VER YÂ RABBÎ
Çıksın diye, adımız tek çağdaşa;
Kurânsız bir İslâm aradık hâşâ.
Ayaklar ne yapsın, şuursuz başa?
Bize biraz, hidâyet ver Yâ Rabbî.
Kanımız bulandı, kalpte kibirden;
Yüzler kızarmıyor, tendeki kirden,
Kırkı aldık.. Biri çaldık fakirden;
Bize biraz, fazîlet ver Yâ Rabbî.
Uygun buldu, iblis bizi dişine;
Parfüm döktü, şuuraltı leşine,
Takıldık bir; cinselliğin peşine,
Bize biraz, utanma ver Yâ Rabbî.
Kadına zil takıp, sahneye saldık,
Kadehler kaldırıp, seyrine daldık,
İffeti; nasıl da hafife aldık.
Bize biraz, ciddiyet ver Yâ Rabbî.
Kırdık.. Azarladık, ana babayı,
Evlâda gelince, aldık sopayı,
Hamurda kalmadı, edebin payı;
Bize biraz, merhamet ver Yâ Rabbî.
Komşu kapısından, geçemez olduk,
Bir hatır kahvesi, içemez olduk,
Dosta sırrımızı, açamaz olduk;
Bize biraz, ferâset ver Yâ Rabbî.
Bir gaflet ki; uzun söze ne gerek,
Âyetlerle alay ettik gülerek.
Yasakları deldik.. Hem de bilerek;
Bize biraz, basîret ver Yâ Rabbî.
Günden güne, bozulmada neslimiz,
Çoluk çocuk, bir ekrana teslimiz
Korkumuzdan, cüret aldı nefsimiz;
Bize biraz, cesâret ver Yâ Rabbî.
Cengiz Numanoğlu
(1996)