Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

İçinden ağlamak gelirse ağla.
Erkek adam ağlamaz diyenlere aldırmadan.
İçinden nara atmak gelirsek haykır.
Ama kimseye saldırmadan.
İçinden espri yapmak gelirse yap.
Bizi günaha daldırmadan.
Kurallar var dostum unutma.
İçinden geleni yap ama kandırmadan.
 

'Tanrının  kutsal  Anahtarının, Tanrının  kutsal  kapısını  açmasıyla, Tanrının  temsilcisi  ve  armağanı  olarak  geldi  dünyaya insan...'

                      MUCİZE

Hepimiz  bir anahtarla bir kapıdan  girdik  bu  güzelim  dünyaya,
 Bir kapı  bir  anahtar
 Çıkış  aramayın  
 Bir  kapı  bir  anahtar
  Başka giriş_ çıkış  yok
   Bir  kapı  bir  anahtar
 Ancak  anahtar  olmak  var kapılardan girecekler  için;
  Ancak  kapı  olmak var  kapılardan çıkacaklar  için;
  Bir  kapıya  bir  anahtar
  Sonra
  Bir  anahtara  bir  kapı
  Sonra  çok  zor  olsa da  baki  kalacak  misafirlerle  ölümsüz  yaşamak var  
  Yaşamak  bir ağaç gibi  tek ve  hür;
   Yaşamak  bir  Pinokyo misali masal ve  gerçek;
  Ne  anladığınıza  bağlı  yaşamaktan  
  Varlığınıza  yer  bulmanız mümkün  değil
  Ya  kapısın  
  Ya  anahtar
    Masal  ve gerçek misali..
 Mucizelere  açın gözlerinizi!
 Mucizelere kapatmayın  yüreğinizi!
 
              

Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın




Geçmez mi sandın sevmenin vaktini
Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın
Kurmadın bir güle gönül saatini
Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın


At gibi dörtnala koştu yılların
Şimdi iki yana düştü ellerin
Pişmanlık etse de bugün dillerin
Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın


Zaman saçlarına aklar düşürmüş
Efkar ateşinde seni pişirmiş
İnsan en çok yalnızlıkta üşürmüş
Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın


Yalvarıp yakarmak boşadır şimdi
Dinlemedin sana hep söyledimdi
Sana ağırdan al diyenler kimdi
Kalbim sevmeye büsbütün  geç kaldın

hani sevdim, geç kaldım derler ya
işte aynen öyle sevdim geç kaldım sana
böyle yanıp kavrulduğuma bakma
alışır insan inan her vurguna

başım alıp gidesim var ama
koymuyor ,bırakmıyor ardım sııra
bilmem nasıl yaşarım bu yangınla
ama dedim ya insan alışır yangına da,vurgına da...

şimdi aklımdan geçenleri yazdım bu arada:):)ama baya kafiyeli oldu valla:)

az önce "çocuğunuzun öğretmen olmasını ister misiniz?" sorusunun ilhamıyla yazdım bu şiiri burda da paylaşmak istedim. Dikkatlerinize...

öğretmen olsun ama
bu haklarla değil
öğretmen olsun ama
bu yönetmeliklerle değil
öğretmen olsun ama
öğretmenliğin işsizler ordusunu oluşturduğunu
bilmesin sakın
öğretmen olsun ama
öğretmenlerin geçim  derdinden ikinci bir iş yapmak zorunda olduğunu bilmesin sakın

öğretmen olsun ama kaleme and edilen
bir çağın öğretmeni olsun
(babil76)

muhabbetle

gittin ya başlar   hüzün saatleri
ateş  yanar yüreğimin  ucunda
kesilir nefesi titrer kanatları
bir kuş ölür gecenin  avucunda


hasret değer  başı yüce  dağlara
bülbül susar  hüzün yağar  bağlara
kaçamaz tutulur kalır  ağlara
bir kuş ölür gecenin  avucunda


kimi düşürmedi ki hasret derde
sevip de hasret çekmeyen kul nerde
gecenin inceldiği tenha yerde
bir kuş ölür gecenin  avucunda

Göz aşk mekanı ,aşk yeridir
Sevda ak  yüreklerin teridir
Daha ne söyleyip ne diyeyim
Yokluğun beterin beteridir


Sen olmasan ben  nere sığarım
Dert üstüne dertler yığarım
Sert eser yüreğime  rüzgarım
Yokluğun beterin beteridir


Hüküm sensizliğe müebbet olmuş
Gözler yoluna nöbet nöbet olmuş
Ölmek ezel olmuş ebet olmuş
Yokluğun beterin beteridir

kalbimde  göz  izidir sevda



aşkla döner çevrilir dünya
yaşanır cennetten bir rüya
yarin o gözlerinden düşmüş
süreyya yıldızıdır sevda


hangi duygu geçer yerine
yandım  bakınca gözlerine
saplanmış kalmış da derine
kalbimde  göz  izidir sevda


Ferhat’ı dağ delmeye  salan
Mecnun’dan bir armağan kalan
rengini gözlerinden alan
mavi bir gökyüzüdür sevda


aşkla döner çevrilir dünya
yaşanır cennetten bir rüya
yarin o gözlerinden düşmüş
süreyya yıldızıdır sevda

Sana yanlızlığımı anlatmak istedim bugün
Dinlemez oludu o an gözlerin
Yalnız geceleri hatırlarcasına kaçmak istedim
Gözlerinin içinde kaybolurcasına
Ama sen inadına ve yine bende değildin.

Esmedi bahtıma sıcak  bir rüzgar
Hep ayazları  vurdu  hep yağdı kar
Bir demini yaşamadım dünyanın
Her  günüm gamlıydı  her günüm efkar


Tutunduğum bütün dallar kırıktı
Yaram kapanmadan kötüsü çıktı
Sevda değil  beni hasretler  yıktı
Her  günüm gamlıydı  her günüm efkar


Kovamadım başımdan çileli günü
Bir gün kahır yaşadım bir gün hüznü
Kimse  görmedi benim gördüğümü
Her  günüm gamlıydı  her günüm efkar


Esmedi bahtıma sıcak  bir rüzgar
Hep ayazları  vurdu  hep yağdı kar
Bir demini yaşamadım dünyanın
Her  günüm gamlıydı  her günüm efkar

Adını her anımda anasım var
Doymadım aşka daha kanasım var
İstemem esmesin serin rüzgarlar
Ateş denizlerinde yanasım var


Sarı bir ay  düşer gelen eylülden
Şekvası  mı olur bülbülün gülden
Yaksa da içimi içten gönülden
Yarin sözlerine  aldanasım var


Yaşar mıyım aşkı şahane gibi
Vuslatı uzatman  bahane gibi
Etrafında uçup pervane gibi
Yanıncaya kadar dolanasım var


Adını her anımda anasım var
Doymadım aşka daha kanasım var
İstemem esmesin serin rüzgarlar
Ateş denizlerinde yanasım var

Bu şiiri doğuda çalıştığım zaman  kız öğrencilerime yazmıştım. şimdi ajandamı okurken gördüm sizinle paylaşmak istedim.

Halime, Meryem ve daha nicesine....

              
Zor şartlar altında bile gülen yüzleriniz
Karşılıksız sevginiz, gülen gözleriniz
Sen çok güzelsin öğretmenim demeniz
Nasıl utandırıyor beni, şikayet edemiyorum hayata
Pamuk toplamaktan kararmış,
Utanarak sakladığınız elleriniz
Sevgi sunuyor tüm insanlığa
Aslında hiçbirşey yapamıyorum
Affedin kızlar beni, herşey sınırlı hayatınızda
Keşke değiştirebilseydim kaderlerinizi
Gülseydiniz korkusuzca
Ağlayarak uyanmasaydınız hayallerinizden
Neler neler yapabilmeliydim oysa.....

Begüm öğretmenim teşekkürler. Öğrenciler için kalemi kağıda vurmak bile başlı başına takdire şayan bir olay.

Ben de köy öğretmenleri için yazmıştım;

MÜFETTİŞ GÖZLÜĞÜ
 
Okuluna vardım ayaklar çamur,
Bulunduğu köy İran’a sınır,
Görse beni bin metreden tanır,
Canım köy öğretmenim benim.

Sınıfına girdim kalktı ayağa,
Fena alıştırmış çocukları dayağa,
Yer göster hocam dedim ağaya,
Canım köy öğretmenim benim.

Baktım köşede duruyor tezek,
Gel hele dedim biraz gezek,
Köye bahar ne zaman gelecek,
Canım köy öğretmenim benim. 

Hani dedim günlük plan,
Yaptım evde kaldı falan,
Yok mu dedim hiç okuyan,
Canım köy öğretmenim benim.

Nerde hoca çayın çorban,
Avuttun bizi poğaçaynan,
Bulunmaz mı hatrını soran,
Canım köy öğretmenim benim.

Tuttum tutanağı ayrıldım köyden,
Altmışı da verdim yüz üzerinden,
Arkamdan el salladı kederinden,
Canım köy öğretmenim benim.

Gençliğime döndüm araba içinde,
Ne fırtınalar koptu bilsen içimde,
İlmi bulmak lazım olsa da Çin’de,
Canım köy öğretmenim benim.

Sivilceyi yara yapmaktan kaçınmadın
Küstürdün sonunda övünebilirsin
Öyle kurşun  sözlerle kırdın ki beni
Sensiz kaldım işte sevinebilirsin


Ayrılmak geçmezdi aklımın ucundan
Mutluluk içmek varken el avucundan
Beraatım yok mudur sevmek suçundan
Sensiz kaldım işte  sevinebilirsin


İnsan  bir canı  candan sevdi mi bir kere
Koyamaz artık sevdiğini gökle yere
Sen  halimi söyleyip gayrı  yad ellere
Sensiz kaldım işte sevinebilirsin


Ayrılmak geçmezdi aklımın ucundan
Mutluluk içmek varken el avucundan
Beraatım yok mudur sevmek suçundan
Sensiz kaldım işte  sevinebilirsin

Eylül yaprak yaprak  konar  günlere
Açar gözlerinde hüznün alası
Sığmaz  bulvarlara  ve  meydanlara
Kaçar şehirden  sevda müptelası


Çekmesi zor derdin pek yaman gibi
Çare  olur mu  acep zaman gibi
Yaralanmış bir köz bir duman gibi
Uçar göklere sevda müptelası


Gece kalbine  sinsice   girince
Bir bıçak yarası gibi derince
Buluttan ince  bir  yağmur inince
Geçer kendinden sevda müptelası


Vuslat ulaşılmaz  bir güneş olsa
Çile nehirleri kalbine dolsa
Bin kere yeniden dünyaya gelse
Seçer hasreti sevda müptelası


Eylül yaprak yaprak  konar  günlere
Açar gözlerinde hüznün alası
Sığmaz  bulvarlara  ve  meydanlara
Kaçar şehirden  sevda müptelası