Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Nis 2016 21:04:03
Bir Avuç Hüzün Serptim Yüzüne…

İhtimal dahilinde uslanmadı bulutlar
Sen dahi fevkindeydin yağmurun,ağla hüzün yüzlü kadın!
Hıçkırarak ağla!

Masum bir rüzgara kanat çırp bu tanıdık mevsimde
Nezaketsiz martılar değmesin gözlerine
Islansın yakamozlar mahçuplaşan göz bebeklerinde
Sen doyasıya ağla yine de
Malum, hasret her gönülde zemheri
Ve seyrek bir esintiyle dokunur hep

Çekingen karanlıklar gökyüzünde yıldız bırakmaz
Ki cömerttir siyah
Yaramazca oynaşır göçmen kuşlarıyla
Suçlanma geceyi tutamadım diye
Uykular
Oysa uykular cılız düşlerde sıralı
Ben zaten hüzünlerdeydim
Senin yüzün zaten buralı

Arsız arsız bölünür eskiye dair ne kadar tebessüm varsa dudaklarında
Tanıdık gelir bütün sima’lar
Sen bakamazsın
İstesen de bakamazsın
Çıkamazsın acıların şımarıklığından
Anlamsız adımlarına gizlenir itibarlı bir sükut
Ve suskunluk onurunu paylaşır daima

Sakıncasız bir elemdir belki de
Hayata tutunamayışı yüreğimizin öylece
Belki bıçak sırtı bir sevdanın salıvermesi kendini yalnızken gece
Görülen lüzum üzerine
İpe çekmesi makus talihini ellerin
Yazık,oysa hüzün ne kadar da benimsemişti yüzünü bu sefer

Ey hüzünlerin yüzüne en çok yakıştığı kadın!
Bir avuç hüzün serptim yüzüne
Yağmur taneleri yadırgamadı gözlerini,haydi gülümse!
Yanağından süzülen damlaların kirliliği ile mutlu ol!
Oysa çirkin olmalıydın
Dokunmamalıydı hiç bir acı kanadına
Kibirli saçlarının inadına
Fısılda sessizliğe tüm asiliğini
En son fasılda

Aslında,
Alçak gönüllü hayaller ne kadar da cimri değil mi?
Tebdili bir sevdaya eyvallah
Eyvallah göz yaşımdan kadehe dolan kadın
Ve eyvallah, bir mum ışığında titreyip
Ardından solan kadın eyvallah…

Ömer TÖME...

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 21 Nis 2016 00:08:12
Dururum, durduramam düşlerimde düşüncelerimi
Düşüncelerim derûnî, derinden deşer dertlerimi
Dermânım dünün dehlizlerinde dolaşır durur
Dolu dizgin düşer; dünden, doru dağlardan
Dermânıyla dayanır, dertler dost diyerek dergâhıma
Dertler dermânımdır; dağıtamam, dindiremem...
Dumanlı dağların dostuyum, divânesiyim
Dağlardan dererim, dâr-ı dünyamın düşlerini
Derdestlerim düşümü, duygularla diriltip
Döş defterine dürerim, duygularımın dibâcesini
Duman duman dolsa da, döşüme döşüme dağlar
Dağların dumanlarında dağlarım, dertlerimle döşümü...
Dâr-ı dünyada divânındayım dehşetengiz dizelerin
Derkenarındayım, dilzâde dileklerle dururum dingin
Dilâver duruşumla dolaşırım dağların doruklarında
Deliceler dolaşır, dokunurlar dallarıma dikkatle
Dilenirim dualarla Dilâra'mdan dildâr duygular
Divitim, dilekçeme dosdoğru dizer dileklerimi...
Duymak, düşünmek Dilâra'yı; devlettir, dersaadettir
Duyuyorum, düşünüyorum; dualarımda durmadan
Dağılıyorum, dertleniyorum dizlerime dokuna dokuna
Dertlensem de dermânsız değilim, derûnumdayım
Dertleşiyorum, dilim dilim düşürüyorum dilimden duygularımı
Duyuyorum, düşünüyorum; demlendiriyorum düşüncelerimi...
Celalettin Kurt

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 21 Nis 2016 00:33:08
Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.

Cemal Süreya

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 21 Nis 2016 08:33:19

YORGUN
Ne zaman dağılsa sesim
Şakağıma dayardın gözlerini

Oysa adınla başlamak istedim bu akşama
İstedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk
Günlerdir bir tek dize düşüremedim
Bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün

Kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun
Hergün yeni bir hüznü takıp koluna
Bütün saatleri acıya kuruyor sanki
Şarkıların hüzzam makamındayız
Kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar
Bir acı kahve hatrını unuttuk
Her köşe başında bir maskara

Tuzun ve şarabın tadı değişti
Nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin-
Alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları
Üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü
Her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak
İşte solan bozkır akşam ve zaman
Sessizlik -sensizlik daha ne kadar
-Aşksa aşk işte nabzım-
Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır
İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir
Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi

Bu bungun akşama yazdırarak adını
Dal gibi serin yine gözlerin


A. Hicri İZGÖREN

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 21 Nis 2016 10:51:23
Nerden bakarsan elinde kalıyorum..
Öyleyse bırakma / sarıl..
Bahar geçti de / ben yaprağa nasıl söylerim, ağlarken düştüğümüzü..

Madem öyle, saati ayrılığa kur,
çalmadan gitmiş olasın lakin;
elin elimde olmalı mesela, biriken bir şeyler olmalı, eriyen de bir şeyler.
Bu kalp kafesine sığmıyor artık gitmeliyim,
Meneviş teninde harı gözlerimin..

Kuşlar biliyorum, göç yollarında bir annenin dudak izi..
Kursağımda akşamüstü, kaç gün oldu
yanlı aşklardan ağlama dersleri alıyorum
giden sevgiliyle alakalı..
[ Sonrası yerini bulmak zor olmadı,
bir hüzün kanamış bu yöne.. ]
Bavulumda özgeçmişim:
-Ayrıntılara girmeden aynen aktarıyorum:
“seni seviyorum”
                                        Sıdık Bakır

Çevrimdışı poseidon00007

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.773
  • 21.882
  • 6.773
  • 21.882
# 21 Nis 2016 11:04:40
Bu dergah Hakkın dergahı,
Mülkü olmaz kimsenin.
Buna fani dünya derler,
Kalbini yıkma kimsenin.
              Ladikli Ahmet Hüdai (K.S.)

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Nis 2016 18:31:54
Yâr ..

I

Saatlerin törpüsüdür yokluğunda zaman
Meçhul bir şehrayine gizlenir vuslatın nuru
Görmüyor musun?
Seni beklemekteler
Hep seni beklemekteler yâr
Bereketli kavuşmaların hasretindeki çorak kucaklar
Kırık dökük hüzünlerde gizlenen şafak
Gözlerine mil çekilmiş güneş
Ve
Meczup yürüyüşlere ayarlanmış ayaklar

Ahh Bir de ben!
Bir de ben;
Gözlerinin sürmesine kurban olduğum
Senin bakışlarında fesleğen kokusu var
Bir de ben; Yâr!

II

Bir şimal rüzgârı esip durmalı uzaklardan
Sonsuza dek sürmeli bu mahur ahenk
Değişmemeli bu devran, bozulmamalı bu büyü
Yanmalı bu çerağ hiç sönmemeli
Üveyikler ölmemeli yâr

Durmamalı raks… Susmamalı ney
Nefesin nefesimde demlenmeli
Başı sensiz olsa da dehrin
Sonu sensiz olmamalı
Sensiz olmamalı yâr

III

Yeni yağmurlara gebe gökyüzü
Sımsıcak korlar getirecek son esecek fırtına
Adını yazdığım bütün satırların altını çizdim
Göğsüme gömdüm geceyi, adına kundaklayıp
Haydi, getir bana…
Durma getir
Çocukluğumun sımsıcak masallarını getir
Anlat bir kuşluk vakti
Anlat tenha bir akasyanın altında
Uzandığımda kucağına

Ağlamak hüner değil yâr
Hüner yanmakta
Hüner her kadim duada seni anmakta
Seni, olmadığın yerlerde bulmakta
Seni bulmakta yâr…

IRFAN OZCAN...

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 21 Nis 2016 19:19:39
Götürdün saçlarında sabah ışıklarını
Karanlığıyla akşamın
Seni görmemek
Öylesine zor
Akşamları Beşikdağı
Sabah kara körfezdeyim
Martılar dönüyor başım üstünde
Uzaklaşıyor takalar
Pamuk tarlasına dönüyor denizin üstü
Bir gölge yaklaşıyor yanıma
Bir ses: dağılıyorum
Kuşlar topluyor beni
Denizin sarasını saçtığı yerde
Susuz değirmene döndüm
Göçmen kuşlar döndüler birer birer
İpek kanatlı ankalar
Mekân tuttular yüceleri
Sen dönmedin
Götürdün saçlarında sabah ışıklarını
Karanlığıyla akşamın
Seni görmemek bir daha
Öylesine zor
Celalettin Kurt

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 21 Nis 2016 22:47:17
GÖNLÜMDEKİ GURBET

Dost ülkeler duman duman önümde
Dağların alnında gurbet yazılı
Gövgöcekler firez oldu gönlümde
Çamların dalında gurbet yazılı

Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan
Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan
Özümüz gövünür yanık havadan
Sazların telinde gurbet yazılı

Gene yanar oldu bağrımın başı,
Nasıl söner bu sevginin ateşi?
Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı
Atların nalında gurbet yazılı

Bir canım olsa da yurt için versem
Ufka nakış nakış kanımı sersem
Kalk gardaş sılaya gidelim desem
ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı ..

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 21 Nis 2016 23:08:16
İTİRAF

Sevgiliden sevgiliye hediye,
Ayva gider, elma gider, nar gider.
Sevenin yüreği bir renkli mevsim;
Yağmur gider, rüzgar gider, kar gider.

Işıklı saçların dökmüş beline,
Bağladım gönlümü her bir teline,
Ana, bir ben değil bu aşk yoluna,
Topal gider, sağır gider, kör gider

Fakir, zengin, yiğit, akıllı, deli...
Bunların hepsi de sever güzeli,
Baba, bu çığırdan ezel ezeli,
Hasta gider, esir gider, hür gider.

Sarıldım boynuna, öptüm yüzünden;
Sevdim, ayrılamam kara gözlümden,
Ah! Gardaş neyleyim gönül izinden,
Herkes gitmiş, ben giderim, yar gider.

Karakoç'um düşmüş gönül derdine;
Can adaktır güzellerin merdine,
Hey arkadaş, bu sevdanın ardına
Şahlar bile tahtı, tacı kor gider.

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 22 Nis 2016 08:52:02
kahramanı sızı kalmış hikayelerin,
hikayesiz yollarında kaybolan çocukluğum,
okşasa saçlarını,
rüzgara bile aldanır.
yasak hayallerin ürkek uykusuna daldıkça,
ben hangi düşe dokunsam
rüya uykusundan uyanır...!

Özhan Hakan

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 22 Nis 2016 13:55:39
Kum Gibi
Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi, dün gibi çekip gitme
Bırak da sarılayım ayaklarına
Kum gibi, kum gibi ezip geçme

Sonbahar damlardı damlarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan savaşırdık

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi, dün gibi çekip gitme
Bırak da dolanayım ayaklarına
Kum gibi, kum gibi ezip geçme

Ahmet Kaya

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 22 Nis 2016 17:25:25
.

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Nis 2016 21:58:21
Dikenli yollar;
Bir bir dökülüyor ömrümden yapraklar
Şimdi mevsim hazan, dağlarımda hüzün var
Dönmez artık ömrüme gitti ilkbahar
Karakışlardayım mazimde solgun umutlar
Yalana kesti şimdi bütün sevdalar
Kokmuyor güllerim yağmaz yağmurlar
Kurumuş gönlümdeki yeşilim bağlar
İçimde bir nemrut ömrüm kırılgan
Ne istiyor benden alacak ne var
Yaşamdan bana kalan bayat atıklar
Ömrümü tüketmişim kör kuyularda
Şimdi bana kalan dikenli yollar.......

Ramazan Kayak

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 23 Nis 2016 00:19:23
BU BAYRAK
Malazgirt'te Alpaslan'ın dilinde,
Surlarda Ulubatlı'nın elinde,
Çanakkale cihadının yılında;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Rasül'ün övgüsünü kazanmıştı,
Düşmanlarımız kahrıyla yanmıştı,
Viyana önlerine dayanmıştı;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Gelibolu'dan Ankara'ya baktı,
Kocatepelerden İzmir'e aktı.
Aşkıyla milleti ısıtıp yaktı;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Kafkaslar'da bizi kaldırdı şaha,
Yemen çöllerinde sığınak vaha,
Gönderlerinden hiç inmedi daha;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Destanlar yazıldı zalime karşı,
Mazlumun duası kapladı arşı,
Uğruna yazıldı istiklal marşı;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Peygamber kabrinde sadık muhafız
Bayraktan alırdı mücahitler hız,
Unutana yine hatırlatırız;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Ekrem Şama

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK