Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.996
  • 228.767
  • 28.996
  • 228.767
# 20 Nis 2013 08:13:23
Aşı Nedir?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri v.b. mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin (toksinler) etkilerinin ortadan kaldırılarak, geliştirilen biyolojik maddelere AŞI denir.
Aşı, insanları hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır.
Vücut bu şekli ile kendisine zarar vermeyen mikrop ya da toksinleri tanır ve onlara karşı bir savunma yöntemi geliştirir. Böylece gerçek mikropla karşılaşıldığında da bu yöntemle savaşır ve kişi hastalığa yakalanmaz. Bu kişi artık o hastalığa karşı bağışıktır. Bağışıklama, aşıyla korunulabilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer almaktadır.
 
Aşı Nasıl Etki Eder?
Aşılar, belirli bir hastalığa yakalanmadan önce kişilere ulaşıp onların bağışıklanmalarını sağlamak amacıyla verilir. Vücutta savunma mekanizmasını uyararak, hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenle karşılaşıldığında onu yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikorlar) oluşmasını sağlarlar. Bu şekilde aşılanan kişi aşılandığı hastalıklara karşı bağışık yani dirençli olur. Oluşan direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu e'.kisi/. kılmak için savaşır.
 
GBP nedir?
GBP'nin (Genişletilmiş Bağışıklama Programı) amacı aşı ile korunulabilir hastalıkların ve bu hastalıklardan kaynaklanan sakatlık ve ölümlerin engellenmesidir. Bu program kapsamında, boğmaca, difteri, tetanoz. kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem çocuk felci, Hepatit-B, Hepatit A, Suçiçeği, Hemofılus influenza tip b'ye bağlı menenjit gibi hastalıklar ile streptokokus pnomoniya'ya bağlı invaziv pnömokokal zatürre gibi hastalıklarınve bu hastalıklardan kaynaklanan bebek ve çocuk ölümlerinin ve sakatlıkların engellenmesi hedeflenmektedir.
Temel amaç; doğan her bebeğin aşı takvimine uygun olarak yukarıda sayılan hastalıklara karşı bağışık kılınmasıdır. Genişletilmiş deyimi ise aşısız veya eksik aşılı bebek ve çocukların tespit edildiği anda aşılanmasının sağlanması ve bu uygulamanın ülke genelinde her yerde eşit olarak yapılması anlamını vurgulamak için kullanılmaktadır.
GBP bilim insanlarından oluşan Bağışıklama Danışma Kurulu'nun (BDK) bilimsel desteği ve önerileri doğrultusunda yürütülmektedir.
 
Aşılar hangi hastalıklardan korur?
DaBT (karma aşı) difteri, boğmaca ve tetanozdan, polio aşısı çocuk felcinden, Hep-B aşısı Hepatit B'ye bağlı B tipi sarılık, siroz ve karaciğer kanserinden, Hib aşısı H, inllucnza tip b'ye bağlı menenjit, zatürre ve orta kulak iltihaplarından, BCG aşısı veremden, KKK (Kızamık-kabakulak-kızamıkçık) aşısı kızamığa bağlı zatürree, orta kulak iltihabı ve SSPE (subakut sklerozan panensefalit) hastalığından,doğumsal kızamıkçık sendroumu ve kabakulaktan, Konjuge Pnömokok aşısı ise zatürree, beyin iltihabıve kan zehirlenmesinden, Hep-A aşısı Hepatit-A ya bağlı A tipi sarılıktan, suçiçeği aşısı suçiçeğihastalığından ve yıllar sonra ona bağlı olarak gelişen Zona'dan korur.
 
Aşılar kaç kez uygulanmalıdır?
Aşılarını uygun sayıda ve uygun aralıklarla almış çocuklar yeterince korunmuş olurlar.
Uygulanan aşılar kişilere özel olan aşı kartına kaydedilmeli, bu aşı kartı ise mutlaka saklanmalıdır,
 
Takvime Yeni Eklenen Aşılar Nelerdir?
2005 yılı sonuna kadar 7 hastalığa (difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, kızamık, hepatit-B,verem) karşı aşılama yapılıyordu.
2006 yılında bütün sağlık kuruluşlarında Hib, Kızamıkçık, Kabakulak aşıları uygulanmaya başlanmıştır. 2008 yılı başından itibaren DaBT-İPA-Hib aşıları tek enjektör içinde uygulanmaya başlanmış böylece bir seferde 5 hastalığa karşı aşılama yapılması sağlanmıştır. Kasım 2008 tarihinden itibaren ise; Mayıs 2008 doğumlu çocuklardan başlamak üzere; konjuge pnömokok aşısı (zatürre aşısı) takvime eklenmiştir. Böylelikle aşı ile koruma sağlanan hastalık sayısı 11’e yükselmiştir. 2010 yılında ise ilköğretim 1. sınıfta uygulanmak üzere aşı takvimine DaDT-İPA (dörtlü karma) aşısı eklenmiş bu şekilde bu yaş grubuna ek bir doz. boğmaca aşısı uygulanmasına başlanmıştır. Nisan 2011 tarihinden itibaren de 7 bileşenli aşı yerine 13 bileşenli zatürre aşısı uygulanmaya başlanmıştır.
Çocukluk dönemi aşı takvimine 2012 yılında hepatit A aşısının 1 Mart 2011'den itibaren doğanlara uygulanmak üzere ve 2013 yılında da suçiçeği aşısının 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren doğanlara uygulanmak üzere takvime eklenmesiyle, aşısı yapılan hastalık sayısı 13'e yükselmiştir.
 
Aşının Zamanında Yapılması Önemli midir?
Aşıların zamanında ve uygun aralıklarla uygulanması çok önemlidir. Ancak aşı takviminde belirtilen aralıklara göre aşıları tamamlanamamış çocuklarda Önceki aşı dozlarının tekrar yapılmasına gerek yoktur. Aradan uzun bir süre geçmiş olsa bile, aşılamaya bırakılan yerden devam edilir, eksik aşılı çocuk saptandığında yaşına uygun olarak aşıları tamamlanır.
 
Aşı Yapılmazsa Ne Olur?
Aşı ile önlenebilir hastalıkların sıklığı artar. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerin oluşturduğu toplumlar, hastalıkların yayılmasına karşı direnç gösterirler. Bu yolla henüz aşılanmamış, aşılanmaya engel oluşturan bir hastalığı olanlar da korunmuş olur.
 
Kimler Aşılanmalıdır?
Bütün çocuklar doğar doğmaz takvime uygun bir şekilde aşılanmaya başlanmalıdır. Aşılar sadece çocuklar için değildir. Birçok erişkin aşıyla kolaylıkla önlenebilen hastalıklar nedeniyle sakat kalmakta ya da ölmektedir. Bu nedenle her genç yetişkin ve yaşlı kimse bağışıklamadan yararlanmalıdır. Bu nedenle .sadece çocuklar değil bağışık olmayan tüm yetişkinler yaşlarına uygun olarak tetanoz, difteri, grip, pnömokok hastalıklarına karşı aşılanmalıdır. Bazı hastalıklar için risk grubunda kabul edilen erişkinler de sağlık kuruluşlarına başvurarak yapılması gereken aşılar konusunda bilgi edinmeli ve aşılanmalıdır. Sağlık personeli de kendi durumlarına uygun olan aşıları olmalıdırlar. Hastalıklar açısından riskli ülkelere seyahat edecekler ise bölgenin özelliğine göre gerekli aşıları yaptırmalıdırlar.
 
Ülkemizde yaşlı nüfusun giderek artmasıyla, kronik hastalıklar da da (kalp, akciğer, böbrek hastalıkları, şeker vb) buna bağlı bir artış meydana gelmekte olup bu durum erişkin bağışıklamasının giderek daha da ön plana çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle erişkinler de kendileri için uygun aşılama şeması konusunda mutlaka bir hekime danışmalıdır,
 
Aşılar Nerede Uygulanır? Aşı Ücretli Midir?
Aşıuygulamaları aile sağlığımerkezlerinde ve hastanelerde yapılmaktadır. Aşı takviminde yer alan aşılar Sağlık Bakanlığı kurum ve kuruluşlarında ücretsiz olarak uygulanmaktadır.
"Grip aşısı, Polisakkarit Pnömokok aşısı ve Hepatit A aşısı SUT (Sağlık Uygulama Tebliği)'da belirtilen risk gruplarına göre sosyal güvenlik kurumlan taralından ödenmektedir"
 
 

Çevrimdışı kraker888

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.245
  • 19.456
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.245
  • 19.456
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2013 08:18:21
‘Nefes izi’ parmak izi yerine kullanılacak

Bilim insanları verilen nefesteki maddelerin kişiye özel olduğunu ve “nefes izi”nin de parmak izi gibi kullanılabileceğini söylüyor.
 
BBC’nin haberine göre, verilen nefeste, vücut kimyasının ürünü olan atıklar bulunuyor. Ancak bu atıkların kişiye haslığı ya da bir başka deyişle eşsizliği ilk kez saptandı.
 
İsviçre’de yapılan araştırmada, nefesin idrar ve kan tahlilleri gibi tanı koymada da kullanılabileceği vurgulanıyor.
 
Araştırmayı yapan ekibin Başkanı Renato Zenobi, “Nefesin şimdiye kadar tanı koymada neden kullanılmadığını anlamıyorum. Geleneksel Çin tıbbında, nabzınıza, dilinize ve nefesinizin kokusuna bakarlar. Kanseri büyük bir başarı oranıyla koklayabilen köpekler var. Ama köpekler size nefesinizde hangi maddelerin olduğunu söyleyemez” dedi.

Daha önce yapılan çalışmalarda, akciğer enfeksiyonlarına yol açan bakterilerin türü, hatta mide kanserinin bile nefesten anlaşılabileceği belirlenmişti.

Ancak nefesteki maddelerin kişiye has olup olmadığı, gerçek ve her defasında tekrarlanan bir ‘nefes izi’ olup olmadığı bilinmiyordu.

Profesör Zenobi, “Zamanla değişmeyen temel bir işaret olmalı. Eğer bu gün içinde ya da kahve ya da sigara içtikten sonra değişiyorsa, hiçbir değeri olmaz” diyor.
 
Araştırma ekibi, dokuz iş günü boyunca 11 gönüllüden dört farklı zamanda nefes örneği aldı.
 
Daha sonra bu örnekler, nefesteki kimyasal bileşenlerin kütlelerini ölçen spektrometre adlı bir cihaza konuldu.
 
Bu kütlelerden su buharı ve karbondioksit gibi bazılarının tüm deneklerde aynı olduğu görülürken, bazılarının kişiye özel olduğu ve deney sürecince değişmediği tespit edildi.



 




 






Çevrimdışı kraker888

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.245
  • 19.456
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.245
  • 19.456
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2013 08:22:46
      BADEM TÜKET SAĞLIKLI KAL
İngiltere’de bulunan East Anglia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre C ve E vitamini ve selenyum içeren badem, fındık, yumurta, yağ ve tohum …
 
İngiltere’de bulunan East Anglia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre C ve E vitamini ve selenyum içeren badem, fındık, yumurta, yağ ve tohum gibi maddeleri daha çok tüketen insanlar daha sağlıklı oluyor.
 
Bu vitaminler pankreas kanserine karşı antioksidan görevi görüyor ve kansere yakalanma riskini yüzde 67 oranında azaltıyor

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2013 08:42:53
SİGARA İÇERKEN ATILAN ADIMLAR KRİZİ TETİKLİYOR

Sigaranın sindirim ve kalp sistemi olmak üzere birçok uzvu olumsuz yönde etkilediğini belirten uzmanlar, “Spor yaparken veya yürüyüş sırasında içilen sigara, oksijen ihtiyacının maksimum düzeyde olmasından dolayı risk oluşturuyor. Sigara dumanı, ağız, dil, boğaz, yemek borusu, nefes boruları, akciğer, mide ve kalbe doğrudan ulaşıyor. Bu yüzden yürüyüş esnasında sigara içilmesi kalp ve diğer organlar için tehlikeye yol açar” ifadelerini kullandılar.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2013 16:18:12
Stresten uzak duralım yoksa !

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Nis 2013 07:37:50
.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Nis 2013 06:28:29
GDO    Dünya genelinde Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) en çok 4 üründe kullanılıyor. Mısır, soya, pamuk ve kanola. Mersin Limanı'nda geçtiğimiz günlerde ele geçirilen ve GDO'lu olduğu iddia edilen 21 ton ithal pirinç gündemdeki yerini koruyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, GDO'nun çeltiğe bulaştığını belirterek, "Bu durum, pirinç GDO'lu anlamına gelme...z" demişti.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, konuyla ilgili NTV'ye yaptığı açıklamada, ABD, Japonya, Çin ve İran'ın pirincin genetiğini değiştirdiğini söyledi.

GDO NEDİR?
Bilimadamları 25 yıl önce, genleri DNA'dan ayırarak başka bir canlıya yerleştirebilceklerini keşfettiler.

Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.423
  • 126.360
  • 5.423
  • 126.360
# 22 Nis 2013 11:03:12
  Kutulu içeceklere dikkat!!!!Lütfen Dikkat!

Bir aile kutu içecekleri ile birlikte pikniğe giderler. Aile üyelerinden ikisi Pazartesi günü hastaneye kaldırılır ve yoğun bakım ünitesine alınır. Ve Çarşamba günü aile üyelerinden biri ölür.

Otopsi sonuçlarına göre ölüm sebebi leptospiroz'dır. Sebep olan bakteri tenekenin üzerinde yaşamaktadır ve içecek bardak kullanılmadan içilmiştir. Test sonuçları bakterinin tenekenin üzerine kurumuş fare idrarından bulaştığını ortaya koymuştur. Bildiğiniz gibi bu kutular depolarda saklanıyor ve genellikle hiç bir temizlik yapılmadan perakende olarak satışa sunuluyor.

Yapılan bir çalışma içecek kutularının üzerinin umumi tuvaletlerden daha kirli olduğunu ortaya koymuştur. (daha fazla mikrop ve bakteri yaşıyor) Bu nedenle kutulu içecekleri içmeden önce mutlaka yıkayın..

Çevrimdışı teachergokce

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.262
  • 24.478
  • Müdür Yardımcısı
  • 5.262
  • 24.478
  • Müdür Yardımcısı
# 22 Nis 2013 11:22:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Kutulu içeceklere dikkat!!!!Lütfen Dikkat!

Bir aile kutu içecekleri ile birlikte pikniğe giderler. Aile üyelerinden ikisi Pazartesi günü hastaneye kaldırılır ve yoğun bakım ünitesine alınır. Ve Çarşamba günü aile üyelerinden biri ölür.

Otopsi sonuçlarına göre ölüm sebebi leptospiroz'dır. Sebep olan bakteri tenekenin üzerinde yaşamaktadır ve içecek bardak kullanılmadan içilmiştir. Test sonuçları bakterinin tenekenin üzerine kurumuş fare idrarından bulaştığını ortaya koymuştur. Bildiğiniz gibi bu kutular depolarda saklanıyor ve genellikle hiç bir temizlik yapılmadan perakende olarak satışa sunuluyor.

Yapılan bir çalışma içecek kutularının üzerinin umumi tuvaletlerden daha kirli olduğunu ortaya koymuştur. (daha fazla mikrop ve bakteri yaşıyor) Bu nedenle kutulu içecekleri içmeden önce mutlaka yıkayın..

AMAN ALLAHIMMMMMMMM

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Nis 2013 13:36:42
38fatma,munzeviçığlık ve duyguaydın öğretmenlerim ellerinize ve emeklerinize sağlık.---6---engeli

Çevrimdışı mehmete6

  • B Grubu
  • 56
  • 206
  • 56
  • 206
# 22 Nis 2013 15:12:17
İŞLENMİŞ ETLERE DİKKAT!
Dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olan kolon kanserinden korunmanın en etkili yolu: sebze – meyve ve posalı yiyecekler, özellikle, brokoli ve karnabahar tüketmek ve kullanılmasında bir engel yoksa aspirin içmek. Haftalık kırmızı et tüketiminin 500 gramı geçmemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Orhan Şencan “Kırmızı et tüketiminin fazla olması bazı hastalıkları tetikleyebilir. Kırmızı et ve özellikle işlenmiş et ürünlerinin (sucuk, pastırma, salam, sosis vb.) tüketiminin barsak ve rektum kanseri riskini arttırdığın dair bilimsel çalışmalar var. Ayrıca ızgara ve kızartma yiyecekler tüm sindirim sistemi kanserleri için riski artırmaktadır” şeklinde bilgi verdi.

Çevrimdışı yasemin_52

  • Uzman Üye
  • *****
  • 563
  • 521
  • 563
  • 521
# 22 Nis 2013 15:24:20
Sinüzit için ot-çöp ne önerirsiniz?(Antibiyotik kullanmak istemiyorum)Havası kupkuru bir şehirde sinüzitimi nüksettirmeyi başardım...

Çevrimdışı sevgiuğur

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.664
  • 2.401
  • 1.664
  • 2.401
# 22 Nis 2013 15:28:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sinüzit için ot-çöp ne önerirsiniz?(Antibiyotik kullanmak istemiyorum)Havası kupkuru bir şehirde sinüzitimi nüksettirmeyi başardım...
adaçayı içmelisiniz.okyanus suyu çok ii geliyorr .papatya buğusuda işe yarıyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Nis 2013 06:55:17
DONDURMA NASIL YENMELİ?
Prof. Tabak, bu mevsimde çocukların dondurmayı ağızda tutarak ve eriterek yemelerinin hastalıkların önüne geçmede en etkili yol olacağını belirtiyor. Yoğun alerji yaşayan ve çok sık hasta olan bir çocuğun okul ve enfeksiyon dönemi bitmeden dondurma yememesini öneriyor.

SÜTLÜ DEĞİL, MEYVELİ DONDURMAYI TERCİH EDİN
Alerjik astımı olan çocukların % 80’in de reflü görüldüğünü belirten Prof. Dr. Yonca Tabak; reflü sorunu yaşayan çocuklarda fark edilmeyen gizli süt hassasiyetinin olabileceğine dikkat çekiyor. Tabak, süt hassasiyetinin gerek alerjik mekanizmalarda gerekse gıda intoleransı mekanizmalarında sorun yaratabileceğini belirterek, bu durumda dondurma tercihinin sütlüden yana değil, meyveliden yana kullanılması gerektiğini belirtiyor.

Tabak, çok masum bir sütlü yaz tatlısı olarak görülen dondurmanın alerjik çocuklar tarafından bilinçli tüketilmesi gerektiğini belirterek, her alerjik çocuğun kendi içinde özel olduğunu ve kendine özgü beslenmesinin esas alınmasının önemli olduğunu sözlerine ekliyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Nis 2013 08:06:42
 KIZARTMA YAĞI KAÇ KERE KULLANILMALI                                               Uzmanlar, kansere yakalanmamak için kızartmadan uzak durulmasını ve kızartma yağının 3'den fazla kullanılmamasını önerdi.
Kanser yapıcı maddelerin önemli bölümünün hazır alındığı gıdalardaki katkı maddelerinden bir bölümünün ise, evlerde uygulanan yanlış besin hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinden kaynaklandığı belirtildi.
Diyetisyen Tuğba Özsoy, kanser riskini arttıran besinlerin başında kızartılanlar, tuzlanmış, tütsülenmiş, nitrit ve nitrat eklenenler, ateşe çok yakın pişirilen kebapların geldiğini söyledi. Özsoy, şöyle dedi:
"Ayrıca un, pirinç gibi besinlerin aşırı şekilde saflaştırılması, kanserden koruyucu maddelerin kaybına neden olur. Etin çok yüksek sıcaklıktaki ızgara üzerinde veya aleve çok yakın tutularak pişirilmesi sırasında kanserojen maddeler oluşabilir.
Etin hafif sıcaklıkta ve alevden uzak tutularak pişirilmesi ile kanserojen maddelerin oluşumu en aza indirilebilir. Kızartmalar sırasında yağların yapısında bir takım değişiklikler oluşur. Kızartma yağlarının tekrar tekrar kullanılması kanserojen maddeler oluşumunu arttırır.
Bu nedenle kızartmaya beslenmemizde çok fazla yer vermemeliyiz ve kızartma yağlarını 3 defadan fazla kullanmamalıyız. Az miktarlarda kabuklu yemişler tüketmek bize kanser önleyici maddeleri sağlar.
Her ün çiğ ve pişmiş sebzeleri öğünlerimizde bulundurmalı, 3-4 porsiyon mevsim meyvesi tüketmeliyiz. Rafine tahıllar ve saf şeker yerine tam taneli tahıllar tercih etmeliyiz.
Özellikle yağ içeriği yüksek ve işlenmiş et tüketimi sınırlandırmalı, kızartma, kavurma gibi yöntemler kullanmamalı bunun yerine haşlama, ızgara, fırınlama gibi yöntemler kullanarak etleri daha sağlıklı yöntemlerle pişirmeliyiz

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK