Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 06 May 2016 23:38:18
Güçlü kadınlarız biz ,
Anayız, yuvayız, ekmeğiz, aşız..
Taşı sıksak suyunu çıkarırız canımız istediğinde..
Demiri bile döveriz yüreğimizdeki güçle..
Bakmayın kırmızı ojelerimize,
Tarlada süreriz icap ettiğinde..
Topuklu ayakkabılarımız batmasın gözünüze,
Çarıkla bile yürürüz gerektiğinde..
Allık yerine kömür karası sürmeyi de biliriz biz..
Markayı severiz ama basmada giyeriz yeri geldiğinde..
Güçlü kadınlarız biz ,
Anayız, yuvayız, ekmeğiz, aşız..
Dinlemesini bilene türkü, yaşamasını bilene Vatanız..

T.Tuğba Baş

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 07 May 2016 00:09:27
NE İNSANLAR TANIDIM..

Âah ah…
Ne insanlar tanıdım hey!
Hep hikaye roman çıktı.
Kimi dedim ağır bir şey,
Tarttım baktım gram çıktı.

Kimi beni veli yaptı,
Kimi beni deli yaptı.
Kimi yiğit rolü yaptı,
Emdiği süt haram çıktı.

Kimi ateş duman tütmez,
Gövde sağlam, güç müç yetmez.
Gel gelelim iflah etmez.
Mayasında verem çıktı.

Kimi kirli, paslı idi,
Kimi süslü, püslü idi,
Kimi sahte asli idi,
Kimi sahte kerem çıktı.

Hele hele en çok yandıklarım,
Kabuğuna kandıklarım,
Ak alınlı sandıklarım,
Yüzü gözü krem çıktı.

Eksik oldu biraz tarif,
Kimi kaba, kimi zarif,
Hepsi böyle değil ARİF;
Kimi çok muhterem çıktı.

Ozan Arif

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 May 2016 00:32:54
Ey Yâr!
Sözün mânâya değdiği noktadayım!
Nazarın kalpleri yaktığı demde.
Dilin hâle sükût ettiği,
Kalbin sonsuza meylettiği yerdeyim.
Elemin merkezindeyim ey Yâr, melâlin gölgesinde,
Bekleyişler arefesindeyim.
Söyle ey Yâr!
Hüznümü Sana nasıl arz etmeliyim?
İçinde Sen geçen cümleleri ezber mi etmeliyim?
Derdi heybeme yükleyip yitik diyarlara mı gitmeliyim?
Hasretini sabırla bertaraf mı etmeli;
Yoksa bu hasrete şükrü mü öğretmeliyim?
Söyle ey Yâr! Seni nasıl yâd etmeliyim?
Lâl değmeli dilime belki,
Yüreğime Seni söyletmeliyim.
Tahammülün bittiği noktadayım ey Yâr!
Izdırabın bamtelini yokladığı demde.
Çarenin çaresizliğe bîat ettiği
Gam fırtınasının en sert estiği yerdeyim.
Kederdeyim ey Yâr!
Güneşin unutulduğu, yıldızların tutulduğu,
Işığını Seninle yitirmiş
Zulmet ülkesindeyim.
Şimdi Sen söyle ey Yâr!
Ruh hicrete götürmez mi bedeni?
Korkunun ellerinden tutmaz mı ümit?
Sevgin bitkin bir yolcuya kuvvet olmaz mı?
Sahralar yorgun adımlarla da aşılamaz mı?
Takatin bittiği yerde Yâr yetişmez mi?
Nâçârım diye inlesem cevap gelmez mi?
Hem gözyaşı ki en sağlam setleri dahi yıkmaz mı?
Acılar ruhlarda iz bırakmaz mı?
Serden geçen Yâre ulaşamaz mı?
Nasıl anlatayım sevdamı başka?
Mürekkep ağlamadan kalem konuşamaz mı?
Eksik satırlarla da merâm anlatılamaz mı?

Sen söyle ey Yâr!
Bu kalpte bu aşk ebeden kalamaz mı?
Gözlerim tebessümünden bir nebze alamaz mı?
Kendini yitiren, ey Yâr Seni bulamaz mı?

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 07 May 2016 07:46:21
Sevgilim, güzel yazım, ince randevu
verirsen bana: Adam evdir, kadın avlu
yaz! Ben sana açılayım, sense sokağa
yaz, beni de bir ince vakte ayarla,
bir adam adası varsa oraya b›rak,
ister ıssız bırak, uğurla, dilersen uğra,
su gibi yaz: Kadın deniz, adam ada,
hem bütün adalar kadınla ıssız hem
adam kadının ortasında tenha, bir kuğu
bile bir kez olsun kendi etrafında
kirlenmeden dönemiyorsa bu dünyada
neyi yazacaksın sevgilim, yaz! Ucu
kırılmaya doğru açılmaktaysa kalemin,
yükselmekteyse şiirin adasındaki sular da!
İşte ıssız adalar bir bir kadınlarda boğuldu,
en iyisi denizin yuttuğu bir adam oldu…
Dünya avlumuz olsaydı da evler gibi
yüzyüze bakabilseydik orada, yaz ve açıl
sevgilim, güneş bir avlu daha kazansın senden,
denize de benden bir adam daha…

Güzel avlumsun benden sokağa açılsan da..
                                         Haydar Ergülen

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 07 May 2016 08:30:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Güçlü kadınlarız biz ,
Anayız, yuvayız, ekmeğiz, aşız..
Taşı sıksak suyunu çıkarırız canımız istediğinde..
Demiri bile döveriz yüreğimizdeki güçle..
Bakmayın kırmızı ojelerimize,
Tarlada süreriz icap ettiğinde..
Topuklu ayakkabılarımız batmasın gözünüze,
Çarıkla bile yürürüz gerektiğinde..
Allık yerine kömür karası sürmeyi de biliriz biz..
Markayı severiz ama basmada giyeriz yeri geldiğinde..
Güçlü kadınlarız biz ,
Anayız, yuvayız, ekmeğiz, aşız..
Dinlemesini bilene türkü, yaşamasını bilene Vatanız..

T.Tuğba Baş


+++++

Layık olana  ne mutlu...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 07 May 2016 18:40:42
Açılsa üstüm biraz,duyar da gece yarısı
Kalkar yatağından gelir
Bir mübarek el uzanır yorganıma usulca
Bilirim anamın elidir...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 08 May 2016 08:59:11
INCITME
Gölgesinde otur ama
Yaprak senden incinmesin
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol ismail'ce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin
İl göçsūn göçtūğūn vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyunundan içtiğin vakit
Irmak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gūcenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin.

Abdurrahim KARAKOÇ

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 08 May 2016 11:22:22
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Bu bir türkü: -
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü: -
alev bir saç örgüsü
kıvranıyor;
kanlı, kızıl bir meşale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi
Ben de söyledim o türküyü!
Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!
Akın var
güneşe akın
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
Şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var
güneşe akın
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neşemiz sıcak!
kan kadar sıcak
delikanlıların rüyalarında yanan
o "an"
kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!
Ölenler
dövüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!
Akın var
güneşe akın
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
Haykırdı en önde giden,
emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
emret ki ölem
emret!
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz,
coşuyor!...
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!
Akın var
güneşe akın
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!
NAZIM HİKMET RAN (1924)

Çevrimdışı reeemat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.169
  • 7.490
  • 1.169
  • 7.490
# 09 May 2016 19:35:24
çıkıp gelmesini beklediğim
geniş çığlıklar atarak
çıkıp gelirse
morarmış yanağında zehir tutarak
yıkarsa duvarlarımı
etimi aralar aşkı kurcalarsa
önünüze açtığım sofralar adına
beni tutun kaldırın ortadan
çünkü hesap benden sorulacak
sorulacaksa

Cahit Zarifoğlu

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2016 21:12:40
Dışarıya yağmur
Yüreğime hasret
Fikrime sen
Nasıl yağıyorsunuz
Üçünüz birden bir bilsen….

Yağmurdan kaçanlar ve yağmura koşanlar
Tam ortasında bu çelişkinin ben!
Gözyaşlarım yağmura karışıp düşer bir fidanın toprağına
Sonra boy verir sevdamın darağacına

Dışarıda çıldırasıya yağan yağmur
Islatamıyor caddeyi;
Hasretinin yüreğimi,
Fikrinin aklımı ıslattığı kadar,

Bir yıldız tutarım gecenin karanlığında
Ne sen bunu bilirsin nede yıldızlar
Yıldızlar kadar uzak olsan da bana
Gökyüzü kadar büyüktür sevdam…

Bu sevdanın mağdur kalacağını bilsem de
Ki Mağdur kalan sadece sevdam değil yüreğimde!
Yine de yüreğimde eksilmez umudun
Gökyüzü güneş yangını bir hisle sarsa da bedenimi

Hükümsüz bir sevdanın sanığıyım ben
Ama bilemezdim ki gözlerinde müebbet yiyeceğimi…
Hükümsüz sevdam, bırakma beni hasretinin kıyısında
Ya al götür beni derinliklerine ya da vurma dalgalarını üzerime

Artık anla ve dinle yüreğimi;
Gitme benden uzağa
Uzadıkça hasretin
Buz tutar yüreğim…


Musa ÇELİK

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 10 May 2016 10:08:36
’ Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.’’

Ahmed Arif

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.820
  • 227.484
  • 28.820
  • 227.484
# 10 May 2016 18:29:50
AĞIR GELİYOR

Yaralı kuşumun kanadı
Dallara ağır geliyor.
Yere bassa ayağını
Yollara ağır geliyor.

Uzaktan gider bulutlar,
Çiçekken kurur umutlar,
Suna beklemek her bahar
Göllere ağır geliyor.

Nâçar, vurgun gönlüm nâçar,
Kurt kovalar, ceylan kaçar,
Ufuklar bir konar göçer
Çöllere ağır geliyor.

Yolcu yeler yeler yetmez,
Derdi olmayan kuş ötmez,
Hayattan şikâyet bitmez
Kullara ağır geliyor.

Vakti tırnakla kaşımak,
Kızıl alevde üşümek,
Yorgunlukları taşımak
Sallara ağır geliyor.

Sevda bana vurdu geçti,
Kıran geldi, kırdı geçti,
Desem ki ısırdı geçti
Yıllara ağır geliyor…

Bahaeddin KARAKOÇ (Leyl ü Nehar Aşk – TDV. Yay. Ankara / 1977)
 

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 10 May 2016 20:58:47
Orada, o mor tepelerin arkasında
Yağmurla ıslanmış toprağa düştü
İçimden sağılan sancılı aşk
Uzağa alışmakla gurbete döndü
Eskimiş bir insanın ruhunu taşıyorum
Öğreneceğim ne kaldı ki hayatta
Kirpilerin rüyalarında yaşıyorum
Belki bir rüyada sahip bir tavşan bana
Durdur beni hayat, kederlerden kopar
Sırrın odama dolan ışığıyla aydınlandı kalbim
Gençkız düşleriyle örselendi beynim
Gittikçe küstahlaştı ruhum
Ne korkutabilir ki beni daha
Neden korkayım benzemekle diğer insanlara
Şu gelen bahar kadar tazeyim
Sözlerimin tanığı kadar gerçek
Benim de bilgece sözlerim var
Hayata dair şiirler çağlar kalbimden
Öyleyse cesur olmakla ben kendime ihanetin
Tadıyla yaşamaya direneceğim
Neden korkayım benzemekle bir kahramana
Neden benzemekle bir şaire sözümün düşsün değeri
Aynada beliren kendi yüzüm
Sesimin rengi hangi renge benzerki
Korkayım ve saklayayım kılıncımı
Ben olmaktan başka deneyebileceğim bir şey yok
Kendim mezarımdan başka, hangi mezar kabullenir ki beni
Bana bir adın verilişi
Ne kadar uzaklaştırabilir beni o mor tepelerden
Karşılaştığım her gerçekten aldığım bir parça ben
Hergün ölmekte olan milyonlarca benden ne kadar farklı ki
Bütün çizgilerini bozarak hayatın
Çekildiğim darağacı, manzurun gölgesinde belirir
Ruhumu sürükler elbette bir deniz...
                                                      ilhami atmaca

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 11 May 2016 00:58:45
Sarı saçlarını deli gönlüme
Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban

Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban

Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysam köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban

Çevrimdışı frezyaa34

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 278
  • 2.741
  • 278
  • 2.741
# 11 May 2016 08:08:31
GÜLÜ SOLDURMAM...

Dikeni batsada çok kez elime
Uğrunda akacak kanı durdurma
Koyamam kimseyi bilki yerine
Yüreğimde açan gülü soldurmam

Koyamam kimseyi bilki yerine
Yüreğimde açan gülü soldurmam

Bendeki mevsimler sana hep bahar
Üstüne titrerim sonsuza kadar
Gelmesin isterim tenine zarar
Yüreğimde açmış gülü soldurmam

Bazen yağmurdur gözyaşım sana
Bazen güneştir şu aşkım sana
Elbette bakması çok zordur ama
Yüreğimde açan gülü soldurmam

Elbette bakması çok zordur ama
Yüreğimde açan gülü soldurmam

Bendeki mevsimler sana hep bahar
Üstüne titrerim sonsuza kadar
Gelmesin isterim tenine zarar
Yüreğimde açan gülü soldurmam..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK