Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2010 19:03:37
ÖLEMSİZ

"Ne şeymiş bu, bu dünyadan ayrılmak
Demir tarar gibisin bigün
Gözlerin arkalarda deryaya açılmak?"
Hadi bre gide gide dönmüşlüğüm
İyadesiz iyadeli tahütlüğüm
Seni bilem gide koydum, gidi ölüm!

CAN YÜCEL

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 25 Ara 2010 19:32:05
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.

Ömer Hayyam - Rubailer'den

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2010 19:34:16
CANFEZAM
bir darbımeseldir canfêzam bakışların
vurur beni
uzanırım da kadife saçaklarına
rüzgâr durdurur beni
şehrinde kaybolmuşum uzatmalı kirpiklerinin
en leylâk kokuşunla, en şahin uçuşunla
o körpe, o İstanbul endâmın kavurur beni
bu bir cefâ derbendi, kahır istilâsıdır
ellerin ufalar, tenhâlara savurur beni
şenliğinde aykırı yürüyüşlerin
eziyorsun göklerini
yine de ufuklarda bekletiyor gurur beni
bu hicran değişmeyen kaderimdir, umarım
biliyorum canfezâm, vuslat unutturur beni

NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2010 19:36:59
GÜLNARE
ben, yıpranmış sokaklar ortasında avare
sen, kırgın bir ülkenin süreyyası: Gülnare
honçalı novroz gelir; bir de siyah ve sarı
dalgalanır göklerde bir kuşun kanatları
her nağme, dudağında çarpılmış karanfil
sana tutkun atlılar şimdi yorgun ve sefil
göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı

dokunmuyorsa kalbim o mazlum kitabeye
ayışığı düşer mi kanlı bir harabeye
sensiz çöl, ıssızlığın kahrıyla zehirlendi
yalnız bulutlar değil, vahalarda kirlendi
mahşeri bir serabın ardından yürüyorum
gözlerini kaybeden bir kervan görüyorum
geride, okunmayan silik izler kalıyor
kaktüs hala toprağı uykuda yakalıyor

tarihin her sayfası soluyor pare pare
karasevda burcunu yıkıyorsun, Gülnare
Azerbaycan ufkunda bir divanedir gönül
böylesi tarümar olmadı belki de gül
toprak, bir bakışınla kızıl renge büründü
yıldızlar ülfet için gündüz vakti göründü
gözlerin binlerce yıl ötesinden yadigar
nerdesin, ey Bakü’den, Gence’den esen rüzgar

yaldızlı perçemlerin ıslandıkça uzuyor
yalnızlık damla damla şakağından sızıyor
bazen öfke, kavgayı sevenlerin ardında
mahülya ve hüzün; bazen korku ve sevda
çiçeklerin yurdunda yalnız senin kokun var
bazen uzaktan uzak, bazen yakın bir duvar

karanlığa mahkumdur gökte sensiz, sitare
ruhumu zevalinle buuşturma, Gülnare
soluğun ab-ı hayat mıdır; filizlendi kül
siyah bir lale gibi aynaya düştü kakül
kırdın yüreğimdeki saatin akrebini
kuruttun düşlerimin hayal mürekkebini
hangi ırmağa baksam akıyorsun derinden
Hazar, acılarınla ağlıyor kederinden

kuduran bir denizde benziyorsun şikare
görebilseydi seni ejderhalar, Gülnare
gözlerinden fışkıran yanardağlar sönerdi
o ısırgan bakışlar balmumuna dönerdi
oysa şimdi su sarhoş; balıklar geldi dile
dalgalar son bir umut vuruyor sahile
Nahcıvan, hasretinle alevlenen sır çerağ
seninle firakını unutuyor Karabağ
göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı
bırakıp gittin beni umarsız bir efkare
haber gönder, nerdesin, nerdesin ey Gülnare
NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2010 20:28:54
"Dört Günlük Birşey"

Şimdi çok uzak bir hatıra gibi
O yaşadığımız
Boynumda bilmece gibi bir düğüm
Dört kısa günden bana
Bir garip sızı kaldı
Bir de deli özlemin

Ben senin gözlerinin
Yalan dolan bakışını bile sevdim
Ben bir annenin evladına duyduğu hisleri besledim
Ben senin bal gözlerinde
Dört kısa günde bilsen neler neler gördüm
Sahte ile gerçeğin karmaşasını
Yine de sevgini özledim

Özledim ellerini
Gözlerini
Ve yanık kokunu özledim

İnsan böyle bir duyguyu yaşarken gerçek yaşamla tüm bağları kopmuşçasına ayakları yerden kesiliveriyor. Hoş bu zaman, bu bağlantısızlık ta yaşam kadar gerçek ve doğal. Biliyor musun? Belki de iyi oldu ama biz yere erken indik. Şimdi o yarım yaşanmış şey boynumda düğüm

Dört günlük bir şey işte
Güzeldi yaşandı ve bitti
Diye düşündük
Oysa bir duygusal yük
Vurduk yüreklerimize kırılıp döküldük
Bir zaman gözlerimizde çiçek açardı
Biz her umudu söndürdük

Özledim çiçekleri
Sevdiğim ne varsa
Her şeyi özledim

Özledim ellerini
Gözlerini
Ve yanık kokunu özledim
 
Sezen Aksu
 

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 25 Ara 2010 22:22:21
Ömer Hayyam
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.

Çevrimdışı mr_black19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 766
  • 1.408
  • Müdür Yardımcısı
  • 766
  • 1.408
  • Müdür Yardımcısı
# 26 Ara 2010 00:15:33
SENİ DÜŞÜNÜRKEN

Ben, seni düşünürken,
Yaşım ne olursa olsun
Çocuk olurum.
O kolu sökük, el örgüsü kazak
ve lastik tokyalarıyla
Salya sümük küfredip, ağlayan,
Minicik elleriyle pencereleri kıran,
İsyankar, hırçın, gözü kara
Bir çocuk olurum.
Ben seni düşünürken, aşkın ne olduğunu
ve neden yaşadığımı aramadan bulurum.

 ERHAN GÜLERYÜZ

Çevrimdışı gülnihal köse

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 99
  • 619
  • 99
  • 619
# 26 Ara 2010 00:43:07
İşte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
biraz çakılından aldık
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzluğundan da biraz...
ışığından da birazcık
birazcık da kederinden
bir şeyler anlattın bize
denizliğin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
N.Hikmet

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Ara 2010 00:46:01
KÜÇÜK OĞLUM SORUYOR?

Küçük oğlum soruyor bana : Matematiği öğreneyim mi?
Şöyle cevaplamak geliyor içimden : Ne diye!
İki parça ekmeğin tek parçadan fazla olduğunu
Okumadan da anlayabilirsin sen.
Küçük oğlum soruyor bana : Fransızca öğreneyim mi?
Şöyle cevaplamak geliyor içimden : Ne diye!
Bu ülke çökmek üzere.
Sen karnını oğuştur elinle, biraz da inle
Onlar anlarlar derdini.
Küçük oğlum soruyor bana : Tarih öğreneyim mi?
Şöyle cevaplamak geliyor içimden : Ne diye!
Başını toprağın altına sokmayı öğren
Böylece hayatta kalırsın belki.

Ve sonra : Evet öğren -diyorum- matematiği.
Öğren Fransızcayı, öğren tarihi!



Bertolt BRECHT

Çevrimdışı rabia3360

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 00:54:24
GEL....
Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok
Ama yine de gözlerini al gel
Elindeki yarayı..., suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel...

____ Cezmi ERSÖZ

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 26 Ara 2010 01:06:45
BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum,
Büyüdükçe büyüyor gözlerin.
Ben sana mecburum bilemezsin,
İçimi seninle ısıtıyorum.

...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Ara 2010 01:27:43
Kavaklar

Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar...

Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.

Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.

Omzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.

Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.

Metin Altıok

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 26 Ara 2010 01:42:58
İnsan Kendi Sevdasının Hırsızı Olur mu?

Çıkagelmek çok kolay bir eylemdi.
Çıktın geldin.
Gelmeni beklemiş miydim, dilemiş miydim, özümde özünü duyumsamış mıydım; anımsayamıyorum…
En parlak gökyüzünü koymak isterdim avuçlarına ama dünyanın elleri kirleneli çok olmuş.
Maviliği olmayan bir cağda, mavi bir sevdaya sürükledin ömrümün yığınak altında kalan her anısını.
Oysa büyük bir palavraydı benim için aşk.
Öyle ya yapılması gereken o kadar çok dünyalık telaşım vardı ki, aşk dünyalık bir yaşanmışlık değildi bana kalırsa.

Beklenmedik bir bahardı, çıktın geldin.
Önce düşüncelerimde yer buldu düşüncelerin.
Öncelerin bir de sonrası oluyordu ve buna yaşam diyordu,
” Eee gördük geçirdik…” cümlesini kuracak kadar hayatta kalmış olanlar…
Sonrası mı; her gecen gün kördüğüm olan bir duygu fırtınası, mevsimlerin artık bahar olmayışı…
Daha sonrası, üşümüşlüğüm…
Daha da sonrası; uyuyup uyandığım gün devinimleri arasında “Seni seviyorum!” cümlesinin “İyi geceler!” ile aynı anlamı taşımaya başladığı bir alışkanlığa dönüşmesi.
Üşümüşlüğüm…

Olasılık hesaplarını oldu olası sevmeyen zihnimde tüm olasılıkları sıralarken, gidişinin hesaplarını yaparak zihnimde duyduğum kavurucu bir acı ile yaşamaya çalışmaktı; aşkımıza, sana ve kendime ettiğim ilk ihanet…
Acaba bunu hesaplayabilir miydi matematik dehaları?
Beynimizin ne kadarı aşkı sorguluyor, aşkı kurguluyor, bizi karanlık bir kuyuya itip yankılanan kendi sesimizden korkmamızı sağlıyor?
Aklımızın hangi bölümü ile sever, aniden çıka gelir, aşka rehin ve rehineler alır, sonra hangi bıkkınlık ile terk ederdik o cennet bahçesini.
Ama aşkın matematikte bir karşılığı yoktu ve ben olasılıklar ile zihnimi bulandırıp aşkımıza ihanet ederken bile olasılık hesaplarını sevmiyordum.

Üstelik, hangi sevdaya yakışırdı ki olasılıklar üzerine kurduğun beklentiler ile aşkı zehirlemek.
Yakışmadı.
Zehirlenmiş ruhumda kahredici bir yangın engel olamadığım bir şekilde karın boşluğundan tüm bedenime doğru yayıldı.
İnsan kendi sevdasının hırsızı olur mu?
Ben sevdamdan çaldım, sevdamızdan…
Bir bahar günü gelmişliğini unuttum.
Yaşanmışlığın griye boyadığı avuçlarıma mavi bir gök bıraktığını unuttum.
Ben artık bir sevdayı çalmış olmanın utancıyla nefes alıyorum.
Aşkımızdan, senden, kendimden utanıyorum.
Üşüyorum…

Ama bilesin ki, avuçlarıma armağan ettiğin mavi göğünü kirletmemek için ellerimi hiç açmadım.

Sen benim düşüncelerimde yer buldun önce.
Bu önemli bir eylemdir insan için.
Birinin düşüncelerine düşmek önemlidir vesselam.
İki insan arasına düşünce düşmeye görsün, düş sızmaya başlar iki insanın arasında.
Birinin düşlerine dahi sadakatle bağlı olmak…
Bu haz duygusuyla kaç insan nasiplenmiştir.
Ben sevdamızın ellerini hiç kirletmedim.
Belki aşkımızı zehirledim.
Belki üşüdüm.
İncindim de biraz; ama avuçlarıma armağan ettiğin maviliği içimde büyüyen bu zehirli aşka panzehir olsun diye hediye ettim.

Maviliği olmayan bir cağda, mavi bir sevdaya sürükledin ömrümün yığınak altında kalan her anısını.
Oysa büyük bir palavraydı benim için aşk.
Öyle ya yapılması gereken o kadar çok dünyalık telaşım vardı ki, aşk dünyalık bir yaşanmışlık değildi bana kalırsa.
Ama yaşattın.
Matematik dehalarının hesaplayamadığı ise karın boşluğu ile kalp arasında ki o kısa yolun renginin değişebileceğiydi.
İşte şimdi içim kirletilmemiş bir gök mavisiydi…

Zuhre Meryem KAYA

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2010 10:05:04
BİR GÜN BAKSAM Kİ GELMİŞSİN           


Bir gün baksam ki gelmişsin..

Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.

Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik

Saçlarında ilkbahar..

 

Bir gün baksam ki gelmişsin..

Gülüşünde taze serin bir rüzgar

Ellerin yine eskisi kadar güzel

Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar..

 

Bir gün baksam ki gelmişsin..

Hasretin içimde sonsuzluk kadar.

Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.

Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

 

Bir gün baksam ki gelmişsin..

Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var.

Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm

Benim olmuş dünyalar


Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 26 Ara 2010 11:22:41
Eskidendi, Çok Eskiden
Hani erken inerdi karanlik,
Hani yagmur yagardi inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işiklar yanardi evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken,
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkilar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençligimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yildizlar eski
Hatiralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.


Murathan Mungan 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK