Bunları Biliyor Musunuz?

.

 

 

 

 

Soru: Allah'ın bizden razı olup olmadığını nasıl hissedebiliriz?
Cevap: Hiç kimse bundan emin olamaz. Allah'ın kalbimize indireceği nimete, teslimiyetle şükretmeliyiz. Bu konuda özel bir beklenti, şeytanın tuzağına düşürür. Allah senden razıdır diyerekten şeytan nicelerini ateşe düşürmüştür.
Mümin korku - ümit ortasında yaşamalıdır. Allah'ın affedeceği ümidi ve cehenneme düşebileceği korkusunun tam ortasında... Kendisi zaten Allah'a samimiyetle kulluk ettiği zaman Allah onun kalbine sekinet indirir.
Bazı kimseler bir sürü günahın içerisinde boğulmuş da nafile namazlara odaklanarak günahlarını kamufle edebileceğini düşünüyor. Günahlarını affettirmenin yolu bu değildir. Samimiyetle tövbe etmek ve işlediği kötülün üzerine hemen iyilikler yapmaya çalışmaktır. Mesela komşusunun malına zarar vermiştir ve tövbe edip bu kez komşusuna yararlı bir şeyler yapmaya çalışır.
Mümin Allah'ın emirlerini en yüce ahlâk olarak anlamış, benimsemiş ve yürekten sahiplenmiştir. Fakat şu var ki bazılarında şeytani kibir dindarlık maskesi altında kendini gizlemiştir. Bunlar, dini akıllarını kullanmadan, başkalarını taklit ederek ve farklı fikirlere karşı kendilerini kapatıp, bilmedikleri ve derinlemesine anlamadıkları halde ona buna sapıklık yaftası yapıştırmalarından bellidir.
Bir insan ihlasla Allah'ın dinini anlamaya çalışır ve kimseye güvenmeden bizzat araştırırsa o zaman kıyamet günü Allah'a diyeceği bir şey vardır. "Allah'ım bana verdiğin akılla bu kadar başarabildim" der. Ama "Allah'ım filancaya uydum ve o beni saptırdı" diyenleri cehenneme sürüklerken Allah, "benim huzurumda tartışmayın" diye azarlayacağını bildiriyor. Yani kıyamet günü Allaha, “Benim suçum yoktu, güvendiğim filanca beni saptırdı” şeklide bir mazeretimiz kabul edilmeyecek. Öyle ise kimse Allah’ın emanetini başkasına emanet etmeye kalkışmasırn.
Şöyle düşünelim: Siz Allah için ne yapıyorsunuz? Kendi hayatınızda Allah'ın emirlerine ve yasaklarına azimetle uyuyor musunuz? Sonra da malınızla ve nefsinizle Allah'ın yolu uğrunda cihat ediyor musunuz? O zaman Allah'ın rızasını umabilirsiniz ve zaten Allah da kalbinize o huzuru ve esenliği indirir.
http:// Muhammedbozdag.com

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Yeşil Kubbe üzerinde minik Kubbe’nin hikmeti?

Peygamber Efendimiz s.a.s. Efendimizin kabr-i saadetlerinin bulunduğu kısmın üzerine ilk kubbeyi Memlük Sultanı Kalavun yaptırmıştır. Emir büyük yerden gelince kubbe inşâsı için vira bismillah denilmiş. Lakin ferasetli ecdadımız, Nebiler Nebisi’nin kabr-i şerifinin üzerinde bu kubbeyi nasıl inşâ edeceklerini günlerce düşünmüşler. “Biz nasıl olur da Efendimiz s.a.s.’in üzerinde çalışabiliriz; bu çalışmamız Ona s.a.s. ve halifelerine karşı saygısızlık olur” diyerek, düşünmüş, düşünmüşlerdir. Nihayet aralarında anlaşarak, “madem bu kubbe illa ki inşâ edilecek, o zaman her bir inşaat malzemesinin adını değiştirerek kubbeyi inşâ edene dek, tek bir dünya kelamı konuşmamaya yemin edelim demişlerdir. Çivinin adı: Allah-u Ekber, çekicin adı: Sübhanallah, tahtanın adı: Sallallahu ala seyyidina Muhammed, çamurun, liflerin her birinin adını Allah’a ve Peygamberine ait övgü sözleri ile eşleştirmişlerdir.

Bu ne güzel bir incelik, zarifliktir; Ya Rabbim!

Hicrî 9. asrın sonlarına doğru ise Sultan Kayıtbay, yıpranan Kubbeyi inşâ ettirmek istemiş. Bu kez bir ferasetli düşünce de Kayıtbay Sultanımızdan gelmiş ve Peygamber Efendimiz s.a.s.’in kabr-i şerifi ile sema arasındaki bağı kubbeyle kesmemek adına, kabr-i saadetlerinin üzerine minik bir kubbe daha yaptırmıştır. Bu kubbe oldukça büyük genişliktedir ve güvercinlerin girmemesi için çok ince bir telle kapatılmıştır. Bu açıklığın sayesinde Efendimiz s.a.s.’in kabr-i şerifine; kara gecenin yıldız ve dolunay ışığı, bereketiyle yağan yağmurun damlaları, kavurucu güneşin sıcaklığı ve hasretle esip savrulan rüzgârın esintileri ve seher vaktinin melekleri girip Efendimiz s.a.s.’e ulaşmaktadır. Şimdilerde ise sık sık Medine-i Münevvere’nin ikindi yağmurları Hücre-i Saadet’i şenlendirmektedir. Beyaz mermerler üzerinde ayaklarınızın yanıp, başınızın ıslanabilmesi duası ile…

Sivrisineklerden korunmak için sivrisinek kovucu spreyler kullanın. Sıtma hastalığının görüldüğü yerlere seyahat edecek kişilerin birkaç hafta sıtma korunma ilacı alması gerekir.

70 ton ağırlığındaki bir uçağın hareket etmesi ve uçması için dev motorlar kullanılır. O motorlardan çıkan gürültü neredeyse kulaklarımızı sağar edecek şiddettedir.
Acaba, 6.600 000 000 000 ton ağırlığında olan dünyamızın uzaydaki yörünge hareketleri için nasıl bir motor gerekirdi? Hiç düşündünüz mü? Ve böyle bir motorun çıkaracağı gürültü nasıl olurdu?
Dünya uçağını, uzay denizinde sessizce yüzdüp çeviren Allah'a sonsuz şükürler olsun.

Dünyanın en pahalı peyniri Pule ( eşek sütü peyniri ) dür. Sırbistan da üretilir, kilogramı 1200 usd civarındadır.

Çocukların ve hayvanların dünyasında önyargı yoktur.
Bu yüzden çok iyi anlaşırlar.
İnsan, önyargı hastalığına büyüdükçe yakalanır.
Ve ondan sonrası, güvensizlik, dedikodu, kibir, yalnızlık...

.

Hayatımız dilimizi tutmayışımızın bedelini ödemekle geçmesin. Söylediklerimiz belamıza dönüşmesin.
Çevremizdeki kusurları görünce, 'şuna bak' diye alay etmek yerine, 'Allah'ım beni nefsimin elinde böyle bir utanca düşürme' diye dua edelim. Belki o kişi tövbe edecektir. belki onu bu duruma düşüren çok ciddi sebepler vardır. belki aynı şartlar altında olsaydık biz de aynı kusuru işleyebilirdik.
Böyle bir tuzağa karşı bizi uyaran Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurur: "Bir kimse kardeşini bir kusur ile ayıplarsa, o kimse o kusuru işlemeden ölmez." Camiussağir No: 8869)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Bilen için Dünya yoktur. Âhiretin tarlası vardır. Çiftçi için tarla nasıl, çalışıp ürün alma fırsatı ise o bilenler için de Dünya ancak, çalışıp kabir aydınlığına ve âhiret ferahlığına kavuşma fırsatıdır. Çiftçi, vakti geldiğinde ürün biçer. Bilenler de vakti geldiğinde huzur biçer. O vakit, Allah azze ve cellenin lûtfettiği vakittir. Allah'ın lûtfu olmasa, bilen de bilmeyen de ancak hüsran biçer.