KARŞI EVİN ANNESİ
Sen iki ters bir düz,
Kırgınlıklar örerken beş numara şişle,
Yumuşacık kakaolu kekler yapardı,
Karşı evin annesi
İmrenirdim...
Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber,
Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına,
Bilmezdim Anne.
Karşı evin babasında bitermiş iş,
Bunu görmezdim.
Hep başın ağrırdı
Başın, hep ağrırdı
Sırf bu yüzden bile bazı zamanlar
Seni sevmezdim,
Küçüktüm Anne.
Bilseydim evinde su faturası ödenmemiş,
Çeşmeden akmayan suya,
İsyan etmezdim.
Sen iki kere ikinin dört ettiğini,
Ekmek hesabından bilirken,
Mis kokulu çamaşırlar asardı karşı evin annesi.
Özenirdim.
Ellerindeki çamaşır suyu kokusundan rahatsız,
Çocukça bir küskünlük eklerdim gecelerime.
Oysa ellerin ruhuma akarmış saçlarımdan,
Ömrümü tararmış titreyen parmakların.
Bilmezdim Anne.
Büyümek denen illet dayanıncaya dek kapıma.
Ellerinin ne muhteşem olduğunu bilmezdim.
Küçüktüm Anne.
Yoksa,
Gün aşırı patlayan sarı ampulü,
Mumla yamayacak yüce gönlünü,
Ezecek kadar ezilmezdim.
Sen çalı süpürgesiyle süpürürken dış kapının ağzını,
Taze boyalı saçlarını savurarak süzülürdü karşı evin annesi,
Ayağında yüksek topuklu bir isyan,
Düşündüm de şimdi,
Ne iğreti dururdu o topukların üstünde dursan.
Senin çatlamış ayakların vardı Anne.
Sabun kokardın en beyazından,
İncecik bir yemeniyle gizlerdin,
Ölünce her bir teli yılan olacak sandığın sırma saçlarını
Çok yeni anladım Anne.
Ağaran her saç telinden üstüme düşen payımı...
Çocuktum Anne.
Bir bisikletim olsa bütün mutluluklar benimdi.
Babam eve sarhoş gelmiş, geç gelmiş,
Hepsi sabah sokağa çıktığımda biterdi.
Bilmezdim Anne.
Karşı evden arta kalan çantalar dolusu giysi,
Üstümüze cuk otururken,
Ruhuna azap olur akarmış,
Bilmezdim benim Annem.
Gözünün yaşıyla her bayram arifesi vitrinlere bakarmış,
Sen ilkokul fişlerimi kardeşimle hecelerken,
Telefonu keşfetmiş karşı evin annesi.
Bilsen ne cahildin, ne görgüsüzdün gözümde.
Yak deseler yakacağım yık deseler yıkacağım o dakika dünyayı,
Ne şu eski divan kalacak,
Ne çiçekli perdeler,
Şimdiki aklımla ah bir sorsalar bana
Desem;
"O tertemiz günlerim
Hani şimdi nere deler."
Ben ay sonunu nasıl getireceğim diye
Hesaplar yaparken bir gün,
Oğlum nefes nefese yararak ortalığı girdi içeri,
"Yumuşacık kakaolu kekler yapmış"
dedi karşı evin Annesi.
Çok geç anlıyor insan Anne.
İlle de kendi Annesi...
İlle de kendi Annesi...
Deniz İNAN