Sevdiğimiz Şiirler

Susadım
Üç tane elma soydular, üç tane portakal
Nafile
Bir bardak suyun yerini tutmadı.
Acıktım,
Kuş sütü, kuru üzüm getirdiler,
Nafile
Bir çimdik somunun yerini tutmadı.
Seni düşündüm sevgilim şükrederek,
Su gibi aziz olasın her daim,
Ekmek gibi mübarek…

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yokluğunda

Varlığındır güzelliklere nefes olan
Yoksun ya şimdi burada
Karanlık bundan
Soğuk bundan
Keder bundan...

Seçil Oğuz

Ve say ki
Bütün şiirler gözlerini
Bütün şarkılar saçlarını söylemedi
Hele nihavent
Hele buselik hiç geçmedi fikrimden
Ve hiç gitmedi
Bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet nisyan
Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam


Ve ben seni sevdiğim zaman
Bu şehre yağmurlar yağdı

Ahmet Hamdi Tanpınar'

UNUTAMADIĞIM

   Açardın,
   Yalnızlığımda
   Mavi ve yeşil,
   Açardın.
   Tavşan kanı, kınalı - berrak.
   Yenerdim acıları, kahpelikleri...       

   Gitmek,
   Gözlerinde gitmek sürgüne.
   Yatmak,
   Gözlerinde yatmak zindanı
   Gözlerin hani?

   "To be or not to be" değil.
   "Cogito ergo sum" hiç değil...
   Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
   Durdurulmaz çığı
   Sonsuz akımı.

   İçmek,
   Gözlerinde içmek ayışığını.
   Varmak,
   Gözlerinde varmak can tılsımına.
   Gözlerin hani?

   Canımın gizlisinde bir can idin ki
   Kan değil sevdamız akardı geceye,
   Sıktıkça cellad,
   Kemendi...

   Duymak,
   Gözlerinde duymak üç - ağaçları
   Susmak,
   Gözlerinde susmak,
   Ustura gibi...
   Gözlerin hani?
 
                        Ahmed ARİF

SEN GELDİN YA...


Sen geldin ya...
Artık dünyaya
Senin gözlerinle bakıyorum
Gündüze senle uyanıyor
Geceyi seninle kucaklıyorum
Gözlerimi, seninle kapıyorum uykulara
(Düşlerim zaten sana rezerve)
Senle açıyorum ‘Sen’ ihtimalli sabahlara
Uyuyamıyorum.

En güzel nağmeler
Senin eşliğinde güzel.
Seninle raksediyorum
Yağmurun tınılarında.
Seni resmediyorum
iklimin en güzel tonlarında.
Siyahlar
Seninle dönüşüyor, doyumsuz erguvana.
İçinde kaybolmaya
Doyamıyorum.

Yıldızlar kaydırakta
Kayıp kayıp düşüyor kucağıma.
Hilâl sabırsız bir çocuk gibi
Çırpınıyor dolunaylaşmaya.
Zûhal, samanyolunun köşesinden
Göz kırpıyor aşkımıza.
Sen geldin ya....
Geceyi bir başka seyrediyorum.

Aynadaki kendime
Senin gözlerinle bakıyorum artık...
Senin yüreğinle
Kendimi çook seviyorum.

Sen geldin ya...
Bir başka yakarıyorum Mevlaya
Bir başka şükrediyorum.

Senin efsunlu sözlerinle
Sesleniyorum kızıma
Umutla bakıyorum artık
Ümidi kestiğim alınyazıma.
İsyan edemiyorum.

Sen geldin ya....
Seninle çarpıyor kalbim
Seninle soluk alıyorum.
Bazen unutuyorum ama...
Kusura bakma!
Birkaç nefes sensiz... kaçıveriyor arada...
Utanıyorum...

Nefretin adresini mi soruyorsun
cinnet yağmurunda kimsesiz kuşların
rüzgârı çalınmış yalnızlığımı mı
sevdanın adresini mi soruyorsun
ayrılığı mavi, hüznü beyaz uçan...

....

Ne çok büyütmüşüm seni,
anne merhameti taşıyan yüreğimde.
Kalbimde gecikmiş bir kürtaj hikayesi,
içimde arta kalan 'sen' parçaları.

Hayal kırıklarım ayaklar altındaydı.
Yukarı baktığımda bulutlar ağlardı.
Yokluğunun gölgesi inerdi yanıma,
sarılırdım muhtaç kaldığım varlığına.

Herkes bir oyuncudur aslında
Hayat denen şu dar sahnede.
Yönetmeni bellidir ama senaryoyu bilemezsin.
Çünkü önceden geçmez eline.
Ve hiç kapanmayacakmış gibi gelir insana
O muhteşem perde.
Oysa verilmemiş bir rolü oynayamamaktır kader dediğin
Ve ömür bitmiştir.
Sen selam vermek için eğildiğinde seyirciye ...
(A.Demirci)

Neyin var kuzucuk?
Asma hemen yüzünü.
Senin simsiyah gözlerin daha neler görecek?
Şimdi küçücük olan bedenin gün gelip büyüyecek.
Hayaller kuracaksın sen de,
Onları yükleyeceksin kağıt gemilere...
Buz dağları çıkacak karşına hayat mücadelende...
Ve o kağıt gemilerin her battığında,
Dönmek isteyeceksin işte bu fotoğrafa...

Ben keşkeleri sevmem çocuk,
Ama bir dönem gelecek sevmek zorunda kalacaksın sen de...
Demem o ki iyi bak sen de bu fotoğrafa,
Hatta al onu "hayat" bilgisi defterinde sakla...
"Keşke" dedikçe ve ışık aradıkça bakmak için gözlerine,
Yooo dur hemen "ama benim gözlerim siyah" deme!
Sıcacık, taptaze ışıklar aslında gözlerinin bebeklerinde... (Hasan Başdemir)

aldanmaya hazır
bir yürekten geliyorum
ve
sığınıyorum ellerine...

sonu belli olan
aşklardan kaçarken
yine ve yine
sen diyorum ruhuna sarılıp da...

ki sen
yine de kıyma bana...
hiç...

sar her zaman ki gibi yarana...
s’arın içimdeki
gün’eş’inin ışıklarına...

sana deva
bana eza...

an’da cefa...

ah de vefâ...

KIZIMA NASİHAT

Babana sorarsan, nasihatim şu
İmanı kalbinde bir eyle kızım
Çekmemek istersen ahret korkusu
Sözümü ömrüne sur eyle kızım

Zamanı gelince yuva kur amma
Evlilik hem nasip, hem de muamma
Düşmeyeyim dersen çok fazla gama
Ar bilen yiğidi, er eyle kızım

Sakın sanmayasın uzun serüven
Göz açıp kaparsın biter merdiven
Bu yolda ne dersen kazanç ve güven
Alnında helali ter eyle kızım

Bağ, bahçe, araba, yat, kat, sefahat
Vicdanın onlara etmesin biat
Hak için hepsini bir kenara at
Aklını nefsinden hür eyle kızım

Göz ucuyla bile değme harama
Sakın başkasında çare arama
“Kim çaredir” dersen “Derde, yarama”
Derim ki “Mevla’yı yar eyle kızım”

İHSAN TURHAN

Hiç böyle ısınmamıştım
Daldaki vişneye,
Vitrindeki aydınlığa,
Salça kokusuna mutfağımın,
Akan dereye, uçan buluta,
Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya.
                                                           Edip Cansever

ayrılıkların ve sevdaların acılarını süzüp
geldim işte kapına, kapama gözlerini
temizleyip bütün aşk tortularımı
sana kalmak için bu çabam
sevemeyen bir kalbin
vazgeçilmez bir sevgiyi yaşayabileceğini
kanıtlamak içindir bütün bu didinmelerim

ürkek,güvensiz bakışlarını ne olur çek üzerimden
alaycı ama içten gülüşlerinle karşıla beni
çünkü, aşka ait her ne varsa gözlerimde bulacaksın
kısacası kendini göreceksin bakışlarımda
kapama gözlerini korkarım bilirsin
karanlıklarda bırakma beni

vurulduğum, darıldığım
yorulduğum, ,durulduğum gözlerin
yokluğunda yıldızlarımdır
karanlık dünyamda bana yol gösteren
kışta baharım yazda serin rüzgarlarımdır
beni ferahlatan
mahrum bırakma beni bakışlarından

delice sürüklendim sevdana
bir sarmaşık gibi sarmaladı aşkın beni
heryerde senin o güzel yüzün
neredeysem kulaklarımda buğulu sesin
sensiz olmaya gücüm yetmiyor artık
sen varken derinliklerimde
başka yüreklerde misafir bırakma beni

Kasım EDİZ

Adını koyamadığım...
Alışkanlıklarım var...
Benim...
Sensizlik gibi...
Senden vazgeçememek gibi...
Zaaflarım...
...
Kimse bilsin istemiyorum kalbimin kırıldığını....
Canımın yandığını....
Sırf bu yüzden herkesden gizlerim...
Yüzümün gülerken kalbimin neden kanadığını...
Belki anlatsam bir çoğu yok gelir sana...
....
Hic birşey karanlık bir oda'da...
Hayalinle konuşmak kadar ağır gelmedi bana...
Ki oda'da bazen bir hayalin bile yoksa...
....
Uykusuz gecelerim var...
Defelarca tekrar tekrar dinlediğim şarkılarım...
Derin derin iç çekişlerim....
Bazen...
Karanlık oda'nın penceresinden sokağa dalar gözlerim....
Ateş böceklerine mesken olmuş....
Sokak lambasının loş ışığında gözüm...
Belki gölgen uğrar diye gönlümün sokaklarına...