İKİ DERT
Yusuf Ziya'ya
Gönülden inledi, içten inledi,
Ben anlatayım da bir dinle, dedi,
Sonra sen istersen bu hâlime gül:
«Evde üç kişiyiz, üç dertli gönül;
« Hepimiz elemle uğraşıyoruz,
«Kör dolaşıyoruz, kör yaşıyoruz.
«Bir gün anlamadık birbirimizi,
«Sade bir damla kan bağlıyor bizi,
«Annem düşünceli, daima küskün,
«Yok ömrümde onu şen gördüğüm gün;
«Kardeşim neş'esiz durgun bir çocuk.
«Hep gözleri yaşlı, hep benzi uçuk,
«Ben vakitten evveli ihtiyarlayan,
«Sevgisiz, emelsiz, günleri sayan,
«Maziye ağlayan bedbaht, bir deli,
«Her gün biraz daha gönlüm kederli,
«Onların içinde ben de sessizim;
«Düşün ki: Ne hazin oluyor bizim
«Aynı dam altında toplanışımız,
«Maziyi hasretle her anışımız...
«İsli bir lâmbanın kör ışığında
«Koynuna gölgeler gömülen oda
«Dinlerken soluyan nefesimizi,
«Başka başka hisle ayırır bizi:
«Annem gençliğini içten yâd eder.
«O eski günlerim ne günlermiş der,
«Tam sekiz yıl evvel can veren babam,
«Gözümün önüne gelir her akşam!
«Kardeşim: Kafesten geceye dalar,
«Kim bilir onun da ne elemi var?
«Ben, beni terk eden, beni aldatan,
«Bir sonu gelmeyen kâbusa atan
«Kadının yaşarım hâtırasını;
«Gönlüm tutuyorken hâlâ yasını
«Maziyle uğraşan vuran dövüşen
«Gururum kırılır... Lâmbadan düşen
«Işıkta görürüm onun yüzünü,
«Yeniden yaşarım her eski günü!
«Boynuma dolanır sanki kolları,
«Uzun kirpiklerle o anda yarı
«Kapanan gözleri: Seviyorum, der!...
«Arzuyla tutuşup kalbimde bir yer:
«Söyle beni neden bıraktın? derim…
«İçimden kahrolur ölmek isterim!.
«Bir azap akarken heyecanıma
«Uzanan kollarım düşer yanıma;
«Önümden kaybolur o yavaş yavaş!.
«Gönlüme dökülür iki damla yaş ..
«Bu böyle giderse öleceğim ben!.
«Emin ol kardeşim o yanımdayken
«Ne böyle elemli, ne de bîkestim!..
«Artık ağlıyordu, sözünü kestim,
«Dedim ki: Üzülme, derdim senden çok,
«Benim annem de yok, sevgilim de yok!.»