Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 08 Şub 2016 20:33:37


         h.n.a.


ESKİ BİR SONBAHAR

Sonbahardı… Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu.
Bize yaklaşıyordu.
Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu…
Havada bir serinlik…
Tatlı bir hayal gibi…
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin;
O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu.
O bir beste değildi: Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.
Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla…
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2016 21:20:16
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet isyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

Ahmet Hamdi Tanpınar

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.510
  • 28.823
  • 227.510
# 08 Şub 2016 21:35:44
Kimseye çok bağlanmamak lazım;
Vakti gelince herkes gidecek...
Yanındayken kıymet bilmek lazım;
Bir gün herkes geldiği yere dönecek...
Gereksiz yere kalp kırmamak lazım;
Ömür dediğin kısa, öyle gelip geçecek...
Kavgayla geçen zamana yazık;
O vakitler geri gelmeyecek...
Malın, mülkün derdine hayatı kaçırmamak lazım;
Sahip olduklarını götüremezsin yanında,
Senden sonra başkaları yiyecek...
İnsan dediğinin acı çekmesi lazım;
Yoksa düşkünün halini nerden bilecek..!
Şöyle okkalı bir tokat patlatmalı hayatın suratına;
Yoksa kim haddini bilecek..?
Hepsinde önce insan olduğunu unutmamak lazım;
Bu dünya yalnız senin değil,
Bitkiymiş, hayvanmış, havaymış, denizmiş, kucaklamak lazım..
Bir de şu KALP var ya şu KALP,
Ona sevmeyi öğretmek lazım;
Öğretemezsen eğer;
Bu evren senin üstüne,
Koca bir çarpı koyup geçecek...!!!

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2016 22:10:01
              BEN

Ben: Karlı dağların deli rüzgarı
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım
Ben: Suyu kurumuş sevgi pınarı..
Ben: Toprak bekçisi mezar taşıyım

Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban...
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban
Ben: Hayal peşinde çarıksız taban...
Ben: Gurbet ağzında bulgur aşıyım

Ben: Çürük bir gemi aşk denizinde..
Ben: Yağmur damlası dostun izinde
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.

Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe..
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe..
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım

Ben: Gönlü aklına uymayan deli..
Ben: Az düşünceden doymayan deli
Ben: Beni ben diye saymayan deli.
Bırakın ben benden uzaklaşayım.

Abdurrahim KARAKOÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2016 23:35:26
Acaba

Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar?
*
Bir mekân kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?
*
Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?
*
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
*
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
*
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?


Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 08 Şub 2016 23:36:04
Ağustos Böceği İle Karınca


Karıncayı tanırsınız
Minimini bir hayvandır
Fakat gaayet çalışkandır
Gaayet tutumludur, yalnız
Pek hodgamdır, bu bir kusur:
Hodkam olan zalim olur.

Bir gün ağustos böceği
Tembel tembel ötüp durmak
Neticesi aç kalarak
Karıncadan göreceği
Bürudete bakmaz, gider
Bir lokma şey rica eder
Der ki: - Acıyınız bize
Coluk çocuk evde açız
Ianenize muhtacız.
Karınca bir yüreksize
Layık huşunetle sorar:
- Aç mısınız? Ya o kadar
Uzun, güzel günler oldu.
O günlerde ne yaptınız?
Böcek inler: - Açız, açız
Bakın benzim nasıl soldu
O günlerde gülen, öten
Sazla, sözle eğlenen ben
Bugün bakın ne haldeyim!
Vallah açız, billah açız,
Halimize acıyınız!
Karınca eğlenir: - Beyim,
şimdi de raksedin, ne var?
'Yazın çalan kışın oynar.'
 
Tevfik Fikret

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2016 23:39:24
Nereden Bileceksin

O eski hülyaların sahile vurduğunu
Yakama bir muamma taktığım gün hatırla
Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu
Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla

Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
Kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu
Her seher yüreğimde açan karanfillerin
Her akşam ellerimde sararıp solduğunu
Nereden bileceksin

Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin
Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin
Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin

Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla
Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu
Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla

Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak
Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak
Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde
Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak

Nereden bileceksin fesleğen köklerinin
Hercai bulutlardan bıkıp usandığını
Ansızın kayıveren yıldızların ardında
Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını
Nereden bileceksin

Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi
İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi
Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin

Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu
Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla
Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu
Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla

Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın
Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde
Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık
Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde

Nereden bileceksin kayalara tutunan
Devlerin birer birer vurulup öldüğünü
Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin
Bir dervişi görünce yere döküldüğünü
Nereden bileceksin

Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı
Kapı aralığında sessizce gireceksin
Işıldayan bu gönül şahikası önünde
El pençe divan durup sen de eğileceksin

Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu
Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla
Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu
Acılar evreninden çıktığım gün hatırla

  Nurullah Genç

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.879
  • 4.220
  • 53.879
# 09 Şub 2016 08:46:27
Bana Masal Yazabilir Misin?

Bana masal yazabilir misin?
İçinde ağaçların dinginliğiyle uyuyan bir çocuk olsun
Hayatının kopukluğuyla sarılmasın yalnızlığa
Gözlerindeki ışıltıyı yok eden insanları hatırlatmasın
Savaş ve kan zehirlemesin hayallerini
Masalların mutlu sonları olmalıdır
Mutlu sona götürecek bir yolu olsun
Öyle kurgulamasın ki bu masalı
Kaderi kötü yazılmış bir çocuk olmasın
Ağlamaları duyulmasın içinde
Sokak başında iki büklüm haliyle tinere sarılı çocuk olmasın
Ne biliyim işte
Fakir olsun ama sıcak yuvası olsun
Sıkı sıkı sarıldığı bir ailesi olsun
Umudunu silecek geçmişi olmasın
Çok değil bir arkadaşı olsun
Zor anların yoldaşı olsun
Bir sevdiği olsun
Kalbini kırıp çekip gitmesin
Bana böyle bir masal yazabilir misin?

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 09 Şub 2016 09:43:38
Bütün kuşlara sesimi verdim kurtuldum
Gökyüzünü sesimle yaktım suçluyum
Kuşları değil yüreğimi yargılayın
O kuşlarki yarın dağlara yolcudur derin dağlara
O kuşlar sesimi dağlara salacak
Sesim başı bulutlara karışacak
Dağ yar'a
Yüreğimse kentlere tutukludur
Sığ kentler tutukludur
Yüreğimi diyorum asın
Yoksa dağ ateşini utandıracak

......

Endişesiz bir kavgaya girer gibi giremem
Bu kente
ellerim üşür
korkumdan korkarım gözlerim taş keser
Eksilir bakışlarım
Eksilmez yürek çırpınışlarım
Susuşum üşür
O kalabalık yalnızı bakışlardan ödüm kopar
Çaresiz gözler üzerime yığılır
Sabrım üşür
Bu kente verecek sözüm yok dilimde
Kelimelerim üşür
Tenimde göz göz yalnızlık yaraları
Ayrılık kanamaları
Bu kente düşürecek sevdam yok
Yüreğim üşür
Gölgemde gömün köyün nikahına
Bu kentte ölümüm üşür
Bu dağ taslaklarına bırakmayın
Sonram üşür
Ölümler kendi diliyle anlatılır
Yoksa akıbetim üşür.

Tunay Bozyiğit

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 09 Şub 2016 10:41:46
Sen gülünce dünya başka bir yere dönüşürdü,
Yol kenarında yatan bütün ölü hayvanlar katillerini bağışlarlardı,
Bütün anneler eşitlenirdi,
Bütün evsizler sıcak yataklarda uyur,
Yaralı çocukların kalbi sende atardı…
Senin genlerine işleyen o bitmeyen hüzünün,
Kulaklarımda derin bir uğultudur kayıp bir orman gibi…
Tenin kıyılmaz bir bahçe,
Saçların deniz kokusu,
Gözlerin iki yalnız yıldız…
Geceleri ne çok düşünüyorum seni,
Uykularını,yastığını,yorganını…
Bir melek uykusu hayal ediyorum,
Seyre dalıyorum o çaresiz rüyalarını,
Avuçlarını öpmek geliyor..
Kanayan düşlerini gözlerim içerken,
Yüreğim kaldırmıyor çırpınışlarını,
Senin için hiçbir şey yapamayısıma hayıflaniyorum…
Şimdi sabah oluyor kentte,
Sökülüyor iki ucu bir araya gelmeyen şafakları ömrünün,
Ve ben nisan yağmurları indiriyorum toprağına inatla,
İrkiliyorsun yatağında,korkma!…
Ben hiçbir eksik baharı indirmem toprağına…

Sevinç Soylu

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.879
  • 4.220
  • 53.879
# 09 Şub 2016 10:50:43
...

Yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
İkimizdik, iki kişi değildik
Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
Sanki bir bakıma ayrılık böyle.
...
Edip Cansever/ Uzak Yakınlık

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.823
  • 227.510
  • 28.823
  • 227.510
# 09 Şub 2016 11:19:47
BAĞLANMAYACAKSIN

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin o'nu sevdiğinden...
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya ya da pembeye
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YÜCEL

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 09 Şub 2016 14:00:22
..

Çevrimdışı arkar

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12
  • 375
  • 12
  • 375
# 09 Şub 2016 15:24:25

BAĞLANMAYACAKSIN

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin o'nu sevdiğinden...
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya ya da pembeye
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YÜCEL

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Şub 2016 15:38:59
Aşkınla tutuşan kalbime bir bak,
Seninkinden başka köz var mı Rojda?
Sensiz yaşadığım albüme bir bak.
...Seninle tattığım haz var mı Rojda?

Eyvallah etmezken şahına, haşa!
Yüz sürdüm bastığın toprağa, taşa,
Gönül sokağımı gez baştan başa,
Seninkinden başka iz var mı Rojda?


Kalmasın sevgimden kuşkun, merakın,
Yarına, sevinçle, umutla bakın,
"Sen" dediğim için gücenme sakın,
Sevda sözlüğünde "siz" var mı Rojda?

Nefesin rayiha damıtan buhar,
Hiç kimse duymasın, tatmasın zinhar,
Bakışından renkli ılık ilkbahar,
Gülüşünden sıcak yaz var mı Rojda?


Sen de farkındasın, hem de pekala,
İlanı aşkınla şaşkınım hala,
Hiç bir yaratıkta böylesi ela,
Böylesine bela göz var mı Rojda?

İştiyak duymadım bu arzu kadar,
Lütfuna muhtacım hava, su kadar,
"Ez aşıke teme", işte bu kadar,
Bundan daha güzel söz var mı Rojda?

CEMAL SAFİ

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK