Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Tem 2013 10:05:18
Ve tıpkı o eski , acıklı hikâyelerdeki yalınayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek... "
       NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 15 Tem 2013 10:22:21
yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...
Nazım Hikmet

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Tem 2013 11:02:03
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
 Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
 Sende uzaklığı,
 Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

 Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
 Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
 Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

 Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
 Fakat asla ümitsizliği değil...

 Nazım Hikmet Ran - YİNE SANA DAİR

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 15 Tem 2013 11:26:18
''Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş.
Ama sen gitme, ben cahil kalayım.''

-Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 16 Tem 2013 12:10:47
Dağ doruğu deler gider bulutu
dağ dibinde ak evler kutu kutu
evdekiler! yok mu koklamak isteyen
dağ doruğundan getirdiğim otu?

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2013 17:12:45
...

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Tem 2013 19:40:00
Artık ben de sıkıldım güçlü görünmekten,

İçim düğüm düğümken başka düğümleri çözmekten...

Herkese yetişmekten ama hep kendime geç kalmaktan...

Eskiden olsa bir şekilde yakasından tutardım hayatın,

Ama şimdi tutunduğum her hayat elimde kalıyor...

Ya benim gücüm tükenmiş, ya da hayatın karşıma çıkardığı yürekler çok acımasız...

Haketmeyenler en konforlu kalplerde sefalarını sürerken,

Nedense ben hep iyi halden tahliye ediliyorum yüreklerden...

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Tem 2013 18:26:53
...
Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu. Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük..
NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 19 Tem 2013 10:09:07
....

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Tem 2013 11:41:31
...

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Tem 2013 21:34:24
...

Çevrimdışı malkoc61

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 542
  • 1.949
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 542
  • 1.949
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Tem 2013 03:35:13
KADINLARIMIZ - NAZIM HİKMET
Şiirler

Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Tem 2013 08:41:46
.....

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Tem 2013 10:05:56
Hastalar,
Kardeşlerim,
İyileşeceksiniz.
Ağrılar sızılar dinecek.
Yumuşak, ılık Bir yaz akşamı gibi inecek
Ağır,yeşil dalların arasından rahatlık.

Hastalar kardeşlerim,
Biraz daha sabır,biraz daha inat.
Kapının arkasında bekleyen ölüm değil,hayat.
Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl.
Kalkacaksınız yatağınızdan, gideceksiniz.

Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını
Yeni baştan keşfedeceksiniz.
Sararmak limon gibi,mum gibi erimek,
Devrilmek kof bir çınar gibi ansızın.
Kardeşlerim , hastalar!

Biz ne limonuz.ne mum , ne çınar.
Biz, insanız,çok şükür,
Çok şükür, biliriz,
Umudumuzu ilacımıza katmasını.

Yaşamak gerek! diyerek
Ayak direyip
Dayatmasını.
Hastalar, kardeşlerim,
İyileşeceğiz.
Ağrılar, sızılar dinecek.
Yumuşak, ılık bir yaz akşamı gibi inecek
Ağır, yeşil dalların arasından rahatlık
                      NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 23 Tem 2013 03:47:06
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK