İlkokul Tekrar 5 Sene Olmalı

Başarılı bir öğrenme ortamının oluşturulmasında , çocuğun okulu ve dersleri sevmesinde,  öğretmenlerin ,özellikle ilköğretim okulu öğretmenlerinin etkisi büyüktür. Bu dönemde okulu ve dersleri sevmeyen öğrenci ilerdeki öğrenim hayatında da okumayı ve dersleri sevmemekte, bu da öğrencinin öğrenim hayatının başarısız geçmesine neden olmaktadır.
   Bir şeyi öğretmeye başlamadan önce, çocuğun o konuyu öğrenmesi için merak uyandırıp öğrenme isteğini artırmak gerekir.
   Bunun için öğretmen, öncelikle mesleğini sevmelidir. Öğrencilerini bireysel özellikleriyle tanıyarak onlara  seslene bilmeli, sağlıklı bir ilişki, yakın bir dostluk ortamı oluşturmaktır.  Her hangi bir sorun ya da gerginliği olan öğrenci öncelikle karşısında sevecen bir yaklaşım içinde, kendisini anlayan ve dinleyen bir öğretmen arar. Her hangi bir başarısı sebebiyle sınıf içinde çocuğun gururunu okşayan bir söz, onu olumlu bir şekilde etkileyen önemli bir mükafat yerine geçer ve çocuğun ders başarısını olduğu kadar, sınıf içindeki durumunu da etkiler.

Bildiğim ve gördüğüm şu: Gelecekte (fazla değil 3-5 yıl sonra) en çok psikiyatristler ve psikologlar kazanacak.
Din sosuyla korumaya alınmış sistem ancak, bu mesleklere müşteri yetiştirir.
Dolayısıyla bu durumda ilkokulun 5 yıl, 3yıl, 10 yıl vs olması bir şeyi değiştirmez.

Ortaokula gidince çocukların sadece okul forması değişmiyor. ruhsal ve duygusal açıdan çocuk boşluğa düşüyor. veli sınıf öğretmeniyle kurduğu iletişimi branş öğretmeniyle kuramıyor. Çocuk derslere ilgisi yoksa sahipsiz kalıyor. sevgi ihtiyacı öğrencinin ortaokulda yeterince karşılanmıyor.

eğitim öğretim işi,bu işi bilen kimselere bırakılmalı,siyasi gözle bakılmamalı,çok yakında büyük bir yıkım bekleniyor...
umalım en az zararla çıkarız...

Bence de beş yıl olmalı çocukların pedagojik ve fiziksel gelişimleri açısından uygun olan budur .Birde beş ve beş buçuk  yaşlarda ilk mezunu bu sene vereceğiz bu çocuklar müfredat ağır geldi zeka sorunları yok ama yaş olgunluğu nedeniyle sınıfın en gerisindeler yazık oldu çocuklara yazık.

okula başlamak için gerekli olan olgunluk yaşı gelmemişse çocuk okula başlatılmaz.ama gel gör ki biz de siyasi kaygılar sonucu son yıllarda çocuklar 5 yaşında okula gelmeye başladılar,çocuk yaşının gerektiği davranışları yapamıyor.örneğin sınıftaki takvim yaşı tam olanlar,eldeli toplamayı ve onluk bozarak çıkarma işlemini çabukça kavrarken 5 yaşında başlayanlar,hadi oyun hamuruyla oynayalım diyorlar...

İlkokul 5 yıla çıkarken ortaokula geçiş sınavı yapılmalı başarılı öğrenciler fen ortaokulu Anadolu ortaokulu gibi türlere sahip ortaokullara yerleştirilmeli. İlkokul sınıflar her iki dönemin sonunda Türkiye geneli sınavlara girmelidir. Ayrıca okula yeni başlayacak sınıflar günde 25 dakikalık 3 derslik süreçlerle 1 ay erken açılmalıdır.

Sonuçta varilan nokta sudur ki; egitim politikalarinin okullarda temel amaç
olan ögrenci basarisi üzerinde olumlu etkileri, bu politikalarin, bunlardan
dogrudan etkilenen kesimi olusturan ögretmenlerin ve ögrencilerin ne derece
yararina olduguna baglidir. Bu da, ögretmenin yetistirilmesinde yeni
düzenlemeler yapilirken, geçmis uygulamalarin sonuçlarinin gözden
geçirilmesi gerektiginin yani sira, baska ülkelerden örnek uygulamalari
dogrudan kopyalamak yerine, Türkiye'nin ihtiyaçlarini da göz önünde
bulunduran programlarin yasama geçirilmesiyle gerçeklesecektir

1.sinifa  yeni baslayan bir ogrenci okul kulturune uyum saglayip zamanla okuyup  gelisim evrelerini yasarken bunun icin sabir eden ve gayret gosteren sinif ogretmeni cocugun gelisiminin en onemli evresi olan 5.sinifta onun gelisiminde yer almadigi zaman iflas etmis bir is adaminin durumuna dusuyor cocuk.bence aile hekimligi gibi aile ogretmeni uygulamasi da baslatilmalidir.burada sinif ogretmenleri cocugu yuksek ogretime gecene kadar takip etmeli ve yonlendirmelidir.bakiniz nasil basari artacak

1.sinifa  yeni baslayan bir ogrenci okul kulturune uyum saglayip zamanla okuyup  gelisim evrelerini yasarken bunun icin sabir eden ve gayret gosteren sinif ogretmeni cocugun gelisiminin en onemli evresi olan 5.sinifta onun gelisiminde yer almadigi zaman iflas etmis bir is adaminin durumuna dusuyor cocuk.bence aile hekimligi gibi aile ogretmeni uygulamasi da baslatilmalidir.burada sinif ogretmenleri cocugu yuksek ogretime gecene kadar takip etmeli ve yonlendirmelidir.bakiniz nasil basari artacak

Sayın öğretmenim yazdıklarınızda çelişki görmyor musunuz? Daha önce Öğretmenlerin yer değiştirme hakkının 2 yıldan fazla olmaması gerektiğini yazıyordunuz.Şimdi ise öğretmenin öğrencisini 5.sınıfa kadar bırakmaması gerektiğini yazıyorsunuz.Hangi düşünce size yakın anlayamadım.Eğer tam gelişme çağında sınıf öğretmeninöğrencisinin yanında olması gerektiğini düşünüyorsanız o halde il içi ya da il dışı yer değiştirmelerin de en az 5 yılda bir olmasını savunmanız gereklidir.

Sayın öğretmenim yazdıklarınızda çelişki görmyor musunuz? Daha önce Öğretmenlerin yer değiştirme hakkının 2 yıldan fazla olmaması gerektiğini yazıyordunuz.Şimdi ise öğretmenin öğrencisini 5.sınıfa kadar bırakmaması gerektiğini yazıyorsunuz.Hangi düşünce size yakın anlayamadım.Eğer tam gelişme çağında sınıf öğretmeninöğrencisinin yanında olması gerektiğini düşünüyorsanız o halde il içi ya da il dışı yer değiştirmelerin de en az 5 yılda bir olmasını savunmanız gereklidir.

sayın hocam sınıf öğretmeni bir kişiden ibaret değildir.sınıf öğretmeni bir meslek sahibidir.aile hekimi de yer değiştirebilir.2 yıl bile dağ köyünde  görev yapan öğretmen için uzun süredir.hiç hayatında çalışmayanlarda bu köylerde çalışmalıdır.ilkokul 5 sene olsaydı şimdi ortaokullarda da sorun olmazdı.yatılı okula giden 5.sınıf öğrencileri gitmek istemiyorlar.hapse düşmüş gibi bir psikoloji içindeler ama birileri demagoji peşinde kim çocukları düşünüyor ki?...

anket.meb.gov.tr   de el yazısına devam edilip edilmemesi ile ilgili anket var. Son 9 gün . Aynı sayfa bizi MEBBİS' e yönlendiriyor. Arkadaşlar lütfen dolduralım. Eğri büğrü harfleri öğretene kadar ne çekiyoruz.

kesinlikle

  Yazık oluyor çocuklarımıza. Seneye 9 yaşında ortaokula gitmek üzere öğrenci mezun edeceğim. Bu çocukların daha ilkokul sıralarında olması gerekiyorken ortaokul gibi ağır bir müfredatın verildiği bir sisteme  geçirmek bir kıyımdan ibarettir. Siyasi irade bu yanlışı anlayıp bu yanlıştan dönecek ama bu nesil  için çok geç olacak.

Başarılı bir öğrenme ortamının oluşturulmasında , çocuğun okulu ve dersleri sevmesinde,  öğretmenlerin ,özellikle ilköğretim okulu öğretmenlerinin etkisi büyüktür. Bu dönemde okulu ve dersleri sevmeyen öğrenci ilerdeki öğrenim hayatında da okumayı ve dersleri sevmemekte, bu da öğrencinin öğrenim hayatının başarısız geçmesine neden olmaktadır.
   Bir şeyi öğretmeye başlamadan önce, çocuğun o konuyu öğrenmesi için merak uyandırıp öğrenme isteğini artırmak gerekir.
   Bunun için öğretmen, öncelikle mesleğini sevmelidir. Öğrencilerini bireysel özellikleriyle tanıyarak onlara  seslene bilmeli, sağlıklı bir ilişki, yakın bir dostluk ortamı oluşturmaktır.  Her hangi bir sorun ya da gerginliği olan öğrenci öncelikle karşısında sevecen bir yaklaşım içinde, kendisini anlayan ve dinleyen bir öğretmen arar. Her hangi bir başarısı sebebiyle sınıf içinde çocuğun gururunu okşayan bir söz, onu olumlu bir şekilde etkileyen önemli bir mükafat yerine geçer ve çocuğun ders başarısını olduğu kadar, sınıf içindeki durumunu da etkiler.