Üslübumda ne gibi bir kabalık gördünüz anlayadım öğretmenim.Sadece İlkokul tekrar beş sene olmalı başlığı altında yüksek lisans ne alaka diye sordum.Ayrıca yazdıklarınızdan sıkılmamı söylemem bir eleştiridir kabalık değil.
sizin fikirleriniz sizi bağlar.kabul etmek yada reddetmek benimsemek ya da benimsememek kişinin özgür iradesine bağlıdır.benim derdim ne paradır ne de iyi bir okulda çalışmaktır.ama bu da şu anlama gelmesin öğretmenim tuzun kuruda ondan böyle söylüyorsun.hayır tam tersine 15 yıl istanbul'da çalıştıktan sonra son 2 yıldır memleketimin ücra bir köşesinde eşimden ve çocuklarımdan ayrı bir yerde köy okulunda sınıf öğretmeliği yapıyorum.adı müdür yetkili işimin ama temizliği ben yapıyorum.okulun kaloriferini ben yakıyorum.köylü yüzümüze bile bakmıyor.geldiğimde okulun yüzde 30 u okuma biliyordu şimdi ise yüzde yüzü biliyor.tabii bu özel bir yorumdu.geneline gelirsek konunun ülkemizde çok büyük eğitim sorunları var bunların başında ise şunlar geliyor:Eğitimde başarısız olmamız ve çağdaş ülkelere göre sınıfta kalmamız içimi acıtıyor. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) 65 ülke öğrenci başarılarıyla ilgili düzenlediği raporda, matematik, fen, okuma-anlama becerileri düzeyinde Türk öğrencilerinin ortalamanın çok gerisinde kaldıkları açıklandı. 65 ülkeden, 15 yaşındaki 510 bin öğrencinin matematik, okuma becerileri ve fen bilimleri alanında küçük gelişmeler olduğu görülüyor.Özellikle matematik öğretiminde ciddi sıkıntılar olduğunu ve ülkemizdeki öğretmen eğitimi çalışmalarının nitelikli olmaması dikkat çekicidir dedi. Öğretmen eğitiminde devlet politikasında önceliğin nitelikli öğretmen yetiştirmek olmasını öneriyor. Eğitimde, sistemin yapısal değişikliğinde, nicelik kavramının bir yana bırakılarak nitelikli öğretmen yetiştirilmesi başarının gerçekleşmesinde etken olacaktır. Çünkü eğitimin öznesi öğretmendir. Eğiten, öğreten öğretmendir. Gençlerimize öğrenmeyi doğrudan öğretecek olan öğretmeni çok iyi ve donanımlı yetiştirmek kaçınılmazdır. Eğitimin niteliğine yapılan yatırımın karşılığı başarılı nesillerin yetiştirilmesi olacaktır. Türkiyenin 10 yıl önce matematik ortalaması 423 iken komşu ülkelerimiz İsrail, Yunanistan, Sırbistan ve Hırvatistanın gerisindeydi. Bugün daha da gerilerde oluşumuz, eğitim ve öğretmen politikamızın içerik olarak yetersiz oluşundandır. 2013te matematik puanının 448e yükseltilmesi ile ancak 42. sırada yani sondan üçüncülüğe ulaşabilmişiz. Matematikteki başarısızlığın yanı sıra okuma yazma alanında da hızlı bir yavaşlama dikkatleri çekiyor. OECD ortalamasının altında yazılıyor olmamız, küçük artışlarla avunmamız ne kadar acıdır. Kalkınmış ülkeler, gelişkinliklerini eğitime verdikleri öncelikle sağlıyorlar. Uzakdoğuda yeni bir Çin efsanesi bu kez eğitim konusunda doğuyor. Ülkemizde fen alanında eğitimdeki başarımız, kalkınmış ülkelerin bir yıl gerisinde olduğu çok üzücü bir sonuçtur.