Sevdiğimiz Şiirler

.....
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...
     Hasan Hüseyin Korkmazgil

(Al benden de o kadar...rahmet olsun ...)

Bana Mevlana'yı, Yunus'u verin
Mecnun'u, Leyla'yı size bıraktım
Kırk yıldır susuzum, bir tas su verin
Irmağı, deryayı size bıraktım....

Talipli değilim şöhrete, şana,
Makamı, rütbeyi yük etmem cana
Dostluk, sevgi, şefkat yetişir bana,
Dövüşü, kavgayı size bıraktım...

Zaman yoktur ekip, biçip, sürmeme
Ham topraktan haram mahsul dermeme
Bir tek gönül kâfi gelir girmeme
Konağı, sarayı size bıraktım...

Çokta değil, hakta buldum huzuru,
İstediğim alınteri, göznuru
Benliği, kibiri, iğrenç gururu
Faizi, bankayı size bıraktım...

Hiç biriniz telaş etmesin boşa
Doyacak gözünüz toprağa, taşa..
Beni inancımla koyun başbaşa..
Topyekün dünyayı size bıraktım...

Allahım
Yol boyunca
Bırakma elimi
Düşerim sonra

Allahım
Niçin halkettinse beni
Kalbime söyle iyice
Engellerden arınsın yolum

Allahım
O güzeller güzeli
Hangi iyilik diledi senden
Dilerim ben de öylelerini

Allahım
Peygamber efendimiz
Hangi şerlerden sığındıysa sana
Upuzak tut benden de onları

Allahım
Yol boyunca
Tarih boyunca
Başıboş bırakma bizi

Cahit Zarifoğlu

        Taş Meseli
ilkin
hatıra söküldü gözlerimden iplik iplik
söküyorlar gibi kalbimden paslı bir demiri
sonra
uzun çöllere vardım
kerpiç evleri, sarı tepeleri geçip
ak libaslar gördüm. saçımdan
başladım örtmeye göz değen yerlerimi

alnımı yasladığım bu yer
nasıl da kavruk geliyor
tenime
uç uca iğnelerden bir gömlek dikiliyor
etimi parçalıyor her nakış
bağrımda akkor güller yetişiyor

II.

anlamak erken sunulmuş bir zehirdi
içtim
taşlardan oyduğum hayal aynalara bölündü
gözlerimin başladığı yerde
seksen sekiz güzünden bir is

zihnimin içinde nalları ters çakılı atlar
ve dibinde kızıl oyuklar saçlarımın

durdukça büyüyen bu taşı kim bıraktı, içimde
sormadan taşıdım
 Elif Nuray

Geç geldin iklimine yalnızlığımın
Ağırlayacak yerim kalmadı hicranını
Umutlarımdan başka
Her köşeden bir vampir uzanıyor damarlarına
Efkar basıyor düşündükçe  kanlar içinde seni
Âb-ı hayata yürümek varken
Ağulu bir beldeye sürüklüyor mâsivâ
İntihar etme Leyla

Oyuncaklarımdan vazgeçiyorum
Alıyorum temâyülümü kaldırımlardan
Ateşin arzuları çılgınca kemirdiğini
İlk defa bu kadar derinden anlıyorum
Görkemine dokunmak sende zelzele olur
Ve itilir seninle sehpaya berraklığım
Leyla,kaybolmamalı yeşil parıltıların
Ay o eski ay değil
Güneş o eski güneş

Bilmez misin ki mehtap şimdi rüyalarımda
Hatırlıyorum Leyla
Kefenimden nasıl sıyrıldığımı
Ve nasıl gömdüğümü naaşımı bulutlara
...

(intihar etme leyla)



Nurullah Genç

bana benziyorsun sevgili...
ah dediğim yollardan sen de geçtin sanki...
biliyorsun,
acı nasıl büyütür bir insanı..
ve sevgi nasıl sağaltır, en derin yaraları..
  birhan eroğlu

eğer kalırsam,
kalışımda bir ayrılış vardır;

gidersem,
ayrılışımda bir kalış.

Halil Cibran

Bakma saatine ikide birde!
Halin neyse saat onun saati.
Saat tutamaz ki, ölü kabirde;
Zamana eşyada gör itaati!
Bir kıvrım, bir helezon,
Her noktası baş ve son...
Dün hatıra yarın hayal bugün ne?
İki renk arası bir çizgicik pay.
Ne devlet zamanı bütünleyene!
Ebed bestecisi bir çark ve bir yay.
Hesap soran yaralık
O dimdik, her şey yatık.
Zaman bir işvebaz, kaçak hayalet;
Eskiyenin kement atar boynuna.
Ne pişmanlık tanır, ne af, ne mühlet;
Ancak fatihin girer koynuna
Niyeti gizli fettan
Köle biçimli sultan...

Necip Fazıl KISAKÜREK

Özledim

İki güneş geçti bir gece
Biraz yağmur yağdı bana
Biraz ben yağmura...
Sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda
Yarısına ben eşlik ettim
Yarısına gözlerim...
Anlatmak istemiyorum ama
Ben seni burda çok özledim.

   


         h.n.a.

Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Sana herşeyimi anlatacağım
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş

Garibim her taraf bana yabancı
Dertliyim çekinme doldur be hancı
İlk önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş

Bende bir resmi var yarısı yırtık
Yıllardır evimin kapısı örtük
Garip bir de sarhoş oldu mu artık
Bütün sırlarını der yavaş yavaş

İşte hancı ben her zaman böyleyim
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim
Kaldır artık, boş kadehi n'eyleyim
Şu bizim hesabı gör yavaş yavaş

Insan yagmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün bir camı açtiğını
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu...

Ahmet Muhip Dranas

ben bunca yıl,
bunca insan tanıdım,
yüreği zehir dolu..
yine de insanlardan
kesmedim umudu,
insan dedim,
yekindim...
  * metin altıok *

Gör ki, dünya sırtında, Nice insan taşıyor;
Kimi yaşarken ölmüş, Kimi ölmüş yaşıyor...
....Kimi ARŞ-ı Âlâ’ya dolu dizgin koşuyor....
İşte CENNET.. İşte SEN.. Gayret et ki giresin;
Ey Eşref-i Mahlûkat!.. Daha KUR'AN ne desin...!

Cengiz Numanoğlu

Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda

Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümlâlem sen varsın orda

Mevcudiyette olan kudreti kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda

Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar coşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
      Aşık VEYSEL