h.n.a.TOPRAK & MAZİ
Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
Okuyarak hayat denen koca kitabı,
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.
Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
Bana artık her saadet olmuştur haram.
Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
Buna katlan, toprak için çünkü bu bir hak!
Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
Fışkırttığı serin sular bize can verir;
Ormanları gönlümüze heyecan verir.
Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
Sana her şey veren, seni büyüten toprak,
Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?
Doğup ölmek
Millet için bunlar bir hızdır,
Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
Toprak bizim anamızdır
İnsan yasına
Kapılarak nasıl söver öz anasına?
Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairane serinliğinde
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
Fisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
Mefkûreler âleminde olunca kıtlık,
Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık.
Bir budala zulüm yeter! diye haykırır,
Bir it çıkar proleter diye haykırır!
Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
Froyt denen yahudiye gider verir can
Kimi kördür
Kendisine büyük gelir pek,
Lenin denen o maskara vatansız köpek
O ne felsefe ne de dinin hiçinde,
O, toprağın asırlardan beri içinde
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak,
Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak,
Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır
Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
Geçmişlerin gecesinden ışık alırız
Bir düşünsen mazideki olan işleri
Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yad edelim o geçmişleri
Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
Damarında çünkü kanı var Atilânın,
Avrupanın her ırkından toplanan ordu,
Onu Galya ovasında zorla durdurdu.
İradesi yenilmeden sinirle ete
Vatan için karısını bırakan Mete
Yasa için kardeşini öldüren Çingiz
Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz,
Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı
Tonyukukun gizlenmiştir dehâ kanında,
Bismark onun at uşağı olmaz yanında
Alp Arslanla Kılıç Arslan şanlı bir fasıl,
Avrupayı rezil eden Yıldırım
Nasıl?
Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir,
Ankarada Yıldırımı eriten Demir
Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
Katerinle neler yaptı acaba Baltacı?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?
Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.
Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz,
Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
Bir gayedir
Fakat bunun hududu dardır
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
Kişioğlu müebbeden ona esirdir.
En mukaddes iki Vara böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi,
Bu milletten çıkar mıydı bir büyük GAZİ?
Kara toprak yine bizden gıda almasa,
Kalır mıydı aramızda türe yasa?
Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü,
Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.
Yabancılar bir gün yine akın ederse,
Ve zaferi kendisine yakın ederse,
Sevgilimi aldı diye bu kara toprak,
Tarihin ün meydanında uzun kalarak,
O toprağın uğruna sen can vermez misin?
Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
Savaşları, türeleri, yasalarıyla
Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir
Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!
Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır