EĞİTİMDE YARATICI DRAMA
( MakaLe özeti )
Prof. Dr. İnci SAN
Drama kavramının tam bir Türkçe karşılığı bulunmamaktadır. Yunanca “dran” ( yapmak, etmek, eylemek)’dan türetilmiştir. Drama ise eylem anlamını taşıyan, yine Yunanca “Dramenon”un seyirlik olarak benzetmecisi biçiminde kullanımıdır. Yaratıcı drama (creative drama) kavramı daha çok ABD’de kullanılmaktadır. Yaratıcı dramanın eğitim süreçleri içinde kullanımı bakımından en deneyimli ülkesi İngiltere’de ise daha çok “eğitimde drama” ( drama in education) kavramı kullanılmaktadır.
Niçin Yaratıcı Drama
Eğitimcilerin asıl görevi, çocukların ve ergenlerin dünyayı anlayabilmeleri yönünde, onların çevreleri ile başkaları ve kendileriyle etkileşim ve iletişime girmeleri için olanaklar hazırlamaktır. Ancak, günümüzde okulda ve evde çocuklara bu bakımdan sağlanan olanaklar kısıtlıdır. Yaratıcı drama, yukarıda sayılan yeti ve değerlerin öğrenme süreçlerine katılmasını olanaklı kılmaktadır. Drama çalışmaları grup etkinlikleri biçiminde ve yaşayarak öğrenmeyi olanaklı kıldığı için doğasında etkileşim vardır. Bu da, kaçınılmaz olarak “toplumsallaşma”yı getirmektedir.
Yaşamda ve oyunlardaki temel yapıların benzeşmesi, oyundaki etkileşim ile toplumsal gerçeklikteki etkileşimin de temel yapılarının benzer olması, oyun’un eğitimde kullanılmasına başlıca etmen olmuştur. Ancak gelenekselleşmiş çocuk oyunlarının, ritüellerin tutucu yanı, yaratıcı drama’da yer almaz. Yaratıcı drama’da etkinlikler hem yaşam durumlarına bir hazırlık hem de iyileştirici yönler taşımaktadır.
Kısa Tarihçe
20. yy.ın başında sınıfta uygulanan ilk drama dersleri ile ilgili olarak, Harriet Finlay-Johnson’ın adı geçer. Bu sırada drama in education’ın kuramsal temelleri atılıyor, pek çok yayın yapılıyordu. Drama, bir öğrenme süreci olarak Finlay-Johnson’ın çok doğru olarak anladığı biçimde, gelişimine başladı; ancak sonraki elli altmış yıl içinde o kadar iyi değerlendirilemedi. Drama olgusu, okul temsillerine, retorik çalışmalarına, toplu halde konuşmaların sergilendiği müsamerelere dönüştü. Ancak 1960’larda, Dorothay Heatheote ile drama yine asıl olması gereken biçimini bulmaya başladı. 1960’larda da Brain Way sınıfta dramaya duyusal yaşantıları ekledi. Ayrıca Way’in getirdiği yeni parola “bireyin bireyselliğinin” ön plana çıkarılmasıydı. 1970’lerde Dorothy Heathcote drama’yı yeniden tanımlamaya girişti ve drama ile eğitim arasındaki ilişkileri yeni baştan irdeledi. Böylece, öğrencilerde gerçek yaşantılar yaşatma dönemi de başlamış oldu.
Yaratıcı Drama’nın Diğer Kimi Özellikleri
Norman’a göre ; “Drama etkinliği, drama yaşantısının somut olarak duyumsanmasıyla kişinin evrensel, toplumsal, moral, etik ve soyut kavramları anlamlandırmasıdır. Yani, kavramsal dünya ile gerçek dünya ikilisinin dramada özetlenmesi vardır.” Drama zihinsel bir durumdur. Bu da dramanın bir soyutlama olduğunu açıkça gösterir.
Yaratıcı Drama’nın Getirdiği Diğer Boyutlar
Edilgenlik yerine katılımcı olma, bağımlılık yerine bağımsız olma ve karar verebilme, yetkinleşme, demokratikleşme yaratıcı dramanın kazandırabileceği diğer niteliklerdir. Burada oyun ya da drama’nın yönlendiricisinin önemine de değinmek gerekir. Grup dinamiğinin ayarlanması, zamanında bazı durumlara müdahale edilerek akışın değiştirilebilmesi, anında yepyeni durumlar yaratabilmesi oyun yöneticisinin taşıma gerekli niteliklerdir. Drama yöneticisi hem oyuncu, hem pedagog hem de biraz psikologdur.
Eğitimde drama, bunun dışında başlıca şu alanlarda da başvuruları değerli kaynaktır: Tiyatro oyuncusu yetiştirmede, çocuk ve ergenlerin özgür zaman etkinliğinde, suçlularla, alkol bağımlılarıyla, hastanelerde, engellilerle, vb…
Yaratıcı Drama Çalışmasının Aşamaları
1.Kendini tanıma ( bedensel ve psişik açıdan) karşısındakini tanıma
2.Karşılıklı iletişim
3.Karşılıklı iletişimin giderek ikili iletişimden
a.Daha çok kişili iletişim ve etkileşime geçmesi ( retorik etkileşim)
b.Roller üstlenme ( öyleymiş gibi yapma – make believe play)
4.Tiyatro denilebilen aşama – gösterim aşaması – oyunculardan izleyiciye doğru…
5.Tüm bu aşamaların ardından oyun, roller, yaşantılar, canlandırılan kişilikler ve konunun irdelenmesi üzerinde yapılan tartışmalar
Sonuç
Drama’daki öğrenme, bir tür yeniden yapılanmadır. Öğrencilerin, çocuk ya da genç, öğrendiklerini, bilgilerini yeni bir bakış açısından değerlendirmesidir. Kazanılmış kavramların irdelenmesi, bu kavramlara yeni anlamlar yüklenmesi söz konusudur. Deneyim ve yaşantılar yeniden gözden geçirilir. Tüm süreçler doğal bir öğrenmeyi getirir.
Drama ile edinilen bilgilenme, okul disiplinleri içinde edinilen ezbere dayalı, kuramsal bilgilendirme değildir. Dramada bilgi kullanılır ama ünik bir biçimde dünya ile kurulan öznel ve nesnel ilişkiler içinde yapılanır. Bunun için de drama’nın eğitimde kullanımı bir gereksinimdir.
San, İnci (2006). Ömer Adıgüzel (Editör). Yaratıcı Drama: Yazılar (s.46-57). Ankara, Natürel Yayıncılık.