Almanların 2. Dünya Savaşı'nda işgalleri altındaki yerleşim yerinde köpekleri bir ahıra kapatıp aç bıraktıktan sonra tankların altına et koyup köpekleri saldıklarını ve bunu defalarca yapıp köpekleri şartlı reflekse alıştırdıkkarını.
Daha sonra Amerikan askerleri şehre yaklaşınca yine köpekleri bir ahıra kapattıklarını ama kapatmadan önce zavallı hayvanların sırtlarına, bir metale değince patlama özelliğine sahip bombaları bağladıklarını.
Almanların şehri terkettikten sonra şehre giren Amerikan askerlerinin havlama sesleri üzerine ahırın kapısını açtıklarını ve köpeklerin hızla Amerikan tanklarının altına girip sırtlarındaki bombaların patlamasıyla Amerikan askerlerine büyük kayıplar verdiklerini.
İlk Ruslar denemişler sanırım ;
İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkîlap Tarihi Enstitüsü’nden Dr. Mehmet Perinçek, Bilim ve Ütopya dergisinin Ekim sayısı için kaleme aldığı makalesinde Sovyetler Birliği’nin Nazilere karşı mücadele için eğittiği tanksavar köpeklerini anlattı.
İkinci Dünya Savaşı’nın isimsiz kahramanı ve Nazilerin korkulu rüyası haline gelen köpekler koruma, muhabere, arama, sıhhiye, bekçilik, tanksavar, kundakçılık, kimyasal istihbarat, uçak ve helikopterlere sinyal gönderilmesi, taşımacılık, mayın araması gibi görevlerde de kullanılmış.
Perinçek, Stalingrad Muharebesi’ne katılmış olan bir Sovyet askerinden şunları aktarıyor:
“Asteğmen Muhin, dört ayaklı askerleriyle alay komutanının gözetleme noktasının yakınında bulunuyordu. Sığınakta bulunan köpekler, tankların yaklaştığını hissetmişlerdi ve umutsuzca inliyorlardı, tasmaları kopmak üzereydi. (…) Tanklara 100 metreden az kala Teğmen Goryaçyov’un mangası, yedi köpeği tasmalarından saldı. Hızla siperlerden fırladılar ve yere yapışarak gürleyen canavarlara doğru koşturdular. Kısa bir süre sonra dört patlama göğü inletti. Üç tank hemen durdu; dördüncüsü, paletlerini sürerek yerinde dönüyordu, sonrasında patladı. Fakat köpekler de birer asker gibi öldüler.”
İşte Dr. Mehmet Perinçek’in Bilim ve Ütopya dergisi için kaleme aldığı makalede tanksavar köpeklerinin tarihi:
İkinci Dünya Savaşı’nda 20 milyonun üzerinde vatandaşını kaybeden Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’na karşı direnişi, birçok kahramanlık öyküsüyle doludur. Sovyetler, faşistlere karşı zafere ulaşmak için sadece insan gücünü değil, savaşta yararlılık gösterebilecek her canlıyı seferber etmiştir. Bu canlılar arasında özellikle köpekler önemli bir rol oynamıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Rusların köpekleri muhabere ve bekçilik amaçlı kullandıkları bilinmektedir. 1914’te cepheye 600 köpek gönderilmiştir. Almanlar ise 6 bin köpeği muhaberede, sıhhiyede ve yük taşımasında kullanmıştır.Sovyet Ordusu, İkinci Dünya Savaşı’nda köpeklerin kullanım alanını çok daha genişletir. İlk akla gelebilecek bekçiliğin, haberleşmenin, mayın aramasının ötesinde köpekler faşist Alman ordularının tanklarının imhasında da çok önemli bir görev üstlenmişlerdir. Gelin, çok ciddi miktarda insan kaybının önlenmesinde kahramanlık gösteren bu tanksavar köpeklerin hikâyesini anlatalım.
Bu hikâyeyi, SSCB’nin Devrimci Askeri Konseyi’nin 23 Ağustos 1924 tarihli 1089 nolu emriyle başlatabiliriz. Bu emir, askeri ve spor alanında köpek yetiştirecek bir merkezi okulun açılmasını öngörmektedir. İşe haberleşme, arama, sıhhiye, bekçilik ve spor alanlarında farklı cinslerden köpek yetiştirmekle başlanır.
1930’larda tanksavar köpeklerin yetiştirilmesi fikri ortaya çıkacak ve bununla ilgili çalışmalara girişilecektir. Bu fikir, ilk olarak okulun öğrencilerinden Şoşin’in aklına gelir. Tanklara karşı normal mayınlar, çok etkili olmamaktadır. Tankın denk gelmesi için çok fazla mayın kullanılmalıdır, bu da çok maliyetli olmaktadır. Mayın, tankı beklememeli; mayın, tankı kendisi bulup yok etmelidir.
1935 Mart’ında ilk denemeler yapılır. Ardından tanksavar köpeklerin kullanılmasının taktikleri hakkında bir talimatname de hazırlanacaktır. 1935’te tanksavar köpekler, ordunun resmi bir parçası haline gelmiştir. Onlar, kamikaze köpekler, canlı bomba köpekler, “canlı mayın”, “anti-tank”, tanksavar köpekler olarak çağrılsalar da resmi adı “tank avcısı köpekler (SİT)” olacaktır. (“Tanksavar köpekler” Türkçeye daha uygun olduğu için yazımızda bu kullanımı tercih ettik.) 25 Mayıs 1939’da yapılan tatbikatta ise başarı elde edilecektir. Artık dört ayaklı askerler, geleneksel görevleri dışında dünya savaş pratiğinde bilinmeyen yeni bir görevle sahne alacaktır.
PROJENİN GİZLİLİĞİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Tanksavar köpekler, büyük bir gizlilik içerisinde yetiştirilmiş, hatta askeri köpeklerin kullanım alanları anılırken dahi onlardan bahsedilmemiştir. Sovyet tankçıları, tanksavar köpekleri gördüklerinde ya da duyduklarında büyük bir şaşkınlık yaşamışlardır. Tanksavar köpeklerin başarıları da hiçbir şekilde propaganda malzemesi yapılmamış, savaş süresince hep gizli kalmıştır.
Köpek yetiştirme okulunda rehberlerle köpekler arasında duygusal bir bağın kurulmasının engellenmek istendiği de anlaşılmaktadır. Okulun duvarında “Unutma, rehber tanksavar savaşçıdır, köpeği ise düşman tankını imha için araçtır” yazılıdır. Fakat iki ayaklı askerlerle dört ayaklı askerler arasında sıkı dostluklar oluşmuştur. Köpeklere birliklerde asker arkadaşı muamelesi yapılmış, onlar doyurulmadan yemeğe oturulmamıştır. Hatta bir keresinde mamalarının getirilmesinin gecikmesinden dolayı köpeklere iki gün saman verildiğini öğrenen teğmen, alaya gidip üstlerine “Samanı sadece atlar yer, köpekler değil” şeklinde tepki verecek ve bu tepkisi de komutanı tarafından anlayışla karşılanıp durum düzeltilecektir.
Diğer yandan birliklere köpeklerle çalışmaya yatkın ve hayvan sevgisi olan askerlerin seçilmesi öngörülmüşken, savaş dönemi bu, her zaman mümkün olmamıştır. Böyle durumlarda bir de askerlere köpeklere nasıl yaklaşması gerektiği öğretilmek zorunda kalınmıştır. Kimi zaman köpekten korkan askerlerle bile uğraşmak gerekmiştir.
Savaş meydanında farklı farklı sorunlarla da karşılaşılmıştır. Örneğin köpekler dizel Sovyet tanklarıyla eğitilmiş olduğundan, bazı köpeklerin gazolinle çalışan Alman tanklarıyla karşılaşınca kokudan kafalarının karıştığı da olmuştur. Bazı zamanlarda da korkudan geriye kaçan köpeklerin üzerlerindeki bomba sebebiyle Sovyet askerleri tarafından vurulduğu da raporlara yansımıştır.”
KÖPEK YETİŞTİRME OKULUNUN MARŞI
İkinci Dünya Savaşı’ndan muzaffer çıkan Sovyet askerlerinden tanksavar köpek dostlarına şiir yazanlar olmuş, hatta bu köpekler için marşlar bestelenmiş. 2010 yılında da Volgagrad’ın (eski adı Stalingrad) Çekistler Meydanı’na dünyanın tek tanksavar köpekler anıtı dikilmiş
“Nina Yevkina ve Boris Ragozin’in birlikte yazdıkları şiir, köpek yetiştirme merkez okulunun marşı haline gelmiştir:
Faşistler dünyamızı kararttı,
Ve halkın tümü savaşa kalktı.
İlerledi piyade, pilot, tankçı
Biz ise canlı “savaş gerecimizle”.
Nakarat:
Biz haber ulaştırıyor ve tank patlatıyoruz,
Asla korkunç değil bize mayın tarlaları.
Taşıyarak kurtarıyoruz yaralıları,
Bombalarla donatıyoruz ordumuzu.
Alçak düşman unutmasın,
Biz cephede iki kişilik çarpışıyoruz,
Ve asla ihanet etmez cephede
Dört ayaklı arkadaşı askere.”
Yazının tamamını Bilim ve Ütopya’nın Ekim sayısından okuyabilirsiniz.