Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 30 Ara 2015 22:10:18


         h.n.a.


KAHRAMANLIK

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.

Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.

Yırtıcılar az yaşar… Uzun sürmez doğanlık…
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Adsız sansız olsa da, en büyük kahramanlık;
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Bunun için ölüme bir atılış gerekir.
Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir…

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 30 Ara 2015 22:14:51
KUŞ HATIRALARI

Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdun üç tarafı denizlerle çevrili
kuruüzüm incir fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuru üzüm ve inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri...
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahcup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu...

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nureddin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okul önü koz helvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı...

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalarımızın elinden
yazlık sinemalara gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozları içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Biz sıkı çocuklardık.

Hepimizin birer yıldızı vardı
onlara isim takardık
onlar da bize isim takardı
pus ve dumandan önce bu şehrin
geceleri gökırpan ve isimleri takılan yıldızları
vardı.

Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
biz kimseden yana değildik.

Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
olmazdı
Bir değirmendeydik
öğütülen
öğütülürken türküler söyleyen
buğday başaklarına benziyorduk.
Ben
çorbalardan tarhanayı
yemeklerden kurufasulyayı
sigaralardan Harmanı
belki bunun için çok sevdim.

Yollar bozuk musluklar bozuk
ziller bozuk paralar bozuk
ama adamlar sağlam idi.

Bu şehrin yıldızları vardı.
Saçlarına kurdelalar takan
çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına
leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
gözleri önünde
yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
küçük çocukları vardı bu şehrin
bu şehrin yıldızları vardı.

Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.
Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.
Taksimden Fatihe troleybüs kalkar
Şişhanede mutlak raydan çıkardı.
Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu
bizzat kendisi vardı.

Başımız ağrırdı komşumuz vardı
gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
Çorbamızı umutlarımızı
memleket kadar kalbimiz paylaştığımız komşularımız
vardı.

Geceleri bekçimiz
gündüzleri sütçümüz
bizim kadar zayıf da olsa
nohuta ve makarnaya alışmış da olsa
Sarman adında bir kedimiz
ceplerimizde kırık misketlerimiz
çamur bulaşığı ellerimiz
ve gülümseyen bir yüzümüz
kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
biraraya gelerek çektirebileceğimiz
bir aile fotoğrafımız vardı.

Bir sabah bütün iyi şeylerin
Ayvansaray iskelesinden
hayal ülkesine doğru demir alan
bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
aramızdan ayrıldığını gördük
Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı
gazeteler.
Süheyla hanımın Raci beyin
Melahat mehveş ablanın
Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise
yazmadılar nedense.
Ama yok ama yoklar.

Ne Harman sigarası kaldı geriye
ne Olimpus gazozu
ne Sadri Alışık.

Kalan bir tortuydu belki.

Belki kırık bir rüya denizi
belki suya düşürdüğümüz suretimizin
cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey.
Herşey Maltepe sigarasının
hep arandığında
her bakkalda bulunabilmesi ile
büyüsünü kaybetmişdi belki de .
belki de biz bir rüya mı görmüştük?

Hadi hepsi yalandı.
Hadi hepsi hayaldi.
Hadi hepsini ben uydurmuştum.
Ama rüyalarımızın melekleri
ve soframızın daim konukları kuşlar?
Ya onlar?
Onları siz de görmediniz mi?
Sizin de sofranıza konup
rüyalarınıza uğramadılar mı?
Onlar da mı yalandı? 

İbrahim SADRİ

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.824
  • 227.517
  • 28.824
  • 227.517
# 30 Ara 2015 22:15:50
VER YÂ RABBÎ
Çıksın diye, adımız tek “çağdaş”a;
Kur’ân’sız bir İslâm aradık hâşâ.
Ayaklar ne yapsın, şuursuz başa?
Bize biraz, hidâyet ver Yâ Rabbî.
Kanımız bulandı, kalpte kibirden;
Yüzler kızarmıyor, tendeki kirden,
Kırkı aldık.. Biri çaldık fakirden;
Bize biraz, fazîlet ver Yâ Rabbî.
Uygun buldu, iblis bizi dişine;
Parfüm döktü, şuuraltı leşine,
Takıldık bir; ‘cinselliğin’ peşine,
Bize biraz, utanma ver Yâ Rabbî.
Kadına zil takıp, sahneye saldık,
Kadehler kaldırıp, seyrine daldık,
İffeti; nasıl da hafife aldık.
Bize biraz, ciddiyet ver Yâ Rabbî.
Kırdık.. Azarladık, ana babayı,
Evlâda gelince, aldık sopayı,
Hamurda kalmadı, edebin payı;
Bize biraz, merhamet ver Yâ Rabbî.
Komşu kapısından, geçemez olduk,
Bir hatır kahvesi, içemez olduk,
Dosta sırrımızı, açamaz olduk;
Bize biraz, ferâset ver Yâ Rabbî.
Bir gaflet ki; uzun söze ne gerek,
Âyetlerle alay ettik gülerek.
Yasakları deldik.. Hem de bilerek;
Bize biraz, basîret ver Yâ Rabbî.
Günden güne, bozulmada neslimiz,
Çoluk çocuk, bir ekrana teslimiz
Korkumuzdan, cür’et aldı nefsimiz;
Bize biraz, cesâret ver Yâ Rabbî.
Cengiz Numanoğlu
(1996)

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 30 Ara 2015 23:11:34
Kar Şiiri

Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın

Allah kar gibi gökten yağınca
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
Başını önüne eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın

Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip gider
Her affın içinde bir intikam gelip gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
Ruhum seni düşününce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın
 
Sezai Karakoç

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 31 Ara 2015 00:39:57
Yağmur Güzeli

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.

Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım
Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım
Seni sevdiğimi anlayacaklar.
Üstüme yağmurlar yağacak
İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım
Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak
Kahrolacağım.

Bu şiiri yağmur yağarken yazdım
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda
Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
Melul mahzun dolaşmazdım akşam karanlığında,
Duraklarda yapayalnız kalmazdım.

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.

Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.879
  • 4.220
  • 53.879
# 31 Ara 2015 08:50:27
GURUR
Var git bahçesinde açıl ellerin
Diken dillerine deymez güllerin
Mangal yüreğimde aşkın ateşi
Söndüyse sebebi gurur küllerin

CEMAL SAFİ

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.824
  • 227.517
  • 28.824
  • 227.517
# 31 Ara 2015 11:10:18
AĞIR GELİYOR

Yaralı kuşumun kanadı
Dallara ağır geliyor.
Yere bassa ayağını
Yollara ağır geliyor.

Uzaktan gider bulutlar,
Çiçekken kurur umutlar,
Suna beklemek her bahar
Göllere ağır geliyor.

Nâçar, vurgun gönlüm nâçar,
Kurt kovalar, ceylan kaçar,
Ufuklar bir konar göçer
Çöllere ağır geliyor.

Yolcu yeler yeler yetmez,
Derdi olmayan kuş ötmez,
Hayattan şikâyet bitmez
Kullara ağır geliyor.

Vakti tırnakla kaşımak,
Kızıl alevde üşümek,
Yorgunlukları taşımak
Sallara ağır geliyor.

Sevda bana vurdu geçti,
Kıran geldi, kırdı geçti,
Desem ki ısırdı geçti
Yıllara ağır geliyor…

Bahaeddin KARAKOÇ (Leyl ü Nehar Aşk – TDV. Yay. Ankara / 1977)
 
Bahattin Karakoç

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 31 Ara 2015 11:42:18
GEÇEN GÜN ÖMÜRDENDİR

Aklını al başına
Geçen gün ömürdendir
Oyalanma boşuna
Geçen gün ömürdendir
Yürüsen de, dursan da
Türlü hayal kursan da
Saati durdursan da
Geçen gün ömürdendir
Yanma gaflet narına
Sadık ol kararına
Erteleme yarına
Geçen gün ömürdendir
İbretin olsun dünün
Hakkını ver bugünün
Belki yarın son günün
Geçen gün ömürdendir
Gönül akıla şaştı
Hatalar doldu taştı
Hesap günü yaklaştı
Geçen gün ömürdendir
Ne sultana ne şaha
Kalmadı dünya aha
Ele geçmez bir daha
Geçen gün ömürdendir
Unutmadan gayeyi
Al zamandan payeyi
Tüketme sermayeyi
Geçen gün ömürdendir

Çevrimdışı karenia

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 91
  • 1.211
  • 91
  • 1.211
# 31 Ara 2015 12:43:07
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
         Ahmed Arif

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 31 Ara 2015 15:41:28
                             BENİM ŞARABIM!
 Seher vakti içtiğin şarap, sana tesir etmediyse, ben sana başka türlü bir şarap vereyim; onu iç.
Benim şarabım gerçekten de acayip bir şaraptır.
Bir kıyamet gibidir.
İnsanı diriltir.
Daha ilk kadehi içer içmez, nereleri gezersin?
Neler görürsün? Neler…
İkinci kadehten Allah’a sığınırız.
Üçüncü kadehi içince ne olacağını söyleyemem.
Ne gam kalır, ne iş güç kalır.
Herkes yerlere yıkılır, ondan sonra da sizi alırlar, nereye çeker götürürler, Allah bilir!
Sen, kokuya, renge takılıp kalmışsın.
Onların esiri olmuşsun; taşa, taştaki resme benziyorsun.
Şu taşın kalbinden, kaynak suyu gibi kayna da, fışkırarak çık!
Hele ey kerem sahibi saki!
O kırmızı şarabı sun da öyle bir hale geleyim ki, çekinmeden, korkmadan senden, senin güzelliğinden bahsedeyim.
O büyük kadehi bana, kendi kuluna sun da, onun mahmurluğuyla nasıl başımı kaldırmışım, yukarılara dalmışım, seyret!
Ötelere; beni ırmak edip akıttığın yere bakıyorum.
Zaten, o ırmak, denizden akıp gelmişti.
Şimdi de geldiği yere; denize doğru akıyor.

(MEVLANA)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.824
  • 227.517
  • 28.824
  • 227.517
# 31 Ara 2015 22:52:23
Yokluğun uzakta olsun sen değil
Gönlümün gülleri solsun sen değil
Hayat bize tuzak kursun sen değil
Vuracaksa namert vursun sen değil
Hasretliğin unutulsun sen değil
Yüreğin benimle olsun sen değil
Özlemin canımı yaksın sen değil
Hayallerim beni yıksın sen değil
Seni seven ben olayım sen değil
Yüreğimde sevdan olsun sen değil
Can gerekse ben vereyim sen değil
Ölüm gelse ben öleyim sen değil..

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 01 Oca 2016 09:03:25
                          AŞK YAŞAYANLAR İÇİNDİR

 Ağladığını istemem ben ölürsem.
 Beni en sevdiğin halimle hatırla.
 Uzak bir yerde çalıştığımı düşün.
 Hayatta olduğuma inan
 Bir gün gelir kendiliğinden
 Geçer bütün üzüntün
 Her yeni gelen günü
 Yeni bir ümitle beklemeli
 Her yeni gün yeni havalarla gelir
 Gece, yağan yağmurla uyursun
 Sabah, birde bakarsın odan güneşli.
 Her gelen vapur, tren
 Yeni insanlarla gelir...
 Ben esmerdim güzelim
 Bu sefer bir sarışını seversin
 Aşk yaşayanlar içindir...

                                 Necati CUMALI

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.824
  • 227.517
  • 28.824
  • 227.517
# 01 Oca 2016 09:23:10
SOR DA SÖYLESİN...
Gör ki; madde âciz, mânâ yücedir,
Her ne varsa dönüş, "Mutlak Güç" edir.
"Arş" içinde "Arz" dediğin nicedir?
Bir kum tanesine, sor da söylesin...
Sanma, Kâinatta bir tesadüf var;
Herşey dile gelmiş, mânâ fısıldar.
Rabb'imden habersiz dal mı kıpırdar?
Düşen bir yaprağa, sor da söylesin...
Nasıl kurulmuş ki, hayat dengesi,
Hiçbir nesnede yok, bir kavga sesi.
Neyi bekliyor şu, tohum tanesi?
Yağmur damlasına, sor da söylesin...
Rızkını biçer mi, gayret ekmeyen,
Oturup miskince, sofra bekleyen..
Bunu sen, dört mevsim açlık çekmeyen,
Küçük karıncaya, sor da söylesin...
İbret denizinde, akıl teknesi,
Gezdikce paklanır, vicdanın sesi.
Îman için yeter, ilmin zerresi,
Deryâyı damlaya, sor da söylesin...
Cengiz Numanoğlu

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 01 Oca 2016 10:13:46
Sana söylemediğim her kelime
Zehir gibi damarlarımda gezinir
Çoğalırlar ve akarlar kalbime.

Sus kalbim, derim. Sus ve susa ona,
Bir çöle dön! Çatla damar damar,
Ve sakın onun efsunlu gözlerine bakma!

Ne zaman baksam sana,
Bir melek sureti güler bana,
Bir hayalsin sen, büyüden yapılma.

Çözülüyorum sana iplik iplik,
İçimde bir cüce, dağ gibi kambur taşır.
Gözlerime bak ve bir kelime söyle,
Kölem ol sen de benim, bir seferlik.

Yağmurumsun, rüzgarım, ne dilersem o,
Akıyorum biliyorum içine zehir gibi,
Bazan serin bir ırmak gibi çağlaya çağlaya.

İçimde kabarır sakladığım kelimeler,
Bir deniz fırtınadan önce nasıl kabarırsa.
İçimde yankılanır çığlıklar,
Martılar gökyüzünde nasıl çığlıklanırsa.

Bir cüceyken ben, bir dağa dönüşüyorum,
Kamburum seninle dolmakta.
Büyümekteyim anla seninle çoğala çoğala...
İlhami Atmaca

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.879
  • 4.220
  • 53.879
# 01 Oca 2016 13:19:56
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum;
'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği.
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum.

Murathan MUNGAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK