Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2013 07:09:17
portakal kabuğunun faydaları
 
portakal herkesin bildiği gibi bol miktarda C vitamini içerir.çoğumuz bu meyveyi severek tüketiriz.portakalın meyvesi gibi kabuğuda çok faydalıdır.
-portakal kabuğu UV ışınlarının düşmanıdır.
-1 çay kaşığı portakal kabuğu yemek deri kanserine % 30 oranında azalttığı ıspatlanmıştır.
-selülite karşı çok etkilidir
-kozmetik sanayinde sıkça kullanılıe(UV ışınlarını tutucu özelliğnden dolayı)
-vucuttaki sarkmalara ve kırışmalara karşı kullanılır
-böbrek taşlarını düşürücü etkisi vardır
-böbrek taşı oluşumunu engeller
-kan dolaşımını hızlandırır
-damar tıkanıklığını engeller
portakal kabuğu çayı;
kurutulmuş portakal kabuğu kullanılmalıdır.
1 tatlı kaşığı kuru portakal kabuğu üzerine 250 ml sıcak su eklenir 5 dk hafif ateşte kaynatılır.süzülüp içilir.

Çevrimdışı yelizgülsüm

  • B Grubu
  • 272
  • 857
  • 272
  • 857
# 28 Ara 2013 08:55:27
vücutta zaman zaman sebepsiz morluklar oluşabilir.Bu morluklara dikkat.Her morarma hastalık olmasada değişik hastalıklara bağlı ortaya çıkabilir.örn: şeker hastalığı damar hastalıkları gibi

Çevrimdışı yelizgülsüm

  • B Grubu
  • 272
  • 857
  • 272
  • 857
# 28 Ara 2013 08:57:18

İnsanın ruhu vücudunun en bitkin parçası. Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat sonu olmayan bir yolmuş gibi geliyor bize. »
Paul Bowles

Çevrimdışı yelizgülsüm

  • B Grubu
  • 272
  • 857
  • 272
  • 857
# 28 Ara 2013 08:58:28
İki nimet vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini hakkıyla takdir edemezler: onlardan biri sıhhat, diğeri de boş vakittir. »
HZ. MUHAMMED

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.001
  • 228.793
  • 29.001
  • 228.793
# 28 Ara 2013 19:09:54
Tedavi olduğunuz Şeylerin En Hayırlısı Hacamat'tır. . Hz. Muhammed (sav)


Müslümanlar tarafından bu tedaviye hacamat denir, Durgun, fazlalık içeren kan ve aşırılığa yol açan enerjiyi, durağanlaşmış, hastalık yapan vücut sıvılarını dışarı çekmek için cilde vantuz uygulanmasıdır. Genellikle, cam bardakla yapılır; tarihte, kemik, boynuz ,bambu ile de yapılmıştır. . .
İki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksadıyla bardak, şişe veya boynuzla kan aldırma. Peygamberimiz (s.a.s)’in sağlıkla ilgili tavsiyelerinden ve bizzat tatbik ettiği sünnetlerindendir.Hacamat, sebebi belli bir hastalığın tedavisi olmaktan ziyade kan fazlalığının vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları gidermek için kullanılan genel bir tedavi usûlüdür.Eskiden yaygın olarak “hacamat bıçağı” veya “hacamat zembereği” denilen bir aletle tatbik edilen bu usûl, bugün yerini enjektörle kan almaya bırakmıştır. Hacamat bıçağı, tarak biçiminde, vücutta bir sıra çizik meydana getiren bir alettir. Bir yüzünde birçok yarık bulunan bakır bir kutu içinde tetikli bir zembereğe bağlı olan bıçaklar, düğmesi basılınca zembereğin boşalmasıyla yarıklardan dışarı fırlar ve vücutta çizikler meydana getirir. Bardak vb. bir şeyle çizikler üzerinden kan çekilir. Bir cins sülük de bu iş için kullanılmaktadır. Sülük vücudun ağrıyan bölgelerine konularak kanı emmesi sağlanır.Hangi araç ve metodla olursa olsun önemli olan kan aldırmaktır. Uzman bir hekimin muayenesi ve tavsiyesiyle yaptırılan hacamat faydalı ve İslâm’da caiz olan bir tedavi usûlüdür.Ameller niyetlere göre değer kazanır. Sünnete uymak niyetiyle ve bize emanet olan vücudumuzun sağlığına kavuşması için yaptırdığımız hacamat bir ibadet değeri taşır. Çünkü ibadetlerimizi ve diğer görevlerimizi ancak sağlıklı bir bedenle tam olarak yerine getirebiliriz.Peygamberimiz (s.a.s)’in yaptığı ve yapılmasını tavsiye ettiği işlerin şüphesiz bir anlamı ve hikmeti vardır. Onun hayatı bizim için örnektir: “Andolsun Allah’ın Resulu’nde sizin için Allah’ı ve ahireti arzu eden ve Allah’ı çok anan kimseler için (uyulacak) en güzel bir örnek vardır” (el-Ahzâb, 33/21).Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamberimize: “ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbâs (r.a) rivayet etmektedir (Ali Nâsıf, et-Tâc, III, 203).Hz. Peygamber (s.a.s) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir Haccâm’a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)”(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3).Hz. Peygamber (s.a.s) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır (Buhârî, Savm, 22; Müslim, Hac 87, 88; Ebû Dâvûd Menâsik 35). İhramlı iken saç kestirmemek şartıyla hacamatın caiz olduğu hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır. Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s) oruçlu iken de hacamat yaptırmıştır. Yani kan aldırmıştır (Buhârî, Tıb II; Ebû Davûd, Siyâm 29).Nâfi (r.a)’den rivayet edildiğine göre İbn Ömer (r.a) (Kendisine): Nâfi, kan (fazlalaşmak suretiyle) beni yedi. Bunun için sen bana bir hacamatçı getir ve genç bir hacamatçı seç. Ne yaşlı ne de çocuk hacamatçı seçme demiştir.Nâfi der ki; İbn Ömer (r.a) şöyle dedi: Ben, Resulullah (s.a.s)’den şu buyruğu işittim: “Hacamat olmak aç karnına daha faydalıdır. Hacamat olmak aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır. Hâfız olanın da hıfzetmek kabiliyetini kuvvetlendirir. Artık kim hacamat olmak isterse Allah’ın ismini anarak perşembe günü hacamat olsun ” (İbn Mâce, Kitâbu’t-Tıb, 22).İbn Hacer Buhârî şerhindeki Hacamat bölümünde özetle şu bilgiyi verir: Buhârı, Sahîhinde “Hangi saat hacamat olur” başlığı altında bir bâb açmış ve burada Ebû Mûsa’nın geceleyin hacamat olduğuna dair bir eseri ile Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair İbn Abbâs (r.a)’ın bir hadîsini rivayet etmiştir.İbn Hacer bununla ilgili olarak şöyle der: Hacamat olmak için uygun vakitler hakkında birkaç hadis vârid olmuş ise de hiçbiri Buhârî’nin sözkonusu ettiği şarta uygun değildi. Bana öyle geliyor ki: Buhârî hacamat işinin ihtiyaç olduğu zaman yapılabileceğine ve bunun belirli bir vakte bağlı olmadığına işaret etmek istemiştir. Çünkü hacamat işinin geceleyin yapıldığını ve Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair hadîsi rivayet etmiştir.

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ara 2013 19:16:36
Arkadaşlar göz damarlarındaki ödemin tedavisi ile ilgili bir bilginiz var mı?

Çevrimdışı genchakan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.685
  • 3.782
  • 1.685
  • 3.782
# 29 Ara 2013 16:51:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaþlar göz damarlarýndaki ödemin tedavisi ile ilgili bir bilginiz var mý?
Salazyon diye bir olay var hocam.aynı seymi bilemiyorum.beş dakikalık bir göz operasyonu ile alıyorlar.

Çevrimdışı genchakan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.685
  • 3.782
  • 1.685
  • 3.782
# 29 Ara 2013 16:54:20
Saç dökülmesi için kullanıp da tavsiye edeceğiniz bir şampuan var mı?

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ara 2013 08:04:36
AYVA ÇEKİRDEĞİNDEKİ ŞİFA

Ayvanın meyvesi, yaprakları ve çiçekleri gibi çekirdekleri de şifalıdır. Eski çağlardan beri bilinen bu özelliğini Romalılar oldukça iyi değerlendirmiş; parfümden bala kadar her şeyin içinde ayvayı kullanmışlardır....
Ayvanın çekirdekleri birçok şekilde kullanılabilir:
Çocuk ishallerinde 5-6 gr çekirdek 1 bardak suda 15-20 dakika kaynatılıp içirilir.
Aynı şekilde hazırlanıp gargara yapılırsa boğazdaki ağrı, kızarıklık ve gıcık giderilir.
Mikrobik hastalıklarda ezilmiş çekirdekle hazırlanan çay çok faydalıdır. Balla tatlandırılabilir.(Mikrobik hastalıklarda elma ve armut çekirdekleri de aynı şekilde kullanılabilir.)
Öksürükte, bronşitte, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullanılabilecek etkili bir yumuşatıcıdır.
Yukarıdaki şekilde hazırlanan çay soğutulduktan sonra cildi yumuşatmak için; yanık ve egzama tedavisi için; dudak çatlamalarını önlemek ve tedavi etmek için; emziren annelerde oluşan meme ucu yaralarını önlemek ve tedavi etmek için kompres şeklinde kullanılabilir. Ayrıca cilde sürüldüğünde kırışıklıkları giderir ve cildi gençleştirir.
İltihaplanan gözlere de bu çayla ılık ya da soğuk kompres yapılır.
Ayva çekirdeklerinden farklı biçimlerde de yararlanılabilir. Örneğin 1 su bardağı suya 10 gr kadar ayva çekirdeği koyularak bekletildiğinde jel kıvamına gelecektir. Bu şekli ile de bronşitte, öksürükte, mide ve bağırsak sorunlarında yumuşatıcı olarak kullanılabilir. (cilt bakımı için aynı şekilde hazırlanır. suyun miktarını azaltarak buna daha uygun yani krem kıvamında bir jel elde edilebilir. )
Toz haline getirilmiş ayva çekirdekleri (ya da çok az su ile hazırlanan koyu bir jöle), aktarlardan temin edilebilen nöbet şekeri ile karıştırarak hap haline getirilir ve ağızda yavaşça emilerek kullanılırsa şiddetli öksürüğü keser; ciğerlere çok faydalıdır.
Antioksidan özelliğiyle bilinen ayvanın çekirdekleri cilt için de son derece yararlıdır. Üstelik parafin ve paraben içerdiğinden dolayı faydası kadar zararı da olan birçok bakım ürününün aksine, hassas ciltlerde bile güvenle kullanılır. Çünkü tamamen doğal ve saftır.
Cilt sağlığı ve güzelliği için yukarı anlattığım şekilde bir jel hazırlanır. Bu jel, su yerine kaliteli ve saf bir gülsuyu ile de hazırlanabilir. Dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da bu jeli hijyenik bir kapta hazırlayıp saklamanız.
Hazırlanan bu jel kaliteli bir balla karıştırılıp, daha koyu kıvamda ve daha etkili bir cilt kremi elde edilebilir. Kremi hazırlarken tahta bir kaşık ya da spatula kullanmak daha iyi olacaktır.
Jel ya da krem hazır hale geldikten sonra, temizlenen cilde sürülür ve 20 dakika bekletilip yıkanır. Düzenli kullanıldığında cilt lekeleri ve sivilceler kaybolacaktır. Bu aynı zamanda kırışıklığı gideren, cildi sıkılaştıran ve tazeleyen bir maskedir. Tek bir kuruş bile harcamadan hazırlayabileceğiniz bu bakım maskesi tamamen doğal olduğundan hiçbir yan etkisi de olmayacaktır..Devamını Gör

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.001
  • 228.793
  • 29.001
  • 228.793
# 01 Oca 2014 19:34:15
Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın.

| Hadisi Şerif, Buhari, Tıbb 7 Ravi:Ebu Hureyre [24]

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.001
  • 228.793
  • 29.001
  • 228.793
# 02 Oca 2014 21:06:13
Kolesterol Beslenmesi

Tüm Konular

KOLESTROL

Kolesterol, insan ve hayvan hücrelerinde bulunan yağımsı bir maddedir. Vücut tarafından üretildiği gibi (örneğin karaciğerde) çeşitli besinlerle de vücudumuza girer. Tüm vücutta yaygın olarak bulunmakla birlikte, özellikle beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğerde bulunur.

Bir çok hormonun (kortizon, seks hormonları gibi) üretiminde kullanılan kolesterol aynı zamanda D vitamini ve safra üretiminde de kullanılır.

LDL, HDL

Kolesterol, yağımsı bir madde olduğundan suda çözünmez. Kanda taşınabilmesi için suda çözünür maddelerle birleşmesi gerekir. İşte bu maddeler karaciğerde üretilirler. Kolesterol bunlarla birleşince lipoprotein adını alır. Bunlar; karaciğerden diğer organlara ve kandan karaciğere kolesterol taşırlar. İşte karaciğerden kolesterolü alıp diğer organlara (dolayısı ile kana) kolesterolün iletimini sağlayan LDL (Low Density Lipoprotein, düşük yoğunluklu lipoprotein), kötü huylu kolesterol olarak bilinirken, kandaki kolesterolü karaciğere taşıyan HDL (High Density Lipoprotein, yüksek yoğunluklu lipoprotein), iyi huylu kolesterol olarak bilinir. Yine VLDL (Very Low Density Lipoprotein), IDL (Intermediate Density Lipoprotein) ve trigliserid de kandaki yağ (ve yağımsı) maddelerindendir.

Kan dolaşımında ne kadar yüksek oranda LDL- kolesterol bulunuyorsa kalp hastalığına yakalanma riski o kadar yüksektir.

HDL-kolesterol düzeyi düşük ise kalp hastalığına yakalanma riski yine yüksek olacaktır Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması, HDL-kolesterolün düşük olması bir risktir. Bu tür kişilerde, kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.

20 YAŞIN ÜZERİNDEKİLER İÇİN KAN KOLESTEROL DÜZEYLERİ
< 200 mg/dl (NORMAL)
200-239 mg/dl (SINIRDA YÜKSEK)
> 240 mg/dl (YÜKSEK)
KAN LDL-KOLESTEROL DÜZEYLERİ
< 130 mg/dl (NORMAL)
130-159 mg/dl (SINIRDA YÜKSEK)
> 160 mg/dl (YÜKSEK)
KAN HDL-KOLESTEROL DÜZEYİ
KADINDA ORTALAMA 55 mg/dl (NORMAL)
ERKEKTE ORTALAMA 45 mg/dl (NORMAL)
< 35 mg/dl (DÜŞÜK)
RİSKLİ DURUMLAR
Kolesterol > 200 mg/dl veya
LDL-kolesterol > 130 mg/dl veya
HDL-kolesterol < 35 mg/dl.
KAN TRİGLİSERİD DÜZEYİ
< 200 mg/dl (NORMAL)
200-400 mg/dl (SINIRDA YÜKSEK)
400-1000 mg/dl (YÜKSEK)
> 1000 mg/dl (ÇOK YÜKSEK)
Yukarıdaki değerlere uygun olmayan sonuçların saptanması, yağ metabolizması bozukluğunu düşündürür. Bu durumda kan alınarak kolesterol, LDL-kolesterol, HDL-kolesterol ve trigliserid düzeyleri ölçülmelidir.

Kan kolesterol seviyeleri parmak ya da kolunuzdan alınan kan örneğinden ölçülür.

Kan testinde toplam kolesterol ve HDL-kolesterol seviyeniz ölçülür.

Kan testi öncesi aç olmanız ya da özel bir şey yapmanız gerekmemektedir.

Testlerin sonucuna göre LDL-kolesterol seviyesinin direkt ölçümü gerekebilir, bu test için aç olmanız gerekir.

LDL-kolesterol seviyesi kalp hastalığı riskinizle ilgili daha fazla bilgi verir ve tedaviyi belirlemede yardımcı olur.

Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bazıları aşağıda özetlenmiştir:

Ailevi kalıtım: Yüksek kolesterol kuşaklara geçebilir.

Diyet: Doymuş yağ (çoğunlukla hayvansal besinlerden gelir) ve kolesterol (sadece hayvansal besinlerde bulunur) kan kolesterol düzeyinin yükselmesine neden olur. Doymuş yağlar kan kolesterol seviyesini en çok yükselten maddelerdir.

Kilo:Şişmanlık, kolesterol seviyenizi yükseltir

Fiziksel aktivite ve egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite LDL-kolesterol seviyenizi düşürür, HDL-kolesterol seviyesini yükseltir.

Yaş ve cinsiyet: 60-65 yaşa kadar, yaşla birlikte kolesterol düzeyi artar.

Kadınlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar. Menapoz öncesinde ise kadınlar aynı yaştaki erkeklerden daha düşük kolesterol seviyesine sahiptirler. Pek çok kadında gebelik kan kolesterol seviyesini yükseltir, genelde doğumdan yaklaşık 20 hafta sonra kan kolesterol seviyesi eski haline döner. Menapoz sonrası östrojen tedavisi faydalı olabilir; östrojen, LDL-kolesterolü düşürürken HDL-kolesterolü yükseltir.

Bazı hastalıklar da kolesterol düzeyi yükselir:
Kalıtsal yağ metabolizması hastalıkları
Hipotiroidi (Tiroid bezi yetersizliği)
Karaciğer hastalıkları
Nefrit
Şeker hastalığı
Kanda yüksek miktarda bulunan kolesterol, yıllar içinde damarların duvarında birikir. Bu birikim sonucu damarlarda daralma, tıkanma ortaya çıkar (ATEROSKLEROZ). Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar. Yani kolesterol yüksekliği sağlık durumunda ani değişikliklere neden olmaz (en azından ilk zamanlarda). Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tıkanma ve daralma sonucu, göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi durumlara neden olabilir.

Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi sonucu, felçler, konuşma bozuklukları, denge ve bilinç kaybı ortaya çıkabilir.

Böbrek damarlarında kolesterol birikimi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol parçaları (aterosklerotik plaklar), daha küçük damarları tıkayarak sorunlara yol açabilirler (Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak nekrozu, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene neden olabilirler).

Kolesterol ve kalp hastalıkları

Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması kalp hastalıkları açısından önemli bir risk faktörüdür ancak tek faktör değildir. Ancak düzeltilebilir bir durum olmasından dolayı önemlidir. Kalp hastalıkları ile ilgili başlıca risk faktörleri şunlardır:
Hipertansiyon
Lipid (yağ) metabolizması bozukluğu, Kolesterol yüksekliği
Sigara
Diyabetes mellitus (şeker hastalığı)
Şişmanlık
Fiziksel aktivite azlığı
Yüksek hematokrit
Artmış trombojenik faktörler
İleri yaş
Erkek olmak
Ailede kalp hastası olması
Tip A kişilik (mükemmeliyetçi, saplantılı, hırslı, gergin)
Östrojen eksikliği
Fibrinojen yüksekliği
Ürik asit yüksekliği
Beyin, kalp, böbrek veya damar hastalığı
Tedavide LDL-kolesterol düzeyi esas alınır.

Hastada kalp ve damar hastalığı yoksa, LDL-kolesterol düzeyinin 130 mg/dl’nin altına düşürülmesi hedeflenmelidir. Kişide kalp ve damar hastalığı varsa (kalp krizi, koroner arter daralmasına bağlı göğüs ağrısı, koroner damar ameliyatı hikayesi, balon anjiografi, beyine, böbreğe, bacaklara giden damarlarda kolesterol birikimi gibi), LDL-kolesterol düzeyi, 100 mg/dl’nin altına düşürülmelidir.

İlaç tedavisinden önce denenmesi gereken yöntemler:
Öncelikle beslenme alışkanlığınızı değiştirin.
Kızartmalardan kaçınınız.
Kırmızı et yerine beyaz et tüketin. Tavuğun derisini çıkartın ve etin üzerindeki yağları ayırın.
Kaymak ve yağlı süt yerine yağsız ya da yarı yağlı süt tercih edin.
Sıvı bitkisel yağlar (zeytinyağı, çiçek yağı, mısır yağı, soya yağı gibi) doymamış yağ oranı yüksek yağlardır. Bunları tercih edin. Katı yağlardan uzak durun.
Alışveriş yaparken hazır gıdaların etiketlerini okuyarak, yağ miktarlarına göre alın.
Doymuş yağ oranı yüksek olan yiyecekler yerine nişastalı ve lifli besinler tercih edin.
Sakatatlardan (karaciğer, böbrek ve beyin gibi) uzak durun.
Daha az yumurta ve yumurta kullanılarak hazırlanmış yiyecek tüketin.
Daha fazla meyve ve sebze tüketin.
Sigara bırakılmalıdır.
Eğer tansiyon yüksekliği de varsa buna yönelik beslenme değişiklikleri de yapılmalıdır (tuzun azaltılması gibi).
Şeker hastalığı varsa mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Gerekirse insülin kullanılmalıdır.
Kilonuz fazla ise mutlaka kilo vermelisiniz.
Düzenli egzersiz HDL-kolesterolü yükseltir, LDL-kolesterolü düşürür.
Haftada, 3 - 5 kez, 30-45 dakika yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapılmalıdır.
YÜKSEK KOLESTEROLLÜLER İÇİN BESLENME TABLOSU

     Tavsiye edilen gıdalar    Ölçülü yenecek gıdalar    Kaçınmak gereken gıdalar
Ekmek, tahıl    Kepekli buğday, çavdar ekmeği, yulaf ezmesi, mısır gevreği, makarna, pirinç, bulgur   
 

Açma, kruvasan, poğaça
Sütlü ürünler    Yağsız süt, az yağlı peynir ve eritme peyniri, yağsız yoğurt, yumurta akı    Yarım yağlı süt, yarım yağlı peynir (dil peyniri), yarım yağlı yoğurt, haftada 2 yumurta    Tam yağlı süt, konsantre süt, şanti, kaymak, taklit sütü, yağlı peynir ve yoğurtlar
Çorbalar    Sebze çorbası, et suyu çorbası   
 

İşkembe çorbası, paça
Balık    Bütün beyaz etli ve yağlı balıklar (ızgara, buğulama)    Uygun yağda kızartılmış balık    Balık yumurtası, havyar, belirsiz yağda kızartılmış balıklar
Deniz mahsülleri    İstiridye    Midye, ıstakoz    Karides, kalamar
Et    Tavuk, hindi, dana, av eti    Yağsız sığır, dana jambon, kuzu (haftada 1-2), dana ve tavuk sosisi, ciğer (ayda 1 defa)    Ördek, kaz, yağlı görünen bütün etler, sosis, salam, pastırma, sucuk, kümes hayvanları derisi
Yağlar        Çoklu doymamış yağlar (ayçiçeği, mısır özü, soya)
Tekli doymamış yağlar (zeytinyağı, hidrojene olmamış yumuşak margarin)    Tereyağı, Trabzon yağı, iç yağı, kuyruk yağı, hidrojene yağlar, sert margarinler

Sebze ve meyve    Bütün taze ve dondurulmuş sebzeler, kurubaklagiller (mercimek, fasulye, nohut vb), haşlanmış patates    Uygun yağda kızartılmış patates ve sebze    Belirsiz yağda kızartılmış patates, sebze, cips, tuzlu konserve, sebze
Tatlılar    Yağsız sütle yapılan tatlılar (muhallebi, sütlaç vb), meyva salatası, limon dondurması, aşure, pestiller, kuru yemişli sucuklar, cezerye    Çoklu doymamış yağ veya margarinle yapılan pasta ve bisküviler, badem tatlısı, helva    Dondurma, baklava, kremalı pastalar, hazır pastalar, bisküviler, hazır pudingler, Çikolata ve bütün çikolatalı hazır tatlı ürünleri
Kuruyemiş    Ceviz, badem, kestane    Yerfıstığı, Antep fıstığı    Hindistan cevizi, tuzlu eğlencelik
İçecekler, soslar    Çay, kahve, nescafe, az kalorili meşrubat    Az yağlı soslar    Fazla tuz, hazır salata sosları, mayonez



Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Oca 2014 06:30:23
Magnezyum felci önlüyor

Yarar mekanizması henüz tam bilinmese de magnezyum kan basıncını düşürüyor. Başta tüm tahıl ürünleri olmak üzere baklagiller, karnabahar, yeşil salata, ıspanak, barbunya, istiridye, kayabalığı ve yerfıstığında yüksek oranda bulunuyor.
İsveç’in başkenti Stockholm’deki Karolinska Tıp Kurumu’nda yapılan 13 yıllık araştırmada, magnezyum elementinin özellikle sigara tiryakilerinin felce yakalanma tehlikesini azalttığını ortaya koydu.
Nobel Ödülü veren Karolinska Enstitüsü’nden Dr. Susanna Larsson’un hekim heyetinin tütün tiryakisi 26 bin erkek üzerindeki araştırmasında, magnezyumun yararı açık olarak kanıtlandı. Yarar mekanizması henüz tam bilinmese de bilinen, magnezyumun kan basıncının düşürdüğü.
Akciğer kanseri araştırmasınının önemli yan ürünü olarak ortaya çıkan Karolinska’nın keşfine göre, tansiyonu düşüren magnezyumun günde 589 miligram alınması “beyin enfarktüsü” de denebilecek damar tıkanması felci tehlikesini yüzde 15 düşürüyor.
Magnezyum, başta tüm tahıl ürünleri olmak üzere baklagiller, karnıbahar, ıspanak, barbunya, pisibalığıgiller, istiridye, kayabalığı ve yerfıstığında yüksek oranda bulunuyor.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 03 Oca 2014 06:31:49
.

Çevrimdışı yelizgülsüm

  • B Grubu
  • 272
  • 857
  • 272
  • 857
# 03 Oca 2014 23:34:01
enerjisini kaybeden insanlar depresyona daha yatkınmış.enerjinizi kaybetmemeniz temennilerimle iyi geceler :))

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2014 06:57:41
Göz kuruluğunun nedenleri

Liste şeklinde sıralandığında birçok etken madde sayılabilecek göz kuruluğunun temel nedeni gözün yüzeyinin nemsiz kalması ve oksijen alımının azalmasıdır. Bu iki temel neden birçok sebebide ardı sıra getirmiştir.
•Gözün çok fazla açık kalması.
•Bilgisayarda çok fazla metin okumak ve dikkat gerektiren bu davranışta göz kapağının yeterince kapanmaması.
•Klimalı, kaloriferli, nemsiz, havasız ortamlarda çok fazla bulunmak.
•Sigara içmek ve sigara dumanına maruz kalmak
•Bazı göz hastalıkları, kalp hastalıkları, romatizmal hastalıklar.
•Uzun süren kontak lens kullanımı.
Göz kuruluğunun belirtileri
Öncelikle aşağıda yer alan göz kuruluğu belirtilerinden hepsine yada bazılarına sahipseniz hemen tedavi için doktorunuza başvurmalısınız. Çok ciddi hastalıkların belirtisi olabilecek göz kuruluğu belkide hayatınızda hiç olmasını istemediğiniz hastalıkların ortaya çıkacağını haber veriyordur.
•Gözde yanma meydana gelmesi.
•Gözde kaşıntı ve net görememe oluşması.
•Kirpiklerinizi kırptığnızda göz çevrenizde çıtlama seslerinin meydana gelmesi.
•Gözün ağrıması, gözde karıncalanma hissi.
•Gözün aşırı sulanması ve yabancı cisim hissi uyandırması.
Gözyaşı kuruluğunun tedavisi
Göz yaşı kuruluğunun tedavi sürecinde ilk olarak kuruluğun hangi düzeyde olduğunu bilmek gerekir. Bu tedavi sürecinin temel amacı göz yüzeyinin nemli olmasını sağlamaktır ve bunun içinde büyük ihtimalle ilk olarak damla ile tedavi uygulanacaktır. Bu süreçte göz kuruluğunun sebeplerinin üzerine gidilmeli ve tedaviye yardımcı olunmalıdır. Eğer uzun süre bilgisayar başında kalan bir kişi için tedavi uygulanıyorsa bilgisayar başında az kalması önerilecektir. Bu tedavi yöntemi eğer başarılı sonuçlanmazsa diğer tedavi yöntemlerine geçilecektir ki bunlar yapay gözyaşı yada cerrahi müdahaledir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK