Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2010 22:44:48
ALIŞKANLIK
Bu kirli düzenin düzenbazları
Azrail'e rüşvet vermeyi dener
Ölünce dünyanın en kurnazları
Torpille cennete girmeyi dener

 ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 07 Eyl 2010 02:10:52
KENDİ KENDİNE

Kişinin kendine ettiğini
Edemez kişiye hiçbir fani
Bu kahpe hırsı. ne kıskanç kini, ne şarap
Ne de haşhaş edemez..
...Kişinin kendine ettiğini tayfun, boran
Dağ, taş edemez.

Kişinin kendine ettiğini
Edemez Kişiye hiçbir fani
tutmazsa gerçek dost elini
kendi kendiyle baş edemez.
Kişinin kendine ettiğini
Sarhoş edemez, ayyaş edemez
Mezar soyan nebbaş edemez...

MEVLANA...

Çevrimdışı BlueMosque

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 808
  • 1.545
  • 808
  • 1.545
# 07 Eyl 2010 02:13:21
KIRGINIM

Gönül bu sevdadan elimi çektim
bülbüle kırgınım güle kırgınım...
gidenin ardından gözyaşı döktüm
geri getirmeyen yola kırgınım
...
pervane ateşten saklar mı canı
verdiğin sözlerin nerede hani
kuru yaprak gibi savurdun beni
rüzgara kırgınım yele kırgınım
...
gözlerin sinemde kaç yara açtı
seni sevmek bana haramdı suçtu
bir türkü çalmadım kaç mevsim geçti
sazıma kırgınım tele kırgınım
...
çekmedim mi bunca yıl her nazını
seyretmeye doymazdım gül yüzünü
beyhude dinlemişim ben sözünü
yalanlar söyleyen dile kırgınım
...
umudum savrulup yele karışır
yar benden geçer de ele karışır
şu bedenim yanar küle karışır
ateşe kırgınım küle kırgınım
...
Gönül bu sevdadan çektim elimi
gurbet diyarlara vurdum yolumu
kadir mevlam nasip eyle ölümü
aramıza giren ele kırgınım...

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 07 Eyl 2010 02:17:09
İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun ömürlü kendilerinden.
...Sevdim insanlardan çok türkülerini.
İnsansız yaşayabildim
türküsüz hiçbir zaman.
Hiçbir zaman beni aldatmadı türküler de.

Türküleri anladım hangi dilde söylenirse söylensin.

Bu dünyada yiyip içtiklerimin,
gezip tozduklarımın,
görüp işittiklerimin,
dokunduklarımın, anladıklarımın
hiçbiri, hiçbiri,
beni bahtiyar etmedi türküler kadar...

Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı damla75

  • Uzman Üye
  • *****
  • 659
  • 1.511
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 659
  • 1.511
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2010 02:24:32
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Birde seni ekliyorum susuşlarıma

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

Gidersen kar yağar avuçlarıma
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde

 AHMET TELLİ

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 07 Eyl 2010 02:35:21
         Yeşil Şiir
Baktıkça çoğalır yıldızlar gecede
Parmaklarınla sayılmaz;
Kimi duyulur, kimi duyulmaz,
Dinledikçe çoğalır gecede,
Sesler gelir,
Ya hızlıdan, ya yavaştan.

Her şey kendi dilince konuşur;
Karanlık örtse de üstünü
Gecede devam eder renk renk
Ağacın dalında, rüzgarda;
Her şey kendi rengince konuşur.

Gözlerini kapatır beklerdi;
Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,
Beklerdi işitinceye dek
Ağacın dalında, rüzgarda;
Yeşili duydu mu uyurdu
Rüyasında...
                 Can Yücel

Çevrimdışı goboz

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 865
  • 1.620
  • 865
  • 1.620
# 07 Eyl 2010 05:14:08
SENSİZ OLMADI

Kaybolan neşemi şarkıda, sazda,
Bulmayı denedim, sensiz olmadı.
Felekten bir gece çalıp biraz da,
Gülmeyi denedim, sensiz olmadı...
...
Hasreti herkesten çok tanıyorum,
Bu zehrin üstüne yok sanıyorum,
Islak gözlerimden utanıyorum,
Silmeyi denedim, sensiz olmadı...

Doğmanı bekledim battığın yerden,
Dönmeyi bilmedin gittiğin yerden,
Beni sarhoş diye sattığın yerden,
Gelmeyi denedim, sensiz olmadı...

Evlenmiş dediler, çıldıracaktım,
Resim, mektup, şiir, ne varsa yaktım.
İlmeği kaç defa boynuma taktım!
Ölmeyi denedim, sensiz olmadı...

Cemal SAFİ

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2010 10:43:10
ATEŞ OLAN SÖZLERİ YİNE SÖYLETTİN BANA

Hayat bir bıçak sırtı yanarken gök ekinler
Tonlarca ağırlıkta çelikten silindirler
Buruşukluk bırakmaz,ütüler gökyüzünü
Kirpi kulaklı toprak yağmur sesini dinler
Söylerse yürek söyler sözlerin en düzünü

Umudun memesine bir dokunsun dudağın
Sular kabarcıklanır,ateşi çıkar dağın
Şimşek parıltıları ufuklarda kol gezer
Bu nasıl bir sevda ki kurur dilin damağın
Her kuş senin resmini kendi gönlüne çizer

Kime sorsam diyor ki,yitiğini kendin bul
Düşsüz-duvarsız kaldım,öteler uğul uğul
Bilmem nasıl kapanır aradaki uçurum
Gözlerimde gezinir yol şaşmış bir karadul
Tütsüle toprağımı benim ince yağmurum

Çadırımın üstüne tıpır tıpır düştükçe
Yer-gök çiçeğe durur çocuklar gülüştükçe
Yalnızlığı unutur,içimde çoğalırım
En acılı aşklar da bal olur bölüştükçe
Azığım aşk olmasa kör yollarda kalırım

Emi-alba parfümü egzotik bir rüyâdır
Birleşimi lavanta,menekşe ve fulyadır
Gökkuşağıyla yansır güzelim saçlarına
Biraz sır,biraz cezbe,biraz malihülyâdır
Asılır damla damla ince dal uçlarına

Gece ay ışığında gölge aslını aşar
Duman dağılıp gider,dağ yine dağca yaşar
Kutsarım toprağımın kumunu çakılını
Bir nehir yatağından nasıl fırlayıp taşar
Bu şiirle öğrendim nasılın nasılını

Çalgımın adı güzdür,dinlettiğim resital
Meyve ağır basmazsa hiç eğik durur mu dal
Vurgun yemiş gibiyim göç yolu üzerinde
Med ve cezir uyumlu sulara saldım sandal
Söz kıtlığı olur mu pişmiş bir sözerinde

Kesin tahammülüm yok bahaneye ve cenge
Ne zaman bir ah çeksem o an bozulur denge
Lâl olur ağzım/dilim hepten kurak düşerim
Kapılırım evreni ırgalayan ahenge
Canânın kapısında cana ırak düşerim

Ne zaman gökyüzünü okusa bir müneccim
Ne memurluk isterim ne de o biçim tecim
Kendimi bir denizin abisinde bulurum
Güzel bir sese karşı çıra gibidir içim
Umudum,bereketim,nerdesin ey yağmurum?

Kapım-pencerem açık,kucağım seni bekler
Dilimi ve gönlümü senin adın bezekler
Saklandığın bulutun arkasından çıkta gel
Kışa hazırlanmakta bütün börtü-böcekler
Engel koyan utansın,her engeli yıkta gel

Yazdan güze geçişin hüznüdür duyduklarım
Seni hayâl ederim,adak oruç tutarım
Gönül kabullenmiyor köşesiz sığlıkları
Sensiz her yer karanlık,sensiz her şeyler yarım
Gittikçe sıklaşıyor kuşların çığlıkları

Ey sevgili,şiirin solmayan gül demeti,
Bir can sana âşıksa dillendirmez nikbeti
Kaptırır perçemini en delişmen akışa
Şimdi seninle seni çağırmamın hikmeti
Nakkâşını bulanlar takılır mı nakışa?

Bir nehir yatağından taşınca böyle taşar
Cins atlar yarışlarda koşunca böyle koşar
Yeryüzü ve gökyüzü,hepsi benim özümde
Hiç özünden ağlar mı ısmarlanmış nevhager?
Saf aşkla yaşarım ki,katkı yoktur tözümde

Haset yüreksizlerin kapalı kafesidir
Göklerin gürlemesi bir muştunun sesidir
Gözlerini oyarım kim eğri baksa sana
Sözüm bir âyet değil salt şair nefesidir
Ateş olan sözleri yine söylettin bana
 
Bahattin Karakoç

Çevrimdışı yelcin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.875
  • 5.220
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.875
  • 5.220
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Eyl 2010 11:34:16
UYAN EY GÖZLERİM GAFLETTEN UYAN

Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Semâvâtın kapuların açarlar.
Mü’minlere rahmet suyun saçarlar…
Seherde kalkana hülle biçerler.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Bu dünya fanidir sakın aldanma.
Mağrur olup tac-u tahta dayanma.
Yedi iklim benim deyu güvenme.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Benim, Murad kulun, suçumu affet.
Suçum bağışlayub günahım ref’ et.
Rasûl’ün sancağı dibinde haşret.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
                   Sultan III.Murad Han

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 07 Eyl 2010 12:00:23
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ  
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
 
nazım hikmet
 
 
 

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 07 Eyl 2010 16:05:42
unutamadığım...
 
köşe başlarında kurulmuş yasal pusularda
bırakarak
küflenmiş ihanetleri
gökyüzüne karıştı çığlıklarım
unutmadığım
unutamadığım
leşe dönüşen bedenimdi
satanlar ve satılanlar vardı
daha çok satılanların feryadı kaldı
ve
cadı
kazanında
kahindi
yargılar
kirletmedik tekbir deniz
tek bir bulut bırakmadan
surelerim ve suretlerim var
hepsini ben yazmadım ama sana getirdim
bağışlanması imkansız günahlarımla
her biri sevda kokusu
tutunabileceğin gökyüzü
sararmış naftalin kokusuyla
anamın çeyiz sandığındaydı
sana getirdim
gülümseyince
göz yaşlarıma düşüyorsun
upuzun bir yalnızlık olup sana geliyorum
maviye bulaşırken elleri babamın
taşlayarak öldürmüştü beni kabilem
biliyormusun
ama sen deniz olup
ellerimden tutuyorsun
ve
kırlangıçlar konuyor avuçlarıma
daha çok acıtıyor akşam üstleri
beklemesini bilmiyor ellerim
birde başa bela kekeme ve korkak yüreğim
oysa yakabilirdim bütün bir yalnızlığımı
ve de çığlıklarımı
sana geldim
onarılmaya değil
unutulmaya geldim...

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 07 Eyl 2010 16:08:09

Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın,
Tavşan kanı, kınalı-berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri…

Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı.
Gözlerin hani?

“To be or not to be” değil.
“Cogito ergo sum” hiç değil…
Asıl iş, anlamak kaçınılmazı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.

İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?

Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil,sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi…

Duymak,
Gözlerinde duymak üç-ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi…
Gözlerin hani?

(ahmed arif)

Çevrimdışı bulut86

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 172
  • 610
  • 172
  • 610
# 07 Eyl 2010 16:10:08
"BENİ BU GÜZEL HAVALAR.."

 

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan Veli Kanık

Çevrimdışı bulut86

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 172
  • 610
  • 172
  • 610
# 07 Eyl 2010 16:22:16
VEHİM
Her şey kesik ve kopuk, zaman tutamaz lehim;
Mazi albümde hayal, istikbal kalbde vehim......
         
                                    Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 07 Eyl 2010 16:59:22
  ESKiYEN BAYRAMLAR

O eski bayramlardan bir şey yok elimizde...
O güzel günlerin özlemiyle tutuştuk, yandık...
Bir eski şarkının sözleri dilimizde:
''Bayramlar mı eskidi, bizler mi yaşlandık? ''

 
Bayram gurbet, bayram hasret, bayram gam,
Bayram artık buruk ayrılıkların adı...
Bayramları bilmem nasıl anlatsam,
Dede torunu bekler, baba evladı,,,

 
Bayram yokluk, bayram hüzün, bayram dert,
Bayramların kalmadı o eski tadı...
Bayram ne lokumdur, ne şekerdir, ne de et,
Bayram yoksul ahı şimdi, yetim feryadı...

 
Bayram kahır, bayram zehir, bayram kan,
Bayram yürekleri eriten bir ince sızı...
Bayram tatil yollarında heder olan can,
Bayram çok uzaklarda şimal yıldızı...

 
Bayram sabır, bayram ağıt, bayram yas...
Bayram yoksul çocukların gözlerinde gözyaşı...
Bayram unuttuğumuz eski arkadaş,
Bayram suyu kurumuş bir pınar başı...

 
O eski bayramlardan bir şey yok elimizde...
O güzel günlerin özlemiyle tutuştuk, yandık...
Bir eski şarkının sözleri dilimizde:
''Bayramlar mı eskidi, bizler mi yaşlandık?''
  
  
  İhsan GÜRBÜZ
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK