Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 17:46:25
Nazım'ın dediği gibi
"Kopardım portakalı dalından ama,
kabuğu soyulmadı,
sevdalara doyulmadı..."
"Doydum diyen görmedim ki ben zaten..."
Lakin gel de zamana anlat bunu..
-Can Yücel

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 23 Ara 2010 18:02:21
KUM
 Sen, kum nedir bilmezsin
Deniz görmedin ki 
Yum gözlerini zamanı düşün
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir
Sen kül nedir bilmezsin
Ateş yakmadın ki
Uzat ellerini gökyüzüne,
Ateş bir elinde
Kül bir elindedir
Sen aşk nedir bilmezsin
Beni sevmedin ki
Ağla ağlayabildiğin kadar
Bütün güzellikler sende
Aşk bendedir.
Ümit Yaşar OĞUZCAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 23 Ara 2010 18:05:32
Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
...
Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş...

Aziz Nesin - Bağışla

Çevrimdışı handsome

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 18:10:05

MONA ROSA (Aşada yazılı olanlar kurgu değil gerçektir)

Belki de mahşeri kalabalığa okunan bu şiirin hangi hislerle yazıldığını tahmin bile edemezsiniz? Bilinen gerçekleri arda, arda sıralamak sizleri aydınlatabilir. Dilenirse şairimiz hakkında kısaca bilgi vererek konuya girmek istiyorum.
Şöyle ki; şiirimizin yazarı Sezai Karakoç ilk, ortaokulu ve liseyi Diyarbakır, Gaziantep, K.Maraş’ta tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal bilimler fakültesini kazanır. Ve gider, gider ama başına geleceklerden veya başına getireceği olaylardan habersizdir.
Neden sonra başlar okula dersler devam ederken şairimim gönlünü kaptırır bir muhacir kızına ve işte bütün mesele başlar, başlar ki ne başlar. Sonu olmayan bir başlangıçtır. Kısa bir süreden sonra dayanamaz ve kendini o kıza açmaya karar verir. Uzun bir tasavvurdan sonra İstediği gibi yapar ve gönlünde biriktirdiği aşkı artık kaldıramaz olmuştur.teklifine ret cevabı alma riski yüksek olduğu halde bırakır kendini uçsuz bir ummana.istediği cevabı alamamıştır,bu samimi Anadolu çocuğu kırılmıştır işte o an. Lakin bu kırgınlık uzun sürmez (çünkü uzunu daha başlamamıştır.) azimle tekrar deneyecektir.lakin istediği gibi hiç olmayacaktır.Ve bu hep böyle sürer gider. Ta ki gelir ,gelir ve bir yerde tıkanır işte bu tıkandığı yer 4. sınıf olur.ama o samimi delikanlı hiç pes etmemiştir.tam dört yıl hep istemiştir onu ,kendinden. Ama istediği hiç olmamıştır.belkide bir gün olacaktır.! Artık okul bitmek üzeredir.tam dört yıl geçmiştir .Geçmiştir ,ya delmişte geçmiştir kimi sineleri.
Mezuniyet merasimi düzenlenmektedir Ankara üniversitesinde öğrenciler 4 yılın yorgunluğunu ,bitirmenin sevinciyle bu merasimde birleştirecektir.lakin birleştiremeyenlerde vardır o mahşeri kalabalıkta onlar gerçekle yapışmış yüreklerini koyacaklardır ortaya. İşte burada Sezai Karakoç onların hepsine tercüman olacaktır o mükemmel ve emsalsiz sevgisiyle .
Bu program da Sezai Karakoç yazdığı şiiriyle yerini almıştır.ve de işte o beklenen an gelir çatar. O yılların gerçekleri bir şamar gibi patlar ortada ve sesi yankılanır Ankara sokaklarında.
Sezai Karakoç anons edilir. Yazdığı şiiri okumak üzere. Ankara siyasalın önü ana baba günü gibidir herkes ordadır bütün hocalar öğrenciler ve hatta misafirler lebalep dolup taşmıştır.merasim alanı.Sezai Karakoç şöyle bir kalabalığa bakar o buğulu gözlerle ,gönlünde yer alamadığı insanı aramaktadır mahşeri kalabalık içinde ve şiirini okumaya başlar.

Mona roza siyah güler ak güller
Geyve’nin gülleri beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona roza siyah güller ak güller …

Şiir bitene kadar kalabalıktan hiç ses gelmez olur, ta ki son kıtayı okuyana dek ve kalabalıkta müthiş bir uğultu patlar. Herkes bir birine bir şeyler sormaktadır ama sadece bilinen bir gerçek var ki herkes bu şiirden çok etkilenmiştir hele biri var ki gönlünde fırtınalar kopmuştur tam dört yıl sonra geçte olsa anlamıştır ve işte o uğultunun arasından bir kız öğrenci sıyrılır kürsüye yaklaşır dört yılı harabeden ve sonrasını da edecek olan kişidir O,O MUAZZEZ AKKAYA’ dır.Ağlayarak ve yalvarmalı bir sesiyle
-ben seni kabul ediyorum der.
Ama çok geçtir artık çünkü bu samimi genciz bu ağır aşka dayanacak takati kalmamıştır kürsüye dönerek -şimdi de ben kabul etmiyorum der
ne derece yürekten gelerek söylediği tartışılır ama beklide bir intikamdır ,beklide ilk defa gururu aşkının önüne geçmiştir delikanlının Ve bir daha Muazzez Akaya’yı hiç kimse görmemiştir çünkü o ret cevabının ardında intihar etmiştir. Doğruyu geç bulup erken kaybetmek buna denir galiba
Şimdi Sezai karakoç 65-70 yaşlarında ve hiç evlenmemiş hiç gönlüdeki o muazzam yere dokunmamıştır.size şimdi bir sır veriyorum Mona Rosa şiirinin kıtalarının ilk harfleri onun ismini veriyor.

(bence bir aşk bukadar yaşanır ve halen daha AŞK da gurur olmaz diyenlere çok güzel

bir cevaptır gurusuz hiçbir aşk olmaz olmamalıda Sezai karakoç un bu olaydan sonra hiç evlenmemeside ilginçtir aşk ın bir kereye  mahsus yaşanan bir duygu olduğunun göstergesidir

bencede insan yüzlerce kez hoşlanabilir hayatında birkaç kez sevdiğini sanabilir ama aşk birkez yaşanır bir kez yaşanırsa böyle ebedi bir aşk olur

düşününce şöyle bir sevdiği kadının intihar edeceğini bilseydi sezai karakoç onu kabul ederdi sanırım belki samimyetine inanmadı belkide 4yıllık bekleyiş onu içinde öldürdü farklı düşünler aşağıda yorum yazabilirler untmadan muzzez akkaya şiirdede geçer Geyve’nin gülleri diye geyve ye döner(sakaryanın ilçesi)orta intihar eder:( şaiir nede güzel demiş benim aşkım uymaz öyle her saza)..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Mona Roza nın sırrı neydi,bilen varsa yazar mı?

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.814
  • 227.465
  • 28.814
  • 227.465
# 23 Ara 2010 18:21:00
Teşekkürler Handsome öğretmenim.Gerçekten Sezai Karakoç gibi yürekten sevipte herkese  gönül kapısını kapayan kaç insan vardır acaba?
Şimdi anlıyorum ki bu şiiri çok seven öğretmenimin de gönül yarası çok büyükmüş.Onun ve sevipte kavuşamadan ölenlerin ruhu şad olsun....

Çevrimdışı handsome

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 18:50:31
Önemli değil öğretmenim...Allah kimseye böyle gönül yarası vermesin...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkürler Handsome öğretmenim.Gerçekten Sezai Karakoç gibi yürekten sevipte herkese  gönül kapısını kapayan kaç insan vardır acaba?
Şimdi anlıyorum ki bu şiiri çok seven öğretmenimin de gönül yarası çok büyükmüş.Onun ve sevipte kavuşamadan ölenlerin ruhu şad olsun....

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 23 Ara 2010 19:11:41
KELİMELER...

Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde

Denizlere açıldı içimizden biri

Niçin gittiğini söylemeden

............Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.

Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.

Bulacak sanıyordu yenilikleri.

Her an bir yeni su vardı,

Her yeni suda bir yeni an.

..................Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından

Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.

Bitmiyordu köpüklerle renkler

Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.

Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.

Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.

Yeni manzaralarla gelen yeni duygular

Hani, eski kelimelerle olmasa

İnsanın ömrünce devam edecek.

Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.

Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada

Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara

Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin

Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.

Anladı, bütün olmuşlarla olanların

Ve bütün olacakların

O kelimelerin içinde

Kendisine varmadan eskidiğini

............Özdemir ASAF

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 23 Ara 2010 19:45:11
bazen
yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
güneş kucağındadır, bilemezsin.
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
uçar gider, koşsan da tutamazsın...

william shakespeare



Çevrimdışı irvin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 66
  • 312
  • 66
  • 312
# 23 Ara 2010 21:02:51
makyajı akıyor farkının! herkesleşiyorsun...

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 21:13:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bazen
yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
güneş kucağındadır, bilemezsin.
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
uçar gider, koşsan da tutamazsın...

william shakespeare





Tek kelimeyle harika bir şiir öğretmenim. Özel bir de anısı var bende. :) Paylaştığınız için teşekkürler. 24 saat engeli nedeniyle butondan teşekkür edemiyorum şimdilik.


Kılıç Balığının Öyküsü

Bu bir kılıç balığının öyküsü
Yazılmasa da olurdu
Ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu
Uskumrunun arkasından gidiyorduk
Sürünün içinde ben de vardım
Sırtımda bir zıpkın yarası
Mutlu olmasına mutluydum
Nedense gitmiyordu
Kulağımdan bir türlü o ağ var sesleri
Deniz kızı girmiş düşünceme ben iflah olmam
Dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı
Dolanınca çok geçmeden küserim
Bir çocuk bile çeker beni sandala
Bu kadar ağır olmasam
Beni böyle koşturan yaşama sevinci
Kanal boyunca, bir o yana bir bu yana
Siz yok musunuz siz, derya kuzuları
Kestim kılıcımla karanlığın dibini
Yakamoz içinde bıraktığım suları
Ah aysız gecelerde olur ne olursa
Sırtımda bir zıpkın yarası
Atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün
İri gözlerimde keder, kılıcımda hüzün
Satın beni
Satın beni
Rakı için

Halim Şefik Güzelson


Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 23 Ara 2010 21:26:54
Dolar dolar gözlerin / varılmaz ki gizine
Bir damlası bile / dökülmez ki yüzüne
Selleri utandırır
Gözündeki söz senin / içindeki öz senin


ADNAN YÜCEL

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 23 Ara 2010 22:17:22
BİR VEDA HAVASI

 

Vakit tamam, seni terk ediyorum.

Bütün alışkanlıklardan öteye...

Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.

Doymadım inan, kanmadım sevgine.

Korkulu geceleri sayar gibi,

Birden bire bir yıldız kayar gibi,

Ellerim kurtulacak ellerinden

Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.

Aşk sa bitti, gül se hiç dermedik

Bul kendini kuytularda hadi dal

Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.

Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.

 

Vakit tamam seni terk ediyorum

Bu incecik bir veda havasıdır

Parmak uçlarına değen sıcaklık

İncinen bir hayatın yarasıdır

Kalacak tüm izlerin hayatımda

Gözümden bir damla yaş aktığında

Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan

Kan tarlası gelincik şafağında

Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım

Vur kendini korkularda hadi al

Seninle bir bütün olabilirdik

Hoşçakal iki gözüm hoşçakal


Yusuf HAYALOĞLU

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 23 Ara 2010 23:14:53
Kırdım mı incittim mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
Giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hâlâ sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
Ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hâlâ bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgârlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
Senin ve benim , yani bizim için...

MIRILDANDIKLARIM/Murathan Mungan

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ara 2010 23:35:55
Seni İçimden Terk Ediyorum   

binmediğim hiçbir otobüs
beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde
gittikçe azalıyor hayat
neyi erken yaşadıysam
hep ona geç kalıyorum

sana göçüyorum her sonbahar
yolların çıkmıyor aşkıma
unuttuğun yağmurların adı saklımda
seni içimden terk ediyorum

susmaktan yoruldum
kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum
tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
seni içimden terk ediyorum

ne unutacak kadar nefret ettin
ne hatırlayacak kadar sevdin
yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin
biliyorum
beni hep bulmamak için aradın
yanılgımdın
yandığımdın
yangındın

sensizliğe yenilmek
sana yenilmekten zor olsa da
ardımda bir sürü belkiler bırakarak
seni içimden terk ediyorum

şimdi
içimizde öldürülecek bir anı bile bulamayan
iki yarım kaldık
tamamlayamadık bizi
elimden tutmadın yalnızlığımın
saçlarımı da uzaklarına gömdün
içimin mavisi senin okyanusundandı
al geri veriyorum
kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
sana bensizliği terk ediyorum

yarime uzanmayan bütün dallarım kırılsın demiştin
aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi

ne tuhaf değil mi
içimi acıtanda sendin
acımı dindirecek olanda
ya öldür beni dedim
ya da git benden
içi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim

aldırmadın aldırmalarıma
bir gecede yakıp yarini
şafaklara sattın ihanetini
külüme basanlar bile utandı yaptığından

işte soluk bir ömrün
son nefesi
benden
içimden
terk ediyorum
 
Kahraman Tazeoğlu 

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Ara 2010 10:28:07
BENİM            

Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin

Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek

Biri durur kapında korkulu ürkek...

O duran benim.

 

Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri

Sordum seni şehir şehir

Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir

Pencerene vuran benim.

 

Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı

Birdenbire yatağından kalkıp oturma

Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma

Saatleri kuran benim.

 

Senin bir suçun yok kabahat bende

Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek,

Boy verdiğin aynaları istemeyerek

Tekrar tekrar kıran benim.

 

Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında

Ceylan gibi bakma oraya

Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya...

Duyuran benim.

 

Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler

Kapanmaz yüreğime açtığın yara.

Her akşam saçlarını karanlıklara...

Savuran benim.


Yavuz Bülent Bakiler

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK