Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Hani şimdi yoksun ya
Mutlu da değilsin ya
Akşam da beter oluyor ya hani
Gün bile kara iken artık
Bahar çoktan zemheri iken
Düşmez iken kalbinden sızı
Gözlerin kızıl kızıl çağlar iken
Gelmiyorum diyorsa yüreğin de
Gözümün içine baka baka
Hoşçakal diyebiliyorsan
Mutluysan kal olduğun yerde!
Ama değilsin..

Oğuz hocam kitabın devamı gelecek mi?

Siyah beyaz değil dünya,
Bir bak yükseklere
Maviye yürüyecek,
Sonsuzluğu göreceksin.
Sevdalar Gül rengi oyalara büründü,
Sen de kendine yakışanı öreceksin.
Bazen gri yaşayacaksın,
Bazen moraracak ellerin
Korkuyla ümidi tadacak
Siyahı üstünden atıp
Hakka beyazla yürüyeceksin.
Huzurun yaprağın dallarında,
Gökkuşağından sevinçle geçeceksin
Siyah-beyaz değil dünya;
Gözündeki cisimler,yüreğinde renklenecek,
Sen onca rengin içinde
Kendini bulacaksın.
Son yolcuğunda
Boyandıklarını sunacaksın...

Oğuz hocam kitabın devamı gelecek mi?

Allah nasip ederse bu yılın sonunda raflarda yerini alacak hocam.

Karınca mevsimiymiş bitanem
Nerden bilirdik
Bilseydik yükler miydik umutlarımızı bir karıncaya
Hayallerimiz de kaldı yıkık lunaparkın atlıkarıncasında
Karınca mevsimiymiş bitanem
Bilseydik yüreğimizi emanet edip
Solacağını bile bile
Gelmeyeceğini göre göre
Verir miydik aşka
Aşk izin istemezmiş sevgilim
Kalbi yakar döker de gidermiş
Hesap soramazmışsın
Kaleminin ucuna gelenle gözünün ucuna gelen arasında
Sıkışırsın da bir nefeslik yer açamazmışsın
Sokağın karşı tarafına geçip de baktın mı kendine
Anlarmışsın gittiğini
Anahtar deliği kadar bir boşluktan bakıp dünyaya
Engin sevda dilenemezsin sevgilim
Gönlünün uçsuzluğunca sevmelisin

Dalmışım....
Düşlerim yeni yeni kanatlanırken
Hüznün alnından öpmüşüm
Acının dilek ağacına mendil bağlamışım
Gökler ağlasın ama lakin sen ağlama
Ve ardından şarkılar söylemişim
"Bir gün gitsen bile hatıraların yeter"
............................. ....................
Bütün kayıpların içinde......
Yokla kavrulup....
Yokla kaybolmuşum....
Gerisi mi...?
Gerisi bi hikaye işte...

...
yazmak mı
bana has sana münhasır
bana hüsran sana umut...açıldı göç yolları bana
sana yakamoz...
arda kalan küçücük , minicik bi kuş kanadında
bana sessizlik
sana sonsuzluk.......

yanmak mı
bana kor bana ateş sana güneş
karanlıkların en derinleri bana, gökkuşağının tüm renkleri senin adına..
bana kurumuş, sararmış yapraklar
sana meyveler tüm ağaçlardan
bana yakışanı toprak bi tek...
sana zevk_i alem...

bitmek mi
tükenmek mi
erimek mi
bana
kara
kuru
toprak bi tek....

Enginlerin yokuş mu oldu,
Günlere katran mı doldu?
Nerede cömertlik,kardeşlik?
Ağlıyor dağılmış insanlık.
Kan
Hem hayat,hem ölüm olamaz
Kan
Vicdanlarda hain dolaşamaz.
Uzunca yolculuğu varken her gün,
Yürekleri yakıyor eyvah dolu her dün...

Yenildim sanırım
Olsun
Gözlerimin içine baka baka
Yendin ya
Yine yen yine yenilirim...

'yağmur gelirse gözlerinden bir hançer..'
sevda bulanırsa şiirlerde sen okunursun.
hem hüzne  hem şiire yol bulursun..
bir bakış unuttun sükut giyinmiş
gül tutan gözlerimde..
bir sevmek borcun var çocuk gülüşlerindeki güle..
mahzun gönüllere tesellisi
kallavi sevmeler dolu
bir yağmur sonrası özlemin deminde
solgun çiçeklerle birlikte titriyor
umut gurbetin akşamında

Sol yanımız tutuşmuş
Masumiyetin ateşinde
On ikiden vurulurken
Gözlerin azmettirmiş

Gönül akla çelme atmış
İnce ince bakışların
Kaçamak tebessümlerine yakalanmışım
Bir yaz akşamında...

Gözyaşlarım sözcüklere değdiğinden beri ,
Ben hep yazıyorum ...
Derya dolusu sağanakları
Hangi şiirde saklarım,
Bilemiyorum ....

Aah benim..
Ah benim
O adam olmaz çocukluğum..
Bilmiyorum ki
Kaç yıl geçti aradan,
Kim doğdu kim öldü,
Hangi hayallerim gömüldü?
Hangi yüreğe girdim
Ağladığım hangi gönüldü
Şimdi saçlarım bembeyaz,
Aklım ayaklarımın altında
Bir yanda çocukluğum,
Bir yanda
Memleket kadar yorgunum..

Göremediklerimi
Duyamadıklarımı
Gecenin sessizliğinde sakladım
Zülüflerin düşmüş
Gecenin sessizliğine
Ayın gülen yüzü
Saklamış hüzünlerimi
Gecenin sessizliğinde
Sen ve gece....
Akıp giderken gözlerimden
Sessizce kalakaldım..

..

Yazabilecekken biz
Pişmanlık iniltisinin derdini
Bir şarkı çevirir yollardan
Tellerine hayran çirkin sazımız
Susmaz
İçi bomboş olsa da
Sureti çok da hoş olmasa da
Kıpır kıpır ve
Oynar durur isteklerimiz
Gecenin zorluğunda
Sıradanlıklar koşarken süslü
Sözlere inanır ve onlarla
Aldatırız diğerlerimizi...
Böyle iyi, böyle iyi!