İstinat duvarı yıkılmış değerlerimizin
İnsan sağlığına değil baş sağlığına geliyor tabular..
her şeyin manasızlaştığını, anlamsızlaştığını,karmaşık ve yavanlaştığını hissediyoruz, görüyoruz, anlıyoruz.
tüm bunlar hep vardı, hep şikayet konusu edildi; her şeyin yozlaştığı,anlamsız ve tesirsizleştiğini, üstünde düşündükçe hep fark ettik.. bizden yüzyıllar sonra da pek çok konuda, pek çok şeyin yozlaştığını,anlamsızlaştığını ve ne türlü şikayetler varsa hepsinin edilecğini bilmek, bu bilgi insanı rahatlatıyor. kendi adıma platonun, yozlaştıkları yönündeki yakınmalarının nesnesi olan pek çok şeyin yok olurcasına insan hayatından çıktığını gördüğümden olacak ki, bu konularda duyarsızım. insanın doğaya ve örgütlü topluma aykırı bir varlık olduğunu düşünüyorum. bu nedenle zaten en baştan beri, kaybedilmiiş bir varlık olarak; varolma kaygısına düşmüşüz. tüm şikayetlerimizin nedeni de bu.
kitapları bilmeden sosyal medyaya abanmak...
klasik filmleri bilmeden dizilere dadanmak...
yaşamayı ve mücadeleyi bilmeden,
saçma sapan yarışmalara izleyici olmak...
geçmişi/tarihi bilmeden bugünü yaşamak...
dilini bilmeden konuşmak...
henüz kendini tanımadan başkaları hakkında hüküm vermek...
kendini değiştiremeden başka insanları değiştirmeye çalışmak...
hepsinden önemlisi ise; bilmediğini göremeyecek kadar kör olmak!..
sonra da tıpkı bir zombi gibi; başkalarının beynini yemek ihtiyacıyla ortalıkta dolaşmak...
(değerler ve yozlaşma mı demiştik?!..
sahi biz nerede kalmıştık?..
)