Kitapseverler Buraya

Çevrimdışı suseneniste

  • Yeni Üye
  • 2
  • 4
  • 2
  • 4
# 11 Oca 2017 23:01:50
osmanlı kahvesi ve babasız melekler kitabını mutlaka okuyun derim

Çevrimdışı tln1

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 29
  • 83
  • 29
  • 83
# 11 Oca 2017 23:02:40
Beni Ödülle Cezalandırma-Özgür Bolat Okudum Tavsiye Ederim
Ödüllerle Cezalandırılmak-Alfıe Kohn Yeni Aldım Okuyacağım
Hasta Değil Susuzsunuz Okudum Güzel
Suyun Gizli Mesajı- Masaru Emoto Çok Beğendim
Olağan Üstü Tavsiyeler- George Lois Çok Beğendim

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 12 Oca 2017 10:30:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
cümleten iyi yolculuklar.. ::)

Teşekkürleeer :)

Esra Öğretmenim, çizimde verilen mesaj o kadar doğru ki... Eve hapsolmuş, kar, soğuk derken; güneşi, doğayı çok özlemişken Yaşar Kemal'in cümleleriyle burnumda menekşe, kekik, püren kokularıyla dağlarda gezdim, iliklerime kadar sıcağı hissettim sanki... :)

Şimdi nereye gitsem?  ::)

Okumak ne büyük zenginlik... :) :)

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2017 17:53:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkürleeer :)

Şimdi nereye gitsem?  ::)

Okumak ne büyük zenginlik... :) :)
aracataca, kuzey kolombiya'da, magdalena bölgesinde yer almaktadır.. oraya bi’biletiniz var sevgili [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ... aynı isimdeki nehrin yanındadır.. barranquilla'nın 80 km doğusunda… iyi yolculuklar..

Çevrimdışı peugeot307

  • B Grubu
  • 2.730
  • 5.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.730
  • 5.328
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2017 20:13:45
piyon ,vezir aeden kitaplarını okudunuz mu

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 12 Oca 2017 21:49:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
aracataca, kuzey kolombiya'da, magdalena bölgesinde yer almaktadır.. oraya bi’biletiniz var sevgili [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ... aynı isimdeki nehrin yanındadır.. barranquilla'nın 80 km doğusunda… iyi yolculuklar..

Esra Öğretmenimmm, çok teşekkür ederim. :)

Gitmiştim oraya bi'kez. :)  ::)

Galiba yeniden gitmeliyim.

''Yüzyıllık Yalnızlık'' okurken beni oldukça zorlamıştı; başka kitaplarını okumam, diye düşünürken yazarın, ''Albaya Mektup Yok'' kitabını okudum ve sevdim. Şimdi yeniden, hakkını vererek; hazır biletim de varken :D ''Yüzyıllık Yalnızlık''ı okusam iyi olacak.

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 14 Oca 2017 21:43:05
Gutenberg'in haklı isyanı :D

Çevrimdışı RAMSES1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 983
  • 5.118
  • Okul Müdürü
  • 983
  • 5.118
  • Okul Müdürü
# 14 Oca 2017 21:47:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Gutenberg'in haklı isyanı :D
isyan .Her soru bir bir sorundan kopar ve a.frans'ın deyimi ile nur topu çözümler doğurur.

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 15 Oca 2017 23:25:35
OKUMAK ÜZERİNE...

"Okuma, içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtar..."
"Susam ve Zambaklar"ı Proust çevirmiş Fransızcaya. Ruskin'in bahçesine oldukça uzun bir revaktan giriyoruz. Romancı, elli sekiz sayfalık bir girişle, eseri -daha doğrusu kendini- tanıtıyor:
"Ruskin okumaya çok önem verir. Ben bu fikirde değilim. Çocukken okuduğumuz kitapların yeri başka, cazibeleri büyük, hatıraları aziz. Ama bu okumalardan bizde kalan, daha çok oturduğumuz yerlerin ve günlerin hatırası."
Proust yanılmıyor mu acaba? Tecessüsümüz yeni fetihlere kanatlanırken, gündeliğe, bayağıya, alışılmışa takılıp kalan bir dikkat ne kadar zavallı. Okumak, iki ruh arasında âşıkane bir mülakattır. Her yabancı intiba vuslatın büyüsünü bozar. İster güneş ışıldasın gök kubbede, ister duvarda bir petrol lambası yansın. Pencerede şakıyan kuşlardan bize ne. Reel olan tabiat değil, kitaplarda görülen rüyadır. Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Proust'a dönelim: "Okumak başka, sohbet başka. Okurken bir başka düşünceyle temas halindeyiz, ama tek başımızayız, insan fikrî bakımdan çok daha güçlü. Konuşma, bu gücü dağıtır. Okurken sadece ilham alırız, kafamız dilediği gibi çalışır. Hem yalnızız, hem beraber. Bir nevi mucize..." Ne yazık ki, bu sihirli mahremiyetin de hudutları var. "Güzel kitaplar yazar için bir son, okuyucu için bir davettirler. Suallerimize cevap vermezler. Birtakım arzular uyandırırlar bizde, iştiyaklarımızı alevlendirirler. Yazar sözünü bitirince şaşarak fark ederiz ki, hiçbir şey söylememiştir henüz..." Kitap her sualimizi karşılayamaz, doğru. Ama, hangi sohbetten doyarak çıkarız? Bu kanma bilmeyen susuzluk insanın alınyazısı değil mi? Şüphelerimizi, tereddütlerimizi arzın ve zamanın bütün büyük zekâları çözemezse, dar bir coğrafyanın ve hasis tesadüflerin karşımıza çıkardığı bir insan nasıl çözebilir? Kitap denen uçsuz bucaksız okyanusta daima yeni keşifler yapmak kabil. Hangimizin irfanı, o sonsuz "belki"yle boy ölçüşebilir?
"Şairlerin coşkunluğu bize de geçer. Ama, bu heyecanın mânâsını anlayamayız. Çizdikleri tablolarda, bildiğimiz dünyadan çok başka bir dünya ile karşılaşırız. Bu manzaralar harikuladedir, çünkü bir dâhinin dikkatini çekmişlerdir. Serseri ve kayıtsız bir dikkat tesadüfen o manzaralar üzerinde durmuş. Tasvir sanatının en büyük hüneri: sis. Sanatçının görevi, tabiatı örten çirkinlik ve manasızlık örtüsünü şöyle bir aralayıvermek. Bak ve gör demek bize, sonra kaybolmak." Yalnız o kadar mı? Okuyucularını bu sihirli âlemde adım adım dolaştıran yazarlar da var. İskoçya, Walter Scott"un cazibesine yakalananlar için kendi vatanlarından daha canlı, daha gerçek, daha iyi bilinen bir dünyadır.
"Okuma, içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtar." Pekiyi ama, o meçhul âlemin tekevvününde payı yok mu okumanın? İç dünyamızın sınırlarını genişleten kitap değil mi?
Proust devam ediyor: "Okuma zihnî hayatı uyandırmalı, yerini almamalı onun. Başkalarının hazırladığı bir bal değil hakikat, onu kitap sayfalarından toplayamayız, kafamızın ve gönlümüzün iç hamleleri ile fethedebiliriz ancak." Doğru. Zihin an, kitap çiçek, dış dünya kovan. "Aydın okumak için okur. Kitaba kitap olduğu için perestiş eder. Bulduğunu yükler hafızasına. Sindiremez, hayatına katamaz. Kendi kendini zehirler. Bu fetişist saygı zararlıdır, ama çok yaygındır da. Bu "edebî hastalığa" büyük adamlar daha çok tutulurlar. Düşünce ile doğrudan doğruya temas etmedikleri zaman kitaplarla beraber olmaktan hoşlanırlar. Zaten, kitaplar da onlar için yazılmış değil mi? Büyük zekâlar kitabîdirler. Ama bu, kitabîliğin bir kusur olmasına mâni değildir. Kitabîlik, zekâdan çok hassasiyet için tehlikeli. Dâhi her okuduğunu temessül eder, kendi malı olur fikirler. Bir kucak odun küçük bir ateşi söndürür, büyük bir ateşi daha da canlandırır."
Aşağı yukarı aynı yıllarda bir başka düşünce adamı çok daha haşin, çok daha insafsız bir makale yayımlıyordu. Psi­kolog romancının "Revue Philosophique"de çıkan bu yazıyı ("La Manie de la lecture", Ossip-Lourie, s.263 vd. 1915) okumamış olmasına imkân var mı? "Okuma Hastalığı" serlevhalı makale şöyle başlıyor:
"Bütün medeni ülkelerde aynı şikâyet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir hastalık. Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlemek, eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne sanat heyecanı ararlar, ne zekâlarını geliştirme emelindedirler. Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki. Okuduklarını reddetmek veya tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. En büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Her matbuaya saldırırlar. Kimi yarısını okur kitabın, kimi yalnız sonuna bakar. Kimi de bir baştan bir başa okur (meselâ gazete tiryakileri.) Okur gibi yapanlar da caba. Hepsi de rüya görür gibi okur." Bu tiryakilik tembelliğin marazî bir şeklidir, yazara göre. "Okuma delisi birçok şeyleri anladığını vehmeder. Başkalarının sözleriyle yetinmek, her konuda başkasının anlayışına, başkasının fikirlerine başvurmak, alışkanlıkların en kötüsü. "Kitapta okudum, gazete yazıyor" gibi sözler iradenin ve kişiliğin yokluğunu gösterir. Aşırı ve düzensiz okuma hafızayı, düşünce mekanizmasını bozar. Hasta gündelik hayattan kopar, çevresinde olup bitenleri göremez, anlayamaz. Marazî okumanın belirtilerinden biri hafıza zayıflamasıdır. Hasta gerçek hâdiseleri unutur, okuduklarını hatırlar. Realiteden uzaklaşır, kitaptaki olaylara bağlanır. Düşünceleri birbirine karışır. Kendi başına muhakeme edemez olur."
Yazar söylediklerini şöyle hülâsa ediyor: "Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır, Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan dikkatini teksif edemez."
Makalenin yazan bu çeşit okumayı gerçek bir hastalık olarak vasıflandırır. "Okuma ile zehirlenenler uykularını kaybederler. Uykusuzluk psikoz başlangıcıdır. Bu hastalık da, afyon ve esrar gibi, rüyalara, hayallere, sanrılara yolaçar. İlletin bir başka tezahürü de mektup yazma, daha doğrusu yazı yazma hastalığıdır."
Freud'a göre nevrozların başlıca, hatta biricik kaynağı cinsî hayattır; "Felsefe Dergisi"nin psikolog muharririne göre, marazı okuma. "Ne gariptir ki, şimdiye kadar hiçbir sinir hekimi bu vahim hastalığı incelememiş."
Asır başı, ruhiyatın kahramanlık çağı. Kimi Fransız şiirini tereddi ile vasıflandırır hekimlerin, kimi sosyalizmi hastalık sayar. Bu dikkate lâyık makalenin aynı mübalâğa ile malûl olduğunu düşünüyoruz. Marazî okuma sebep midir, netice mi? Başka bir tâbirle, insanlar sinir hastası oldukları için mi realiteden kaçar, kitaba sığınır, yoksa uykularını kaybettikleri, kitaba iltica ettikleri için mi sinir hastasıdırlar? Don Kişot'u çıldırtan kitap mı, Don Kişot çılgın olduğu için mi kitap delisi?
Proust'a dönelim: "Okumak da bir dostluk kurmak", diyor Proust. Diğer dostluklardan farkı samimiyetinde. Konusu bir ölü, bir uzaktaki. Bunun için de hasbî ve iç açıcı. Çirkinliğinden sıyrılmış bir dostluk. Saygı, şükran, bağlılık dediğimiz ve o kadar yalanla karıştırdığımız bütün o merasimler, bütün o nezaket gösterileri kısır ve yorucu. Dostluklarımız çok defa tesadüfün eseri. Bir sempati başlangıcı, düşünülmeden söylenmiş bir söz, yanlış anlaşılan bir iltifat, yazdığımız ilk mektuplar müebbeden çözemeyeceğimiz bir alışkanlıklar ağının ilk düğümleri. Okuma, dostluğu ilk saf hâline irca eder. Kitaplarda merasime ihtiyaç yok. İstersek akşamı onlarla geçiririz. İstersek... Çok defa istemeyerek ayrılırız onlardan "hakkımızda ne düşünecekler?" Acaba bir patavatsızlık yaptık mı? Hoşlandılar mı bizden? Falanı görünce bizi unutacaklar mı? gibi. Saf ve sakin bir dostluk. Ne alâyişe lüzum var, ne gevezeliğe. Sükût içinde bir kaynaşma. Bir kendi kendimizle baş başa kalış. Sükût, söz gibi kusurlarımızın, sırıtışlarımızın izini taşımaz. Yazarın düşüncesi ile kendi düşüncemiz arasına egoizmleri sokmaz, konuşmayı yabancı unsurlarla zehirlemez. Kitap sahiden kitapsa dili de saftır. Yazar yabancı cisimleri ayıklamış, düşüncesini olduğu gibi sunmuştur bize. Her cümlesi bir sonrakine benzer. Aynı ses, aynı perde. Yazarı aksettiren bir ayna.
"Zekâ geliştikçe artar bu sevgi, tehlikeleri de azalır. Sıhhatli bir zekâ kitapları çalışmalarına tâbi kılar. Onun için eğlencelerin en asilidir okuma, daha doğrusu en asilleştiricisidir. Kitap zekâyı kibarlaştırır. Hassasiyetimizle düşüncemizi ancak kendi içimizde, zihnî hayatımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Ama, zekânın tavırlarım efendileştirmek için okumak zorundayız. Bazı kitapları, edebiyat ilminin bazı inceliklerini bilmemek, dâhiler için bile fikrî bir avamlık işareti. Kibarlık ve asalet, düşünce dünyasında da bir nevi alışkanlıklar francmaçonnerie'sinden, bir gelenekler mirasından ibaret."

BU ÜLKE, Cemil MERİÇ
İletişim Yayınları
8. baskı, 1997 .Sf. 111-116

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2017 22:04:39
   bu çanta sizin olsaydı, kapağında hangi kitabın yer almasını isterdiniz?
benimki " küçük prens" olurdu sanırım.. ::)

Çevrimdışı kurtdere04

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2017 22:07:09
Suç ve ceza

Çevrimdışı devranber

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.887
  • 1.639
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.887
  • 1.639
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Oca 2017 22:26:18
Murekkep yurek

Çevrimdışı 35 HAFİZE

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 149
  • 256
  • 149
  • 256
# 24 Oca 2017 23:29:54
Lise ikinci sınıfa giden bir oğlum var .Ortaokula kadar hikaye kitapları dergiler, ortaokul döneminde fantastik kitapları bol bol okuyordu. Artık bunların hiçbiri hitap etmiyor.Ancak klasiklere birtürlü geçiş yapamadık. tavsiyelerinizi bekliyorum.

Çevrimdışı kurtdere04

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Oca 2017 19:00:53
Yeni bir liste daha yapıp sipariş vermeliyim. Bu konu baslığı gercekten cok verimli oldu benim için. Gelibolu gibi bir kitabı burdan duyup okuduguna ise gec kalmışlığımdan ötürü üzüldüm

Çevrimdışı kurtdere04

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.671
  • 5.178
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Oca 2017 21:19:50
250liralık ürüne livaneli-huzursuzluk 1tl

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK