Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.997
  • 228.779
  • 28.997
  • 228.779
# 24 Nis 2013 08:18:30
Baş ağrısı için ilginç çözüm;
Burnumuzun neden 2 deliği var ?
Nefes alırken her iki deliği birden kullanırız. Sağ taraf sıcağı (güneşi), sol taraf soğuğu (ayı) temsil eder.BAŞINIZ AĞRIYORSA sağ burun deliğinizi kapatın 5 dakika süreyle sol burun deliğinizden nefes alın..KENDİNİZİ YORGUN HİSSEDİYORSANIZ sol burun deliğinizi kapatın, sağ burun deliğinizden nefes alın. Zihninizi de açar.
İnanmıyor olabilirsiniz. Çok eski bir doğu kültürüdür. Deneyin, farkı görün

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.997
  • 228.779
  • 28.997
  • 228.779
# 24 Nis 2013 08:37:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Nis 2013 06:37:52
İYİ VE KALİTELİ BİR UYKU İÇİN BUNLARA DİKKAT
• Hep aynı saatte yatağınıza gidip, aynı saatte kalkın. Bir gün çok geç saatte bile uyumuş olsanız, aynı saatte kalkmaya özen gösterin.
• Yatağınızı sadece uyumak ve seks için kullanın. Yatağınızda televizyon izlemek ve kitap okumaktan kaçının.
• Aç bir mide ile uyumaya çalışmayacağınız gibi yatmadan önceki öğününüzü light yoğurt, meyve gibi hafif yiyeceklerden olmasına özen gösterin.
• Yatak odanızın sessiz olmasını sağlayın.
• Uykunuzu kaçırabilecek kafeinli içeceklerden öğlen saat 3’den itibaren uzak durun.
• Her zaman uyuduğunuz yerde uyuyun.
• Midenizin üzerine yatmaktan vazgeçip, sırt üstü veya anne karnındaki gibi kıvrılma pozisyonuyla uyumaya çalışın.
• Uyuyacağınız mekanda ışık bulundurmayın, odanın karanlık olmasını sağlayın.
• Yatak ve yastığınızın ortopedik olmasına özen gösterin.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Nis 2013 06:20:35
İYİ BİR SU DENGESİ İÇİN BOL SU"

Sağlıklı bir bireyin günlük ortalama 2 ila 3 litre arasında değişen su tüketimine ihtiyacı vardır. Özellikle kışın soğuk havalarda su tüketimimizin azaldığı, bunun yanında vücuttan su atımına neden olan çay-kahve gibi sıcak içecek tüketiminin arttığı görülmektedir. Su tüketiminin azalması ile; metabolizma hızının azaldığı, yağ yakım hızının düştüğü ve bunlara bağlı olarak kilo artışı gözlenebiliyor. Ayrıca bağırsak hareketlerinin ve vücuttan toksin atımının en temel gereken öğesi olan suyun az alımı ile vücutta toksinlerin birikmesi daha kolay hale geliyor.

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Nis 2013 09:09:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İYİ VE KALİTELİ BİR UYKU İÇİN BUNLARA DİKKAT
• Hep aynı saatte yatağınıza gidip, aynı saatte kalkın. Bir gün çok geç saatte bile uyumuş olsanız, aynı saatte kalkmaya özen gösterin.
• Yatağınızı sadece uyumak ve seks için kullanın. Yatağınızda televizyon izlemek ve kitap okumaktan kaçının.
• Aç bir mide ile uyumaya çalışmayacağınız gibi yatmadan önceki öğününüzü light yoğurt, meyve gibi hafif yiyeceklerden olmasına özen gösterin.
• Yatak odanızın sessiz olmasını sağlayın.
• Uykunuzu kaçırabilecek kafeinli içeceklerden öğlen saat 3’den itibaren uzak durun.
• Her zaman uyuduğunuz yerde uyuyun.
• Midenizin üzerine yatmaktan vazgeçip, sırt üstü veya anne karnındaki gibi kıvrılma pozisyonuyla uyumaya çalışın.
• Uyuyacağınız mekanda ışık bulundurmayın, odanın karanlık olmasını sağlayın.
• Yatak ve yastığınızın ortopedik olmasına özen gösterin.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İYİ BİR SU DENGESİ İÇİN BOL SU"

Sağlıklı bir bireyin günlük ortalama 2 ila 3 litre arasında değişen su tüketimine ihtiyacı vardır. Özellikle kışın soğuk havalarda su tüketimimizin azaldığı, bunun yanında vücuttan su atımına neden olan çay-kahve gibi sıcak içecek tüketiminin arttığı görülmektedir. Su tüketiminin azalması ile; metabolizma hızının azaldığı, yağ yakım hızının düştüğü ve bunlara bağlı olarak kilo artışı gözlenebiliyor. Ayrıca bağırsak hareketlerinin ve vücuttan toksin atımının en temel gereken öğesi olan suyun az alımı ile vücutta toksinlerin birikmesi daha kolay hale geliyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Baş ağrısı için ilginç çözüm;
Burnumuzun neden 2 deliği var ?
Nefes alırken her iki deliği birden kullanırız. Sağ taraf sıcağı (güneşi), sol taraf soğuğu (ayı) temsil eder.BAŞINIZ AĞRIYORSA sağ burun deliğinizi kapatın 5 dakika süreyle sol burun deliğinizden nefes alın..KENDİNİZİ YORGUN HİSSEDİYORSANIZ sol burun deliğinizi kapatın, sağ burun deliğinizden nefes alın. Zihninizi de açar.
İnanmıyor olabilirsiniz. Çok eski bir doğu kültürüdür. Deneyin, farkı görün
Bilgileriniz için teşekkürler.Elinize,emeğinize sağlık.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.997
  • 228.779
  • 28.997
  • 228.779
# 26 Nis 2013 18:45:05
Yoğurdu hayatınızdan çıkarın! Çünkü...

Hemen hemen her sofrada yer alan yoğurtla ilgili çok önemli uyarı geldi. Bizim faydalı diye yediğimiz yoğurttaki asıl tehlikeyi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar açıkladı.

Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, endüstriyel yoğurdun yoğurt olmadığını ve son dönemde artan kanser vakalarında bunun etkisinin ilk sırada olduğunu söyledi.

Kanser hastalığı her geçen gün artıyor. Etrafımızda her gün birisine kanser teşhisi konulduğunu duyuyoruz. Uzmanlar, kanserdeki bu kadar yoğun bir artışı yalnızca sigara ile alkolle ve obezite ile açıklamanın mümkün olmadığını düşünüyor.

Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Dizdar bu kadar çok hasta ortaya çıkmasını herkesin maruz kaldığı bir etmenle olabileceği görüşünde. Beslenme açısından da birbirinden çok farklı sosyal statüdeki insanlarda da kanserin görüldüğüne dikkat çeken Dizdar, "şunları hayatınızdan çıkarın diyebileceğiniz neler var" sorusuna şu cevabı verdi:

"Biz bilim adamları olarak geçtiğimiz yıllarda bunu çok tartıştık. Birinci sırada olan yoğurt hala ilk sıradaki yerini koruyor. Bizim ülkemizde yoğurt, diğer ülkelere göre açık ara daha çok tüketilen bir üründür. Yoğurt, beslenmeden öte insan vücudunun dengesinin korunması açısından da çok önemlidir."

Bu sözleri ifade eden Yavuz Dizdar, bir noktanın altını çiziyor. "Ama işlemden geçmemiş, endüstriyel yoğurt olmamalı" diyor. Dizdar, endüstriyel yoğurttan niçin uzak durulması gerektiğini de şöyle anlayor:

"Çünkü endüstriyel yoğurt, yapay bir ürün. Ekşimiyor, dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum.

Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değiller. "

Ana fermente ürünün yoğurt olduğunu hatırlatan Dizdar, maalesef Türkiye'de olmazsa olmazın başında yoğurt ve ayranın geldiğini hatırlatıyor.

HER ŞEY SON 10 YILDA DEĞİŞTİ

Türkiye'de yoğurdun bir 10-15 yıl önce kesinlikle böyle olmadığını hatırlatan Dizdar, bu yeni yoğurt yönteminin bilinçli bir şekilde Türkiye'ye dayatıldığını söyledi. Dizdar, bu güçlerin, yoğurda ilişkin Türkiye'deki yasal tebliğleri bile değiştirdiğini ifade etti. Kendisinin bu konuda eleştirileri gündeme getirdiğinde bazı endüstriyel yoğurt üreticilerinin, "Hocam size bozulmayan yoğurt verdik daha ne istiyorsunuz" diyenlerin olduğunu dile getirdi.

Dizdar, "Peki hayatımızdan her şeyi ile yoğurdu çıkarmalı mıyız?" sorusuna da kesin bir cevap veriyor. "Kesinlikle hayatımızdan çıkarmamalıyız. Tam tersine mümkün olduğu kadar daha çok yer açmalıyız. Ama, endüstriyel yoğurdu bırakıp yoğurdu evde yapmalıyız" diyor.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 26 Nis 2013 18:59:14
En güzeli sütü alıp kendin mayalamak, ben öyle yapıyorum. Hatta sütü bile kutuda almamaya karar verdim. Kaynatıp kullanacağım. Ölen vitaminler varsa ne yapalım , kalan sağlar bizimdir :) Zehirlenmekten iyi.

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.423
  • 126.360
  • 5.423
  • 126.360
# 26 Nis 2013 19:10:13
Dünyanın En İlginç Hastalıkları

1. Şişmanlayamayan Adam
 
59 yaşındaki Bay Perry pasta, hamburger, tatlı gibi dilediği herşeyi yiyebiliyor ve asla kilo almıyor. Kilo alamamasının nedeni lipodistrofi (vücudunun çok hızlı bir şekilde yağ yakması) hastalığı. Şişman bir çocuk olan Perry 12 yaşındayken bir gecede neredeyse vücudundaki tüm yağı yakmış. Daha sonra şişmanlamak için daha fazla yemek yemeye başlasa da bunun hiçbir etkisi olmamış. Bay Perry hastalığının teşhisi konulmadan önce bir çok testten geçmiş. En sonunda vücudunun normalden 6 kat fazla insülin ürettiği ortaya çıkmış. Doktorlar bu hastalığın "kilo vermek isteyenlerin hayali" olduğunu belirtiyor.

2. Soğuğu Hissetmeyen Adam
 
"Buz adam" olarak da bilinen Hollandalı Wim Hof, buz altında yüzüyor ve buzla dolu kapların içinde kalabiliyor. Karlarla kaplı Blanc Dağı'na üzerinde yalnızca şort varken tırmanan tırmandı, rekorlar kırdı ve yeni zorlu görevlere her zaman hazır. Bilim adamları bu durumu tam olarak açıklayamıyor fakat 48 yaşındaki Hollandalı normal insanlar için ölümcül olabilecek ısılarda bile dayanıklılığıbı koruyor.

3. Uyuyamayan Çocuk: Yıllardır Günün 24 Saatini Uyumadan Geçiriyor
 
Rhett Lamb diğer 3 yaşındaki çocuklar gibi huysuz, ancak onu ayrıcalıklı yapan bir özelliği var; ender rastlanan, uyuyamamasına yol açan bir hastalığa sahip. Rhett neredeyse günün 24 saati ayakta ve bu hastalığı doktorlara ve ebeveynlerine çok zor geliyor. Doktorlar küçük çocuğun bu durumuna neyin tol açtığını bulabilmek için vardiyalı olarak çalışıyor. Birkaç karşıt doktor görüşünden sonra Shannon ve David Lamb çocuklarının neyi olduğunu öğrendi; çok nadir rastlanan Chiari Malformasyonu. Savard'ın yaptığı açıklamaya göre "Beyin, spiral kolonun içine sıkışıyor ve sonuç olarak kişi uykuyu ve konuşmayı, dolaşım sistemini, hatta nefes almayı kontrol eden beyin sapının düğümlenmesine yol açıyor."

4. Suya Alerjisi Olan Kadın
 
Genç kız Ashleigh Morris yüzmeye gidemiyor, banyo yapamıyor, hatta stresli bir iş günü sonrasında duşa bile giremiyor, çünkü suya alerjisi var. Terlemek bile 19 yaşındaki genç kızın kaşınmasına yol açıyor. Avustralyalı Ashleigh bu hastalığı 14 yaşından beri çekiyor ve sıcaklık derecesi ne olursa olsun suya değemiyor. "Aquagenic Urticaria" isimli hastalığa o kadar nadir rastlanılır ki şu ana kadar yalnızca birkaç vakaya rastlanmıştır.

5. Hiçbir Şeyi Unutamayan Kadın
 
"AJ" kod adlı 40 yaşındaki evli kadın herşeyi hatırlıyor. McGaugh ve UCI araştırmacıları Larry Cahill ve Elizabeth Parker bu sıradışı vaka üzerinde çalışıyorlar. AJ, hayatındaki tüm anları ve sayısız olayı eksiksiz bir şekilde anımsıyor. Eğer 25 yıl öncesinden rastgele bir tarih seçip o gün olanlar hakkında ona danışırsanız, size o gün başından geçenleri detaylarıyla dile getirecek ve ilgisini çeken bir haber olduysa hemen anlatacaktır. Aynı zamanda günün hangi haftada yer aldığını ve havanın nasıl olduğunu da söyleyebiliyor. Bu hastalığın adı ise "hyperthymestic syndrome".

6. Yalnızca Tic Tac Şeker Yiyen Genç Kız
 
17 yaşındaki genç kız Natalie Cooper ne zaman bir şey yese rahatsızlanmasına yol açan gizemli bir hastalığa sahip. Hasta olmasına yol açmayan, yiyebildiği tek şey ise Tic Tac şekeri. Cooper'ın sindirebildiği tek şeyin bu şeker olmasını doktorlar açıklayamıyor.

7. Hıçkırığını Tutamayan Müzisyen
 
24 yaşındaki Lincoln'da yaşayan Chris Sands her iki saniyede bir hıçkırıyor ve bu durum bazen uykusunda da devam ediyor. Hipnoz ve yoga gibi birçok tedavi çeşidi deneyen genç kıza hiçbir şey çare olamamış. Sorununun reflü yüzünden olduğunu düşünen Sands, Ebullient grubunun vokali.

8. Her Güldüğünde Bayılan Kadın
 
20 yaşındaki Kay Underwood, güçlü bir duyguya kapıldığında kaslarını güçsüzleştiren katapleksi hastalığına sahip. Neşe, kızgınlık, korku, dehşet ve hatta utanç gibi duygulara kapılması aniden olduğu yerde yere yığılmasına yol açıyor. Beş yıl önce teşhis konulan İngiliz Kay bir kez günde 40 defa bayılmış. Genç kız, "İnsanlar böyle bir şey olduğunda çok şaşırıyorlar, yabancıların tepkileri ile uğraşmak ise her zaman kolay olmuyor," diyor.

9. Modern Teknolojiye Alerjisi Olan Kadın
 
21. yüzyılda çoğu insan için cep telefonu ile konuşmak, mikro dalga fırında yemek pişirmek ya da araba kullanmak modern yaşamın parçalarındandır. Ancak Debbie Bird için bu aktiviteler bir hayal, çünkü cep telefonlarına ve mikro dalga fırınlara alerjisi var. 39 yaşındaki kadın bilgisayarların, cep telefonlarının, mikro dalga fırınların ve hatta bazı arabaların yarattığı elektromanyetik alanlara maruz kaldığında kaşınmaya başlıyor, göz kapakları normal büyüklüklerinin üç katı olacak şekilde şişiyor. Spa merkezi yöneticisi olan Bird elektromanyetik alanlardan uzak evinde sağlıklı yaşamaya özen gösteriyor.
 
 
 
 
alıntı

Çevrimdışı firstanbul

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 600
  • 917
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 600
  • 917
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Nis 2013 20:26:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
En güzeli sütü alıp kendin mayalamak, ben öyle yapıyorum. Hatta sütü bile kutuda almamaya karar verdim. Kaynatıp kullanacağım. Ölen vitaminler varsa ne yapalım , kalan sağlar bizimdir :) Zehirlenmekten iyi.

Ben de bir aydır yoğurdu kendim yapıyorum.Hayvancılığın çok olduğu yerde yaşamanın faydaları..Taze taze sütü alıp yoğurt yapıyorum :)

Ama henüz ev yoğurduna alışamadım..tadı tuhaf geliyor ama alışmaya zorlayacağım kendimi..

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 00:15:39
Bu meyveyi yedikten sonra ilaç almayın!

Greyfurt ile kullanıldığında yan etkileri ortaya çıkaran reçeteli ilaçalrın sayısı üçe katlandı.



2008 ve 2012 yılları arasında Greyfurttüketildiğinde yan etkileri ortaya çıkan reçeteli ilaçların sayısı 17'den 43'e yükseldi.Araştırmacılar, bu süre içinde her yıl greyfurtla sağlık tehlikesi yaratan bir etkileşime giren 5-6 yeni ilacın piyasaya sürüldüğünü söylüyor.

Greyfurtun içinde bulunan ve CYP23A4 olarak tanımlanan bir enzim mide-bağırsak yollarında bazı ilaçlarla etkileşime girerek bu ilaçların ya etkilerini azaltıyor ya da ilaçların kan dolaşımındaki etkisini tehlikeli seviyelere çıkarıyor.

Greyfurtla etkileşime giren ilaçlar arasında kolesterol ve tansiyon düşürücü ilaçlar da var.

Kanada'daki Lawson sağlık Araştırmaları Enstitüsü'nden klinik farmakolog David Bailey, birçok ilaç firmasının, ürünlerinin üzerindeki etiketlere greyfurtla etkileşime ilişkin uyarılar koyduğunu, ancak birçok doktorun bu uyarıların farkında olmadığını söylüyor: "Etiketlerin üzerindeki uyarı bilgilerinin doktorlara erişmesi gerekiyor. Bu şekilde doktorlar ilaçların doğru kullanımını sağlayabilirler."

Greyfurt suyuyla etkileşime girebilecek ilaçların hepsi ağızdan alınıyor. David Bailey, ilaçlar içildikten sonra aktif içeriğin sadece küçük bir kısmının kana karıştığını söylüyor. Ancak uzman, greyfurt tüketilince midede CYP23A4 enzimiyle etkileşim nedeniyle ilaçların etkin maddelerinin seviyesinin tehlikeli boyutlara ulaşabileceğine dikkati çekiyor.
 
 Bailey şunları söylüyor: "Söz konusu olan litrelerce değil sadece normal miktarda tüketilen greyfurt suyu. Ancak yine de kana karışan ilaç miktarı zehirleyici olabilecek seviyeye yükselebiliyor."

Bailey'e göre greyfurt yendikten ya da suyu içildikten uzun süre sonra bile etkileşime giren bazı ilaçlar mide-bağırsak kanaması, solunum durması ve ani ölüme yol açabiliyor.

Uzman, hastaların doktor ya da eczacılarına ilaç kullanırken greyfurt tüketmenin zararlı olup olmayacağını sormalarını tavsiye ediyor.

David Bailey ve ekibinin greyfurt ve ilaç etkileşiminin zararlarıyla ilgili araştırmasının sonuçları Kanada Tıp Derneği'nin dergisinde (Canadian Medical Association Journal) yayınlandı.




haberbuketi.com

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 00:21:37
Aşırı çay tüketimi, kronik ağrılara sebep oluyor


 Demlenmiş çay, florür içeriği en yüksek içecekler arasında yer alıyor. Kemik ve diş gelişimini desteklemek amacıyla içme sularına ve diş macunlarına da eklenen florür mineralinin yeterli miktarda alınması gerektiğini ifade eden Araştırma Görevlisi Dr. Meral Candan, bununla birlikte aşırı çay tüketiminin kemiklerde florür birikimine neden olduğunu söyledi. Bu durumun beraberinde diş kayıplarına ve kronik kemik ağrılarına neden olduğunu belirten Dr. Candan, “Amerika’nın saygın tıp dergilerinden New England Journal of Medicine’da (NEJM) yayınlanan bir rapora göre ABD’de uzun yıllardır sırt, bel ve bacak ağrısı çekmekte olan bir kadının kemiklerinde yüksek oranda florür bulunduğu tespit edildi. 17 yıl boyunca her gün 100′e yakın demlik poşet çay tüketen hasta, çay tüketimini azalttıktan sonra rahatsızlıklarında ciddi oranda azalma tespit edildi.” diye konuştu.
 cihan

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 00:24:45
 Masa başı çalışanlarını bekleyen tehlike  


Uzmanlara göre, masa başı çalışanların her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerekiyor.



 Uzmanlar, masa başı çalışanların gün boyu sabit bir şekilde oturmamaları, her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerektiğini söyledi.
Günümüzde iş hayatında bilgisayar kullanımının artmasıyla kötü ofis ergonomisine bağlı olarak masa başı çalışanlar sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle saatler boyunca masa başında çalışanlarda hareketsizliğe bağlı boyun, sırt ve bel ağrıları ortaya çıktığını belirten maniplasyon uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, zamanla oluşan bu ağrıların gittikçe müzminleşip kişinin tahammül edemeyeceği boyutlara varabildiğini kaydetti. Sabit bir şekilde bilgisayar karşısında oturup çalışanlarda bel ve boyun kaslarının zamanla tembelleştiğini vurgulayan Şahabettinoğlu, "Bu da fıtığa sebebiyet veriyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi omurgada ciddi rahatsızlara yol açabiliyor. Masa başı işi olanların gün boyu sabit bir şekilde oturmamaları, her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerekiyor" dedi.

FITIK TEHLİKESİ

Sürekli aynı pozisyonda bilgisayara bakarak çalışanların boyun egzersizleri yaparak oluşabilecek rahatsızlıklardan kendilerini koruyabileceğini kaydeden Şahabettinoğlu, şöyle devam etti:

"Bu sürekli oturmalar, hareketsizlik sonucunda omurga çevresi kaslarda zayıflamaya ve sonuçta boyunda düzleşme, boyun ve bel fıtıklarına zemin hazırlıyor. Gün içinde hareketsizlikten ve sürekli aynı pozisyonda oturmaktan kaynaklanan ağrılarınız belden bacağa yayılıyorsa bel fıtığı, boyundan kola ve ele yayılan ağrınız mevcutsa boyun fıtığı olabileceğiniz ihtimalini beraberinde getiriyor."

"FITIKTAN KURTARAN ELLER"

Ali Şahabettinoğlu, bu tür rahatsızlıklarda hemen bir fizik tedavi uzmanına başvurulmasını önerdi. Bursa'daki merkezinde maniplasyon (elle tedavi) yöntemi uygulayan Şahabettinoğlu, bu yöntemin çok az sayıda doktor tarafından uygulandığına dikkat çekti. Maniplasyon tedavisinin hafif vakalarda 2-3, orta vakalarda 4-6 ve ileri vakalarda 7-9 seans uygulandığını anlatan Şahabettinoğlu, "Bu tedavi hastalıklı bölgeye birtakım bastırma, germe ve döndürme gibi manevralarla uygulanır. Bu tedavi yöntemi masajla ilgili değildir. Ameliyatın sadece bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedaviyle cevap veremeyen hastalarda, boyun fıtığında ise ellerde kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlarda uygulanır" dedi.

Şahabettinoğlu, maniplasyon tedavisinin bel ve boyun fıtıklarında yüzde 98'lik başarı oranına sahip olduğunu da sözlerine ekledi.


 

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Nis 2013 07:03:02
Maskeli hipertansiyona dikkat
Viva Beyin ve Kalp Sağlığı’ndan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Serdar Fak, hipertansiyon riski taşıyan kişilerin maskeli hipertansiyon açısından da takip edilmesi gerektiğini açıkladı.
Son yıllarda hipertansiyonun yeni bir şekli fark edildiğini, tıbbi toplantılarda da bu yeni hipertansiyon şeklinin sık sık konuşulduğunu açıklayan Viva Beyin ve Kalp Sağlığı’ndan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Serdar Fak, hastanede veya muayenehanede yapılan ölçümlerin normal olmasına karşın günlük hayatta kan basıncının yüksek olması hali yeni bir hipertansiyon çeşidi olarak tanımlandığını belirtti.
GÖZDEN KAÇABİLİYOR
Bu hipertansiyon çeşidinin bu zamana kadar fazla dikkat çekmemesinin nedeninin kişinin kan basıncında muayene sırasında normal sınırlar içinde çıkması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Fak, “Oysa kan basıncını 24 saat boyunca otomatik ölçen Holter cihazlarının yaygın kullanılmasıyla anladık ki, muayene sırasında biz normal olarak ölçsek bile bazı kişilerin günlük faaliyetler sırasında kan basıncı yüksek seyredebiliyor. Doktor muayenesi sırasında kan basıncının normal sınırlarda ölçülüp, Holter tansiyon takibiyle yüksek saptanmasına “maskeli hipertansiyon” adı veriyoruz. Bu durum aslında bir çeşit tuzak, çünkü bu riski taşıyan kişilerin çoğu ne yazık ki gözden kaçıyor” diye konuştu.
KAN BASINCI 24 SAAT TAKİP EDİLMELİ
Maskeli hipertansiyonun kalp krizi başta olmak üzere kalp hastalıkları riskini artırdığının anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Fak, “Bu nedenle günümüzde bu durumu daha erken teşhis etmek ve kalp hastalığı riskini azaltmak için etkili yöntemler üzerinde çalışılıyor. Maskeli hipertansiyon özellikle şeker hastalarında ve ailesinde hipertansiyon olan kişilerde daha sık. Bugün için maskeli hipertansiyonu teşhis etmenin iki yolu var, birinci yol kişinin evinde, işinde kendi kan basıncını düzenli ve sık olarak ölçmesi ve doktora danışması. İkinci yol ise Holter tansiyon cihazı ile 24 saat boyunca kan basıncının otomatik olarak ölçülüp kaydedilmesi. Özellikle şeker hastası olanların ve ailesinde hipertansiyon bulunanların bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmaları gerekiyor” dedi.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.086
  • 32.926
  • 513.086
# 27 Nis 2013 11:53:38
Özel hastanelerin fark ücretine %100'lük zam

Servetlerini Türkiye’ye getirenlerden sınırlı vergi alınmasını öngören torba kanundan, sağlığa ise zam çıktı.

 Tasarının yasalaşmasından sonra özel hastaneye gitmek daha da pahalı olacak. Şu anda özel hastaneler Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenen ücretlerin yüzde 90 fazlasına kadar hastalardan ilave ücret alabiyor. Tasarıyla ise, bu rakam iki katına kadar çıkabiliyor. Bu da özel hastanelerin ücretlerinde yüzde 100’lük artışın yolda olduğu anlamına geliyor.

Bir kattan iki kata çıkıyor

Torba kanunda, sağlık hizmetlerinin fiyatlandırılmasına ilişkin düzenlemeler de yer alıyor. Buna göre artık, sağlık hizmetlerini fiyatlandırma komisyonuna özel sektörden de katılım olacak. Özel hastaneler ile üniversite hastanelerini temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birer üye atayacak. Ancak çoğunluğun kamuda olacağı komisyonda kararlar oy çokluğu ile alınacak ve Resmi Gazete’de yayımlanacak.

Tasarıda özel hastanelerin alabileceği fark ücretleri yeniden düzenleniyor. Bu maddeye göre, özel hastanelere zam yapılması yakın. Şu anda, vakıf üniversiteleri ve özel hastaneler; Sağlık Hizmeteri Fiyatlandırma Komisyonu’nca belirlenen fiyatların bir katına kadar ilave ücret alabiliyor. Bir katına kadar alınacak ilave ücretin tavanını ise bakanlar kurulu belirliyor. Bakanlar kurulu bu yetki çerçevesinde daha önce yüzde 70 olan fark ücretini, yüzde 90’a çıkardı ve kriterleri karşılayan özel hastaneler yüzde 90 fark ücreti almaya başladı. Torba kanunda yapılacak değişiklik ise, bu maddede ‘bir kat’ ifadesinin ‘iki kat’ olarak düzenlenmesini öngörüyor. Bu durumda, bakanlar kurulu özel hastanelerin yüzde 200 fark ücreti almasına karar verebilecek.

Çevrimdışı yasemin_52

  • Uzman Üye
  • *****
  • 563
  • 521
  • 563
  • 521
# 27 Nis 2013 12:42:00
Bir kamu spotunda 182 MHRS gösteriyor ya.Dr boş boş beklerken(!)klinikte,saatine bakıyor 9 olmuş."OO saat 9 olmuş,birazdan Mehmet Bey gelir" deyip alel acele heyecanla hastanın gelmesini bekliyor.Hasta gelince "Hoşgeldiniz Mehmet Bey,biz de sizi bekliyorduk"diyor.
       Ben de burda çocuk hastanesi için randevu sistemini ciddiye alıp tlf.la randevu almıştım.Hemen 9:10u verdiler..AA ne kolaymış dedim.İnternet sitesine baktım ki 2dk aralıklarla randevu veriyorlar.Saatte 30 hasta demek...Ve sabahtan giden sıraya giriyor,sıra sana gelirse ne ala...Ne anladık randevudan...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK