Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Yüreğine sağlık güzel öğretmenim.

Teşekkür ederim canım öğretmenim...

Tekrarı yok günlerin sevdaların
Sevdin veya sevilmedin...
Dün bitmiş  yarın yok...
Yaşanacak bu günler
Ama senli ama sensiz...

Gün biter,
Kapanır bir bir perdeler..
Çekilince el ayak sokaklardan,
Bu şehrin kaotik zamansızlığı,
Tıkır tıkır işleyedursun
Ben bir kaneviçe gibi alırım gönlümü elime,
En güzel desenleri işlerim renk renk ..
Öyle kolay değil yanmak, yıkılmak;
Bırak rüzgarı, fırtınaya teslim olmak..

Ve bir sabah tüllenir en tazesinden,
İçimdeki çocuk çıkar  ortaya,
Derler toplar düzenler kederleri;
Çoğunu da çöpe atar...
Ip atlar, koşturur, oyun karar,
Bağırır ,çağırır ,hoplar...

İşte tüm insanlığın herşeye rağmen
Tekrar ve tekrar başlamasının minik mimarı,
Bu içlerindeki çocuktur,
Şu ki malesef ,
çoğu onu unutur...

Yüreğine sağlık cnm.

Yüreğine sağlık cnm.

Teşekkür ederim ablacım..

Sonbaharın her tonunda ayrı bir anı var.
Deniz aynı,hazan başka sahilde..
Her uçan yaprakta düşer kar
Kaç ayrılığı,hüznü uğurlar gözler ilerde.

Tehlikeli sularda bir yangındır bu...
Sen salınıp gezersin umarsızca kuğu gibi süzülerek
Ben ise bir yangını söndürmek için
... yeni bir ateş mevsimini çağırmaktayım...
Delilik bu aşk bu alevlerin arasında kalmak
Ve sen dingin sularda kar gibi esenlik ol...yaşa..
Yüregim avuçlarında dolaşıp durursun da
Bakarsın...kendini hoyrat bir taflan ile
Dilsiz bir özlem kucagında bulursun..
Korkuyorum adını dilime dolamaktan.
Senden ötelerde yaşlanmaktan..
Başka başka yagmurları çagırıp ıslanmaktan...

.. sen yine dingin sularda kar gibi serin ol...yağ!!!
Yeniden keşfettigimiz  beşinci mevsimlerde...
Kül rengi .....tusi.....yüregime..
 Gül iklimlerinde....

+++

Saplanıp kalıyor baba
Bir yatsı dönüşü el feneriyle gelişin
Andutu kaldırışın
Yeşil soğan yeyişin
Koca yamalı
Paçası çorabın içinde pantolonun
Saplanıp kalıyor baba
Ellerin
Nasır nasır ellerinin her yanı
Gres yağı sürdüğün
Vazelin sürdüğün
Ama çoğu zaman motor yağı ellerin
Toz içinde, ilaç içinde
Helal lokma derdinde ellerin
Saplanıp kalıyor baba

Erken uyanışın
Uyanır uyanmaz çayı koyuşun
Küçük tüpün sesi
Sonra senin ayak seslerin
Ve gaz lambasından içeri sızan gölgen
Rüku rüku saplanıp kalıyor baba
Ve gecenin on birinde ajans sesi
Biraz da ağır duyan son zamanlarında kulağın
Ve yüz üstü uzanıp beraber çözdüğümüz bulmaca
Okuduğun kitaplar
Dört harfli baba
Ecel..
Saplanıp kalıyor....

Ne diyorsun insanlığım,
Vefa semt ismi imiş artık;
Haysiyet bozuk para gibi,
Erdem uluorta,harcanır olmuş..
Duyduklarım doğru olmamalı
Kaybolup gitmen bu kadar ani
Ve bu kadar yaralayıcı, olmamalı...
Tut ellerimden, kurtar kendini;
Kötüler sofrasına meze olmaktan,
Canhıraş çırpın , topla azmini;
Çıkalım bu akıl almaz kabuslardan...

Bir film izledim
Etkilendim sana şiir yazdım
Senin kalbimdeki izlerine
Onları takip ettim
Varamadım da bize
Ahlandım

Bir kitap okudum
Hislendim sana mektup yazdım
Bitmemişliğine şaştım
Senli hayalleri gizliden kurduğumu farkedip
Ağladım

Gözlerin geldi aklıma
Adam kıza aşkla bakınca
Sözlerin geldi aklıma
Yazarın en derin cümlesinde
Yazdım, çizdim, sevdim
Yetmedi de
Kahırlandım

Şimdi ay şahit
Gece sırdaş derdime
Yazsam ne yazmasam ne
Sobaya atıp yaksam hislerimi
Onlarla ısınsam bütün gece

Filmde dedi ki söyleyemediğini yaz
Sonra yak ulaşsın diye
Ben de öyle yaptım
Ulaştı mı bilmem sana
Hislerimdi yanan
Ben de yandım

Kapattım da filmi
Gözlerim gibi
İnsan gönlünü kapatamazmış
Öğrendim de
Öksüz kaldım


 

Ömrümüz boyunca gözümüz doymuyor
Eh haliyle  gönülde doymuyor....
Tevazu ne zaman güzelliğini ilan etse
Geçersiz kılıyor hayat....

Gözlerde sevda alınganlığı olmasın
Ahaliye sorulsun; sevenin çilesi neden bitmiyor diye
Yokluğuna hüküm verilmesin sevdaların
Şimdi vakti saati değil incitip kırmanın
Ve sevgiyi ihmal etmenin....
............................. ......
Şimdi vakti saati değil hiçbir şeyin

Ömrümüz boyunca gözümüz doymuyor
Eh haliyle  gönülde doymuyor....
Tevazu ne zaman güzelliğini ilan etse
Geçersiz kılıyor hayat....

Gözlerde sevda alınganlığı olmasın
Ahaliye sorulsun; sevenin çilesi neden bitmiyor diye
Yokluğuna hüküm verilmesin sevdaların
Şimdi vakti saati değil incitip kırmanın
Ve sevgiyi ihmal etmenin....
............................. ......
Şimdi vakti saati değil hiçbir şeyin

tebriklerimle öğretmenim. Ben en çok da tabloya bayıldım. Şiir yazdırır insana.

Yolu özlemek daha zor
Yol gözlemekten...

Biri biter belki
Öteki yangın yeri...

Hatalıydım
Özür dilemek erdemine uzaktım o anlar
Senin kaybının korkusu düşmemişti henüz yüreğime
Masallar gibiydi herşey
Hep mutlu sonlarda düşlüyordum bizi
Şimdi
Hatalıyım
Bilmek ne kelime
Her zerremde hissediyorum
Usulca kayarken avuçlarımdan
Nasıl da sıkmamışım avcumu
Yanıyorum da en çok ona yanıyorum
Seni yüreğimden verirken
Nasıl da görmemişim
Sevgi dolu yüreğini
Sen bana veda mektubunu yazarken
Ben sana af kelimeleri karalıyorum
Beğenmiyor çöpe atıyorum
Seni nasıl yitirdim
Yanıyorum da en çok ona yanıyorum
İçimde soğuk rüzgarlar esiyor
Boşluğunda bedenim
Nasıl da hissetmemişim
Yapma bize kıyma diyen bakışlarını
Ağlama sen
Bir damla yaş akmasın gözlerinden
Sen en sevdiğim
Kıymetini bilemediğim
Sen üzülme bile diyemiyorum
Seni bu kadar kırmışken
Yanıyorum da en çok ona yanıyorum
Sen mert adam
Mutluluk gelsin bulsun seni
Sen hiç ağlama yaş akmasın gözlerinden
Değerini bilemediğim
Sen layıksın aşkların en güzeline
Dileğim
Huzurlu ol ömrünce
Yaş akmasın o gözbebeğinden
Gözbebeğimdin benim
Gittin kör kaldım
Yandım da en çok buna yandım

İçimde ağıtlar
Yüreğimde biriktirdiklerim
Sineye iz bırakan unuttuklarım
Sorgulu gözler beni suçlarken
Sen keyfi sefada iken
Ben dipteyim.... dipteyim

Adını saklı güncelerime yazıp da süslediğim..
Saklı tutup yüreğimdeki göçmen kuşu,
Senin gök yüzünden salındığım....
Bir kış masalının en güzel deviniminde..
adını haykırmamak için tutulduğum..
Rüyalarıma ugramadığından beridir uykuyu unuttuğum..
Güllerin büyülü renginde , kokusunu duyduğum..
Yazılmış bunca aşk şiirini bir çırpıda hasetle yırtarak..
Senli benli söyleşilerde suskunluğu bulduğum..
Üç nokta sonsuz/luğum...
***