[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Yaşadıklarımın üzerinden 10 yıl geçmiş.Şimdi aklımdan çıkmayan ama buraya o zaman dile getirmek istemediğim bir iki anım daha var.Şimdi paylaşmak istiyorum...
Mezra köye gelişimin ilk haftası.Kasım ayı olmasına rağmen ilk kar yağışıyla berbat bir ayaz var...Köye geliş gidiş yapmak zorundayım.Taksiyle süren 45 dakikalık yolun sonucunda asma kilitle açıyorum okul kapısını...Yedeği lojmanda kalan arkadaşta...İki sınıflı okulun içi koğuş gibi kokuyor.Anlam veremiyorum.Sınıflara giriyorum,sıralar kenarlara çekilmiş vaziyette.Doğru lojmandaki arkadaşa koşuyorum.''Noldu okula?'' diye...Meğer mehmetçiklerimiz kalmış o gece...
Buz gibi,penceresi çatlak,loş bir ampul ışığı olan ama doğru dürüst elektriği olmayan ,pire kaynayan derme çatma bu sınıfta....Kala kalıyorum o an...20 yaşında gencecik ana kuzuları karlı dağları taşları aşıp,bu köhne binada mı konakladılar diye...
Haftalar aylar geçiyor,git gide alışıyor insan...Bakıyorsun çocukların gözlerine..Öğrenmeye aç 6 yaşında parlayan utangaç gözler...Bir yol olur mu ki...birkaçını kurtarabilirmiyim ki diye düşünmeye başlıyorsun..İlk yılın heyecanı,,ilk yılın idealistliği ile çalışıp didiniyorsun...Sonra köylüyle hoş sohbetler içindeyken ,köyün imamı yanına geliyor..''Hoca hanım gece teröristler köye indi..Tavuk,erzak filan aldılar...Seni sordular..Nasıl ?Var mı bir vukuat ? ''diye...
''Yıl 2001 idi...şimdi 2011.....Doğuda öğretmen olmakkk...Artık başka bir kavrama döndü...Allah'a emanat olun arkadaşlar...