Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 11 Ağu 2010 12:53:25
Aynı kalsın her şey
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında, ben yarınımı..

Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş, hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı…

Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin…
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk…Şehir uyurdu…..

Zordu sevmek, biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek…

Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin…

Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten

Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı, değersizdi, duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten…


Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...

Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun

Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim

Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam, kıyına vursun…

Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı

Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana, ben yarınımı..

Çevrimdışı ozlemo26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 396
  • 957
  • 396
  • 957
# 11 Ağu 2010 14:09:02
  Seni Özlemek
Seni özlemek,
hayatın en güzel duygusu
yıldızları gözlemek gibi bir şey.
Seni özlemek,
isteyerek hasret çekmek
bu garip handa,beklemek gibi bir şey.
Seni özlemek,
ümitlerin başladığı yer demek,
nefes almak gibi bir şey.
Seni özlemek,
içindekileri yazıya dökmek
fotoğraflara bakmak gibi bir şey.
Seni özlemek,
delicesine sevmek demek,
bir dala tutunmak gibi bir şey.
Seni özlemek,
yaşamak gibi bir şey,
seni yaşamak özlemek gibi bir şey,
Ben çok iyi anladım.
 

Ali Tekkanat
 

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 11 Ağu 2010 14:19:40
      NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ


Ne güzel şey hatırlamak seni:
Ölüm ve zafer haberleri içinden,
Hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
Bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan
Elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı
Canımın içi Eskişehir toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
Seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya
yaprağının,güneşli bir rahatlık ve etin daveti:
Kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık...

Ne güzel şey hatırlamak seni,
Yazmak sana dair,
Hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
Filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
Edasındaki dünya...

Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
Bir çekmece bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen fırlayarak yerimden
Penceremde demirlere yapışarak
Hürriyetin sütbeyaz maviliğine
Sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
Ölüm ve zafer haberleri içinde,hapiste
Ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2010 14:33:39
SEVEBİLME İHTİMALİ

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

 YILMAZ ERDOĞAN

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2010 22:00:16
ASLANDAN AL HABERİ

Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları.
O Hıristiyanlar ki
Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan başka suçları yoktu...
Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlarmış sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları O Mehmet Turgut ki
İşsiz olmaktan başka suçu yoktu
İşsiz parasız evsiz-barksız
Ve aslanın kafesine girdiğini farketmeyecek
kadar uykusuz...
O Mehmet Turgut ki
Libya’ya gitmek için sıra bekleyen bir
Kunuri Aslanıydı
Adana’nın Girne yolunda bir lunaparkta
Buldular parçalanmış vücudunu...
Sade Adana’nın Girne yolunda değil
Roma’da da böyle
Oyalamak için işsiz yığınlarını
Ve belki de azalsın diye işsizlerin sayısı
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlardı sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları... Ama Ali adındaki
O kendi de müebbete mahkum aslan
Aslanlar akıllanıyorlar mı nedir
Yemedi kardeşim yemedi
Kore Gazisi Mehmet Turgut’un göğsündeki
Silver Star nişanını!

 CAN YÜCEL

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 11 Ağu 2010 23:04:52
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaslanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
* W.SHAKSPEARE

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 11 Ağu 2010 23:10:59
                     BEDAVA
 
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekânlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
 
                           Orhan Veli
 

Çevrimdışı kardelen_4410

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.452
  • 2.278
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.452
  • 2.278
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2010 23:22:00
Umutların Bittiği Yerde

Bir düş gibi başladı her şey, o sonsuz
Ve el değmemiş güzelliğinde aşkın
Uzaklarda arayıp da bulduğumuz
Belki de bizdik, sessiz ve dalgın

Her yer yeşile kesmişti yaprak yaprak
Büyülü sessizliğinde ormanların
Elele, dağlar ve denizler aşarak
Bir yere vardık, mutluluğa en yakın

Öyle yükseldik, göğe değdi başımız
Tüm mesafelerini aştık dünyanın
Öylesine hür ve öyle yapayalnız

Ve sonra bir yere geldik ki ıpıssız
Çaresizlik bir tek hançer gibi yalın
Saplandı bağrına bütün umutların

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Ağu 2010 00:10:59
YAPRAKTI
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere,
Yaşadığından uzun;
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere.

Ağacın yüksekliğince,
Dalın yüksekliğince rüzgarda;
Ve bir yeni ö'mü'r
Vardığın çimen yeşilliğince.
 CAN YÜCEL

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.556
  • 42.738
  • 5.556
  • 42.738
# 12 Ağu 2010 00:33:54
Hayat tersine yaşanmalıydı bence..
önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.
yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,
çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.
altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık
kırk yıl çalışmalıydık, ta ki emekliliğin tadını
çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.
üniversiteye gitmeliydik sonra, liseye hazır hale
gelinceye dek PARTİ yapmalıydık.
iyice ufalmalıydık, oyun oynayıp sorumlulukları unutmalıydık…
küçük bir kız ya da erkek bebek olunca annemize
dönmeli, son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli,
ve…
sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık.
 
Norman GLASS

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Ağu 2010 00:36:53
TARİHLİ BAĞBOZUMU
Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni
Nefti kasnaklı bir fıçıya,
Aldırma, kara üzüm !
Sen, o Kırmızı Şarabına doğru
İçten içe
Harıl harıl
Çalışmana bak, iki gözüm !
CAN YÜCEL

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 12 Ağu 2010 02:49:40
BİR ÇİÇEK

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
...Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...

Cemal SÜREYA

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 12 Ağu 2010 11:24:31
SEVGİLİYE MEKTUP...

Gel seninle biraz sohbet edelim
Sen benim doktorum,terapistim ol
Uykusuzluğuma çare bul önce
Göğsüne yaslanmadan uyunmuyor sevgili

Kimliğimi sorma,seneler önce
Sana ilk geldiğim o gün,o gece
Cüzdanımdan senin evin içine
Düşürmüşüm,bulunmuyor sevgili

Resim çektim mektubumla al diye
Fotoğrafcı çok uğraştı,gül diye
Fıkralar anlattı,mutlu ol diye
Sen olmadan,gülünmüyor sevgili

Evrende kaybolmuyorsa karınca ayak sesi
Yaşadıklarımızın elbet var bir sebebi
Yanımızdan,göçmen kuşun kıymeti,
Göçmeyince,bilinmiyor sevgili

İçten yürek çağrını duymadığımı sanma
Yolu iyi bilirim,aşığa Bağdat sorma
Yüreğimi dinlesem çoktan gelirdim ama..
Gel tamam olmayınca,gelinmiyor sevgili

Sonbahar rengi sarmış,doğanın dokusunu
Körfezden soluyorum,denizin kokusunu
Özlem ateşi sarmış,tüm soluk borusunu
Sağlıklı bir tek nefes,alınmıyor sevgili...

;)

Çevrimdışı e-muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
# 12 Ağu 2010 11:40:52
Buyukler Bilir

Yalan dolan ile devran sürmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Milletin başına çorap örmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Rüşvet vermek rüşvet almak nasıl şey
Hazineden para çalmak nasıl şey
Terlemeden zengin olmak nasıl şey
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Erken palazlanıp erken ötmeyi
Değirmenler kurup baş öğütmeyi
Hele... meydan meydan adam gütmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Anlamayız kopya nedir, asıl ne
Perde, sahne, solo, koro, fasıl ne
Üçkağıtta erkan nedir usul ne
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Viski, votka çekip keyif çatmayı
Dansöz kucağında stres atmayı
Milleti bölmeyi, vatan satmayı
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Seyrettikçe ana-baba filmini
Hissederiz baskısını zulmünü
Lisans üstü maskaralık ilmini
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Adettir gerekmez malumu ilam
Taklide günaydın, asıla selam
Ne hınzırlık varsa hasıl-ı kelam
Biz ne bilek beyim büyükler bilir

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 12 Ağu 2010 12:02:06

Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa 
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi 
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür 
Salonlar piyasalar sanat sevicileri 
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni 
Yakanda bir amonyak çiçeği 
Yalnızlığım benim sidikli kontesim 
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi 

Kumkapı meyhanelerine dadandık 
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi 
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar 
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi 
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri 
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni 
Yalnızlığım benim süpürge saçlım 
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi 

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak 
Bol çelik bol yıldız bol insan 
Bir gece Sevgi Duvarını aştık 
Dustuğum yer öyle açık seçik ki 
Başucumda bi sen varsın bi de evren 
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi 
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim 
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi



                                                    Can Yücel

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK