Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.221
  • 53.894
  • 4.221
  • 53.894
# 23 Mar 2023 23:22:06
ATATÜRK, genç bir ziraat mühendisi olan Tahsin COŞKAN‘a “Gel Tahsin seni bir yere götüreceğim fikrini almak istiyorum” diyor.

Giderler, gösterdiği yere bakar Tahsin Bey. Bataklık, sivrisinek salgını, hayvan leşlerinin olduğu berbat bir arazidir. “Ya paşam hayrola” der.

Atatürk, “Buraya bütün masrafı cebimden olmak üzere bir orman çiftliği yapmak istiyorum” der. “Ya paşam buranın ıslahı ya sizin paranızı tüketir ya da zamanınızı, neden bu kadar mümbit topraklar varken gelip de burayı tercih ettiniz?” der.

ATATÜRK’ün cevabı ATATÜRK’çedir. Derki ”Ben en zor olanı yapayımda siz arkamdan kolayları nasıl olsa yaparsınız.”

Tahsin ÇOŞKAN “Paşam burda hiçbir şey yetişmez, pek uğraşmayın” der. Ama dinleyen kim. Derki “Tahsin buraya ziraatçileri getir ve incele bana resmi bir yazı getir burasıyla ilgili”.

Biraz sonra Tahsin COŞKAN çok mutlu, kendi dediği çıkmıştı, üzerinde “Burada hiçbirşey yetişmez“ yazılı, altında da ziraatçilerin imzasının olduğu bir belgeyi Mustafa Kemal’in önüne koyar.

ATATÜRK biraz mütebessim okur bu yazıyı.

Kalemi alır, bu kağıdın yanına aynen şunları yazar.

“BURASI VATAN TOPRAĞIDIR, KADERİNE TERK EDEMEYİZ”.
#MustafaKemalAtatürk

Demem o ki;
Bilgi topraktır!
Bilgiyi işlemek hazırlamak gerekir. Ekmek için döktüğün teri; fizik, matematik ve kimya içinde dökmen gerek. Asıl bilmen gereken bilginin ekmekten ne kadar kıymetli olduğudur. Kıymetsiz bulduğun bilgi olursa; bir gün çiğneyecek ekmeği, yutacak suyu bulmak için umutsuz göklere avuç açarsın. Bilgiyi de, ekmeği de toprak verir! Bunu bilen uluslar tarımı bilimden ayırmamıştır! Tohumda ki geni gözlemleyen gözle, toprağı betonla dolduran cehaleti ayıramıyorsan kıtlık senin kaderin değil ülkene ihanetindir.

Bir ülkenin görebileceği en büyük ihanet insanını topraktan koparmaktır! Her ulusun iliği kendi tarımının sürekliliğidir. İki seçenek mutlak ve bakidir; toprakta ki ekmek ve bilgidir bu..

___Altan İlhan Arslan

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 25 Mar 2023 09:46:30
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş.
Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor,
ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş.
Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit
ayırıyormuş... Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş...

İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.

Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç  kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş.
Birinci adam öfkelenmiş :
-Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken ise başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu isin sırrı ne?

İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş :
-Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.

Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir, kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir.
Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir.
Bu zihnimizin, ruhumuzun karakterimizin güçlenmesi için olmazsa  olmaz bir koşuldur.

Sokrates şöyle demiştir ;
“Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur.
Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında açı olmaması anlamına gelir.”

Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak
istiyorsak baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız...

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.221
  • 53.894
  • 4.221
  • 53.894
# 05 Nis 2023 00:06:40
 Akit yazarından ilginç bir yazı..

TERS KÖŞE :

“Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların' geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.
Su geçiren oje, abdeste mani olmayan rujlarımız var artık.
Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var.
Yakında helal etiketli rakı da çıkar.
Hani biz başkalarına benzemeyecektik?
Siyasilerimiz, bürokrasimiz, ahlak zafiyeti içinde.
Bebeğin cinsiyetini tahmin partisi diye bir parti duydunuz mu siz?
After umre party var.
Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu, tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi, ama bu işin bir adabı olurdu.
Rock müzik eşliğinde zikir party'si bile var artık.
Yatlarda happy birthday party gibi rezaletler de yok değil.
Hepsi tesettürlü tabii!
Ramazan iftarını party'e dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor.
Baby shower party çıkmış.
Bekarlığa veda partisi adı altında fuhuşa özendirenler bile var.
Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var.
Artık bu işler için ajanslar var, altın kaplamalı pasta sunumlarına kadar, Körfez ülkelerindeki rezillikleri aratmayacak her şey var.
Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor.
Bu işlerin içinde siyasilerin, bürokratların yakınları var.
Bunlar biliniyor.
Yat partilerinde konken oynayan tesettürlü hanımlar var.
Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü.
Namazı spora, orucu diyete dönüştürürlerse, şaşmayın.
Hac da turizm olur.
Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.
Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş tamam.
Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yap.
Seremoni, ritual, ikonalar, hepsi aynı.
Gay dergahlarına az kaldı.
Aşağılık kompleksi bizi mahvediyor.
Sadece makam sahiplerinin değil, her seviyenin ayağı kayıyor.
Yakında piercingli, tattolu imamlar görürsünüz.
Kimileri Lale Devri sosyetesinin yaptıklarını Osmanlı zannediyor, kimileri mevlidleri bile party'lere dönüştürüyor.
Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50.
İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık.
Bunun sorumlusu kim?”

Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesi var.
Ascot yarışlarındaki düşeslere baroneslere özeniyorlar, türbanın üstüne tüylü şapka takarak, Lale Devri saraylarında, şatafatlı sofralarla mevlit yapıyorlar.
Mutaassıp yaşam biçiminden, gösteriş tüketimine sürüklendiler.
Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak varolmaya çalışıyorlar, bedevi kültürüyle yarışıyorlar.
Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar.
Nasıl bir açlıksa artık, helal etiketli şampanyalar satılıyor.
Alkolsüz mojito var.
Sodalı limonata derse, havalı durmuyor, illa mojito diyecek.
Alkolsüz bellini var.
Alkolsüz aperol var.

Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie'lerin kaçınılmaz yansımasıdır bu…
Demirhindi şerbetiyle iktidara geldiler, mojitoya dönüştüler.

“İslami eğlence” adı altında “helal organizasyon” yapan şirketlerin sayısında patlama yaşanıyor.
Beş yıldızlı otellerde tahtırevanla düğün yapan var.
Salona tavandan sarkıtılan gondola binerek giren var.
İlahi ekipleri var, helal müzik yapıyorlar, “düğün gecenizi helal çerçevesinde şenlendiriyoruz” diye reklam veriyorlar.
Sunucusuyla beraber semazen ekipleri var.
Helal suşili düğün yemekleri, Osmanlı köşklerindeki varaklı dekorlarda, Swarovski kristalleriyle süslü padişah koltuklarında, altın kaplamalı pastalarla bitiyor, cümle alem görsün diye, videolarını internette yayınlıyorlar.
Dini düğün palyaçosu var kardeşim!
İslami animatör var.
Helal selülit kremiyle İslami esaslara uygun masaj salonu var.
Taylandlı masözlere türban taktırıyorsun, İslami esaslara uygun olmuş oluyor!

Bu çürüme sürecinde, tee Singapurlardaki casinolarda rulet masasında yakalanan bakan çocuğunu görmüştük… En son, Akp genel merkezinde çalışan, lise mezunu ve henüz 27 yaşında olmasına rağmen, lüks otomobil koleksiyonu olan, kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, Çankaya'da lüks sitede oturan, rabia tweetleri atan arkadaşı kokain çekerken gördük.

17/25 Aralık lağımı patladığında, inanın, ne yakalandılar diye sevinmiştim, ne de öfkelenmiştim, hissettiğim sadece üzüntüydü.
Ait olduğum milletin başına gelenlere, koskoca Türkiye'nin düşürüldüğü hale, demokrasimize, gerçekten çok üzülmüştüm.
Rabiacı arkadaşı kokain çekerken gördüğümde de, inanın, aynı duyguları hissettim.
“Allah ile aldatma” ikliminin, Türkiyemizi ne hale getirdiğini gördüğüm için, gerçekten çok üzgünüm.

Ama…
Mütedeyyin (!) iktidardan medet uman sayın ahalimiz bir defa daha layığını bulduğu için, doğrusu bu defa memnunum. "

                                                         Abdurrahman Dilipak

Çevrimdışı alcalar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.242
  • 3.105
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.242
  • 3.105
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Nis 2023 06:29:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Akit yazarından ilginç bir yazı..

TERS KÖŞE :

“Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların' geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.
Su geçiren oje, abdeste mani olmayan rujlarımız var artık.
Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var.
Yakında helal etiketli rakı da çıkar.
Hani biz başkalarına benzemeyecektik?
Siyasilerimiz, bürokrasimiz, ahlak zafiyeti içinde.
Bebeğin cinsiyetini tahmin partisi diye bir parti duydunuz mu siz?
After umre party var.
Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu, tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi, ama bu işin bir adabı olurdu.
Rock müzik eşliğinde zikir party'si bile var artık.
Yatlarda happy birthday party gibi rezaletler de yok değil.
Hepsi tesettürlü tabii!
Ramazan iftarını party'e dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor.
Baby shower party çıkmış.
Bekarlığa veda partisi adı altında fuhuşa özendirenler bile var.
Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var.
Artık bu işler için ajanslar var, altın kaplamalı pasta sunumlarına kadar, Körfez ülkelerindeki rezillikleri aratmayacak her şey var.
Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor.
Bu işlerin içinde siyasilerin, bürokratların yakınları var.
Bunlar biliniyor.
Yat partilerinde konken oynayan tesettürlü hanımlar var.
Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü.
Namazı spora, orucu diyete dönüştürürlerse, şaşmayın.
Hac da turizm olur.
Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.
Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş tamam.
Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yap.
Seremoni, ritual, ikonalar, hepsi aynı.
Gay dergahlarına az kaldı.
Aşağılık kompleksi bizi mahvediyor.
Sadece makam sahiplerinin değil, her seviyenin ayağı kayıyor.
Yakında piercingli, tattolu imamlar görürsünüz.
Kimileri Lale Devri sosyetesinin yaptıklarını Osmanlı zannediyor, kimileri mevlidleri bile party'lere dönüştürüyor.
Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50.
İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık.
Bunun sorumlusu kim?”

Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesi var.
Ascot yarışlarındaki düşeslere baroneslere özeniyorlar, türbanın üstüne tüylü şapka takarak, Lale Devri saraylarında, şatafatlı sofralarla mevlit yapıyorlar.
Mutaassıp yaşam biçiminden, gösteriş tüketimine sürüklendiler.
Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak varolmaya çalışıyorlar, bedevi kültürüyle yarışıyorlar.
Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar.
Nasıl bir açlıksa artık, helal etiketli şampanyalar satılıyor.
Alkolsüz mojito var.
Sodalı limonata derse, havalı durmuyor, illa mojito diyecek.
Alkolsüz bellini var.
Alkolsüz aperol var.

Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie'lerin kaçınılmaz yansımasıdır bu…
Demirhindi şerbetiyle iktidara geldiler, mojitoya dönüştüler.

“İslami eğlence” adı altında “helal organizasyon” yapan şirketlerin sayısında patlama yaşanıyor.
Beş yıldızlı otellerde tahtırevanla düğün yapan var.
Salona tavandan sarkıtılan gondola binerek giren var.
İlahi ekipleri var, helal müzik yapıyorlar, “düğün gecenizi helal çerçevesinde şenlendiriyoruz” diye reklam veriyorlar.
Sunucusuyla beraber semazen ekipleri var.
Helal suşili düğün yemekleri, Osmanlı köşklerindeki varaklı dekorlarda, Swarovski kristalleriyle süslü padişah koltuklarında, altın kaplamalı pastalarla bitiyor, cümle alem görsün diye, videolarını internette yayınlıyorlar.
Dini düğün palyaçosu var kardeşim!
İslami animatör var.
Helal selülit kremiyle İslami esaslara uygun masaj salonu var.
Taylandlı masözlere türban taktırıyorsun, İslami esaslara uygun olmuş oluyor!

Bu çürüme sürecinde, tee Singapurlardaki casinolarda rulet masasında yakalanan bakan çocuğunu görmüştük… En son, Akp genel merkezinde çalışan, lise mezunu ve henüz 27 yaşında olmasına rağmen, lüks otomobil koleksiyonu olan, kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, Çankaya'da lüks sitede oturan, rabia tweetleri atan arkadaşı kokain çekerken gördük.

17/25 Aralık lağımı patladığında, inanın, ne yakalandılar diye sevinmiştim, ne de öfkelenmiştim, hissettiğim sadece üzüntüydü.
Ait olduğum milletin başına gelenlere, koskoca Türkiye'nin düşürüldüğü hale, demokrasimize, gerçekten çok üzülmüştüm.
Rabiacı arkadaşı kokain çekerken gördüğümde de, inanın, aynı duyguları hissettim.
“Allah ile aldatma” ikliminin, Türkiyemizi ne hale getirdiğini gördüğüm için, gerçekten çok üzgünüm.

Ama…
Mütedeyyin (!) iktidardan medet uman sayın ahalimiz bir defa daha layığını bulduğu için, doğrusu bu defa memnunum. "

                                                         Abdurrahman Dilipak
Yönetim silmeden okuyalım.

Çevrimdışı İMPARATOR1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 638
  • 1.647
  • 638
  • 1.647
# 05 Nis 2023 07:49:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Akit yazarından ilginç bir yazı..

TERS KÖŞE :

“Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların' geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.
Su geçiren oje, abdeste mani olmayan rujlarımız var artık.
Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var.
Yakında helal etiketli rakı da çıkar.
Hani biz başkalarına benzemeyecektik?
Siyasilerimiz, bürokrasimiz, ahlak zafiyeti içinde.
Bebeğin cinsiyetini tahmin partisi diye bir parti duydunuz mu siz?
After umre party var.
Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu, tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi, ama bu işin bir adabı olurdu.
Rock müzik eşliğinde zikir party'si bile var artık.
Yatlarda happy birthday party gibi rezaletler de yok değil.
Hepsi tesettürlü tabii!
Ramazan iftarını party'e dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor.
Baby shower party çıkmış.
Bekarlığa veda partisi adı altında fuhuşa özendirenler bile var.
Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var.
Artık bu işler için ajanslar var, altın kaplamalı pasta sunumlarına kadar, Körfez ülkelerindeki rezillikleri aratmayacak her şey var.
Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor.
Bu işlerin içinde siyasilerin, bürokratların yakınları var.
Bunlar biliniyor.
Yat partilerinde konken oynayan tesettürlü hanımlar var.
Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü.
Namazı spora, orucu diyete dönüştürürlerse, şaşmayın.
Hac da turizm olur.
Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.
Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş tamam.
Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yap.
Seremoni, ritual, ikonalar, hepsi aynı.
Gay dergahlarına az kaldı.
Aşağılık kompleksi bizi mahvediyor.
Sadece makam sahiplerinin değil, her seviyenin ayağı kayıyor.
Yakında piercingli, tattolu imamlar görürsünüz.
Kimileri Lale Devri sosyetesinin yaptıklarını Osmanlı zannediyor, kimileri mevlidleri bile party'lere dönüştürüyor.
Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50.
İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık.
Bunun sorumlusu kim?”

Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesi var.
Ascot yarışlarındaki düşeslere baroneslere özeniyorlar, türbanın üstüne tüylü şapka takarak, Lale Devri saraylarında, şatafatlı sofralarla mevlit yapıyorlar.
Mutaassıp yaşam biçiminden, gösteriş tüketimine sürüklendiler.
Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak varolmaya çalışıyorlar, bedevi kültürüyle yarışıyorlar.
Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar.
Nasıl bir açlıksa artık, helal etiketli şampanyalar satılıyor.
Alkolsüz mojito var.
Sodalı limonata derse, havalı durmuyor, illa mojito diyecek.
Alkolsüz bellini var.
Alkolsüz aperol var.

Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie'lerin kaçınılmaz yansımasıdır bu…
Demirhindi şerbetiyle iktidara geldiler, mojitoya dönüştüler.

“İslami eğlence” adı altında “helal organizasyon” yapan şirketlerin sayısında patlama yaşanıyor.
Beş yıldızlı otellerde tahtırevanla düğün yapan var.
Salona tavandan sarkıtılan gondola binerek giren var.
İlahi ekipleri var, helal müzik yapıyorlar, “düğün gecenizi helal çerçevesinde şenlendiriyoruz” diye reklam veriyorlar.
Sunucusuyla beraber semazen ekipleri var.
Helal suşili düğün yemekleri, Osmanlı köşklerindeki varaklı dekorlarda, Swarovski kristalleriyle süslü padişah koltuklarında, altın kaplamalı pastalarla bitiyor, cümle alem görsün diye, videolarını internette yayınlıyorlar.
Dini düğün palyaçosu var kardeşim!
İslami animatör var.
Helal selülit kremiyle İslami esaslara uygun masaj salonu var.
Taylandlı masözlere türban taktırıyorsun, İslami esaslara uygun olmuş oluyor!

Bu çürüme sürecinde, tee Singapurlardaki casinolarda rulet masasında yakalanan bakan çocuğunu görmüştük… En son, Akp genel merkezinde çalışan, lise mezunu ve henüz 27 yaşında olmasına rağmen, lüks otomobil koleksiyonu olan, kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, Çankaya'da lüks sitede oturan, rabia tweetleri atan arkadaşı kokain çekerken gördük.

17/25 Aralık lağımı patladığında, inanın, ne yakalandılar diye sevinmiştim, ne de öfkelenmiştim, hissettiğim sadece üzüntüydü.
Ait olduğum milletin başına gelenlere, koskoca Türkiye'nin düşürüldüğü hale, demokrasimize, gerçekten çok üzülmüştüm.
Rabiacı arkadaşı kokain çekerken gördüğümde de, inanın, aynı duyguları hissettim.
“Allah ile aldatma” ikliminin, Türkiyemizi ne hale getirdiğini gördüğüm için, gerçekten çok üzgünüm.

Ama…
Mütedeyyin (!) iktidardan medet uman sayın ahalimiz bir defa daha layığını bulduğu için, doğrusu bu defa memnunum. "

                                                         Abdurrahman Dilipak
vayyyy beeee. Neler varmış neler.....

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.952
  • 28.885
  • 227.952
# 11 Nis 2023 22:01:39
Dört şey devam ettiği müddetçe din ve dünya, huzur ve selametle ayakta duracaktır:
1. Zenginler, kendilerine verilen mal ile cimrilik etmedikçe.
2. Alimler, öğrendikleri ve bildikleri şeyle amel etmedikçe.
3. Cahiller, bilmedikleri şeyle kibirlenmedikçe.
4. Fakirler de ahiretlerini dünyalarına satmadıkları müddetçe.
Hz. Ali (R.A.)

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Nis 2023 19:09:22
EŞEK DEYİP GEÇMEYİN*

*Eşek bir defa gittiği yolu asla unutmaz.*
Bu yüzden değerli ve makbul kurban sayılan *develere kılavuzluk* yaparlar.

*Eşek, bir mühendis gibi yokuşları matematiksel bir eğimle katederek*, kısa mesafeleri de virajlar alarak çıkar.

*Eşek, bir kere düştüğü çukura ikinci kez düşmediği gibi*, bir kere bastığı bataklığa bir daha basmaz.

*Eşek, sıpasını doğururken kimseden yardım almaz,* bakımını ve eğitimini kendisi verir.

*Eşek, kendine iyilik yapanı da,* kötülük yapanı da asla unutmaz.

*Eşeğin gözleri harikadır*, yakından bakınca içinde kaybolursunuz.

*Bu yüzden bazı insanımsı yaratıklara eşek demek*, eşeklere yapılmış hakaret olur.
*1950’li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye’ye. Küçük Amerika olacağız diye ilk heveslendiğimiz günler* Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda bizde yol güzergahını belirleyecek alet yok, eleman yok.

*Nafia mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar,* arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış .
*Bunu gören Amerikalı mühendis*, pratiği kavrayamamış ve sormuş:

– *Ne yapıyorlar böyle*?

– *Rampada yolun güzergahını* belirliyorlar.

– *Nasıl yani,* anlayamadım?

– *Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz*, *biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergahı belirliyoruz* demişler.
*Amerikalı katılarak gülmeye başlamış.* Yatışınca da sormuş:

– *Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz*?
Yetkili cevap vermiş:

– *Amerika’dan mühendis getirtiyoruz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.952
  • 28.885
  • 227.952
# 19 Nis 2023 09:31:16
Acil durum numaralari

Üzüldüysen (Bakara 25)
Günah islediysen (Zümer 53)
Biraz huzur ariyorsan (Maide 16)
Bir dosta ihtiyac duydugunda (Bakara 257)
Seni sakinlestirecek bir sevgi ariyorsan (Rum 21)
Depresyondaysan (Rad 28.)
Sen bir kaybedensen (Yusuf 87)
Hayatn zorluklari seni yorduysa (Insirah 5)
Insanlar fazla üstüne geliyorsa (Furkan 63)
Korkularndan kurtulmak icin (Bakara 62)
Affedildigini duymak icin (Ali Imran 135)

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 19 Nis 2023 20:59:16
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!

“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.

Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

Sorular:
1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?

Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.952
  • 28.885
  • 227.952
# 27 Nis 2023 00:02:38

1-Akılca en mükemmeliniz, Allah'tan en çok korkanınızdır.

2 -Sabah namazına çok dikkat ederek geçirmemengerekir. Çünkü sabah namazında çok büyük faziletler vardır.

3 -Kalplerinizi az gülmek ve az yemekle ihyâ ediniz, açlıkla temizleyiniz ki yumuşasın ve parlasın.

4 Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür.

5 Kıyâmet günü Cennete ilk çağırılacak, varlıkta da darlıkta da Allah'a çok hamdedenlerdir.

6 Kıyâmet gününde ilk hesaplaşacak kimseler, komşulardır.

7 Kıyâmet gününde Âdemoğlu, şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılmaz;
1.Ömrünü nerede ve ne sûretle harcadığından,
2.Yaptığı işleri ne maksatla yaptığından,
3.Malını nereden kazandığından ve nerelere sarfettiğinden,
4-5.Vücudunu, sıhhatini nerede ve ne sûretle yıprattığından.

8 Bütün insanlar günah işler, fakat günah işleyenlerin en hayırlısı, tövbe edenlerdir.

9 Her kim Ramazan'ı tutar, sonra da ona Şevval'den altı gün ilâve ederse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur.

10 Müslümanların derdini dert edinmeyen onlardan değildir.

11 Kişi haksız olarak bir şeye lânet ederse, o lânet kendine döner.

12 Dünyânın belâ ve fitneden başka hiçbir şeyi kalmadı.

13 Kurban kesiniz. Onunla nefsi temizleyiniz. Bir kimse, gününde kurbanını alır, kıbleye yatırırsa, onun boynuzu, tersi, kanı, kılı ve her zerresi Kıyâmet Günü o kimse için hazır olur. Yere düşen kan, Alah'ın muhâfazasına düşmüş olur. Az infak edin, çok ecir alın.

14 Sana her ne iyilik erişirse Allah'tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir.

15 Hiçbir farz namazı kasten terk etme. Kim namazı kasten terk ederse, İlâhı koruma ve teminattan mahrum kalır.

16 Kim, insanların dînî işlerinde Allah'ın faydalı kıldığı bir ilmi gizlerse, Allah, Kıyâmet günü onu ateşten bir gem ile gemler.

17 Kim, insanların kalbini çekmek için kelamın kullanılışını öğrenirse, Allah Kıyâmet günü, ondan ne farz ne nâfile hiçbir ibâdetini kabul etmez!

18 Severken itidalden(ölçüden,sabırdan) ayrılma. Olur ki bir gün darılırsın, dost iken yaptığın aşırı hareketlerden mahcub olursun. Dargın olduğun zamanlarda da itidalden ayrılma. Olur ki bir gün dost olursun. Dargınken yaptığın hareketlerden mahcubiyet hissedersin.

19 Dostunu zaman zaman ziyaret et ki sevgin artsın.

20 Nimetleriyle sizi beslediği için Allah'ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.
Hadis-i Şerif

21 Fitneden kaçının! Çünkü o esnada dil, (tesir bakımından) kılıç darbesi gibidir.

22 Edepsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiğin şeyi güzelleştirir.

23 Kim her gün farzlar dışında on iki rekat (nâfile) kılarsa Allah onun için cennette mutlakâ bir ev inşa eder.

24 Sen bir cemaate akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlakâ bu, bir kısmına fitne olur.

25 Allah'a ve âhiret gününe îmân eden kimse Ensâr'a buğzetmesin.

26 Şiir vardır ki, hikmettir. Beyân vardır ki, büyüdür.

27 Kulun dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz. Kalbi doğru olmadıkça da îmânı doğru olmaz.

28 Cehennemi kuşatan surun dört (ayrı) duvarı vardır. Her duvarın kalınlığı kırk yıllık yürüme mesâfesi kadardır.

29 Duâ rahmetin, abdest namazın, namaz Cennetin anahtarıdır.

30 Mü'minin niyeti, amelinden hayırlıdır.



''Her kim Peygamber Efendimizin yaptıklarını hayatına geçirir ise,şüphesizki kurtuluşa erer''.




Çevrimdışı Harmoni

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.157
  • 19.782
  • 3.157
  • 19.782
# 02 May 2023 21:27:09
EN ZARARLI 6 KUMAŞ TÜRÜ:

1-POLYESTER: Satın alabileceğiniz en tehlikeli kumaştır. Polyester, naylon ve plastikten elde edilir. Derinin hava almasını önler. Polyester ve naylon kumaşlar gribal enfeksiyonlara davetiye çıkarmakla birlikte, çeşitli cilt hastalıklarına ve daha tehlikeli hastalıklara sebep olabiliyor.

2-AKRİLİK: Sentetik polimerler olan akrilik liflerinden yapılır. Akrilik ipliklerle dokunmuş kumaşlar, çocuklarda teri iyi çekmediği için vücudun ısı dengesini bozar ve gribal enfeksiyonlara sebep olabilir. Daha da ötesi, polimerler plastiğin ana maddesidir ve kanserojendir.

3-RAYON: Geri dönüştürülmüş odun hamurudur. Düzenli yıkama ve giyinmeye karşı dirençli olması için kostik soda, amonyak, aseton ve sülfürik asit ile işlem görmüştür.

4-ASETAT ve TRİASETAT: Selüloz denen ağaç liflerinden yapılır ve son ürün oluşturmak için geniş bir kimyasal işleme tabi tutulur.

5-NAYLON: Petrolden yapılır, kalıcı ve zararlı olabilen kimyasallar ile işlenir.

6-Leke tutmaz, ütü gerektirmez, buruşmaz, güve kovucu her şey.Leke tutmaz ve buruşmaz kumaşların çoğu teflon gibi florlanmış kimyasallar ile işlenir...

(Alıntı)

Çevrimdışı inserdem

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.042
  • 1.889
  • 1.042
  • 1.889
# 03 May 2023 21:31:17
Kaliteli kumaş, iplik ürünleri bulmak da zorlaştı [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. En azından, cilde temas etmeyecek biçimde ürün seçmekte fayda var.

Çevrimdışı BAYRAM ALİ

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.692
  • 14.351
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.692
  • 14.351
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2023 22:01:20
Bildiği 7 dil ile çağın tüm ilimlerine hakim, derin ruhlu bir şair, eşsiz bir komutan ve mükemmel bir idareci: Fatih Sultan Mehmet Han’ı vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.364
  • 35.884
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 06 May 2023 10:59:33
TURFANDA İSMİ NERDEN GELİR?

Meyve ve sebzeler için "TURFANDA" bunlar deriz ya, bakın kökeni nereden geliyor?

Turfan, Doğu Türkistan'da (Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde bulunan, denizden 150 metre kadar aşağıda bir ovadır ...

Yazları son derece sıcak olan bu havzada çevredeki yüksek arazilere göre yaz erken gelir ve pamuk dahil bir tarım cennetinin oluşmasını sağlar.

Su, çevredeki dağlardan tarihi bir yapı olduğu iddia edilen yeraltı sulama kanalları vasıtası ile getirilir.

Su, sıcak ve güneşli bir hava olunca sebzeler de Turfan'da yetişiyor.
Kavun karpuz gibi bazı meyveleri yaz kış yiyebilirsiniz. Hepsi Sincan Bölgesi'ndeki Turfan'dan gelmektedir.)

Yeri gelmişken bahsedelim, bu yer altı sulama kanallarına “Karez” adı verilir ve Eski Türkler'den günümüze kalan önemli eserlerdendir.
M.Ö. 500 yıllarında yapıldığı tahmin edilen ve 5.000 km uzunluğunda olan bu yapı yerin 100 metre altında, çölü 60 km aşarak TURFAN'a gelmektedir.

Böyle bir yapının yapılabilmesi için ileri düzeyde matematik ve yer bilimi bilgisi ile mühendisliğe ihtiyaç vardır .....


Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.221
  • 53.894
  • 4.221
  • 53.894
# 10 May 2023 17:14:07
....

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK