Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 12:10:07
Nefeslerle sürüp giden yaşamamız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur.

Can Yücel

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 12:24:57
Bugün Pazar

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Ara 2010 12:34:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bugün Pazar

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...

Nazım Hikmet Ran

Çokk severim   teşekkürler...





YAŞAMAYA DAİR
  
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
                       bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
                       yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
                        beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
                                    insanlar için ölebileceksin,
                        hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
                        hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
                        hem de en güzel en gerçek şeyin
                                      yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
           hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
           ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
                                      yaşamak yanı ağır bastığından.

                                                                                     1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
              bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
                                en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
                               diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
                           yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
                        fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
                        belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
                                    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
          hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

                                                                      1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
                       hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
                       yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım HİKMET

                            
  
  
  
  

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 26 Ara 2010 13:07:33
HER GÜN GÖNLÜM İSTER SENİ GÖRMEYİ

Her gün gönlüm ister seni görmeyi
Korkarım arada söz olur deyi
Ala gözlüm sana umut tutarım
Güzelin ikrarı tez olur deyi

'Beni öldürücü derdin elemin
Duydukça dilinden tatlı kelamın
Gönder kölen olam kuru selamın
Çekinme boşuna az olur deyi'

Hiç mi haberin yok olan işlerden
Yatamıyom kara kara düşlerden
Seni sakınırım uçan kuşlardan
Güzelsin sevdiğim göz olur deyi

Cilvelenir yar karşımda dururdun
Perçeminden bergüzarlar verirdin
Beni görsen elvan elvan yürürdün
Görsün Derdiçok'a naz olur deyi
......................
MURABBA

Gözlerin fitnede ebrun ile enbaz mı ki,
DiliTasılmağa iver zülfüne canbâz mı ki,
Bizi kahreylediğin lûtfuna ağaz mı ki,
Neyi ki, şive mi ki, cevr mi ki, naz mı ki?

Dili saydetmede âlem bilir üstadlığın,
K'ey sakın âleme yayılmaya bidâdlığın,
Bilmezem sırrı nedir bilmiş iken yadlığın,
Neyi ki, şive mi ki, cevr mi ki, naz mı ki?

Dil nedir! nesne mi var aşk oduna yakmadığın!
Aşk zincirine gerden mi kodun takmadığın?
Beni gördükde yüzün döndürüben bakmadığın
Neyi ki, şive mi ki, cevr mi ki, naz mı ki?

Kasteder hûnî gözün hançer ile canımıza!
Bî-güneh girme bizim pâdişehim kanımıza!
Bizden i'râz edüben gelmediğin yanımıza
Neyi ki, şive mi ki, cevr mi ki, naz mı ki?

Bu Selimî kuluna cevr revan eylediğin,
Bunca sıdkın reh-i aşkında yalan eylediğin,
Yüzünü gösterüben yine nihan eylediğin,
Neyi ki, şive mi ki, cevr mi kî, naz mı ki?
        SELİMİ

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 26 Ara 2010 13:20:23
TUT ATALAR SÖZÜNÜ KALBİ SELİM OL
Atalar Sözü Destanı

Tut atalar sözünü kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab'ı halim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler

Her kara uzatma elin eteğin
Yelkovana döner ahır emeğin
Nitekim göllerde şaşkın ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler :)

Aldanma cihanın sakın varına
Düşmeyegör onun ah-ü zarına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler

Çoktur bu alemde boşa yelenler
Kande bilenler ile bilmeyenler
Eskiden adettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler

Dediler bu pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme
Kül kömür ye namert lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler

Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler

Bir mürşid-i kamil bulmayanlara
Pirler nasihatın almayanlara
Sözünün ispatı olmayanlara
Bir dipsiz kile boş anbar demişler

Yar ile ettiğin kavle ver karar
Kar etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkar
Ucuz satan tezcek satar demişler

Kanaat halkasın bırakma elden
Elinden çıkmasın der isen dümen
Deve ahu gibi boynuz isterken
İki kulaktan da çıkar demişler :)

Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil
Bi-zeban da olsa bellidir kamil
Kendüden gayruyu beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler

Hileyi irtikap etme kıl hazer
Desinler sana bir er oğlu er
Sen elin kapısın çalarsan eğer
El de senin kapın çalar demişler

Gerek şaki olsun gerekse said
Kerim kereminden eylemez teb'id
Böyledir Mevla'dan sen kesme ümid
Gün doğmadan neler doğar demişler

Levni nasihatı pirlerin böyle
Durub-ı emsalden hazm ile söyle
Meydan-ı hünerde ağırlık eyle
Ağır bassa beğni ağar demişler

---

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 21:17:51
Şiddet, Elbet

bilgece susuyoruz artık saklamayalım
yıldızları tartaklanmış bir sonbahar gecesi
diz çökmüştük hatırla öteki dünyalara
dünyalar dediğim de ne, boşuna abartmayalım
karalarla denizler, çamurlar falan yani
toplasan hepsi hepsi batan bir geminin
sessiz, kıpırtısız can yelekleri

söze nasıl başlamalı basbayağı kan akıyor
ağzımı açtığımda düşlerimden içeri

bilgece susuyoruz çünkü susmak gecesi
patikada kaybolan o yaşsız çocukların
bir bildiği var elbet boşuna kaldırmazlar
coğrafya derslerinde küçük parmaklarını
ıslık çalmazlar, kuş vurmazlar, ağlamazlar boşuna

şiddet diyorsun ne güzel; şiddet, elbet
yoksa yalnız bir ardıcın dalları kırılır
çok ölünür daha, çok kaybolunur
biçimsiz bir kanamadır ah! hayat, anlamsız toprak
hiç kımıldamamış yaprak

bilgece susuyoruz artık saklamayalım
şiddet diyorsun ne güzel; şiddet, elbet
elbet, şiddet

elbet.
 
Altay Öktem
 

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 26 Ara 2010 21:24:47
 İMAN

Loşlukta ararken elini, elim:
“Kırk akşam üst üste bakarsan eğer
İlk çıkan yıldıza, dedi sevgilim,
Dolarmış gönülde boş kalan bir yer!..”

Kırk akşam üst üste: “Sevsin!” sözünü
İlk çıkan yıldızla getirdim yâda.
Yine aratıyor her yarın dünü.
İmanım kalmadı yıldızlara da!..

  Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Ara 2010 21:52:45
DOSTLUK


Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.

Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.

Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.

O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 22:10:52
Karlı Kayın Ormanında...

Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı sıcak.

Ben ordan geçerken biri:
'Amca, dese, gir içeri.'
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.

Eski takvim hesabıyle
bu sabah başadı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.

Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.

Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.

Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.

Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.

En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak:
Öleceğimizi bilip,
öleceğimizi mutlak.

Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?

Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.

Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...


(14 Mart 1956,
Moskova, Peredelinko)

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Ara 2010 22:51:22
Al yalnızlığını gel!Korkma,sıkılmayız.
Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur,
biz ikimiz susarız.

Aziz NESİN

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 27 Ara 2010 00:14:34
Omzumda başın eksik, yatağımda kokun;
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun.
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm.
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm...

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ara 2010 00:44:41
Elveda Diyemedik

Yıldızsız bir geceydi
Bir dağ çiçeği gibi şimdiden hasretteydim
sürgündüm çok uzaklardaydım,
Ve gözlerindi sürgün sebebim..
Çok çabuk çekildin hayatımdan
Kaderle el eleydin,
Bense kederle sarhoş...
Yarım kalmıştı hikayemiz
Göçmen kuşları gibi gelip geçtin bu şehirden
Belkide hayatımdan
Duymadın haykırışımı, acılarımı,
Benimsin sanmıştım uçtun avuçlarımdan
Tutamadım, gitmede diyemedim
Olamadın bir yıldızın kayışı kadar hayatımda
Zaman çok kısaydı bizim için
Yetmedi gözlerimizden yaşı silecek kadar
Nede elveda diyebilecek kadar...

Abdulhak Hamit Tarhan

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 27 Ara 2010 17:56:06
İşte Gidiyorum

Karsiliksiz bir aska kurban ettim ömrümü.
Iste gidiyorum,
Toprak alsin benim de bu hazin öykümü..

Iste gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
Cukura kim indirecek?
Iste gidiyorum,
Bu menhur cinayeti, simdi cikip kim üstlenecek?
Cürüdü gözlerim, yüregim, bu yagmurlu sehirde..
Iste gidiyorum,
Beni kaldirin, hicranim kalsin tenesirde..

Size yüzyillardir sesini kaybetmis
Bir türküyü söyleyecektim..
Ve bir yayla rüzgari sefkatiyle
Kirpiginizin ucundan öpecektim..

Bir masum türküydü sadece
Yüzbünlerce magdurun gönlünde
Belki söyleriz hep birlikte
Belki, mahserin birinci gününde..

Nasil sevmistim hepinizi.. nasil böyle oldu akibetim?
Ve nasil cöle döndü
O benim gül-gülüstan memleketim?

Iste gidiyorum, hicbiriniz, hicbir dilde beni anlamadiniz,
Ben basimi verdim, sizinse
Insafsiz bir linc oldu karsiliginiz..

Iste gidiyorum,
Pencerisiz bir dünyanin bilinmez labirentine..
Iste gidiyorum,
”Saclarindaki yildizlari arik koparabilirsin anne.?

Sonunda kaptirdim gönlümü
Ölüm denen o kaypak türküye..
Ve iste kurtuldun benden
Sen olasin ey Türkiye

Elbet benim de vardi,
Kendime ve yurduma dair umutlarim..
Belki biraktigim yerden sürdürür
Dostlarim, karim ve cocuklarim..

Catladi yüregim, catladi sazim..
Demek ki böylemis yazim..
Sizlere armagan olsun
Sizlerden ödünc aldigim bu yürek sizim..

Bu nasil hapis Tanrim..
Sabah sabah bu ne hikmet, bu ne sis ?
Kalbime son mermiyi sikmak
Sana mi düstü ey güzel Paris ?.

Iste gidiyorum, kalmadi söyleyecek son sözüm..
Dediginiz gibi olsun be
Dediginiz gibi olsun gözüm .

Iste gidiyorum,
Tükenmisti inancim, bu nankör hayata dair..
Belki benim icin birkac misra döktürür
Hayaloglu diye bir sair..

Yusuf HAYALOĞLU

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 27 Ara 2010 18:14:47
Ağlayan Çocuklar

Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
O zaman gözümün önünde parlar,
Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz.

Ne vakit karanlık kaplasa yeri,
Başlar çocukların büyük kederi;
Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
Ya artık bir daha olmazsa gündüz?

Gittikçe kesilir derken sedalar,
Gece; bir siyah el gözümü bağlar;
Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz...

Necip Fazıl Kısakürek

oooooffffff off

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 27 Ara 2010 18:37:59
Giderayak
Giderayak işlerim var bitirilecek,
                                                    giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
                                                    giderayak.

                                                     Nazım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK