Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2010 20:56:51
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip. 
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
can yücel

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 22 Ara 2010 21:11:33
BİR GÜZELLİK YAP KENDİNE

Bir güzellik yap kendine,
Sadece sahip olduklarını düşün ...
Olamadıkların üzülsün senin olamadıklarına ...
Keşkeleri hiç düşünme !!!
Mutlu ol seçimlerinle !!!
Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine ...
Her yeni günü senin günün ilan et ve şımart kendini olabildiğince !!!...
Bırak dünler üzülsün seçilmediğine ...
Kalbinde daha da büyüt sevgisini sevdiklerinin !!!...
Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye...

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2010 21:56:44
Bir Yudum Hikaye
Ey nefsim dinle beni sana yan diyorum
Ateşlerin içinde yanan gibi yan
O’na can diyorum anla beni
Canımın da içinde canan gibi can..

Yaprak düşerse dalından isyana
Öğütülürse yaz akşamları sevda sözcüklerinde
Temmuz Ağustos uzaklaşırsa
Yani bir sonbaharsa iklim, Ağlama..
El yapımı zanlar hükmederse uzun gün dostluklarına
Gece başucundan uykusuzluk ekerse gözbebeklerinin vadisine
Yüreğinin yıldızları kulağına fısıldayıp işte ağlama vakti derse
Sen yine de ağlama..
Çünkü bize ağlamak düşmez..
Ağlama..

Bize yürümek düşer sevgilinin ardından
Sadece ağlamak yetmez..
Güzeldir hayranı olmak nebinin
Ama sadece hayranlık yetmez..
Onun gibi olmadıktan sonra bu yol ilelebet bitmez..
Ağaç gölgesinde gölgelenip yoluna devam eden yolcu gibi olmak vardı..
O’nun gibi olmak..

Şu geçen ömründe nelere kandın..
Sen ki dünyanın süsüne aldandın..
Yandın ağladın yine de uslanmadın..
Nereye bu gidiş?
Nereye ey yolcu?

Ey nefsim beni dinle yan diyorum sana
Ateşlerin içinde yanan gibi yan
Can diyorum O’na anla beni
Canımın içinde canan gibi can..

Alev sararda gözlerimi..
Bir rüzgar soğutmaya çalışır..
Zamanla alevlere o rüzgarda alışır..
Bilemez ki bu dünyanın bir oyunu..
Bilemez ateşin içimde olduğunu..
Hala yanmaktadır gözbebeklerim..
Ve ben ateşten bir mektup oldumda
Özgürlüğümü yaktım dünya adına..
O’nun adına adımı yaktım..
Ve artık adına ortaktım..
Rüzgarsa dilbeste olmuştu nara
Söndürme gözyaşlarında..Ağlama..
Çünkü bize ağlamak düşmez..
Ağlama..

Bize yürümek düşer sevgilinin ardından
Sadece ağlamak yetmez..
Güzeldir hayranı olmak nebinin
Ama sadece hayranlık yetmez..
Onun gibi olmadıktan sonra bu yol ilelebet bitmez..
Ağaç gölgesinde gölgelenip yoluna devam eden yolcu gibi olmak vardı..
O’nun gibi olmak..

Şu geçen ömründe nelere kandın..
Sen ki dünyanın süsüne aldandın..
Yandın ağladın yine de uslanmadın..
Nereye bu gidiş?
Nereye ey yolcu?

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 22 Ara 2010 22:03:43
BEN DEĞİLDİM
Bir aksam üstü pencerenden bakıyordun,
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya…
O gecen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun…
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından,
Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya…
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın.
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın…
O ölen ben değildim...

ÖZDEMİR ASAF

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2010 22:29:30
Ağlamak

Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlayabiliyorsan
Acılar ardarda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli

Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.
 
Özdemir Asaf
 

Çevrimdışı rabia3360

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2010 22:50:54
İKİ İNSAN ARASINDAKİ MESAFE
Bir gülümseme
Sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
İç dünyamızın güzelliklerini, dışa yansıtır.
Bir külfeti yoktur, fakat çok şey kazandırır.
Evde saadet, iş yerinde muvaffakiyet,
Başkalarına ikramda bulunmak demektir.
Vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
Bir an sürer, bazen ebediyete kadar yaşar.
Yorgun olan insanı dinlendirir.
Ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
Karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
Satın alınmaz, rica ile elde edilemez.
Ödünç verilmez, çalmak da mümkün değildir.
Kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz.
Ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
Sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
Bazen bir hayat kurtarır, bazen bir savaşı bile önler.
Bazen gülümseyemeyeni bile gülümsetir.
Sadaka yerine geçer, sevap kazandırır.
Gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.

Bir gülümsemeye,
öncelikle gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu unutmayın!
Bir gülümseme için hiç kimse,
ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir.

İKİ İNSAN ARASINDAKİ EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTİR

Çevrimdışı mihri zeynep

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 2.345
  • 203
  • 2.345
# 22 Ara 2010 23:59:01
Kahır Mektubu & Şüheyda 4

Pencereden içeri süzülen bahar
Ve dalından koparıldığı için boynu bükük
Mor bir sümbül başucumda…
Bir kâğıt ve bir kalem
Sana yazıyor en yitik cümleleri.
Oysa çoktan kırmıştım kalemimi
Sana yazılan bir şiir için…
Ama sen saysan ki sahra çölündeyim
Şahikalara yükselen bir zümrüd-ü anka görsem
Vurup alnından hüznümle
Kanatlarından kopardığım tüyleriyle yazarım adını
Gördüğüm serabın sularına; Şüheyda…
Senin için söylenmiş hiçbir son
Noktasını koymuyor hayata…

Aylardan nisan…
Mevsim bahar…
Ve yağmur…
Hangi şehrin yağmurunda ıslanıyorsun kim bilir
Gönlümün çorak topraklarında dolaşırken yalnızlığım
İçinin kuyusuna düştüğümden beri
Yağmur suyuna hasret, yüreğim.
Boğuluyorum…
Korkuyorum…
Burada aşk ceset kokuyor
Çek ve çıkar beni bu deruni yangınından
Görmüyor musun Şüheyda!
Âşıklar parkında vuruyorlar tek tek
Henüz yaşanılamamış sevdaları kalbinden.
Temize çekiliyor(!) beyaz düşler, kirli sayfalara…
Hadi tut yüreğimden
Arınmak istiyorum kırkikindilerde
Ve kaçmak…
Böyle duçar koyma beni…

Umut çıplaklığında
Yalınayak koşarken güneşin doğduğu menfeze doğru
Bir tılsım kalbimi söküp yerinden
Anıların öldüğü kente kadar getirdi beni.
Ey yaralı güvercin!
Ey dağlarda kaçarken vurulan ürkek ceylan!
Ey gönlümün Leyla’sı!
Sen ey Şüheyda!
Kanatsız bir kuş gibi sürükleme gönlümü naçar.

Dağ rengi gözlerinin buğulu bakışlarıyla
Bakma öyle ıslak ıslak.
Sorma halimi
Hatırımı sorma…
Notası sen, güftesi ben olan
O hicaz şarkının bestesi değiliz artık…
Öyle mahur çalmıyoruz
Çalamayız da…
Çünkü bu şehir
Şarkısını çoktan unuttu Şüheyda
Bilmiyor musun?

Dermanım tükendi
Kesildi takatim…
Titremeye başlıyor ellerim
Şüheyda yazdığım vakit.
Şehrin hülyası
Bir kristal gibi parçalanıyor şerha şerha
Gül rengi bahar
Kül rengi hatıralara yenik düşüyor
Ve bitiyor
Söylenmemiş bütün sözlerin ardı…

Bitiyoruz şüheyda,
Azalıyoruz dirhem dirhem aşka
Ve sevdaya yetmiyoruz
Anlasana…
Şimdi kalan yanımızı
Bir kâğıt, bir kalem
Ve sigara dumanı sarhoşluğunda
Yazarak harcadım Şüheyda
Okyanusların dehlizlerinden
Engin ufuklara uzanan müzmin kedere…

Arif Onur SOLAK

Çevrimdışı mihri zeynep

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 2.345
  • 203
  • 2.345
# 23 Ara 2010 00:04:40
Ben Bir Şair’dim Şiir’im Sende Kaldı

Ben bir şairdim
şiirim sende kaldı
ellerim askıda
içimiz aynı kapıya çıkarmışta
adımlarımız farklı yollar koşarmış bize.

neden bir ayrılık için koştuk birbirimize neden?
dilime gitmesi kolay
ne gitmeler daha dökülür ağzımdan
ben seni sevdimde!
ancak bir sonda döküldü içimdekiler

sende kaldım!
yarda kaldım
Yarıda!

Eğer bir gün açıklacaksa kapım
adımlarım sana
canıma Canıma!

ben bir şairdim
şiirim sende kaldı!

yarım bıraktığın noktalar canımı aldı
Dilimde biriktirdiğim cümleler orda kaldı!

Şimdi
O mahsum bakışlarım havada
oysa ne tebessümler haykıracaktım sana
Şimdi, Gidişin içimi Ablukaya aldı!

Hadi uzat ellerini
içimde bir yaramaz kaldı
Bir vagon daha ekliyorum ağırlığıma Şiir Gözlü şairim benim
birik vagonlarıma

Sen Cesaretimin en keskin dili!
Sen içimin Yaramaz Şairi.

ben bir şairdim şiirim sende kaldı!
aşkın tadını acı olduğunu senden anladım
içimde hiç kimsenin bilmediği caddeler
kılıç kuşandı.

Gel içime Yaramazım!

Benim kılıçlarım bana kanardı
mağer hep uçurum kenarından gülümsemişsin bana,
Adımlarımızı kundaklayan iki ölüyüz şimdi
En tutuşmuşluğumuzla koşuyoruz.
Nefesimiz kesiliyor!
Elimi uzatıyorum.
Cesetlerimiz önüme yığılıyor..

Kefenimize aşk bilmeyen iki aşığız
soysuzlaşan bir acıyız

ben bir şairdim şiirim sende kaldı
ödünç aldığım gözlerini fazlasıyla ödedim.
Hadi beni en aşık yanımla unut!
Paldur Küldür Sus! içime
içimde bıraktığın depremler düşsün içime!

Adına Bir Sus bile konduramadığım yolsuzluğum
şimdi!
yol olda bize!
Dualarımızın kanatları konsun içimize
sen gönlümün en kesik dili!
Sen içimin Yaramaz Şairi.

Hayriye KURT

Çevrimdışı irvin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 66
  • 312
  • 66
  • 312
# 23 Ara 2010 10:54:25
Bilerek mi yanına almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı çukuru

Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar

Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur...

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 13:12:23
ANALAR       

Garibin anası pencerelerden

Yanık türkülerle yollara bakar

İncecik yüzünde her akşam üstü

Çizgi çizgi nokta nokta bir efkar.

 

Fakirin anası her sabah sessiz

Ağlar çocuğunun aç çıplak durduğuna

Elleri koynunda kalır çaresiz

Bin pişman doğduğuna,doğurduğuna.

 

Mahkumun anası susar konuşmaz

Suçu kendisinde sanır.

Kaçar insanlardan aydınlıklardan

Duvarlara bile baksa utanır.

 

Açılsa üstüm biraz,duyar da gece yarısı

Kalkar yatağından gelir

Bir mübarek el usanır yorganıma usulca

Bilirim anamın elidir.

 

Bir merhamet bir sıcaklık bir gurur

Yavrum diyen sesinde

Ve huzurun günde beş vakit nabzı vurur

Beyaz tülbentinde,seccadesinde.

 

Karımın anası anama benzer

Öylesine yakın duygulu ince.

Özü sözü bir,yayla gözesi kadar berrak

Oturtacak yer bulamaz çıkıp yanına gidince

Yüreği destanlar gibi sımsıcak.

 

Ve alnım açıksa,başım dikse

Dirliğimiz varsa,mutluysam

Yüzüme gülüyorsa böyle bu şehir.

Bir beyaz zambak gibi pırıl pırılsa yavrum

Ve yavrumsa herşeyi bana sevdiren bir bir

Bu mutluluk bu düzen bu bitmeyen aydınlık

Anasının yüzü suyu hürmetinedir.
 
 
Yavuz Bülen Bakiler
 

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 13:28:47
2=1

Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Başdan başa sen.
 
Özdemir Asaf

Çevrimdışı mehmet_00202

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 195
  • 426
  • 195
  • 426
# 23 Ara 2010 13:43:42
MONA ROZA
 
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
 
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
 
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
 
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
 
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
 
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
 
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
 
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
 
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
 
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
 
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
 
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
 
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten
 
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller




   SEZAİ KARAKOÇ

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 23 Ara 2010 17:04:00
 ÇAĞRIŞIMLAR

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi?

Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi?

Gecikmiş bir gizemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı?

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi?

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mı?

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadınız mı?

Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı?

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı?

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı?

 Özdemir ASAF
 
 
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.814
  • 227.465
  • 28.814
  • 227.465
# 23 Ara 2010 17:23:22
Mona Roza nın sırrı neydi,bilen varsa yazar mı?

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 23 Ara 2010 17:44:58
Bu geç vakit
bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi, madde gibi ebedî,
göz gibi çıplak,
el gibi ağır
ve yıldızlar gibi pırıl pırıl
kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yüreğinden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni,
onlar : ana,
onlar : kadın
ve yoldaş olan...
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,
kelimelerin insandılar...

Nazım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK