Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 19:26:41
                  MEŞGALE
Öküzlerimin boynuzlarında aydınlanırken ortalık
toprağı sürüyorum sabırlı bir kibirle
çıplak ayaklarımda toprak nemli ve ılık.
Demir dövüyorum öğleye kadar
kırmızıya boyanıyor karanlık.
Yapraklarında yeşilin en güzeli,
zeytin devşiriyorum ikindi sıcağında
üstüm başım, yüzüm gözüm ışık.
Her akşam mutlaka misafirim var,
kapım bütün şarkılara alabildiğine açık.
Geleceyin suya diz boyu girip
çekiyorum denizden ağları:
yıldızlarla balıklar karmakarışık.
Benden sorulur oldu dünyanın hali artık:
insan ve toprak, karanlık ve aydınlık.
Anladın ya işim başımdan aşkın,
beni lafa tutma, gülüm,
ben sana aşık olmakla meşgulum.
                                      NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 21:08:49
Gözlerin gözlerin gözlerin
ister hapishaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
su mayıs ay sonlarında öyledir iste
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
...
Gözlerin gözlerin gölzerin
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmaya görsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akilli ve mükemmel
dillere destan bir şeyler oluyor dünyaya sevdası insanin.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir iste kestanelikleri Bursa’nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar.


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2012 14:20:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
İşin kolayına kaçmadan ama.
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil,
Ne de ak örtüde elmaların.
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

Nazım Hikmet
 


Abidin DİNO'nun Nazım HİKMET'e yazdığı şiir..

MUTLULUĞUN RESMİ
 
Kokusu buram buram tüten
 Limanda simit satan çocuklar
 Martıların telaşı bambaşka
 İşçiler gözler yolunu.
 İnebilseydin o vapurdan
 Ayağında Varna'nın tozu
 Yüreğinde ince bir sızı.
 Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
 Hasretle kucaklayabilseydim
 Seninle, bir daha.
 Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
 Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
 Yapardım mutluluğun resmini
 Başında delikanlı şapkan,
 Kolların sıvalı, kavgaya hazır
 Bahriyeli adımlarla düşüp yola
 Gidebilseydik meserret kahvesine,
 İlk karşılaştığımız yere
 Ve bir acı kahvemi içseydin.
 Anlatsaydık
 O günlerden, geçmişten, gelecekten,
 Ne günler biterdi,
 Ne geceler...
 Dinerdi tüm acılar seninle
 Bir düş olurdu ayrılığımız,
 Anılarda kalan.
 Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
 Bir baştan bir başa.
 Yattığımız yerler müze olmuş,
 Sürgün şehirler cennet.
 
İşte o zaman Nazım,
 Yapardım mutluluğun resmini
 Buna da ne tual yeterdi;
 Ne boya...

ABİDİN DİNO

Çevrimdışı deniz-ci

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 228
  • 482
  • 228
  • 482
# 15 Ara 2012 17:28:52
Ankara şehrinde pazar kuruldu
Ankara şehrinde sattılar bizi.
Kolumuzu sattılar
gözümüzü sattılar
kanımızı sattılar.

Memleket bizim kolumuz,
bizim gözümüz,
bizim kanımızdır;
Sattılar memleketi.

İsimleri isimlerimize benzer,
dilleri dillerimize.
Fakat mantarın ağaçla
atsineğinin atla ilgisi neyse
onlar da o kadar bizden
bu memlekettendir.

Onlar kasabın bıçağı, biz dananın boğazı,
onlar yangın
biz yanan ev,
onlar çekirge, biz ekin.
Sattılar bizi…

Hayınlık onların tiynetindedir:
Cesette kalbin atmayışı,
çürüyen etteki kurt,
akrepteki zehir gibi.
Ve sattılar bizi bizden korktukları için.

Kuruyan ayrıkotunun,
sona eren gecenin,
aç bırakanın aç kalandan korkusu.
Ankara şehrinde kuruldu Pazar,
Ankara şehrinde sattılar bizi.
Ve satış devam ediyor

Ve üç denizle çevrili koskocaman bir memleket
ve namuslu, çalışkan, fakir insanları onun
ve son pırıltıları hürriyetinin
ve bağımsızlığının son santimetreleri
ve haysiyetinden kalan son kırıntılar
satılıyor haraç mezat.

Satılıyor ipek halıların üzerinde,
satılıyor altında billur avizelerin.
satılıyor içkiler içilerek,
satılıyor muzıkalar çalınarak,
satış devam ediyor Ankara’da.

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2012 18:08:44
  Yoruldun ağırlığımı taşımaktan
Ellerimden yoruldun
Gözlerimden, gölgemden
Sözlerim yangınlardı
Kuyulardı sözlerim

Bir gün gelecek, ansızın gelecek bir gün
Ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde
Uzaklaşan ayak izlerimin
Ve hepsinden dayanılmazı
Bu ağırlık olacak.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 15 Ara 2012 19:51:58
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin, yorulmuşsundur;
Nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını,
Ne gül suyum, ne gümüş leğenim var, susamışsındır;
Buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim, acıkmışsındır;
Beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam,
Memleket gibi yoksuldur odam.


Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin,
Ayağını bastın odama,
Kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi,
Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde,
Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler,
Gönlüm gibi zengin,
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam.

Hoş geldin, kadınım benim, hoş geldin...

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2012 23:39:05
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil...

(1948)
.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2012 07:40:50
 ...

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2012 11:40:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Bugün Pazar

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2012 11:57:15
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 17 Ara 2012 08:27:23
ÜÇ ÖLÜM


Madem ki vurmayan yine kalbimdir,
Bembeyaz bir gülü koklarken ölsem,
Bir pala altında can versem de bir ...
Madem ki vurmayan yine kalbimdir!



1

Bu akşam korsanlar bekliyor pusu...
Enginden engine taşan rüzgârla,
Gökler alçalıp da kararınca su
Kalyonlar çatıştı gıcırtılarla.

Her pala yararken yer yer gökleri
Zulmete fışkırdı bir enseden kan
Boşlukta bir gölge ileri, geri
Sallandı... Devrildi… Öldü bir korsan.



2

Sonbahar, sonbahar, geldin mi yine,
Hastalar beklerken son günlerini?..
Beyaz bir gül alıp bir kız eline
Sıkıyor o şifa bulmaz yerini.

Birden için için bu hıçkırık ne?
Bir iki damla kan kızarttı gülü.
Gölgeler inerken sarı benzine
Elinden düştü gül... Şimdi kız ölü.



3

Işıklar solgundu avizelerde;
Siyah tülleriyle üryan kadınlar
Loş gölgeler gibi kıvrandı yerde...
Bu akşam Hakanın son matemi var!

Avutmak ,istiyor sebepsiz derdi...
Şehvetle damarlar şişip boynunda,
Bir bir kadehi kırıp can verdi,
En son bakirenin beyaz koynunda.

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 09:01:34
Piraye'ye

22 Eylül 1945

Kitap okurum :
                        içinde sen varsın,
şarkı dinlerim :
                        içinde sen.
Oturdum ekmeğimi yerim :
                        karşımda sen oturursun,
çalışırım :
                        karşımda sen.
Sen ki, her yerde «hâzırı nâzır»ımsın,
                                konuşamayız seninle,
                                duyamayız sesini birbirimizin :
sen benim sekiz yıldır dul karımsın...




26 Eylül 1945

Bizi esir ettiler,
bizi hapse attılar :
                           beni duvarların içinde,
                                                    seni duvarların dışında.

Ufak iş bizimkisi.
Asıl en kötüsü :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması...
İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş,
namuslu, çalışkan, iyi insanlar
ve seni sevdiğim kadar sevilmeye lâyık...

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 17 Ara 2012 09:02:28
Bir kez daha okuyalım


"VATAN HAİNİ

Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran
puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
'Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
28.7.962"
(Nâzım Hikmet,

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ara 2012 10:07:20
Şeyh Bedrettin Destanı'ından bir bölüm..

yağmur çiseliyor.
serez çarşısı dilsiz,
serez çarşısı kör.
havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
ve serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.

yağmur çiseliyor.

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 17 Ara 2012 16:53:12
Ben diyorum ki ona: kül olayım kerem gibi yana yana.
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlıga

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK