bu fizyolojik olarak görülen durum davranışa geç yansır.ayrıca bunun belli bir standardı yoktur insandan insana değişir.ayrıca bu ergenlik başlangıcı denilen dönem çoğunlukla fiziksel değişikler dışında bireyin kendini davranışsal olarak çocuk hissettiği bir dönemdir ve duygusal anlamda davranışlar çocuksudur.bu çocuğu siz kendi yaş gurubundan alıp bir üst yaş gurubuna yollarsanız davranış olarak hala çocuk olan bu birey ikilem içinde kalır .çünkü bir üst yaş gurubunda kendinin ne olduğu konusunda çelişkiye dişer ve ergen taklidi yapmaya çalışır.kendinde büyük ağbi ve ablaları gibi giyinmeye saç şeklini değiştirmeye başlar .bunu şöyle gözlemleyebilirsiniz ;geçmişte 5.sınıflar sınıf öğretmenindeyken bu yaş gurubunun dış görünüşe ve çok önem vermediğini ve karşı cins arasında çok fazla çatışma olduğunu görürüdünüz.şimdi ise bir bakıyoruz beşinci sınıflar büyüklerinden gördüğü davranışları taklit etme çabasında .saç ,kıyafet ,onlar gibi davranma ,onları olumlu çoğunlukla olumsuz taklit etme... çok farklıdırlar.gerçekten o dönemi yaşadıklarından değil ortada kalmışlıktan .davranış olarak çocuklar ama öyle davranmaya devam etseler çevreden tepki görme ve "sümüklü" muamalesi görme korkusuna ergen taklidi yapmakta bir çoğu.işin özü sayın kuzan 5.sınıfları yanlış kulvara aldılar ve bunun getirdiği dezavantajlar öyle telafi edilecek bir durumda değil.

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2016 20:05:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sayın Turgut Kuzan bu bahsettiğiniz toplumsal sorunlar birçok ülkede var.amerikada milyonlarca insan işsizlik maaşı ile ayakta duruyor.bunun sebebi gelir dağılımındaki adaletsizliktir.amerika da ve diğer gelişmiş ülkelerde ne yazık ki bir çalışan ve birde onları çalışıtıranlar var.çalıştıran çalışana hak ettiğini vermezse ve var olanın büyük kısmını kendi alırsa gelir adaletsizliği meydana gelir .amerikada yüzde beşin kazandığı yüzde doksan beşin kazandığına eşit.işsizlik,şiddet eğilimi,boşanma gibi olgular diğer gelişmiş ülkelerde de vardır.ülkemizde her ev evlenen çiftin dörtte biri boşanmakta .diğer ülkelrede de farklı değil,işsizliğe gelince ispanya ,italya ,fransa,portekiz gibi ülkelerde işsizliğin bizden fazla olduğunu biliyor musunuz?yunanistanda yüzde 27 işsizlik oranı var.belçika ve hollanda da yüzde sekizlerde ,japonyada yüzde 3,3,amerikada da yüzde 5 lerde.şiddet eğilimi eşler arası şiddet  ne yazık ki geçmişte de vardı ama bu gizli ve aile içinde kalırdı , insanlar bundan bahsetmezdi.bu toplumsal sorunların olmadığı bir ülke yok.bizim Finlandiya örneği vermemizin sebebi eğitimdeki başarısı ve bu başarının getirdiği refah düzeyi.finlandiya değil Japonya diyebilirdik veya bir başka ülke...
   ergenlik meselesine gelince fizyolojik olarak kız çocukları bu buluğ çağına daha önce  girmektedir .bu dönem erkeklerde biraz daha geç dönemde başlar fakat bu fizyolojik olarak görülen durum davranışa geç yansır.ayrıca bunun belli bir standardı yoktur insandan insana değişir.ayrıca bu ergenlik başlangıcı denilen dönem çoğunlukla fiziksel değişikler dışında bireyin kendini davranışsal olarak çocuk hissettiği bir dönemdir ve duygusal anlamda davranışlar çocuksudur.bu çocuğu siz kendi yaş gurubundan alıp bir üst yaş gurubuna yollarsanız davranış olarak hala çocuk olan bu birey ikilem içinde kalır .çünkü bir üst yaş gurubunda kendinin ne olduğu konusunda çelişkiye dişer ve ergen taklidi yapmaya çalışır.kendinde büyük ağbi ve ablaları gibi giyinmeye saç şeklini değiştirmeye başlar .bunu şöyle gözlemleyebilirsiniz ;geçmişte 5.sınıflar sınıf öğretmenindeyken bu yaş gurubunun dış görünüşe ve çok önem vermediğini ve karşı cins arasında çok fazla çatışma olduğunu görürüdünüz.şimdi ise bir bakıyoruz beşinci sınıflar büyüklerinden gördüğü davranışları taklit etme çabasında .saç ,kıyafet ,onlar gibi davranma ,onları olumlu çoğunlukla olumsuz taklit etme... çok farklıdırlar.gerçekten o dönemi yaşadıklarından değil ortada kalmışlıktan .davranış olarak çocuklar ama öyle davranmaya devam etseler çevreden tepki görme ve "sümüklü" muamalesi görme korkusuna ergen taklidi yapmakta bir çoğu.işin özü sayın kuzan 5.sınıfları yanlış kulvara aldılar ve bunun getirdiği dezavantajlar öyle telafi edilecek bir durumda değil.

""5.sınıfları yanlış kulvara aldılar ve bunun getirdiği dezavantajlar öyle telafi edilecek bir durumda değil.""
  Öğrencilerde uyum sorunu var.Görüştüğüm tüm öğrencilerim bunu ifade ediyor.

Çevrimdışı hdogan88

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.434
  • 5.210
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.434
  • 5.210
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2016 20:17:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    4. sınıf öğrencilerim, 5. sınıfın ceremesini çekmeye, ilk günlerde başladılar. Din kült ve ing ders öğretmenleri tahtaya düz yazı yazmaya başlayınca ne yapacağız, düz yazı yazamıyoruz derdine düştüler. Düz yazı yazmalıyız, 6-7-8. sınıfta neler olacak? ....
    Ben de "Düz yazı yazabilirsiniz." dedim. Düz yazı yazamıyorlar. Seneye, zaten el yazısı yazamayacalar. Çözüm ne olabilir?
    4+4+4 sistemi işliyorsa devam etsin.
Siz şanlısınız branş öğretmeniniz var. Belki bir ortaokul ile sabahçı-öğlenci dönüşümlü aynı binayı kullanıyorsunuz. Biz ilkokul olarak 4 senedir ingilizce ya da din kültürü branş öğretmeni görmüyoruz. Bunun en önemli sebeplerinden biri branş öğretmenlerinin ortaokulda kurs vererek ekstra gelirler elde etmesi ve bu yüzden artık ilkokulları tercih etmemesi. Eski mezun ettiğim sınıflar ise ingilizce, görsel sanatlar, müzik vb. derslerini branş öğretmenlerinden alır ve bir nevi ortaokula hazır olurdu.

Çevrimdışı cybermavi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.582
  • 1.743
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.582
  • 1.743
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 13 Kas 2016 20:18:08
4+4+4 un sebebini turgut bey azbucuk aciklamis.simdi cocuklar 5.sinifta ergenlik belirtileri gostermeye basliyormus.imam hatip ve din egitimi icin ergenlik hormonlari bastirmadan din egitimi verilsinku daha yararli olsun denmektedir(gecen yil il muftu yardimcisi hafizlik secme sinavi icin toplantigimizda bu bilgiyi vermisti.)yani bu sistemin akademik basariyi artirmak icin getirildigini dusunmuyorum.zaten ortaokuldaki brans hocalarida 5.siniftaki cocuklarin cok kucuk oldugunu ve verimsiz oldugunu soyluyorlar.onun icin bu sistemin degisecegini dusunmuyorum.kendimin cevremden duydugu seyleri naklettim.inanin 4+4+4 sisteminin nicin getirildigini konusunda ikna edici fikirler bulamadim.1 sinif yuzunden onbinlerce ogretmenin sıkıntısi cogaldi.norm fazlasi oldu.koylerde köreldi.amma ve lakin cocuklar icin iyi olacaksa devam etsin.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Kas 2016 19:51:55
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Son yazılan mesajlarda konu dışına çıkıldığı için mesajlara cevap yazmamayı TERCİH EDİYORUM.
Bununla birlikte gözlemime dayanarak 4+4+4 sisteminin tüm özellikleriyle değerlendirilmediği kanaatine ulaştığım için sistemle ilgili genel bir bilgi paylaşımı yapmayı uygun görüyorum.

4+4+4’LÜK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Üç kademeden oluşması ve kesintili olması,
• İlkokul sürecini, bütün bireyler için tek tür okul ve tek öğretim programı olarak düzenlemesi,
• Ortaokulu farklı öğretim programlarının uygulanabileceği bir okul dönemi olarak düzenlemesi,

• Farklı programların uygulandığı ortaokul türlerine imkân vermesi,
• Ortaokulların, bağımsız okullar şeklinde veya liselerle ya da ilkokullarla birlikte açılabilmesi,
• İmam hatip ortaokullarının bağımsız ya da imam hatip liseleri ile birlikte açılabilmesi,
• Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı derslerinin kanuni seçimlik ders olmak üzere ortaokul ve liselerde seçimlik derslere yer vermesi,
• Diplomanın 12 yıllık zorunlu öğretimin sonunda (lisenin bitirilmesiyle) düzenlenmesi.

Sistemin uygulamaya konulduğu ilk öğretim yılının sonunda Eğitimciler Birliği Sendikası "Eğitim Reformunu İzleme Raporu" başlığını içeren bir rapor yayınlamış.
(Raporun  tamamı için : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Raporun sonuç bölümündeki bazı ifadeler şunlardır :

4+4+4 eğitim reformu ile birlikte ilköğretimin ilkokul ve ortaokul olarak ayrışması ve farklı yaş grubundaki çocukların fiziki ortamlarının farklılaşması, okul yöneticileri, ÖĞRETMENLER ve veliler tarafından oldukça olumlu karşılanmıştır.
Fakat çalışma kapsamında ziyaret edilen tüm illerde ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul olarak ayrışmasının tamamlanmadığı, bazı yerlerde ilkokul ve ortaokulun birlikte devam ettiği, bazı yerlerde ise ilköğretim okullarının ilkokula veya ortaokula dönüştürülmesinde kademeli bir geçiş takip edildiği görülmüştür.
Benzer sosyoekonomik yapıya sahip bölgelerdeki ilköğretim okulları ile fiziki imkânları uygun olan ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin farklı binaları kullandığı okulların ayrışmasında sorun yaşanmamış ve herkes bu ayrışmadan memnun kalmıştır.

Kişilerin bulundukları ortamlardaki GÖZLEMLERİNE dayalı ifadeleri GENEL DURUMU ifade etmede yetersizdir.

İlkokulun beş yıldan dört yıla inmesi önceden kestirilemeyen olumlu sonucu da olmuştur.
Özellikle çalışma kapsamında Ağrı ve İstanbul’da öğretmen açığı olan okullar, ilkokulun beş sınıftan dört sınıfa inmesi ile birlikte bu sorunu yaşamamışlardır.
Hatta bu okullar bu kararla birlikte öğretmen eksikliklerini tamamlamışlardır.


Her yeni uygulama beraberinde problemler getirir. Zaman içinde bu problemler çözüme kavuşturularak uygulama daha VERİMLİ hale getirilir.

Okula başlama yaşının öne çekilmesi ile birlikte Bakanlık, öğretim programlarını 66 aylık çocuklara göre düzenlemiş ve 14 haftalık bir oryantasyon programı hazırlamıştır.
Buna ilaveten, çocukların oyun çağında olduğu dikkate alınarak haftada beş saat oyun ve fiziki etkinler dersi konulmuştur.
Öğretmenler, genel olarak çocukların okula başlama yaşının öne çekilmesini dikkate almamış, ya oryantasyon programını hiç uygulamadan ya da çok az bir süre uygulayarak, okuma yazma çalışmalarına başlamışlardır.
Ayrıca, çalışmaya katılan hemen hiç kimse oyun ve fiziki etkinler dersinde çocuklara oyun oynatmamış, nerdeyse hepsi okuma yazma çalışmaları yaptırmıştır.
Öğretmenlerin bir kısmı bunun nedenini öğretim programını uygulamanın zorluğu ya da fiziki imkanların yetersizliği ile açıklamışlarsa da, oryantasyon programının takip edilmemesi ve oyun ve fiziki etkinler dersinde okuma yazma ve matematik çalışmalarının yapılmasının temel nedeni öğretmenler arası çocukları erken okutma rekabeti ve bu konuda velilerin öğretmenlere yaptığı baskıların olduğu görülmüştür.

Yeni uygulamalarda DİRENÇLE karşılaşılması anlayışla karşılanması gereken bir durumdur. Uygulama benimsendikçe direnç azalarak yok olur.

AK Parti ile birlikte MHP ve BDP’nin desteği ile Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı dersinin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması kanunlaşmıştır.
Buna ilaveten Bakanlık birçok seçmeli ders daha ekleyerek haftada 8 saatlik seçmeli ders imkânı sunmuştur.
Katılımcıların geneli seçmeli dersleri olumlu bulmuş ve özellikle veliler Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı gibi dersleri olumlu karşılamışlardır.
Çalışma kapsamında ziyaret edilen okullarda hemen hemen tüm seçmeli derslerin açıldığı tespit edilmiştir.
Bu dersler arasından matematik uygulamaları, yabancı dil, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersleri en çok tercih edilen dersler olmuştur.

Seçmeli dersler tesbit edilirken toplumun beklentileri dikkate alınmalıdır.
Toplumun beklentilerine uymayan uygulamalardan VERİM alınamaması normaldir.

Çevrimdışı vayvay

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 533
  • 1.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 533
  • 1.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2016 11:46:00
Turgut bey gerçekten öğretmen misiniz? Branşınızı çok merak ettim.Hiç 1. sınıf okuttunuz mu?

Çevrimdışı okancavus

  • Aktif Üye
  • **
  • 51
  • 27
  • 51
  • 27
# 15 Kas 2016 11:59:53
Turgut Bey Nişantaşı'nda falan çalışıyorsunuz bilemem ama araya tel örgü çekmekle okulların birbirinden ayrıldığı falan yok. halen okulların tamamına yakınında ilkokul ortaokul aynı binada. İlkokulun 4 yıla inmesinin sonucunda öğretmen eksiği giderildi demişsiniz. PES!!! Bir gecede onbinlerce sınıf öğretmeni norm fazlası oldu.İnsanlar alan değiştirmek zorunda bile kaldılar utanmadan öğretmen eksikliği giderildi demişsiniz ! evet İstanbul'da öğretmen eksiği azaldı ama sınıf mevcutları  60 70 80 olan yerler var !! bu nasıl bir körlüktür !! Uyum haftası 2 senedir bayramlara gitmiştir. Çoğu öğretmen çocuklara oyun oynatmak yerine okuma yazma öğretmeye çalıştı demişsiniz !! Burdanda 1. sınıf okutmadığınız hatta zerre anlamadığınız ortaya çıkıyor !! Son olarak evet katılımcıların ve bizlerinde olumlu bulduğu seçmeli dersler insanlara zorunlu olarak seçtirilmiştir !! TEOG a hazırlanması gereken 8. sınıflara Matematik Bilim Uygulamaları yerine Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Hayatı seçtirildiği için en çok tercih edilen dersler olmuştur. Yani sırf ideolojiniz için desteklediğiniz bu sistemin zararlarında sizin ve alıntı yaptığınız süper sendikanında vebali var . hayırlı günler

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2016 13:09:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Son yazılan mesajlarda konu dışına çıkıldığı için mesajlara cevap yazmamayı TERCİH EDİYORUM.
Bununla birlikte gözlemime dayanarak 4+4+4 sisteminin tüm özellikleriyle değerlendirilmediği kanaatine ulaştığım için sistemle ilgili genel bir bilgi paylaşımı yapmayı uygun görüyorum.

4+4+4’LÜK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Üç kademeden oluşması ve kesintili olması,
• İlkokul sürecini, bütün bireyler için tek tür okul ve tek öğretim programı olarak düzenlemesi,
• Ortaokulu farklı öğretim programlarının uygulanabileceği bir okul dönemi olarak düzenlemesi,

• Farklı programların uygulandığı ortaokul türlerine imkân vermesi,
• Ortaokulların, bağımsız okullar şeklinde veya liselerle ya da ilkokullarla birlikte açılabilmesi,
• İmam hatip ortaokullarının bağımsız ya da imam hatip liseleri ile birlikte açılabilmesi,
• Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı derslerinin kanuni seçimlik ders olmak üzere ortaokul ve liselerde seçimlik derslere yer vermesi,
• Diplomanın 12 yıllık zorunlu öğretimin sonunda (lisenin bitirilmesiyle) düzenlenmesi.

Sistemin uygulamaya konulduğu ilk öğretim yılının sonunda Eğitimciler Birliği Sendikası "Eğitim Reformunu İzleme Raporu" başlığını içeren bir rapor yayınlamış.
(Raporun  tamamı için : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Raporun sonuç bölümündeki bazı ifadeler şunlardır :

4+4+4 eğitim reformu ile birlikte ilköğretimin ilkokul ve ortaokul olarak ayrışması ve farklı yaş grubundaki çocukların fiziki ortamlarının farklılaşması, okul yöneticileri, ÖĞRETMENLER ve veliler tarafından oldukça olumlu karşılanmıştır.
Fakat çalışma kapsamında ziyaret edilen tüm illerde ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul olarak ayrışmasının tamamlanmadığı, bazı yerlerde ilkokul ve ortaokulun birlikte devam ettiği, bazı yerlerde ise ilköğretim okullarının ilkokula veya ortaokula dönüştürülmesinde kademeli bir geçiş takip edildiği görülmüştür.
Benzer sosyoekonomik yapıya sahip bölgelerdeki ilköğretim okulları ile fiziki imkânları uygun olan ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin farklı binaları kullandığı okulların ayrışmasında sorun yaşanmamış ve herkes bu ayrışmadan memnun kalmıştır.

Kişilerin bulundukları ortamlardaki GÖZLEMLERİNE dayalı ifadeleri GENEL DURUMU ifade etmede yetersizdir.

İlkokulun beş yıldan dört yıla inmesi önceden kestirilemeyen olumlu sonucu da olmuştur.
Özellikle çalışma kapsamında Ağrı ve İstanbul’da öğretmen açığı olan okullar, ilkokulun beş sınıftan dört sınıfa inmesi ile birlikte bu sorunu yaşamamışlardır.
Hatta bu okullar bu kararla birlikte öğretmen eksikliklerini tamamlamışlardır.


Her yeni uygulama beraberinde problemler getirir. Zaman içinde bu problemler çözüme kavuşturularak uygulama daha VERİMLİ hale getirilir.

Okula başlama yaşının öne çekilmesi ile birlikte Bakanlık, öğretim programlarını 66 aylık çocuklara göre düzenlemiş ve 14 haftalık bir oryantasyon programı hazırlamıştır.
Buna ilaveten, çocukların oyun çağında olduğu dikkate alınarak haftada beş saat oyun ve fiziki etkinler dersi konulmuştur.
Öğretmenler, genel olarak çocukların okula başlama yaşının öne çekilmesini dikkate almamış, ya oryantasyon programını hiç uygulamadan ya da çok az bir süre uygulayarak, okuma yazma çalışmalarına başlamışlardır.
Ayrıca, çalışmaya katılan hemen hiç kimse oyun ve fiziki etkinler dersinde çocuklara oyun oynatmamış, nerdeyse hepsi okuma yazma çalışmaları yaptırmıştır.
Öğretmenlerin bir kısmı bunun nedenini öğretim programını uygulamanın zorluğu ya da fiziki imkanların yetersizliği ile açıklamışlarsa da, oryantasyon programının takip edilmemesi ve oyun ve fiziki etkinler dersinde okuma yazma ve matematik çalışmalarının yapılmasının temel nedeni öğretmenler arası çocukları erken okutma rekabeti ve bu konuda velilerin öğretmenlere yaptığı baskıların olduğu görülmüştür.

Yeni uygulamalarda DİRENÇLE karşılaşılması anlayışla karşılanması gereken bir durumdur. Uygulama benimsendikçe direnç azalarak yok olur.

AK Parti ile birlikte MHP ve BDP’nin desteği ile Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı dersinin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması kanunlaşmıştır.
Buna ilaveten Bakanlık birçok seçmeli ders daha ekleyerek haftada 8 saatlik seçmeli ders imkânı sunmuştur.
Katılımcıların geneli seçmeli dersleri olumlu bulmuş ve özellikle veliler Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı gibi dersleri olumlu karşılamışlardır.
Çalışma kapsamında ziyaret edilen okullarda hemen hemen tüm seçmeli derslerin açıldığı tespit edilmiştir.
Bu dersler arasından matematik uygulamaları, yabancı dil, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersleri en çok tercih edilen dersler olmuştur.

Seçmeli dersler tesbit edilirken toplumun beklentileri dikkate alınmalıdır.
Toplumun beklentilerine uymayan uygulamalardan VERİM alınamaması normaldir.
[/quote
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Son yazılan mesajlarda konu dışına çıkıldığı için mesajlara cevap yazmamayı TERCİH EDİYORUM.
Bununla birlikte gözlemime dayanarak 4+4+4 sisteminin tüm özellikleriyle değerlendirilmediği kanaatine ulaştığım için sistemle ilgili genel bir bilgi paylaşımı yapmayı uygun görüyorum.

4+4+4’LÜK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Üç kademeden oluşması ve kesintili olması,
• İlkokul sürecini, bütün bireyler için tek tür okul ve tek öğretim programı olarak düzenlemesi,
• Ortaokulu farklı öğretim programlarının uygulanabileceği bir okul dönemi olarak düzenlemesi,

• Farklı programların uygulandığı ortaokul türlerine imkân vermesi,
• Ortaokulların, bağımsız okullar şeklinde veya liselerle ya da ilkokullarla birlikte açılabilmesi,
• İmam hatip ortaokullarının bağımsız ya da imam hatip liseleri ile birlikte açılabilmesi,
• Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı derslerinin kanuni seçimlik ders olmak üzere ortaokul ve liselerde seçimlik derslere yer vermesi,
• Diplomanın 12 yıllık zorunlu öğretimin sonunda (lisenin bitirilmesiyle) düzenlenmesi.

Sistemin uygulamaya konulduğu ilk öğretim yılının sonunda Eğitimciler Birliği Sendikası "Eğitim Reformunu İzleme Raporu" başlığını içeren bir rapor yayınlamış.
(Raporun  tamamı için : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Raporun sonuç bölümündeki bazı ifadeler şunlardır :

4+4+4 eğitim reformu ile birlikte ilköğretimin ilkokul ve ortaokul olarak ayrışması ve farklı yaş grubundaki çocukların fiziki ortamlarının farklılaşması, okul yöneticileri, ÖĞRETMENLER ve veliler tarafından oldukça olumlu karşılanmıştır.
Fakat çalışma kapsamında ziyaret edilen tüm illerde ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul olarak ayrışmasının tamamlanmadığı, bazı yerlerde ilkokul ve ortaokulun birlikte devam ettiği, bazı yerlerde ise ilköğretim okullarının ilkokula veya ortaokula dönüştürülmesinde kademeli bir geçiş takip edildiği görülmüştür.
Benzer sosyoekonomik yapıya sahip bölgelerdeki ilköğretim okulları ile fiziki imkânları uygun olan ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin farklı binaları kullandığı okulların ayrışmasında sorun yaşanmamış ve herkes bu ayrışmadan memnun kalmıştır.

Kişilerin bulundukları ortamlardaki GÖZLEMLERİNE dayalı ifadeleri GENEL DURUMU ifade etmede yetersizdir.

İlkokulun beş yıldan dört yıla inmesi önceden kestirilemeyen olumlu sonucu da olmuştur.
Özellikle çalışma kapsamında Ağrı ve İstanbul’da öğretmen açığı olan okullar, ilkokulun beş sınıftan dört sınıfa inmesi ile birlikte bu sorunu yaşamamışlardır.
Hatta bu okullar bu kararla birlikte öğretmen eksikliklerini tamamlamışlardır.


Her yeni uygulama beraberinde problemler getirir. Zaman içinde bu problemler çözüme kavuşturularak uygulama daha VERİMLİ hale getirilir.

Okula başlama yaşının öne çekilmesi ile birlikte Bakanlık, öğretim programlarını 66 aylık çocuklara göre düzenlemiş ve 14 haftalık bir oryantasyon programı hazırlamıştır.
Buna ilaveten, çocukların oyun çağında olduğu dikkate alınarak haftada beş saat oyun ve fiziki etkinler dersi konulmuştur.
Öğretmenler, genel olarak çocukların okula başlama yaşının öne çekilmesini dikkate almamış, ya oryantasyon programını hiç uygulamadan ya da çok az bir süre uygulayarak, okuma yazma çalışmalarına başlamışlardır.
Ayrıca, çalışmaya katılan hemen hiç kimse oyun ve fiziki etkinler dersinde çocuklara oyun oynatmamış, nerdeyse hepsi okuma yazma çalışmaları yaptırmıştır.
Öğretmenlerin bir kısmı bunun nedenini öğretim programını uygulamanın zorluğu ya da fiziki imkanların yetersizliği ile açıklamışlarsa da, oryantasyon programının takip edilmemesi ve oyun ve fiziki etkinler dersinde okuma yazma ve matematik çalışmalarının yapılmasının temel nedeni öğretmenler arası çocukları erken okutma rekabeti ve bu konuda velilerin öğretmenlere yaptığı baskıların olduğu görülmüştür.

Yeni uygulamalarda DİRENÇLE karşılaşılması anlayışla karşılanması gereken bir durumdur. Uygulama benimsendikçe direnç azalarak yok olur.

AK Parti ile birlikte MHP ve BDP’nin desteği ile Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı dersinin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması kanunlaşmıştır.
Buna ilaveten Bakanlık birçok seçmeli ders daha ekleyerek haftada 8 saatlik seçmeli ders imkânı sunmuştur.
Katılımcıların geneli seçmeli dersleri olumlu bulmuş ve özellikle veliler Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı gibi dersleri olumlu karşılamışlardır.
Çalışma kapsamında ziyaret edilen okullarda hemen hemen tüm seçmeli derslerin açıldığı tespit edilmiştir.
Bu dersler arasından matematik uygulamaları, yabancı dil, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersleri en çok tercih edilen dersler olmuştur.

Seçmeli dersler tesbit edilirken toplumun beklentileri dikkate alınmalıdır.
Toplumun beklentilerine uymayan uygulamalardan VERİM alınamaması normaldir.
"""Katılımcıların geneli seçmeli dersleri olumlu bulmuş ve özellikle veliler Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı gibi dersleri olumlu karşılamışlardır.
Çalışma kapsamında ziyaret edilen okullarda hemen hemen tüm seçmeli derslerin açıldığı tespit edilmiştir.
Bu dersler arasından matematik uygulamaları, yabancı dil, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersleri en çok tercih edilen dersler olmuştur."""
1-Seçmeli dersleri okul idaresi çeçiyor Öğrenci değil.
2-Müdür müdür yardımcısı atamaları ortada.
3-İstiyorsa seçmesin.
4-Veli memnuniyetini ilk kez sizden duydum.Velinin haberi bile yok.

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2016 13:38:10
Zararın neresinden dönülürse en büyük kar odur.Umarım bir an önce normale döner.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK