Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 17 Nis 2016 00:43:56
Dünyanın en yüksek tepesinin asıl adı Tibetçe '' Çomolungma'' idi. Birleşik krallığın Hindistan Kadastro Müdürü George Everest , bu civarın arazi haritasını çizerken bu tepeye kendi adını vermiştir.

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
# 17 Nis 2016 03:08:59
* Orman yangınları yokuş yukarı daha hızlı yayılır.

* Çok fazla yerseniz, duyma kaliteniz düşer.

* Kürdan, Amerikalıların boğulmasına en fazla neden olan nesnedir.

* İtalyan bayrağının tasarımını Napoleon Bonaparte yapmıştır.

* Kağıt parçalar ilk kez Çin 'de kullanılmıştır.



* Ketçap önceleri ilaç olarak kullanılıyordu.

* Uzay yolculuğunda taşınacak her kilo için gerekli olan yakıt miktarı 530 kg'dır.

* Salatalık bir sebze değil, meyvedir.

* Eski zamanlarda dinamit yapımında yerfıstığı kullanılırdı.

* Dracula, tarih boyunca sinemaya en fazla uyarlanan hikayedir.

* İnsanlar vücutlarinda 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 'ya düşüyor.

* Eskimolar buzdolaplarını yiyeceklerin donmaması için kullanırlar.

* Telefonun mucidi Alexander Graham Bell, karısı ve annesiyle hiçbir zaman telefonda konuşamadı. Çünkü ikisi de doğuştan sağırdı.

* İnsan terinin bir santimetrekaresi 625 tane ter bezi içerir.

* Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.

* Koalalar, primatlar ve insanlar, kendilerine özgü parmak izi olan tek canlılardır.

* Pinokyo, İtalyanca'da "Çam Göz" anlamına gelir.

* İngilizce'de en fazla tanıma sahip olan kelime "Set" tir. Oxford İngilizce Sözlük'te tam 464 tanım bulunmaktadır. Onu 396 tanımla "Run" ve 368 ile "Go" kelimeleri izler.

* Evinizde bulunan toz parçacıklarının büyük çoğunluğunu ölü deriler oluşturur.

* Ne kadar soğuk bir odada uyursanız, kötü rüya görme olasılığınız o kadar artar.

* Beynimiz geceleri daha aktiftir.

* En uzun parmaktaki tırnak en hızlı, en kısa parmaktaki ise en yavaş uzayacaktır.

* Sabah kalktığımızda boyumuz 1 cm daha uzun olur

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.887
  • 227.960
  • 28.887
  • 227.960
# 17 Nis 2016 09:15:04
 
Bugün oğlumun veli toplantısındaydım. Daha doğrusu öğretmen-veli görüşme gününde. Ortaokulda olan oğlumun sanırım altı öğretmeni ile görüştüm. Her bir öğretmenin odasının önündeki kuyrukta uzun uzun bekledim. Her görüşmenin üç dakika sürmesi gerektiğine dair pek çok uyarıcı asılmışken etrafa bazı veliler nedense içeriden çıkmakta zorlandılar. Öğretmene ya çok şey sordular ya çok şey anlattılar, bilemiyorum.

Benim görüşmelerim pek üç dakikayı geçmedi çünkü hemen hepsinde aşağıda yazacağım aynı konuşmaları yaptık. İçeri giriyorum, kendimi tanıtıyorum. Öğretmen listesinden öğrenciyi buluyor ve başlıyor ;

“ Hoş geldiniz, oğlunuz çok akıllı bir çocuk. Arkadaşlarına ve bizlere karşı duyarlı ve saygılı. Not ortalaması şöyle, ama ödevlerini sıkı takip etmiyor. Lütfen siz takip edin.”

Dinliyorum, son cümleye kadar.

“ Ben ödev takip etmem Hocam. Kendisi yapar ise yapar, yapmaz ise sizin göstereceğiniz tepkiye ve sonuçlarına katlanır.”

“ Ama biliyorsunuz bizim okulumuzun velilerinde ödevleri takip edebilmesi için bir sistem var. Bunu yapmanız için kuruldu bu sistem.”

“ Evet o sistemi duydum ve henüz hiç bakmadım. Bakmayı da düşünmüyorum. Ödevleri takip etmesi gereken kişi oğlum ve kontrolde sizin işiniz, benim değil.”

“ Peki, bunu neden yapıyorsunuz ?”

“ Hocam, ben de eğitimciyim ve ödevin aile de bir soruna dönüşmesine karşıyım. Tamam tekrar öğrenmeyi pekiştirmesi açısından yararlı ama kontrolcüsü veli olmamalı. Kontrol veliye bırakıldığında ve bu konuda takip veliden beklenildiğinde evde bazı sorunlara sebep olabiliyor. En basiti anne-baba ve çocuk arası her akşam bir ödev gerginliği yaşanıyor. Tüm günü okulda geçiren çocuğun bir de evde sınırlı zaman geçirdiği anne-babası ile ödev yüzünden sorun yaşamasını doğru bulmuyorum. Ben her akşam oğluma yapması gereken ödevleri var ise yapmasını hatırlatır ve bırakırım. Yapmaz ise okulda ki sonuçlarına katlanacağını bilir.”

“ Ama unutmayın, iki sene sonra TEOG sınavı var. Şimdiden başlayıp daha fazla test çözmesi gerek.”

“ Sayın Hocam, TEOG sistemi iki sene sonra neye dönüşecek belli bile değil. Üstelik benim ne oğlumdan ne sizden o sınava hazırlanıp, muhteşem bir sonuç getirmesi yönünde bir beklentim yok. Elinden geleni yapar, bu iyi bir sonuç getirirse ne ala, getirmez ise ona göre bir süreç yaşarız. Şimdiden ilerde ne olacağı belli olmayan bir sistem için çocuğumu zorlamam.”

“ Anladım, ilginç bir velisiniz. Pek karşılamıyorum sizin gibi veli ile, daha çok çalışsın, daha çok test çözsün dediğimde çoğu veli memnun oluyor. Ve onlarda benden aynısını istiyor. Sizin benden istediğiniz bir şey var mı ?”

“ Var Hocam, tek bir şey istiyorum. Çocuğumla olumlu duygusal bağ kurun lütfen. Çünkü benim oğlum sevmediği öğretmenden bir şey öğrenmiyor. Ve ben inanıyorum ki tüm çocuklar böyle. Eğer siz onlarla olumlu duygusal bağ kurarsanız, bu bağ sayesinde derste anlattığınız her şeyi dikkatle dinleyecek ve doğal olarak öğrenecekler zaten. Her çocuğu sevmek zor, bunu yapın demiyorum ama en azından olumlu bir bağ kurun. Benim oğlum işitsel ve görsel bir çocuk, yani sizinle olumlu bir bağı varsa derste anlattığınız, tahtaya yazdığınız her şeyi zaten öğreniyor. Ve inanın bana bunun üstüne ödev yapmasına da gerek olmuyor.”

Teşekkür edip çıkıyor ve diğer öğretmenle aynı şeyleri konuşmak üzere yan odaya geçiyorum.

Uzun yıllardır hem eğitimciyim hem anneyim. Hem öğrencilerimden hem çocuklarımdan bu konuda çok şey öğrendim ve yaşadım.

Sırf öğretmenini sevmiyor diye başarılı olduğu bir derste gerileyen ya da öğretmenini sevdi diye daha önce hiç ilgisi çekmemiş derste birden çok ilgili olmaya başlayan öğrenciler gördüm. Öğretmenlik cidden çok zor bir iş bunu ben de yaşıyorum. Her öğrenciyi sevmek ya da her an sevgi dolu davranmak kolay yapılır bir şey değil. Ama şunu unutmamak için ben kendimi sık uyarıyorum;

“ Öğrencilerin sana olan duyguları çok önemli ve eğer bu mesleğe soyunduysan sınıfa girdiğin anda her çocukla bir şekilde olumlu duygusal bir temas kur. Bazen bir söz, bazen bir göz teması, bazen belki sırtını sıvazlama ya da başını okşama ile seninle bir bağ kurmadan o sınıftan tek bir öğrencinin bile çıkmasına izin verme. “

Sema Deniz

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 17 Nis 2016 09:37:47
.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.887
  • 227.960
  • 28.887
  • 227.960
# 18 Nis 2016 15:47:37
 
 Güçlü Bir Anneye Sahip Olan Kişilerde Gözlemlenen 15 Önemli Özellik
Güçlü bir anneye sahip olduğunuzu, erken yaşlarda anlayamazsınız. Annenizin gücünü, büyüyüp de size kattığı şeyleri fark etmeye başladığınızda keşfedersiniz. Güçlü bir annenin size verebileceği, vermeye çalıştığı pek çok güç, özellik, karakter vardır, peki siz ne kadarını alabildiniz?

 1. Kendi işlerini,sorunlarını, problemlerini kendi başlarına halletme, çözme eğilimindedirler.

Odanızdan kardeşinize “bana su getirsene” diye bağırdığınızı hayal edin, annenizin tepkisi %99 “senin ayağın yok mu?” olacaktır. Veya Sofrada tuzu istediniz, “senin elin yok mu?” dediğini anımsıyor musunuz? Mesaj gayet nettir, dünya senin etrafında dönmüyor ve insanlar senin hizmetçin değil. Kendi işini kendin gör.

 2. Hatalarını itiraf etmeyi bir ego meselesi haline getirmezler.
Bu vazoyu sen mi kırdın? Halıya sen mi boya döktün?, vb. sorularla hepimiz karşılaştık ve hepimiz ilk seferinde büyük olasılıkla yalan söyledik, suçu küçük kardeşimizin üzerine attık. Ancak güçlü bir anne, size hatalarınızı cesurca itiraf etme, yaptığınız şeylerin sorumluluğunu üstlenme gücü verecektir. Güçlü bir annenin yetiştirdiği birini hatalarını çekinmeden kabul etmesinden kolayca tanıyabilirsiniz.
3. Güçlü annelerin çocukları kendilerini özel hissederler.

Çünkü güçlü anneler sevgisini göstermeyi, çocuklarına özel olduklarını hissettirmeyi çok iyi bilirler. Onlara hayallerinin peşinden koşmayı aşılarlar.

4. Hepsinin hayata dair bir amacı, bir hedefi vardır.

Güçlü anneler sadece çocuklarının kendilerini özel hissetmesini, ayrıcalıklarının farkına varmasını, güçlü yönlerini keşfetmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bunları bir hayat felsefesi, bir amaç, bir hedef haline getirmesinde de yardımcı olur. Bunu gözünüze4 soka soka yapmaz ama hayata dair bir hedefiniz, bir amacınız varsa bunu aklınıza sokanın anneniz olabileceğini unutmayın.

5. Hayır demesini bilirler.

Hemen hemen hepimiz insanları mutlu etmeye, kendimizi sevdirmeye çalışan bireyleriz. Hayır diyememek belki de günümüzün en büyük sorunlarından biri. Bir adres sorulduğunda dahi bilmediğimizi itiraf etmeye çekiniyoruz. Ancak güçlü bir annenin tezgahından geçmiş biri “hayır” demenin bir sorun teşkil etmediğinin bilincindedir. Biri kolayca, çekinmeden hayır diyebiliyorsa bilin ki güçlü bir annesi vardır.

6. Kendine değer veren, kendini seven insanlar olurlar.

Sizi koşulsuz, şartsız seven ilk ve belki de tek insan annenizdir. Size ne kadar çok sevildiğinizi ve sevilmeye layık biri olduğunuzu hissettiren de kesinlikle o’dur. Güçlü bir anne, insanın kendisini sevmesinin, kendiyle barışık olmasının önemini bilir ve bunu çocuğuna aşılar. Kendini seven, kendiyle barışık insanlar güçlü annelerin eseridir.

 7. Öncelik sıralamasında kendini ilk sıraya koymanın bencillik olmadığının farkındadırlar.

Öncelik sıralamasında kendini ilk sıraya koymanın bencillik olmadığının farkındadırlar.
Başka insanlara iyilik yapmak, onlara cömertçe vermek önemli bir meziyettir. Ancak hiçbir şey almadan, kendini düşünmeden bunu yapmak zamanla sizi tüketecektir. Güçlü bir annenin çocukları bunu yaparken kendilerini tüketmemeyi de becerebilen kimselerdir. Önce kendilerini düşünen, ama bencil olmayan kimseler.

 8. Dış güzellikten ibaret olmadıklarını, vücutlarından çok daha fazlası olduklarını bilirler.

Güzellik sürekli pazarlanan, olması gerekenmiş gibi gösterilen bir olgu. Ama güçlü anne elinden çıkmış kişiler sevmeleri gereken asıl şeyin kişilikleri, karakterleri olduğunu bilir. Onlar yüzlerindeki kırışıklığa, kalçalarındaki yağa, göbeğe takılmazlar. Çünkü bu öğretilmiştir onlara.

 9. Bazen bırakıp gitmenin erdem olduğunun farkındadırlar.

Kendine zarar veren bir ilişkiyi yürütmeye çalışmak, sevmediği bir işte debelenmek, zehirli bir arkadaşlığı devam ettirmek, vs. güçlü anne çocuklarının yapacağı şeyler değildir. Onlar zamanı geldiğinde yürüyüp gitmek gerektiğini çok iyi bilirler.

 10. Asla kendilerini ezdirmezler.

Uzmanların dediği gibi “insanları, size nasıl davranacakları konusunda eğitebilirsiniz”, güçlü annenin çocukları bunun ilk eğitimini annelerinden almışlardır zaten. Kendilerine saygısızlık yapılmasına asla izin vermezler.

 11. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…

Birinin gerçekte kim olduğunu öğrenmek istiyorsan söylediklerine değil, hareketlerine bakmalısın. Çocuk yaşta, zor yollardan öğretilen bu gerçek büyüdüğünüzde sizin en büyük yardımcınız olacaktır. Annenize bir kere daha teşekkür edin.

12. Söz veriyorlarsa tutarlar.

Belki de güçlü bir annenin çocuğuna öğretebileceği en güzel şeydir bu. Çocukken ne olursa olsun verdiği sözlerin arkasında duran, en kötü halinde bile sözünü tutan bir annenin size hediyesidir bu.

 13. Dinlemesini bilirler.

Çünkü güçlü anneler her zaman çocuklarının ne dediğini dinlerler. Dünyanın en saçma şeyini anlatıyor olsalar bile onlara kulak verir, onlara söylediklerinin önemli olduğunu hissettirirler. Bu şekilde yetişen bir çocuk insanların söylediklerine her zaman kulak verir.

 14. Ailelerine önem verirler.

Çünkü kendilerinin anneleri için ne kadar önemli olduğunu görerek, bilerek yetişmişlerdir. Güçlü bir anneden gördükleri bu davranış, onlara da aynısını yapma gücü aşılar.

 15. Anneleri, anneleridir.

Güçlü bir anne şunu diyecek veya hissettirecektir: Beni sevip sevmemen umurumda değil, senin arkadaşın olmak benim vazifem değil, ben senin annenim. Bu güçlü ve kararlı duruş, eğitiminizin önemli bir parçasıdır. Çünkü bir çocuğun bir sürü arkadaşı olabilir ama annesi bir tanedir. Bu sorumluluğunun bilincinde olan bir anne, çocuğunun eğitiminde de son derece kararlı bir duruş sergileyecek, onu geleceğe hazırlayacaktır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.887
  • 227.960
  • 28.887
  • 227.960
# 19 Nis 2016 15:56:35
Herkesin önündeki ekrana baktığı bir dünyada kimse kimsenin yüzüne bakmıyor demektir. Yüze bakarak konuşmak, muhatabını ciddiye almaktır. İnsan karşısındaki insanın haline dikkat kesilerek, mimiklerini ve ses tonunu izleyerek onun kalbinin haritasını okuyabilir. Kalbe giden yolları bulamadığımız insanlarla oturduğumuzda, ekrana bakarız. Bu bazen bizi kendi kalbimize götüren yolları bilmediğimizde de olur. Söyleyecek bir sözümüz yoktur, ekrana bakarız. Kendimizden sıkılır bakarız, dünyadan sıkılır bakarız. Böylece karşılıklı konuşma yerini mesajlaşmaya bırakır. Konuşmanın sonu.

Kemal SAYAR

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Nis 2016 19:27:56
..

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2016 13:22:01
fransa'ya yolunuz düşürse, aklınızda olsun..

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.871
  • 94.630
  • 10.871
  • 94.630
# 20 Nis 2016 19:21:52
13.200 defa öğretmenim  8)

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
# 20 Nis 2016 19:31:18
İnsan kalbi, kanı pompaladığında yarattığı basınç ile kanı 10 metre uzağa fırlatabilir.

Çevrimdışı sudişnaz2004

  • Aktif Üye
  • **
  • 1
  • 31
  • 1
  • 31
# 20 Nis 2016 20:02:14
 :o

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 21 Nis 2016 09:59:39
.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 22 Nis 2016 16:01:20
.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.887
  • 227.960
  • 28.887
  • 227.960
# 22 Nis 2016 21:06:54
Keşke,
• Çocuklarımıza parmağımızı suçlamak için sallamak yerine, bol bol boya sürmek için kullansak.
• Çocuğumuzu daha az düzeltip, daha çok bağ kurabilsek.
• Gözlerimizi sürekli televizyon izlemek yerine, onları gözlemlemek ve anlamak için kullansak.
• Çocuğumuzla daha çok kucaklaşıp, daha az eleştirsek.
• Günlük ev ve iş ihtiyaçlarımızla sürekli uğraşırken, çocuğumuzun öz saygısının temellerini sağlam atabilmek içinde bu enerjimizi kullanabilsek.
• Ona gücün sevgisinden çok, sevginin gücünü öğretebilsek.
Ne güzel olurdu.

Çevrimdışı php_korsan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.107
  • 14.680
  • 13.107
  • 14.680
# 22 Nis 2016 22:03:29
Yeni nesilden çok düzgün ve çok kitap okumalarını istiyoruz.Oysaki yeni nesil 2000 yılından sonra doğanlar digital nesil yani Z kuşağı ipadleriyle bilgisayarlarıyla cep telefonlarıyla öğreniyor sosyalleşiyor.Hani şu fütüristik uzay şehirleri olur filmlerde.İşte bunları bu Z kuşağı yapacak.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK