Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 09:56:16
İnanmak

Bardaktan seni içmek
Seni teneffüs etmek havada...
Dolaşmak, dolaşmak sana ...dönmek
Seni bulmak yuvada...

Yolumuzda aylar, yıllar
Basamak basamak...
Basamakların çıkamadığı yere
Kanatlarınla çıkmak...

Boşaltmak takvimden günleri
Günlerin üstünden yollara bakmak
Rüzgarla esmek, sularla akmak...

Baharı yollamak yollara
Alıkoymak bir nisanın tadını...
Dışarda herkes gibi seslenmek sana
Ve koynunda söylemek asıl adını...

İnanmak, inanmak, inanmak
Ninnilerinle uyuyup, türkülerinle uyanmak...

Arif Nihat Asya

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 15 May 2011 10:37:25
 

 OĞUL

Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan

Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bi adam

Kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
Ayrık otları, dikenler bürümüş

Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
Atnalı ve sarmısak duruyor ama
Oğlum, mektup yaz diyen
Sesin hala kulaklarımda

Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
 

 Ahmet ERHAN

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 11:35:16
Zindandan Mehmed'e Mektup

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

(1961)
 
N.F.K

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 12:43:09
Sanma Canım Herkesi Sen Cân-ı Dilden Yâr Olur
Herkesi Sen Dost mu Sandın Belki Ol Ağyâr Olur
Cân-ı Dilden Belki Ol Alemde Bir Dildâr Olur
Yâr Olur, Ağyâr olur, Dildâr olur, Serdâr Olur
           Yavuz Sultan Selim

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 15 May 2011 13:19:33
İnanıyorum söylediğini candan söylediğine
ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak
en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak.
Madem ki bu dünya bile yok olacak bir gün
...sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı?
Daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi...

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 14:23:16
Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi inginlere indin mi gönül
Derya deniz dağ taş demez geçerdin
Karadan menzilin aldın mı gönül

Yiğitliğim elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül

karacaoğlan

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 15 May 2011 14:59:11
ADINA

Gece, denize yanaştım.
O, sulardan geliyordu.
Duydum.
Ne iyi, dedim.

Baktım,
O, bir gemide geçiyordu.
Bağırdım.
Gel'siz, gitme'siz.

Döndüm çakıllara sordum,
Siz kimdensiniz.
Dediler durandan,
Bizi yakın edenden.

Denizi sorguya çektim.
Dedim,
Görüyor musun yaşadığımı..
Yetinemedim.

Tuttum yakaladım kendimi
Getirdim gözlerinize serdim.
Durdum, size soruyorum..
Yaşadığımı görüyor musunuz.

Yaşadığımı
Görüyor
Musunuz.
 
Özdemir Asaf
 

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.343
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.343
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 15:11:37

Anlayamazsın...

Seni ben en çocuksu halimle
Hiç karşılık beklemeden masumca sevdim
Anlayamazsın...
Mavi bilyelerim gibi sevdim seni
Yastığımın altına özenle sakladığım
Her sabah teker teker saydığım
Anneme topladığım kır çiçekleri gibi sevdim seni
Anlayamazsın...
Ciğerlerimi yırtarcasına haykırdım adını
Dalgalara karşı ağlamak istedim bağırarak
Seni ben bir dilsizin kelimeleri sevdiği gibi sevdim
Anlayamazsın...
Bir zehir gibi yayıldın vücuduma
Artık seni unutmak için çok geç
Seni sevdiğim kadar uzaksın bana
Ne kadar beklersem o kadar imkansızsın
Seni ben bir körün gökkuşağını sevdiği gibi sevdim
Anlayamazsın...
Adını kazıdım her gece yıldızlara
Tüm şarkılar sendin benim için
Ve bütün yağmurlarda sana ıslandım
Sana doğdum her yeni şafakta
Seni ben yandığım gecelerde serin bir meltem gibi sevdim
Anlayamazsın...
Gözyaşı tadında bir aşktı aslında her şey
Geceleri sarılıp yattığım ihanetimdin sen
En karanlık sokaklarda düşünce soğuk ihanetine
Seni ben en sessiz sitemlerim gibi sevdim
Anlayamazsın...
Aslında başından beri biliyordum gideceğini
Sokakların pusularında yalnız kalacağımı
Beni bırakmadığın her gün bin duayla uyudum
Her nefeste çaresizliğimi soludum...
Seni ben ellerimde eriyen bir kar tanesi gibi sevdim
Anlayamazsın...
Ama ismin hep umut kaynağıydı bende
Daha sıkı sarıldım hayata seninle
Sen beni sevsen de bir sevmesen de
Sen hep, benim bitmeyen şarkımsın
Sen tek ışığımsın ıssız gecelerimde
Yüreğimin ağır ağrısının dermanı sendin
Seni ben kaldırımlarda açan bir çiçek gibi sevdim
Anlayamazsın...
Her yazdığım şiir ölümsüzleştirdi seni
Ve sana ulaşmak içindi bütün yol sancıları
İçimdeki seni anlatamam, anlatamam yangınları
Seni anlatmak maviyi anlatmaktır
Ve seni sevmek suya yazı yazmaktır
Seni ben suya yazdığım mısralarım gibi sevdim
Anlayamazsın....
Şimdi hangi rüzgarlar savurur saçlarını
Hangi yağmurlarda ıslatırsın aşkımızı bilemem...
Senin gibi kimseyi sevmedim, biliyorum sevemem
Yanına gelmek isterdim ama bu aşkı kirletemem
İhanetin soğukluğu düşmesin sıcak yüreğime
Dudakların değmese de dudaklarıma
Ellerin bir daha değmese de ellerime
Ben seni sevdim. Her şeyden çok sevdim! Bir başka sevdim
Anlayamazsın...

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 15:18:52
Ayrılık

kaç gecenin çölüdür bu ayrılık
kaç şiirin dölüdür üstüme
örttüğün bu ince sessizlik
kalbim alış artık, kır kendini
kendi duvarında, sesini
kendi duvarına haykır.

tesadüfen birbirine rastlamış
başka başka aşklarsızın siz artık
geceyle gündüz gibi birbirine
ayrılmış. O ki rüzgar, bir zaman
senin çölünde kumlar uçurmuş,
o ki gece ve esmer, görmüyor
sahrayı, sesi içinde karışmış.

her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer
kendi sabrını deneyen taş,
kendi uykusuzluğunda yatak oldun.
kül koy şimdi yanına korunun
seni kavuran onu da yakmasın.
aşkla besle kendini, gül yetiştir,
sardunya çoğalt.
ki, sen aşktan ve ayrılıktan
başka ne anlıyorsun.

Birhan Keskin

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.319
  • 4.164
  • 47.319
# 15 May 2011 15:36:12
suyu gördünüz mü..

dik
durun
dimdik..
bükülmeden eğrilmeden..
ellerinizi
havaya kaldırın
gücünüz yettiğince.
ve
avuç içleriniz
toprağa
baksın
göreceksiniz
bir tohum yeşerecek
ve
bir sarmaşık gibi
saracak
benliğinizi
su..

sizi
hiç
bir sarmaşık sardı mı..

sonra
toprağa uzanın
sırtüstü
gökyüzüne bakın
damla damla
şarkılar
türküler
şiirler yağacak
sesini duyacaksınız
suyun.
ve
ince bir sızı gibi
çoğalacak
ruhunuzda.

siz
hiç
çoğalttınız mı sızılarınızı..

ben
suyu gördüm..
siz gördünüz mü..

 (n.kaygısız)



             

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 15 May 2011 17:56:15
Ben Seni Sevdim Mi? / Ümit Yaşar Oğuzcan

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldim, oksadim saçlarini, öptüm
Içtim yudum yudum güzelligini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çildirirdim sen ne kadar uzaksan,
Ask degil, hiç doymayan bir seydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim dogrusu
Sevdikçe tamamlandim, bütünlendim
Biri vardi aglayan; gecelerce
Biri vardi sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim, en büyük
En solmayan güller açti içimde
Ömrümü degerli kilan bir seydin
Sen benim bozbulanik gençligimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardim seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 18:52:27
AŞK KAPIYI ÇALINCA...

Gönlünün gördüğü güzele inan
Gözler çoğu zaman yanıltır gülüm
Rüzğarda savrulan o saçlar yalan
Dudaklar her zaman aldatır gülüm..

Düşerse gönlüne aşkın gölgesi
Sararsa tenini sevda hevesi
Dinle içindeki en durğun sesi
Belki de birşeyler anlatır gülüm..

Çok zor iştir sevmek kolay görünür
Kılıktan kılığa girer, bürünür
Bazan kral olur bazan sürünür
En olmadık yerde atlatır gülüm..

Herşey böyle midir? Dahası yok mu?
Bunun bir alanı sahası yok mu?
Fiyatı kaç para, pahası yok mu ?
Yoktur; Yazılmamış tek satır gülüm..

Bazan çok bulanık bazan sa, berrak
Kimi giyilidir, kimi çırçıplak
Bazan ecel olur, bazan yaşamak
Yapışırsa kopmaz inattır gülüm..

Ne çare insanız tek suçumuz bu
Ne zengin ne fakir sonucumuz bu
İkiuçlu değneğiz, bir ucumuz bu
Dünyaya gelmişek murattır gülüm..

Herkes birşey söyler, doğrusu yoktur
Yok eder dünyayı, ordusu yoktur
Aşkın bir gerçeği olgusu yoktur
HER YÜREKTE AYRI SANATTIR GÜLÜM..

Ali SÖNMEZ

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 15 May 2011 20:27:32
ayrılığın ilanı

Gidiyor musun diye sorma bana.

Gönderen sensin.

Ne terk etmeyi istedim seni,

Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.

Senin kadar öfkeliyim ben de.

Senin kadar endişeli...



Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana

Ama inandıramadım seni.

Sen, sorgularken beni kafanda

Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.

Bir tek sözün bağlardı beni sana,

Oysa sen hep susmanın koynunda.



Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,

Teslim alır bedenleri de.

Sütten çıkmış ak kaşık değildim

Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.

O dünya ki bazen minicik bir odada

Bazen kentin ortasında şekillendi.

Nasıl da güzeldi...

Zaten varsın diye her şey güzeldi ama

Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...



Yaşamak varken sevdayı delice,

Niye boğarız sorularla?

Nasıl ikna edebilirdim seni?

Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin.

Ben, seninleyim dedikçe

Sen, hayır dedin.

Zaten az konuşan sen

Olumsuz ne kadar sözcük varsa

Bulup çıkardın ortaya.

Bense hiç bir şey diyemedim.



Ne kadar zarar vermişim sana meğer.

Nasıl değiştirmişim seni.

Oysa hiç böyle düşünmemiştim.

Kimseye zarar vermek istemem ben.

Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.

Ama öyle oldu işte.

Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.



Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı.

Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz.

Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık.

Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.

Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.



Biliyor musun bir tanem!

Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.

Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.

Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri

yalancı yüzlerde ararım.

Seni de götürürüm yüreğimde.

Her zaman yokluğunu taşırım.



Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim.

Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını.

Ne yazık ki, kalamadın bana.

Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.

Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.

mehmet coşkundeniz

Çevrimdışı nevin07

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2011 21:21:44
Gülce
uçurumun kenarındayım hızır
bir dilber kal'asının burcunda
muhteşem belaya nazır
topuklarım boşluğun avucunda
kaldım parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek

uçurumun kenarındayım hızır
cihan hazır
divan hazır
ferman hazır
kurban hazır

uçurumun kenarındayım hızır
güzelliğin zülme çaldığı sınır
başım döner, beynim bulanır
el etmez
gel etmez
gülce'm uzaktan dolanır

uçurumun kenarındayım hızır
gülce bir davet
mecaz değil
maraz değil
gülce bir afet
peri değil
huri değil.
gülce bir beyaz zehir
gülce en vahim haz
buram buram zehir
yâr gözünde infaz
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek
güzelliğin zülme çaldığı sınır

uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzden
dabbet-ül arzdan
deccalden
yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum gülce'den
ödüm patlıyor gülce'ye bakmaktan
nutkum tutuluyor
ürperiyorum
saniyeler gözlerinde birer can
her saniyede bir can veriyorum...

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 15 May 2011 21:42:51
Abdurrahim Karakoç – Ben Hep Seni Düsünürüm

Asktan yana söz duyunca
Ben hep seni düsünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düsünürüm

Yildizlar kayar yüceden
Renkler siyrilir geceden
Yüregim sizlar inceden
Ben hep seni düsünürüm

Aklin ucu deger hiçe
Yol ararim içten içe
Kainat uyur sessizce
Ben hep seni düsünürüm

Korkunun bittigi yerde
Haz duyarim ince ince
Bir mezar görsem bir yerde
Ben hep seni düsünürüm

Zaman hep sonsuza akar
Meyve dökülür dal kalkar
Çiçeklere bakar bakar
Ben hep seni düsünürüm

Rüzgar eser ilden Il’e
Saglikta bitmez bu çile
Vardan öte yokta bile
Ben hep seni düsünürüm

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK