Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 08 Oca 2013 15:40:06
Ak bir karanfil gibi çatlayıp da çekirdek
atom bahçelerine yürüyünce aydınlık,
yalnız meraklıları değil, bütün insanlık
        şiirin aynasında kendini seyredecek.

                                                                                    Aralık 1959

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 08 Oca 2013 15:59:10
KARA KUVVET

Asırlar vardır ki, bu memleketin
En sade, en temiz gönüllerine,
Göklerin ezeli ruhu yerine,
Zulmeti siniyor kara kuvvetin.

Asırlardan beri bu kara kuvvet,
Bir yara ki ruhumuzda kanıyor,
Susuz bir kurt gibi homurdanıyor,
Bir nura koşuyorsa eğer memleket.

Bu kara kuvvetin elleri
Böyle sarılırken boğazımıza,
Gönüllerimizde biz bu hırsıza,
Hala veriyoruz en kutsi yeri,
Nankördür imanlı gönüller bütün,
Şükranla secdeye varmazsa eğer,
Gençliğin nurunu çalan bu eller,
Hırsız eli gibi kesildiği gün!

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 08 Oca 2013 18:03:32
Kardeşlerim!
Size söylemek istediklerimi
Doğru dürüst söyleyemiyorsam eğer
Kusura bakmayın
Sarhoşum, başım dönüyor biraz
Rakıdan değil
Açlıktan hafif tertip
Kardeşlerim!
Avrupalım, Asyalım, Amerikalım,
Ben bu Mayıs ayında
Ne hapisteyim, ne açlık grevinde
Yatıyorum çimenin üstünde geceleyin
Gözleriniz yıldızlar gibi başucumda
Ve elleriniz bir tek el gibi avucumda

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı bombom12

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 384
  • 1.128
  • 384
  • 1.128
# 08 Oca 2013 20:20:05
Büsbütün unuttum seni eminim, Maziye karıştı şimdi yeminim, Kalbimde senin için ...yok bile kinim, Bence sen de şimdi herkes gibisin.
            NAZIM HİKMET

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2013 20:20:53
  Gözlerimiz
Gözlerimiz şeffaf temiz damlalardır.
Her damlada demire can veren dehamızın
Bir küçücük zerresi vardır..
şeffaf temiz damlalarıyla gözlerimiz
Bir umman içinde o kadar birleşti ki,
Kaynıyan suda buzu nasıl eritirsiniz,
işte biz de birbirimizde öyle kaybolduk.
Yükseldi gözlerimizin şaheseri
Demire can veren dehayı bulduk.
şeffaf temiz damlalarıyla gözlerimiz,
Bir umman içinde birleşmeseydi eğer,
Her zerre dağğlsaydı başka bir yere,
Dinamolarla türbinleri çiftle􀃺tirerek,
Çelik dağları suda kof bir kelek gibi döndüremezdik..
Ve gözlerimizi yakan gecenin ateşini
şamasız kibrit gibi söndüremezdik.
          NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 08 Oca 2013 20:40:10
...............

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 09 Oca 2013 02:41:22
RUHUN
 
Ruhun, bir ırmaktır gülüm,
akar yukarda dağların arasından,
 
dağların arasından ovaya doğru,
 
ovaya doğru, ovaya kavuşamadan bir türlü,
 bir türlü kavuşamadan uykusuna söğütlerin,
 
geniş köprü gözlerinin rahatlığına,
 
sazlıklara, yeşil başlı ördeklere,
 
düzlüklerin yumuşak kederine kavuşamadan,
 
kavuşamadan ayışığındaki buğday tarlarına,
 ovaya doğru akar,
 
akar yukarıda dağların arasından,
 bir yığılan bir dağılan bulutları sürükleyip,
 
geceleri iri iri yıldızları taşıyarak
 
dağbaşı yıldızlarını,
 
mavi güneşlerini de dağbaşı karlarının,
 
akar köpüklene köpüklene,
 
dibinde ak taşları kara taşlara karıştırıp,
 
akar akıntıya karşı yüzen balıklarıyla,
 
dönemeçlerde kuşkulu,
 
uçurumlarda düşüp şahlanarak,
 
kendi uğultusuyla deli divane
 
akar yukarda dağların arasından,
 
dağların arasından ovaya doğru,
 ovaya doğru, ovayı kovalayıp
 
ovaya kavuşamadan bir türlü.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 09 Oca 2013 08:22:48
KAVANOZDAKİ YÜREK

Doktor Litman İmre’nin masasında
Bayan Çabai Yanoş’un yüreği
Birazcık kibirli, birazcık mahzun
Duruyor içinde bir kavanozun
Kayısı güllerinin arasında.

İncecik yarılmış ortasından
Yüreği Bayan Çabai Yanoş’un
Yarayı açan ne doktor?
Neşter mi?
Yoksa hasretlik mi?
Acı sözler mi?
Bir ağlayanı var mı, arkasından?

Otuzundaymış, baktım etikete
Bayan Çabai Yanoş’un yüreği?
Evli miydi?
Ne iş tutar Bay Yanoş?
Belki şimdi Rojakert’te oturmuş
Çekiyor akşamı seyrede ede

Duruyor kavanozda çırılçıplak
Bayan Çabai Yanoş’un yüreği
Bayan kaç kere böyle bir kaba
Reçel kaynatarak koydu acaba?
Elbet gazlı bezden değildi kapak.

Kendi gitmişse de içinde odanın
Bayan Çabai Yanoş’un yüreği
Almış da onu karşısına doktor
Sırlarına ermeye çalışıyor
Belki bir damarın, belki bir sevdanın.

Akıllı bir doktorun masasında
Bayan Çabai Yanoş’unki gibi
Yüreğimiz, güllerin arasında
Bizlerden sonra da faydalı olsun
İçinde tertemiz bir kavanozun



Kalp rahatsızlığı olan Nazım Hikmet, Budapeşte yolculuğu sırasında rahatsızlanır ve Dr. Litman İmre’ye gider. Doktor muayenesini yaparken, Şairin gözü masanın üzerindeki kavanoza takılır. kavanozda bir insan kalbi vardır. Nazım, kavanozun üzerindeki etiketten, ilaçlı su içindeki kalbin bir kadına ait olduğunu anlar ve o kadar etkilenir ki, 06 Eylül 1955 günü Budapetşte’de “Kavanozdaki Yürek” şiirini yazar.

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 09 Oca 2013 08:28:34
.......

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Oca 2013 18:56:29
  MERHABA ÇOCUKLAR
 
Nâzım, ne mutlu sana
cân ü gönülden,
ferah ve emin,
«Merhaba,» diyebildin.

Sene 940.
Aylardan temmuz.
Ayın ilk perşembesi günlerden.
Saat : 9.

Mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz
                          ki en kalın kitaptan çok yazısı var :
                          ayın, günün ve saatın.

Merhaba, çocuklar.

Bir geniş
          bir büyük «Merhaba» demek,
sonra bitirmeden sözümü
          yüzünüze bakıp gülerek
— kurnaz ve bahtiyar —
          kırpmak gözümü...

Biz ne mükemmel dostlarız ki
                                    kelimesiz ve yazısız
                                                       anlaşırız...

Merhaba, çocuklar,
merhaba cümleten...
                                      NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Oca 2013 22:33:26
Kelebek misalidir aşk; Anlamayana ömrü günlük, Anlayana bir ömürlük !
N.Hikmet

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 10 Oca 2013 08:17:40
ALDIĞIM BİR MEKTUP

1337 Mart Ankara

Dün gece mektup aldım bir felakete dair
Siyah satırlarında şöyle yazılı:
“Şair!
Bilmiyoruz nereden başlamalı biz söze
Kara bir hançer gibi zavallı gönlümüze
Saplanan son acıyı sen de duyuyor musun?
Yoksa hülyalarınla hálá uyuyor musun?
Boşluklara atılan ruhumuza bu bir sır:
Bilmiyoruz gönüller bu kadar yakın mıdır?
Dileriz derdimizi avutmasın seneler
Bize son vazifeni yapmış olursun eğer
Zavallı gönlümüzde bu derin mátemi sen
Rüba Beyin sesiyle ebedileştirirsen…
Ah bir hale düştük ki duysa káinat ağlar
Hem bir kardeş kaybettik, hem çok sevgili bir yár
Biz gurbette ağlarken o da gurbette öldü
Biz gurbete gömüldük, o toprağa gömüldü…
Şimdi o uzaklarda, çok uzaklarda bizden!
Hayaline ağlayan yorgun gözlerimizden
Yüzü rüyalardaki yüzler gibi kayboldu.
Zaten o bir çiçekti bir çiçek gibi soldu
Bir bahçeye gitti ki açılmaz çiçekleri
Kahpe felek kendini bildiği günden beri
Gökler zulümleriyle bu kadar alçalmadı.
Artık güzelliklere imanımız kalmadı.
Hiçbir ümidimiz yok hiçbir gayemiz de
Şair? Fani neşeyi artık arama bizde
Şimdi biz bir hayale ağlarız için için
Tesellisi olmayan gönüllerimiz için
Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz
Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 10 Oca 2013 19:50:17
Bizi esir ettiler,
bizi hapse attılar :
beni duvarların içinde,
seni duvarların dışında.

Ufak iş bizimkisi.
Asıl en kötüsü :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması...
İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş,
namuslu, çalışkan, iyi insanlar
ve seni sevdiğim kadar sevilmeye lâyık..

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2013 20:13:10
  Silahsız İnsanlar

Beş kıtanın içinden başladı sefer
Gidildi kuzeye doğru, gidildi,
Ormanlar, kayalar, göller, denizler
Şehrine varıldı, şehir yeşildi.

Bu gelenler silâhsız adamlardı
Her birisi yüreğini çıkardı.
Her yürekte güzel bir şeyler vardı,
Hayata sevdalar ilân edildi.

Geceler beyazdı, gündüzler serin,
Sözleri dövdüler dan dan da din din,
Örsünde sıcacık yüreklerinin
Ölüm bu sözlerden güçlü değildi.
         NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Oca 2013 06:45:44
Şehrime gel sevgilim.
Yarın çık gel
 Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
 Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın,
 Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
 Gel ki, nefes alayım.
 Gel.
 
 Nâzım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK