Kitap Mı Okuyoruz, Kitap Mı Seyrediyoruz?

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2012 15:04:41
  Günümüzde artık bilgi sahibi olmaktan çok bilgiye nasıl ulaşılabileceği,ulaşılan bu bilginin nasıl verimli kullanılacağı önem taşıyor.Acaba biz sistemimizi buna göre düzenleme ihtiyacı hissediyor muyuz?

Çevrimdışı hepzaman

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.720
  • 23.926
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.720
  • 23.926
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2012 15:13:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sessiz Devrim
 
Melih Arat
 
Türkiye’de bu akşamdan itibaren her akşam 20:30-21:00 arasında “Sessiz Devrim” oluyor. herkes kitap okuyor. Televizyonlar, radyolar kapanıyor. Sohbetlere ara veriyor. Herkes çantasından, kitaplığından bir kitap alıyor ve 30 dakika boyunca kitap okuyor.

Misafirliğe gitmiş bir aile ev sahipleriyle birlikte birden 20:30’da duruyorlar ve hep birlikte kitap okumaya başlıyorlar. Trafikte giden bir araç kenara çekiyor ve şoför 30 dakika kitap okuyorlar. Şehirlerarası otobüsteki muavin “Karacabey için kitap okuma vakti” diye anons yapıyor ve kitap ikramına başlıyor. Restoranlarda insanlar kitaplarını çıkarıp tabaklarının yanında kitap okuyorlar. Markette yaşlı bir teyze tam kasanın önünde okuma gözlüğünü takıyor, kasiyer ve tüm kasa kuyruğundakilerle birlikte kitap okumaya başlıyorlar. En arkadaki “Bu sıra niye ilerlemiyor” deyince, önündeki kişi kitabı gösteriyor. En arkadaki kitap rafından bir kitap alıp o da kuyruktakilere katılıyor. 20:30’da tartışan yeni evli bir çift birden susuyor ve kitap okumaya başlıyor. 2 yaşında bebeği olan bir çift “Haydi yavrum kitap okuyoruz” diyor ve çocuklarına kitap okumaya başlıyor. Çocuk ne olduğunu tam anlamıyor; ama ailecek bir şey yapmak hoşuna gidiyor. Saat tam 20:30’da huzurevine giden bir grup gencin her biri, gözleri okumaya imkan vermeyen bir yaşlının başına geçip yüksek sesle kitap okuyor. İnternet kafenin sahibi, birden tüm interneti kapatıyor ve bilgisayar başındaki gençler “Sessiz Devrim Zamanı” diyor; ardından tüm gençler sırt çantalarından kitaplarını çıkarıyor. Gece dinlenmesine çekilmiş vatani görevini yapan Mehmetçikler koğuşta birden askeri düzende toplu olarak kitap okuyorlar. Teftiş yapan komutan bütün koğuştakilerin kitap okuduğunu görünce şaşırıyor. Teftişe ara verip o da başlıyor okumaya. Teknedeki balıkçılar, demir atıp kaptan köşkünde toplanıp kitaplarını okuyorlar. İstanbul’da Moda’da yüzlerce insan bir elinde dondurma, bir elinde kitap bazen şaşırıp kitabı yalıyor. Meclis oturumuna ara veriyor ve salondaki tüm milletvekilleri, Başbakan dahil kitaplarını okumaya başlıyor. Başbakan’ın kitap okurken fotoğrafını çeken gazetecilere Başbakan, “Çocuklar siz de okuyun.” diyor. Artvin Yusufeli’nde çay bahçesinde oturanlar kitaplarını çıkarıp okuyorlar; “Çay ister misiniz” diye garson sorunca müşteri garsona bir kitap uzatıyor. Şanlı Urfa Balıklı Göl’ün parkında yanına kitap almayı unutmuş bir genç ne yapacağını şaşırınca yaşlı bir amca onunla kitabını paylaşıyor; birlikte okuyorlar. Kitapçılar 30 dakika boyunca kitap satışını durduruyor; bu süre zarfında kitapçıda kitap okumak serbest bırakılıyor. Kitapçılar hiç görmedikleri kadar bir rağbet görüyor. Ergenekoncular, hacılar, hocalar, alimler, berduşlar, artistler, yıldızlar, sönmüşler, parlayanlar, mahkumlar, mahdumlar, cümbür cemaat okuyor.

Ülkede çılgın bir sessizlik hakim. Türkiye 30 dakikalığına bir açık hava kitaplığına dönmüş. 

Yabancı turistler şaşırıp kalıyorlar; banklarda oturanlar, ayakta duranlar, metroda gidenler şoförler, yolcular, çöpçüler, taksiciler herkes kitap okuyor. Turistler bir kafeye giriyor ve burada da herkesin kitap okuduğunu görünce kendi dillerinde “Neler oluyor? Bilimkurgu filminde miyiz? Bu Türkler bizimle dalga mı geçiyor?” diyorlar. Kitap okuyan bir müşteri, işaret parmağını ağzına doğru götürüyor ve “şışşt” diyor; ardından anlayışlı garson elindeki kitaba ara verip yeni gelen turistlere kendi dillerinde bir kitap getiriyor. Turistler ne olduğunu anlamıyor; ama “buranın adeti bu” herhalde diyerek onlar da okumaya başlıyor.

Her gün saat 20:30’da ibadet eder gibi Türkiye içten bir şekilde sessizce aydınlanıyor. Bu değişim kampanyasının adını soran turistlere “Sessiz Devrim-Quite Revolution” diye cevap veriyorlar. Türkiye’de insanlar sakinleşiyor; düşünüyor; akıllıca konuşuyor; öğrenciler kitap okumaktan, ders çalışmaktan zevk alıyor. İnsanlar sadece okumuyorlar; kendileri hakkında, aileleri hakkında, dünya hakkında derin derin düşünüyorlar. Aile içinde daha iyi iletişim kuruyorlar. Özellikle çocukların derslerinde radikal bir iyileşme oluyor. Aile içinde konuşulan konular değişiyor ve nitelikli hale geliyor. Keyifli paylaşımlar başlıyor. Üniversite sınav sonuçları iyileşiyor. Türkiye’de sessiz, ama büyük bir devrim oluyor. Unutmayın bu devrim bu akşamdan itibaren siz kitap okumaya başlayınca gerçekleşecek.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Ağu 2013 10:21:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Kitap okuyan gerçekte okuduğunu uygulayan,yaşantıya geçiren ya da karşıt fikirler geliştiren değil midir?

  Biz elektrikle ilgili fizik problemlerini çözüyoruz belki de ama bir ampulu takamıyoruz.Tarihleri,kronolojiyi güzel ezberliyoruz belki ama tarihi bir türlü yorumlayamıyoruz.
  Verilebilecek belki de yüzlerce örnek var bu konuda.Sizce biz kitap mı okuyoruz yoksa film seyreder gibi kitap mı seyrediyoruz?

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 16 Kas 2013 20:03:08
.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 20 Kas 2013 07:17:03
.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 23 Kas 2013 08:15:31
.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 25 Kas 2013 06:45:46
.

Çevrimdışı qui suis-je?

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 521
  • 1.778
  • 521
  • 1.778
# 25 Kas 2013 08:32:09
Eşimden boşandığımdan beri kitapları ne okuyabiliyorum,ne de seyredebiliyorum.Çünkü 2 evladım var ve onlarla uğraşmaya çalışıyorum.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 28 Kas 2013 14:09:35
.

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Kas 2013 14:11:25
Zaman zaman ikisi de oluyor.

Çevrimdışı guraykaragoz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.567
  • 12.010
  • 1.567
  • 12.010
# 28 Kas 2013 14:24:55
Bir kitabın filmini asla seyretmiyorum. Çünkü kitabın verdiği tat, başka bir şeyde yok. Bu bakımdan okumak daha öndedir her zaman.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 28 Kas 2013 14:33:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir kitabın filmini asla seyretmiyorum. Çünkü kitabın verdiği tat, başka bir şeyde yok. Bu bakımdan okumak daha öndedir her zaman.
Haklısınız öğretmenim, Açlık Oyunlarını serisini büyük bir keyifle okuduktan sonra filmiyle ciddi olarak sarsıldım.

Çevrimdışı eml48

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.753
  • 25.451
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.753
  • 25.451
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Kas 2013 14:41:00
Kitaplara çok düşkün olduğum için baştan sona kadar okudum sayfaları tek tek.

Kitap kokusunu severim diyen bir arkadaşımıza ki sonuna kadar katılıyorum, bu kokuyu içeren deodorantlar var ve  fiyatları kitaba göre daha ucuz gibi bir yorum yapılmış.. Talihsiz bir yorum olmuş.

 Bunu yorum olarak bile kabul etmiyor ve içinin boş olduğunu düşünüyorum.

Kimse burada e-kitabı ya da diğerini savunamaz. Nasıl okuyacağını kişi belirlemeli. İster e-kitap isterse ''kokusunu duyabileceğimiz'' dokunabileceğimiz kolumuzun altına sıkıştırıp gidebileceğimiz kitap olsun, kişiler okumalı.

Ben sayfa çevirmeliyim , çevirirken sayfaya dokunmalı,önemli ve yıllar sonra açtığımda gözüme çarpmasını istediğim satırların altını çizmeli ve de mis gibi kitap kokusunuiçime çekmeliyim.

Kimseyi okuduğu romanın içeriğine göre eleştirmedim.Eleştirme hakkım da yoktur. Her kitabın kişiye kazandırdıkları vardır. Bazı okurlar gerilim bazıları macera sever .Bazıları deneme yazıları okur bazıları da tarihi roman sever.

Türler kişilerin o anki durumlarına göre de değişir.Mesela ben tatillerde tarihi roman okumayı tercih ediyorum. Dinlenmiş olduğumda keyif oluyorum çünkü bu tür romanlardan.

Normal zamanlarımda ise beni daha az yoracak kitaplar tercih ediyorum.Bunun tersini yapar isem bu ara okuyamıyorum deyip okumaktan mahrum kalacağımı biliyorum çünkü..

Eleştirileri yaparken kırk kere düşünmeli içi dolu cümleler kurmalıyız. Klavye başında upuzun,anlaşılması zor cümleler yazınca çok şey bilinmiş olunmuyor ne yazık ki...

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 28 Kas 2013 15:08:01
.

Çevrimdışı eml48

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.753
  • 25.451
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.753
  • 25.451
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Kas 2013 15:12:41
Ben önce kitabını okurum sonra istersem filmini seyrederim. sayfalarca bir kitabın sınırlı süredeki filme aktarılışında ayrıntıları sileceğini tahmin etmek zor değil zaten.
filmlerden fazla bir şey beklemiyorum açıkçası.sadece okurken kafamda canlandırdığım karakterlerle filmdeki karakterler uyuşuyor mu diye merak ederim :)

Milenyum serisinin ilk kitabı olan Ejderha Dövmeli Kız'ın, Açlık Oyunları'nın filmlerini izledim.

 Taht Oyunları'nın dizisini takip ediyorum.

Tabi ki kitaplarla kıyaslanamaz filmler... Hatta kitapları okumam sayesinde anladım çoğu şeyi yoksa filmler özet geçiyor.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK